Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/301 E. 2021/689 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/301 Esas
KARAR NO : 2021/689

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 15/08/2018
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
K.YAZIM TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. olan dosya kapsamında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Tal sayılı dosyadan alacağını tahsil etmek amacıyla dava dışı borçlusu şirketin adresinde haciz yaptığını, haczedilen mahcuzların davalıya ait yeddiemin deposuna kapatıldığını, davalıya yeddieminlik ücretinin peşin ödendiğini ancak davalı tarafından 20.992,00 TL ücret tahakkuk ettirilerek peşin alınan 3.000 TL düşüldükten sonra 17.992,00 TL üzerinden müvekkili aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyadan icra takibi yapıldığını, yapılan takibin ve tahakkuk ettirilen borcun haksız olduğunu, yeddieminlik ücretinin peşin ödendiğini, davalının 29.12.2017 tarih 30285 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2018 yılı lisanslı yeddiemin ücret tarifesinin 4. Maddesi gereği azami haddin mahcuz malların değerinin ilk 10.000 TL’si için %30 10.000 TL’den fazlası için ise %20 olarak sınırlandırıldığını, mahcuzların değerinin ise 19.500 TL olduğunu, bu nedenle İhtiyati tedbir taleplerinin kabulüyle, Büyükçekmece … icra Müdürlüğü …esas sayılı dosyasının dava sonuna kadar durdurulmasını ve dosyadaki tüm hacizlerini fekkini bu talepleri kabul görülmediği takdirde dosya borcunun alacaklıya ödenmemek üzere icra dosyasına depo etmeleri karşılığında icra takibinin durdurulmasın ve tüm hacizlerin fekkini, davanın kabulüyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, dava giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf tahmiline ve kötü niyetli alacaklı/davalının uygulanacak en yüksek mevduat faizi işletilmek suretiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile, taraflar arasında sözleşme serbestisi kapsamında bir sözleşme akdedildiğini, günlük 64 TL bedelle malların teslim alındığını, depoya kapatılan malların çapı ve 328 gündür müvekkilinin deposunda kaldığı gözetildiğinde açılan takibin haklı ve yerinde olduğunu, bu nedenle borçlu borçulunun yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle davanın reddine, alacak likit olduğundan ve yine huzurda açılmış olan davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığından davacı-borçlunun dava konusunun alacağının %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı-borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava yedieminlik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen takipte borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Dosyamız arasında celp olunan Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasının tetkikinde; davalı/alacaklı tarafından davacı/borçlu aleyhine 05/04/2017 tarihli yedieminlik sözleşmesinden kaynaklanan ve takip tarihine kadar günlük 64,00 TL üzerinden hesaplanan toplam 17.992,00 TL tutarındaki yedieminlik ücretinden ibaret (asıl) alacağın tahsili istemiyle 28/02/2018 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, davacı tarafından takibe itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği görüldü.
Dosyaya sunulan 07/11/2019 tarihli bilirkişi SMMM …. tarafından düzenlenen raporda; Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Tal. Sayılı dosyası ile borçlusu … Otel Hiz. Tek Teks. Tur. İnş. Oto. Gıda Tic. Ltd. Şti olan davacı tarafından haczedilen bir kısım menkulün davalıya ait yediemin deposuna 05.04.2017 tarihinde getirilmiş olduğu, davacı ile davalı arasında 05.04.2017 tarihli Yediemin Teslim Zaptı imzalanmış olduğu ve taraflarca imzalanan zabıtta muhafaza ücretinin günlük 64,00 TL olarak belirlendiği, 05.04.2017 tarihinden 28.02.2018 tarihine kadar geçen 328 gün için günlük 64,00 TL üzerinden davalının yediemin depo ücreti alacağının 20.992,00 TL olduğu, neticeten davacının davalıya yapmış olduğu 3.000,00 TL’lik ödemenin mahsubu neticesinde takip tarihi itibari ile davacının davalıya 17.992,00 TL borçlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyaya sunulan 05/02/2020 tarihli bilirkişi SMMM …. tarafından düzenlenen ek raporda; kök rapordaki gibi “05.04.2017 tarihinden 28.02.2018 tarihine kadar geçen 328 gün için günlük 64,00 TL üzerinden takip tarihi itibari ite davacının davalıya 17.992,00 TL borçlu olduğu ve tarafımızdan hacze konu malların değerinin tespiti yapılamadığı gibi yediemin bedelinin malın değerinden bağımsız olup olmadığının takdirinin Mahkemeye ait olduğunun davacının uzmanlık alanları dışında kalan hukuki ve teknik değerlendirme gerektiren itirazları yönünden değerlendirme yapılamadığını, Delillerin değerlendirilmesi ve nihai takdirin tamamen Mahkemeye ait olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, 05/04/2017 tarihli yediemin ücret sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ve tahakkuk eden yediemin ücretinin miktarı konularında toplanmaktadır.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasına göre, dava dışı borçluya ait mahcuzların 05/04/2017 tarihinde haczedilerek aynı tarihte muhafaza altına alınmış olup haczedilen mallar davacıya ait yediemin deposuna teslim edilmiştir. Alacaklı vekili ile yediemin arasından düzenlenen 05/04/2017 tarihli “yediemin teslim zabtı” başlıklı belgede, mahcuzların kapladığı yer ve değeri üzerinden günlük 64,00 TL yedieminlik ücreti kararlaştırıldığı görülmektedir. Belge altında haciz ve muhafaza işlemini talep eden alacaklı vekili Av. …’ün imzasının olduğu, alacaklı vekilinin bu işleme ve belirlenen ücrete herhangi bir itirazının olmadığı gibi aksine yapılan işlemi ve yediemin ücretini kabul ettiğini ve hatta dava açmayacağını açıkça bildirdiği görülmektedir. Açıklanan nedenlerle çekişme konusu sözleşmenin tarafların serbest iradeleri ile tanzim edildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan yine yerleşik Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere; yediemin teslim tutanağı tanzimi haciz ve muhafaza işleminin devamı niteliğindedir. Muhafaza altına alınan malın yediemine teslimi icra işleminin tamamlayıcı ve zorunlu unsuru olup işlemin doğası gereğidir. Aksi durum icra prosedürüne ve yaşamın doğal akışına aykırıdır. Kaldı ki davacı asil, vekili tarafından imzalanan sözleşme niteliğindeki bu belgeye karşı dava tarihine kadar herhangi bir itirazda da bulunmayarak zımni muvafakat etmiş sayılmalıdır. Keza yediemin teslim tutanağım imzalamak hususunda vekilin özel olarak yetkilendirilmesinc gerek de olmayıp, netice olarak davalının sözleşme serbestisi içinde yedieminle akdedilmiş olan 05/04/2017 tarihli sözleşme ile bağlı ve yedieminlik ücretinden sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Uyuşmazlıkta çözümlenmesi gereken bir diğer konu ise Adalet Bakanlığı Depo ve Garajlar Tarifesi’nin taraflar arasındaki davada uygulanmasının gerekip gerekmediğidir. Dava konusu ücrete konu yedieminlik deposu Bakanlığa ait olmayıp özel bir depo olduğu gibi, alacaklı vekili ile yediemin arasında tanzim edilen 05/04/2017 tarihli yediemin teslim zaptında da bu hususa vurgu yapılmış ve günlük ücret tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırılmıştır. Konuya ilişkin Yargıtay kararlarına göre; “…Sözleşme serbestisi içinde düzenlenen yedieminlik ücretine ilişkin protokol tarafları bağlar. Bu durumda sözleşme nedeniyle uygulama imkânı bulunmayan Adalet Bakanlığına Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret tarifesine göre yazılı şekilde yedieminlik ücreti belirlenerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır…” denilmekte olup buna göre davacı yedieminin ile yapılan sözleşme uyarınca kararlaştırılan ücretin ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Nitekim İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/68 E., 2021/107 K. Ve 02/02/2021 tarihli kararına göre;
“Dosya içerisinde bulunan sözleşme taraflarca sözleşme serbestiyeti ilkesi çerçevesinde imzalanarak yediemin deposuna bırakılan mala ilişkin günlük ücret belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda da değerlendirildiği gibi, 29/11/2013 tarihinde davalı şirket adına … ve şirket vekili … katılımı ile dava dışı borçlunun adresinde haciz işlemi uygulandığı, haczedilen malların korunması için günlük 37,35 TL ücret belirlendiği, ücretin 400-TL’sinin peşin ödendiği, davacının takip tarihi itibariyle hak ettiği bakiye yediemin ücretinin 36.800,60-TL olduğu, bu itibarla ilk derece mahkemesince itirazın iptaline karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından, davalı vekilinin hükme yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.”
Yine İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/2019 E., 2019/498 K. Ve 08/03/2019 tarihli kararına göre;
“Davacıya ait deponun özel depo olduğu, Adalet Bakanlığı’na bağlı yeddiemin depolarından olmadığı, karşılıklı olarak imzalanan sözleşme ile günlük yeddiemin ücretinin 68,00 TL olarak ödeneceğini kararlaştırdıkları, mahcuzların depoda 88 gün kaldığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı göz önüne alınarak, ilk derece mahkemesinin kararının Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin özel depoların yeddiemin ücretlerine ilişkin verdiği 06/04/2017 tarihli 2016/8276 E-2017/2863 K sayılı ve 21/03/2017 tarihli 2016/9498 E-2017/2266 K sayılı içtihatlarına uygun olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan 05/04/2017 tarihli yediemin teslim zabtının sözleşme iradesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle sözleşme ile belirlenen yedieminlik ücretinin davalı alacaklı tarafından talep edilmesinin mümkün olduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davalı alacaklı tarafından takibe konu edilen alacak tutarının sözleşme ile belirlenen bedele uygun olduğunun tespit edilmesi karşısında davacının menfi tespit talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar bir kısım yargıtay kararlarında olayın niteliğine göre talep edilebilecek yedieminlik ücretinden TBK’nın 52. maddesi uyarınca somut olayın özelliklerine göre hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği hüküm altına alınmış ise de haczedilen malların değeri, sayısı ve hacimleri(özellikle 39 adet baza ve 25 adet bazanın kaplayacağı yer) nedeniyle depoda kapladığı yer ve kaldıkları süre de dikkate alınarak mahkememizce hakkaniyet indirimi takdir edilmemiştir. Mahkememizce İİK.m.72/3 maddesi gereği talep üzerine icra veznesideki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir kararı verilmiş, davacı vekili tarafından icra takibine konu alacağın %15’i oranında teminatın mahkememiz veznesine yatırılarak tedbir kararının uygulandığı anlaşılmakta olduğundan İİK.m.72/4 uyarınca takdiren dava değerinin %20’si oranında hesaplanan tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2- Davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3- İcra ve İflas Kanunu’nun 72/4. maddesi uyarınca takdiren dava değerinin %20’si oranında hesaplanan 3.598,40 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 307,26 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 247,96 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından sarf olunan 70,00 TL tebligat müzekkere posta masrafının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/09/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı