Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/29 E. 2019/43 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/29 Esas
KARAR NO : 2019/43

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2019
KARAR TARİHİ : 16/01/2019
K.YAZIM TARİHİ : 16/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; 10.04.2017 tarihinde kızını okuldan almaya giderken önünde park etmiş aracı geçmek üzere aracın soluna doğru yöneldiği sırada karşıdan hızlı gelen araçla kafa kafaya çarpıştıklarını, polis ve ambulansın gelmediğini kendi imkanları ile hastaneye gittiğini, üst iki dişinin kırılması sebebi ile alkolmetreye üfleme yapamadığını, kendisinden gelen alkol kokusunun çevredekilerin yarasına kolonya basmasından kaynaklandığını, davalı … şirketine primlerini düzenli olarak ödediğini ve borçlu olmadığını beyanla borçlu olmadığının tespiti istemli davayı açmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …… plakalı davacıya ait araçla …… plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen10.04.2017 tarihli kazada davacı sürücünün %100 ağır kusurlu olduğu, 10.04.2017 tarihli …. protokol no’lu epikriz raporunda davacının ağzından alkol kokusu geldiğinin belirtildiği ve alkolmetreye üflemeyi reddettiğinin kaydedildiği, hasarlanan dava dışı 3. Kişiye ait ve Kasko sigortacısı …… plakalı araç sahibine müvekkili tarafından 27.483,37-TL tutarında 25.05.2017 tarihinde ödeme yapıldığı davacıya karşı ödenen bu tutarın rücu edilmesi için idari iş ve işlemlerin başladığı, davacı tarafından bunun üzerine huzurdaki davanın açıldığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi 27/09/2018 tarihli …… Esas …… Karar sayılı kararında; Davanın KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi kapsamında sigorta ettirene rücu kapsamında borçlu olmadığının tespiti davası olduğu poliçenin kaza tarihini kapsadığı TTK 1483vd maddeleri uyarınca uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğini belirterek, mahkemenin görevsizliğine ve talep halinde kararın kesinleşmesine binaen dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.
Dava dosyasının incelenmesinde; Davacı ve dava dışı 3. kişiye ait …… plakalı aracın her ikisininde davalı … AŞ’de genişletilmiş mavi kasko poliçesi ile sigortalı olduğu, Davacıya ait ….. plakalı hususi aracın poliçe numarasının ….. olduğu, dava dışı 3. Kişiye ait …… plakalı hususi aracın poliçe numarasının …. olduğu aracın tamirat ve servis giderlerine ilişkin ödemelerin …… plakalı araca ait …. poliçe numaralı kasko poliçesi üzerinden yapıldığı ve dava dışı 3. Kişi ile davalı arasında ki 12.04.2017 tarihli teslim temlik ve ibra belgesinin yine bu poliçe numarası üzerinden düzenlendiği davalının dava konusu rücuya ilişkin alacak talebinin …… plakalı araca ait …. poliçe numaralı kasko poliçesine dayandığı davacıya ait KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi kapsamında davalının sigortalısına ödediği bedelinin davacıya rücu edilmesi için davalı tarafından yapılan bildirim neticesi davacı tarafından huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi …. Esas ….. Karar sayılı 06/12/2018 tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, ….. Esas, …… Karar sayılı(03/07/1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir(Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 11/12/2017 tarih ve….. E., …..K. sayılı kararı).” Yine Yargıtay……. Hukuk Dairesi 10/12/2013 tarih …. E- ….. K sayılı kararında da davacı gerçek kişi tarafından sigortacıya karşı açılan menfi tespit davasında; “Davalı … şirketi olup, uyuşmazlık haksiz fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde uyuşmazlığın çözüm mercinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirtmiştir.
Somut olaya bakıldığında; Davalı …’nin sigortalısı dava dışı ….. ile davacı arasındaki hukuki ilişkinin de haksız fiilden doğduğu, kazaya karışan araçların hususi olduğu ve davacı gerçek kişi tarafından davanın açıldığı anlaşılmıştır. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak kendisinden talep edilen rücuen tazminata ilişkin menfi tespit davasında da Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu kanaatine varılmış aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.

İşbu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, iş bu davada görevli mahkemenin Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı hakkında yasal süre içinde kanun yoluna başvurmaması sonucu kararın kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığı doğacağından, HMK 21 md gereğince yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin nihai karar ile birlikte görevli mahkemece değerlendirilmesine dair,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 16/01/2019

Katip …

Hakim …

İşbu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.