Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/286 E. 2021/644 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/286 Esas
KARAR NO : 2021/644

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
K.YAZIM TARİHİ : 06/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan Haksız Rekabete Dayalı Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davalının iş konusu hurda ve kağıt atıkları tedarikçilerden ve matbaalardan kendi araç ve konteynerleri ile birlikte temin ettikten sonra türlerine göre ayırıp depolamak ve satmak olan müvekkilinin şirketinde 02.04.2018 – 25.01.2019 tarihleri arasında genel müdür yardımcısı olarak çalıştığını, davalının iş sözleşmesinin 25.01.2019 tarihinde anlaşma ile sona erdiğini, iş akdinin feshinden sonra davalının müvekkili şirketin müşterilerine … üzerinden ulaşarak kendisi ile iş yapması konusunda teklifler götürdüğünü bir kısım iş sırlarını bu şekilde kullandığını, davalının iletişime geçilen bu firmalar ile müvekkili şirket sayesinde tanıştığını, bu müşterileri etkilediğini kendisine haksız fayda sağladığını, davacı şirketin zarara uğradığını bu nedenle davalının haksız rekabet teşkil eden eyleminin tespitini, men-i’ni ve 10.000 TL tutarında manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile, bu müşterileri davacı şirkete müvekkilinin kazandırdığını, davacı tarafından iddia edilen …. yazışmalarını kabul etmediklerini, yazışmaların kim tarafından hangi numara üzerinden yapıldığının belli olmadığını, yazışmalar bir an için kabul edilse dahi yazışma içeriklerinden haksız rekabete delil teşkil edecek bir eylem bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtildiğinin aksine yazışmalarda geçen firmaların müşteri değil her firma ile çalışan aracı firma ve komisyoncu olduğunu ve herkesçe bu firmaların bilindiğini, dolayısıyla bu durumun bir ticari sır olmadığını, yazışmalarda belirtilen … adlı kişinin davacının ticari faaliyet alanı olmayan bir konuda faaliyet sürdürdüğünü, davacının atık kağıt faaliyetinde bulunduğunu, …’in ise plastik atıklar alanı ile ilgilendiğini, davacının müvekkilinin işe giriş tarihinden önce anılan firmalarla herhangi bir iş ilişkisinin olmadığını zira bu firmaların müvekkili tarafından davacı firmaya kazandırıldığını, müvekkilinin sözleşmesinde rekabet yasağı yönünden kendisini sınırlayıcı bir madde olmadığını, haksız fiil şartlarının ispatlanamadığını, müvekkili tarafından davacıya işe iade davası açıldığını, herhangi bir işte çalışmadığını, davacının bir zararının olmadığını, manevi zarar olgusunun ispat edilemediğini, bu sebeple davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, haksız rekabete dayalı haksız rekabet neden ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce davalının sosyo ekonomik durumunun araştırılması için kolluğa yazılan müzekkere yanıtı incelenmekle, dosya arasına alınmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası ile davalı … hakkında 6102 sayılı kanuna muhalefet suçundan dolayı soruşturma başlatıldığı, yapılan soruşturma neticesinde şüphelinin atılı suçu işlediğine dair dava açmaya yeterli delil olmadığı gerekçesi ile şüpheli hakkında kamu adına dava açılmasına yer olmadığına karar verilerek kararın kesinleştiği görüldü.
Dosya kapsamında davacı tanıkları dinlenilmiştir. Davacı tanığı … beyanında;
“Davalı tarafıma ait şirkette çalışmakta iken bir sebeple yollarımızı ayırdık. Sahibi olduğum şirketin geniş bir ticaret ağı bulunmaktadır. Aynı zamanda … Kağıt firmasının … yerleşik … isimli bir firması (…. Kağıt bu firmanın yüzde yüz hisse sahibidir) bulunmaktadır. Bu firmada Plastik işi yapmaktadır. Davalının şirketimizden ayrıldıktan sonra şirketimizin iş yapmakta olduğu firmalar ile iletişime geçerek onlara piyasaya girdiğini söylemesi üzerine bu firmalar tarafımıza dönüş yapmıştır. Firmamız 1955 yılından beri fiilen faaliyetine devam etmekte olup bu durum firmamızın kurumsallığına zarar vermektedir. Bunun dışında bir arkadaşım vasıtasıyla da tarafıma ulaşılıp dosya içeriğinde olmayan bir mesaj durumu paylaşılmıştır. Davalının kendisine … aldırmak kaydıyla yurt dışında bulunan ve bizim çalıştığımız firmalarla iletişime geçmek istediği bildirilmiştir. Ancak bu firma bu bilgileri bizimle paylaşmak istememektedir. Sadece şifai olarak bildirilmiştir.
Görülen lüzum üzerine soruldu: Ben davalıyı … Matbaacılıktan … bey isimli bir tanıdığımın tavsiyesi vasıtasıyla Genel Müdür yardımcısı sıfatıyla işe aldım. Beni asiste etmesi ve bana yardımcı olması için işe aldım. Asiste etmesinden kastım iş yükümüzü alması ve pazarı genişletmesidir. Yoksa asistanlık anlamında bir ifade olarak kullanmadım dedi.
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Davalının bizim firmamızda çalışmadan önce herhangi bir geri dönüşüm sektöründe tecrübesi olmamıştır. Müşteri bilgileri ile ticari sırlara şirketimizde çalışarak vakıf olmuştur dedi.”
Davacı tanığı … beyanında;
“… halen çalışmakta olduğum … Kağıt isimli firmada Genel Müdür yardımcısı sıfatıyla çalışmaktaydı. İşten Şubat 2019′ da ayrıldı. Ayrıldıktan sonra şirketimizin iş yapmakta olduğu firmalarla iletişime geçip iş almak istediğini beyan etmiş, kendisinin çalıştığımız firmada işe başlamadan önce sektörel bir deneyimi olmadığını biliyorum. … 8-9 ay kadar firmamızda çalışmıştır. Şuanda genel müdür yardımcısı benim. Ben … beyin çalıştığı dönemde finans müdürüydüm. Altı aylık bir süredir genel müdür yardımcılığı yapıyorum, dedi.
Davacı vekilinin lüzumu üzerine soruldu: Şirket hem plastik hem kağıt hem de diğer atıklar üzerine faaliyet göstermektedir. Portföy bilgileri açık olup fatura ve siparişleri görme şansına sahiptir. Müşterilerle iletişime geçmek durumundadır. Müşterilerin tamamı yabancı müşteridir. Portföy bilgilerinize sadece genel müdür yardımcısı ulaşabilir. Beyaz yaka ulaşamaz. Ben finansal konularda irtibata geçebilmek için öncesinde de ulaşabiliyordum. Ancak insan kaynakları müdürü ulaşamaz, muhasebe müdürü ulaşamaz, dedi.”
Mahkememizce davalının HMK’nın 173. maddesi gereğince davacı vekili tarafından dosyaya sunulan … içerikleri hakkında isticvabına karar verilmiş olup davalı beyanında;
“İleri düzeyde yabancı dil bilgim vardır. İngilizcedir. … nolu hat bana aittir. Uzun bir süredir bu hattı ben kullanmaktayım. Şirkette çalıştığım dönemde şirketin başka bir hattı vardı, bu hattı ben kullanıyordum. Ancak bana söylemiş olduğunuz numara benim kendi numaramdır, bu numarayı ben şirkete vermemiştim, ancak ilk tanışma aşamasında numarayı paylaşmış olabilirim, dedi. Bu … mesajları bana daha önceden de vekilim vasıtasıyla gösterildi. Ancak ben bu mesajları göndermedim. Hatırlamıyorum. Kaldı ki bu mesajların önünde, arkasında kimden gönderildi, kime gönderildiği bilgisi bulunmamaktadır. Mesaj içeriklerini haksız rekabette bir ilgisi bulunmamaktadır, bana söylemiş olduğunuz …, …, … isimli şahısları şirkette çalışıyor olmam dolayısıyla tanıyorum. Şirketten ayrıldıktan sonra bu insanlarla herhangi bir iletişime geçmedim. Şirketten ayrıldıktan sonra herhangi bir yerde çalışmadım halen iş arıyorum, dedi.”
Haksız rekabet, 6102 sayılı TTK’nın 54. maddesinde açıkça tanımlanmamış olmasına karşın haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacının bütün katılanların menfaatine olacak şekilde dürüst ve bozulmamış bir rekabetin sağlanmasının olduğu, yine rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen, aldatıcı veya dürüstlük kuralına, diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
TTK’nın 55. maddesine göre haksız rekabet halleri arasına dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek; sözleşmeyi ihlale veya sana erdirmeye yöneltmek; özellikle müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek; üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendirmek veya başkalarına bildirmek; iş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymamak hususları da girmektedir.
Aynı yasanın 56. maddesinde ise haksız rekabetin varlığı halinde ilgilinin isteyebileceği hukuki korumalar sayılmış olup bu kapsamda ilgilinin TBK’nın 58. maddesinde belirlenen şartların gerçekleşmesi halinde manevi tazminat talebinde de bulunabileceği belirtilmiştir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalının davacı şirkette 2018 ve 2019 yıllarında çalıştığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu uyuşmazlık konusunun çözümü için öncelikle davalının TTK’nın 55. maddesinde sayılan haksız rekabet teşkil edebilecek bir fiilinin ya da durumunun olup olmadığının tespiti gerekir. Davacı vekili tarafından dosyaya bildirilen tanıklar dinlenilmiş olup tanıkların, davalının haksız rekabet sayılabilecek bir davranışta bulunduğuna yönelik somut bir beyanları olmamıştır. Yine davacı vekili tarafından telefon numaraları gözükmeyen ve dosyaya sunulan whatsapp yazışmaları konusunda davalının isticvabına karar verilmiş olup davalı tarafından söz konusu yazışmaların kendisi tarafından yapılmadığı beyan edilmiştir. Söz konusu yazışma içeriklerinin davalı tarafından yapıldığının kabul edilmesi durumunda dahi yazışmaların haksız rekabet teşkil edecek nitelikte olduğunun kabulü mümkün değildir. Konusu suç teşkil eden bir konunun yeminle ispatı mümkün olmadığından ve davacı tarafından davalının haksız rekabet kabul edilebilecek bir davranışta bulunduğuna yönelik iddialarını ispat edememesi nedeni ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 111,48 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından sarf olunan 35,40 TL masrafın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2021

Katip …
E-İmzalı

Hakim ….
E-İmzalı

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”