Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/282 E. 2021/1063 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/282 Esas
KARAR NO : 2021/1063

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/04/2019
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
K.YAZIM TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 11.07.2015 günü saat 18:20 sıralarında davalı …’in sürücüsü olduğu …’ün araç maliki olduğu, …. Sigorta A.Ş tarafından … numaralı ZMMS ile sigortalı minibüse bindiği, gerekenden daha fazla yolcu taşıyan minibüsün kapısını kapatmadığı, aracı bu haliyle kullanmaya devam ettiği, sürücünün ani manevrası sonucu müvekkilinin kapıdan aşağı düştüğü, yerde yuvarlandığı, baygınlık geçirdiği ve bu haliyle …. Hastanesine kaldırıldığı, davalı …’in bu olay sebebiyle Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyadan yargılandığı ve tam kusurlu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği, müvekkilinin 47 yaşında evli 2 çocuk babası olduğu, kaza tarihi itibariyle 2.000 TL, dava tarihi itibariyle 2.500 TL aylık net kazancının bulunduğu, kaza sebebiyle omzuna platin takıldığı, kazanın meydana geldiği günden 28.10.2015 tarihine kadar toplam 108 gün çalışamadığı, tedavi olmak için hastane yol gideri yaptığı, kaza sebebiyle mesleğini eskisi gibi icra edemediği, dava konusu olay nedeniyle Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … karar sayılı dosyadan dava açıldığı, bu dava sebebiyle ATK’dan rapor alındığı, müvekkilinin maluliyet oranının %5.2 olarak belirlendiği, davanın takip edilmemesi sebebiyle müracaata bırakıldığı ve ennihayetinde 3 aylık yasal süre içerisinde yenilenmediğinden bu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL yol ve hastane gideri, 9.000 TL iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 10.000 TL maddi tazminat ve 20.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kapının açık seyahat edilmediğini, minibüsten bir yolcu indikten sonra kapı kapanırken davacının araçtan düştüğünü, bu durumun davacının Asliye Ceza Mahkemesindeki beyanı ile sabit olduğunu, bu duruşmada sadece 3-4 kişinin ayakta olduğunu beyan ettiğini, davacının daha güvenli bir yerde durması gerektiğini, davacının oruçlu olduğunu bu yüzden tutunamadığını yine davacı ile iletişime geçildiğini ancak davacının iletişim kurmaktan kaçındığını, davacının kalıcı sağlık problemlerinin bilirkişi incelemesiyle ispatlanması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Zorunlu başvuru şartının yerine getirilmediğini, kazadan sonraki 2 yıl içerisinde müracaat edilmediğinden zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun net olarak tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin tedavi giderleri, yol ve hastane giderleri bakımından sorumluluğunun bulunmadığını, davacının gelir durumunun somut belgelerle ispat edilmesi gerektiğini, davacının herhangi bir Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, şartalar mevcut ise hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, işletilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 14/10/2019 tarihli Adli Tıp Kurum Başkanlığı Trafik İhtisas dairesi tarafından düzenlenen raporda; Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, …’un kusursuz olduğu hususları tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan 27/01/2020 tarihli bilirkişiler …. ve … tarafından düzenlenen raporda; Davacının hastanelerdeki tedavi giderlerinin SUT fiyatları esasıyla Sgk tarafından karşılandığı ve davacının özel tedavi kurumlarına ödediği 3.240,88 TL fark ücretinden davalıların sorumlu olup olmadıkları ve sorumlu iseler sorumluluk miktarlarının mahkeme takdirinde olduğu, 300,00 TL evde pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler ve ilaç giderleri,1.500,00 TL hastanelere kontrollere gidiş-geliş esnasında ulaşım ve diğer sosyal giderleri için olmak üzere toplam 1.800,00 TL gideri olduğu, Kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığından 1.800,00 TL tedavi ve yol giderlerinin tamamını talep edebileceği, Davacının 1.800,00 TL tedavi ve yol giderinden davalıların sorumlu olup olmadıkları ve sorumlu iseler sorumluluk miktarının mahkeme takdirinde olduğu, Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 31.374,22 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı … yönünden 29.12.2015 tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden ise 11.07.2015 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu hususları tespit edilmiştir.
Mahkememizin 03/03/2020 tarihli celsesinde dinlenen tanık … beyanında; Ben minibüs duraklarının bağlı olduğu Esnaf Odasında yöneticiyim, benim de o durakta arabam var kaza olduğu anda şoför … aradı, olay yerine intikal ettim, ambulans gelmemişti, …. bey yerde yatıyordu, ben … beyi spor klübünden önceden tanırım, daha sonra aldık hastaneye götürdük, …’ta filmleri çekildi, olaydan sonrada davacıyı aradım, hatta …. hastanesinde bir doktorun adını verdim, zaten …’in babası ile görüşmüştüm, babası bana davacının kolunun tutmaması nedeniyle gerekli tüm hastane giderlerini karşılayacağını söylemişti, bu nedenle davacıyı aradım ancak davacı benim adını verdiğim doktora gitmek istemediğini, kendi doktorunu bulduğunu söyledi zaten daha sonrada dava açacağı için bizimle görüşmedi şeklinde ifade vermiştir.
Kazaya sebebiyet veren … plakalı araç 28/01/2015-28/01/2016 tarihleri arasında Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile davalı … tarafından sigortalanmıştır.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi ile olayın meydana gelmesinde davalı … tarafından sigortalanmış olan aracın davalı sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu tespit edildiğinden sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuruna isabet eden tutar maddi tazminat miktarı hesabında dikkate alınmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde 10.000,00 TL olarak talep edilen maddi tazminat tutarı 36.415,10 TL olarak ıslah edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; söz konusu kanunun 88/1. maddesi; “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
” söz konusu kanunun 90. maddesi ise; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” denilerek haksız fiil sorumluluğu belirlendikten sonra anılan Kanun’un 61. maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermekte olup buna göre zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve zorunlu sigortacı zarar görene karşı haksız fiil hükümleri çerçevesinde müteselsilen sorumludurlar. Ancak sigorta şirketinin sorumluluğunun teminat limiti ve sigortalısının kusuru oranında olacağı açıktır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin Esas No : 2021/18051, Karar No : 2021/3719, T. 28/06/2021 tarihli kararına göre;
“6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu kazanın meydana gelmesinde tarafların kusurunun belirlenmesi için mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, söz konusu raporun kazaya ilişkin yapılan ceza yargılaması sırasında alınan raporla uyumlu olduğu tespit edilerek bilirkişi tarafınca tespit edilen bu kusur oranına mahkememizce itibar edilmiştir. Davacı tarafından Bakırköy …. ATM’de … E. Sayılı dosya ile ATK’dan aldırılan maluliyet raporunda davacının meslekte kazanma gücünü %5,2 oranında kaybettiği, geçiçi iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan ATK raporu ve kusur raporu doğrultusunda dosya hesap bilirkişine tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından hesaplanan 1.800,00 TL tedavi ve yol giderleri ile 31.374,22 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … yönünden 29.12.2015 tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden ise 11.07.2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Her ne kadar davacı tarafından müvekkilinin özel kurumlara ödediği fark ücreti de talep edilmiş ise de davacının tercihen gittiği özel hastanede ilave olarak ödediği masraflara katlanması gerektiği; söz konusu fark ücretlerini davalılardan talep edemeyeceği kanaati ile bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber manevi tazminat miktarı belirlenirken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak TMK’nın 4. maddesi dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Belirtilen hususlar dikkate alındığında, olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu, yaralanan kişinin yaşı ve özellikle olayın oluş biçimi dikkate alındığında davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek takdiren 15.000,00 TL manevi tazminatın zorunlu mali mesuliyet sigortasında manevi tazminat klozunun da bulunduğu gözetilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-MADDİ TAZMİNATA YÖNELİK AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 1.800,00 TL tedavi ve yol gideri ile 31.374,22 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … yönünden 29/12/2015 tarihinden diğer davalılar … ve … yönünden 11/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Davacının maddi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-MANEVİ TAZMİNATA YÖNELİK AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 15.000,00 TL tazminatın davalı … yönünden 29/12/2015 tarihinden diğer davalılar … ve … yönünden 11/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 3.290,78 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 557,47 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 2.733,31 TL eksik harcın davalılardan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından sarf olunan (1.600,00 TL bilirkişi ücreti + 228 TL posta/tebligat/müzekkereden ibaret) 1.828,00 TL yargılama giderinin tamamının arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, (Arabuluculuk görüşmesine katılan davalı … şirketinin ise söz konusu yargılama giderlerinden kabul ve red oranına göre (%85,39 kabul oranı) hesaplanan 1.560,93 TL’sinden sorumlu tutulmasına)
6- Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 557,47 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine;
7- Davalı …. tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
8- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 ve 2. maddesi gereğince takdir olunan 4.976,13 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (MADDİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN)
10- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı …. lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 ve 2. maddesi gereğince takdir olunan 3.240,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ….’ye verilmesine, (MADDİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN)
11- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 ve 2. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN)
12- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı …. lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 ve 2. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ….’ye verilmesine, (MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN)
13-Arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalılar … ve … lehine reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
14- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin tamamının arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalılar … ve …’den tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA, (Arabuluculuk görüşmesine katılan davalı … şirketinin ise kabul ve red oranına göre (%85,39 kabul oranı) hesaplanan 1.127,15 TL’sinden sorumlu tutulmasına)
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı ve davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı davalı … vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/11/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı