Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/253 E. 2022/490 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/253 Esas
KARAR NO : 2022/490

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2019
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
K.YAZIM TARİHİ : 29/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin plastik, poşet, ambalaj vs işleri ile yıllardır faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalının müşterisi olduğunu ve müvekkil ile ticari ilişkiye girdiğini, davalının müvekkilden satın almış olduğu malları teslim aldığını, bu ticari ilişkiler sonucunda müvekkilin satılan malların karşılığı alacaklarını davalıdan talep ettiğini, davalının müvekkilden talep etmiş olduğu malların bedelini tarafların anlaşması gereğince bir kısmının ödediğini, müvekkilin kalan alacağının davalı tarafından yerine getirilmediğini, bu konudaki sözlü uyarılarının da sonuç vermediğini, müvekkilin beklemekten bir sonuç alamayınca bu sefer Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe geçildiğini, davalı tarafın borca ve ferilerine karşı haksız itirazı nedeni ile takibin durduğunu, borçlunun itiraz dilekçesinde açık olarak müvekkilin borcunun bulunmadığını belirttiğini, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının haksız olduğunu, davalının bu kötü niyetli ve haksız itirazının iptalinin gerekmekte olduğunu, davacının davalı arasındaki borcun cari hesap ekstresi ve faturalarla sabit olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerine de bu faturalar işlendiğini, yapılacak bir bilirkişi incelemesiyle de taraflar arasındaki borç ilişkisinin ortaya çıkacağını, davalının kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına ve huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, davalı tarafın kötü niyetli olması ve alacağında likit olması sebebiyle dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminata hükmedilmesinin gerektiğini, neticeten; davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından yürüttüğü takibe yönelik olarak yaptığı itirazın iptaline ve anılan takibin devamına, haksız ve alacağının tahsilini geciktirmeye yönelik bu itiraz nedeni ile davalının asıl alacağının %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin Türkiye’ de 1923 yılından bu yana ticari faaliyetini yürüten esaslı kolonyalar, kolonyalı mendil, şampuan, losyon, duş jeli, oda kokuları ve doğal içerikli, vegan sertifikalı, paraben ve glüten içermeyen özeliklerde vücut bakım ürünleri üreten ve piyasaya sunan, gerek yurt içi gerekse yurt dışında çok farklı yerlerde satış noktası olan köklü geçmişe sahip bir şirket olduğunu, bu kapsamda müşterilere en iyi hizmeti vermeyi amaçladığını, müvekkilin ülkemizin doğusundan batısına kuzeyinden güneyine her vilayetinde tanınan, bilinen bu ününü aynı zamanda Türk Patent Kurumunca tanınmış marka tescili ile kayıt altına almış, yurt dışında kozmetik alanında ülkeyi ihracat alanında on yıldır başarıyla temsil eden dünyada elliden fazla ülkede ürünleri satılan altı yüze yakın farklı ürün gamıyla dünya kozmetik sektöründe yeri olan aynı zamanda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Türkiye’ de Kozmetik ve Temizlik Ürünleri San. meclisi üyesi olduğunu, davacı tarafından müvekkile gönderilen poşetlerin ayıplı olup davacıya ayıp bildiriminin yapıldığını, müvekkil şirketin davacıya 30*10*10*55 cm ebatlarında 31.250 adet baskılı poşet ve 23*7*7*45 cm ebatlarında 28.300 adet baskılı poşet siparişi verdiğini, siparişi verilen poşetlerin davacı tarafından müvekkile teslim edildiğini, müvekkile teslim olunan poşetlerin örneği olarak gösterilen numunelerin, müvekkilin taleplerine uygun olup fabrikaya alındığını, müvekkilin kalite denetimi ve kullanım için poşetlerin paketlerini açtığında, kendisine numune olarak gösterilen ayıpsız örneklerle paketler içerisindeki poşetlerin farklı olduğunu, paketler içerisinde ayıplı poşetler olduğunu tespit ettiğini, teslim edilen poşetlerin büyük bir kısmının kırış kırış olmasının, müvekkil logosunun silik basılmış olmasının ya da çizgiler halinde görünüyor olması sebebiyle müvekkilin 29.11.2018 tarihinde, poşetlerin ayıplı olduğunu ve iade edileceğini davalı şirkete bildirdiğini, müvekkilin ayıp bildirimi ve ürünlerin iade edilmesi talebine karşı da davacı tarafından ürünlerin ayıplı olduğunun ve iadesinin kabul edildiğini, yerine ayıpsız ürünlerin verileceğinin ifade edildiğini, müvekkilin ürünleri teslime hazır olduğunu bildirdiğini, poşetleri, davacının iş yerine gönderdiğini, davacının poşetleri iade almaktan imtina ettiğini, müvekkilin ürünlerin davacı şirket iş yerine teslim edilmesi için …. Gümrük Müşavirliği A.ş. İle anlaştığını, poşetleri … Gümrük Müşavirliği A.Ş’ ye teslim ettiğini, … Gümrük Müşavirliği nin 04.12.2018 tarihinde, davacının iş yerine ürünleri iade etmek için gittiğini, davacının ürünleri teslim almadığını, müvekkilin ayıp sebebiyle uğradığı mağduriyetini sona erdirmek ve anlaşmazlığı dostane yollarla çözmek için davacıya, ürünlerin tek tek ayıklanmasının ve ayıpsız olanların bedelinin ödenmesini teklif ettiğini, geri dönüş sağlanmadığını, müvekkilin ayıplı poşetler sebebiyle hem maddi olarak zarara uğradığını, hem de müşterilerine karşı zor durumda kaldığını, neticeten; huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle yetkisizlik sebebiyle usulden reddine, yetki itirazlarının kabul edilmemesi halinde davanın tümden reddine, davacı aleyhine dava değerinin %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı alacaklının 16.417,93 TL asıl alacak üzerinden 05.12.2018 tarihinde hesap ekstresi ve fatura dayanak gösterilerek icra takibi yaptığı, davalıya çıkarılan ödeme emrinin 17.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 23.01.2019 tarihli dilekçesi ile borca ilişkin müvekkili şirketin iade faturası kesip gönderdiğini, bu nedenle faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerini bildirdiği,
Dosyaya sunulan 29/11/2019 tarihli bilirkişi Kimya Mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda; Dava konusu plastik poşetler baskı makineleri vasılasıyla, siparişi veren firmanın istekleri doğrultusunda, şekil, yazı, grafik veya resimlerin gerçeğine en yakın bicimde plastik poşetler üzerine filmler sayesinde hızlı aktarılması işlemine dayandığı; sipariş edilen iş baskı makinelerinde dört temel işlemden geçirilerek hazır hale getirilmesi gerektiği; ancak dava konusu olan poşetlerde; baskı kayması, beneklenme, renk tonu farkı ve lekelenme hataları başta olmak üzere kesim hatalarının olduğu, poşetin dip kısmında yapıştırmanın olduğu bölgede parça kopmalarının olduğunun tespitinin yapıldığı; bahsi geçen ayıpların sıradan bir insan tarafından da çıplak gözle tespit edilebilecek üretim hataları şeklinde olduğu; yerinde, açılan poşetler ve rastgele seçilen numuneler üzerinde yapılan inceleme, gözlemlere dayanarak ve yukarıda izahı yapılan üretim hatalarına istinaden davaya, konu büyük (30*10*10*55 cm) ve küçük (23*7*7*45 cm) poşetlerde üretimden kaynaklı açık ayıpların var olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan 01/06/2020 tarihli bilirkişi Kimya Mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen ek raporda; davacının itirazları değerlendirilmiş olup kök rapordaki görüşlerinde herhangi bir değişikliğin olmadığı belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan 28/01/2022 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, Davacının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (05.12.2018) itibariyle davacının davalıdan 16.417,93 TL alacaklı olduğu, Davalının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (05.12.2018) itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığı, Taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 16.417,93 TL olduğu, bu farkın davalının davacıya 30.11.2018 tarihli … seri numaralı “… no.lu İade Ft” açıklamalı Kdv Dahil 16.417,93 TL tutarlı faturanın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu, Taraf ticari defterleri arasındaki farka konu mezkur fatura içeriğindeki ürünlere ilişkin olarak Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Talimat sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda; “dava konusu olan poşetlerde; baskı kayması, beneklenme, renk tonu farkı ve lekelenme hataları başta olmak üzere kesim hatalarının olduğu, davaya konu büyük ve küçük poşetlerin açık ayıplı üretim olduğu” kanaatine varıldığı, Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıya satışını yapmış olduğu poşetlerin ayıplı olduğu iddiası ile davalı tarafından düzenlenen iade faturasının davacı yanca kabul edilmemesinden kaynaklı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu uzmanlık alanımız dışında kalmakla birlikte dosyaya mübrez uyuşmazlık konusu ayıp iddiasına ilişkin bilirkişi raporunda “dava konusu poşetlerin açık ayıplı olduğu” kanaatine varıldığı, Nihai takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere terditli olarak takip ve tarihi itibariyle; talimat dosyasına sunulan rapor kapsamında fatura içeriğindeki ürünlerin ayıplı olduğunun Sayın Mahkemece kabulü halinde; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceği, Talimat dosyasına sunulan rapor kapsamında fatura içeriğindeki ürünlerin ayıplı olduğunun veya açık ayıplı olan ürünlerin süresinde ayıp ihbarında bulunmamış olması nedeniyle ayıp iddiasının Sayın Mahkemece kabul edilmemesi halinde; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 16.417,93 TL alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; Ben davalı firmada satın alma yöneticisi olarak görev yapıyorum, davacı firmaya sipariş geçtik, ilki sorunsuz geldi ikinci işte davaya konu ürünler geldi ancak ürünlerin üzerinde açık ayıp teşkil edecek tasarım bozuklukları, logolar üzerinde baskıdan kaynaklı hatalı çizgi oluşumları, tasarım kayıklıkları gibi yapısal ve kullanılmaya müsait olmayan şekildeydi, sayıda hata yapabilirim ancak 57.000 civarı ürün geldi ürünlerin tek tek kontrol edilmesi tarafımızca mümkün değildi, bu yüzden eleçleme yöntemiyle numuneler alınarak kontrollerini yaptık, davacıya süresi içerisinde ihbar külfetlerimizi de yerine getirdik, önce davacı tarafça bu durum kabul edildi biz kendilerine bu poşetleri alıp kendilerinin eleyebileceğini, temiz ürünlerin tarafımıza iade edilebileceğini bunları bu hali ile almaya hazır olduğumuzu bildirdik, önce davacı tarafça bu durum kabul gördü ancak daha sonra firma yetkililerine ulaşamadıkları vs. sebeplerle konu mahkeme önüne kadar geldi dedi, Ürünler irsaliye ile aynı tarihte gelmemektedir, bazen kargo daha geç gelmektedir, ürünler geldiğinde önce kalite kontrol departmanımıza gider daha sonra satın alma bölümüne gelir ve gerekli süreç başlatılır, departmanlar İstanbul ve Ankara’da dırlar, daha önce indirime ilişkin bana ulaşan bir bilgi yok dedi. Ürünler bize geldiğinde 48 saat içinde davacıya bildirim telefon yoluyla ve mail ler yoluyla yapıldı, bizzat ben aramadım uygun pozisyonlardaki arkadaşlar aradı dedi.
Davacı tanığı … beyanında; ben davacı şirkette üretim müdürü olarak çalışmaktayım, davalı şirkete ambalaj üretimi yaparak davalıya sevk ettik, malların sevkinden sonra çalıştığım şirketteki muhasebe müdürü beni arayarak poşetlerde ayıp olduğunu bildirdi, bunun üzerine ben davalı şirketi arayarak ürünleri incelemek istediğimizi bildirdik ancak karşı taraf ürünlerin incelenmesine gerek kalmadığını belirterek bu talebimizi reddetti, üretimin üzerinden uzun zaman geçtiği için sevkiyattan kaç gün sonra bu olayın meydana geldiğini hatırlamıyorum dedi, biz davalı firmaya daha önce de poşet üretimi yaptık onlara ilişkin herhangi bir sıkıntı yaşanmadı, dava konusu üretime ilişkin ise davalı tarafından ayıplı numune bana gelmedi, eğer davalı şirket ayıplı numune gönderilseydi bu bana ulaşırdı dedi, benim şirketler arasındaki mail yazışmalarına ilişkin herhangi bir bilgi ve görgüm yoktur dedi.
Davacı tanığı … beyanında; Ben davacı şirketin satış departmanında görev yapıyorum, davalı daha önce çalıştığım firmadan poşet almıştı ancak buna ilişkin ödeme gecikti, davalı firma ikinci kez bizden poşet siparişinde bulundu söz konusu poşetler üretilerek davalıya sevk edildi, sevkin üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra davalı firmayı arayarak ödemeyi istedim ancak davalı firma söz konusu poşetlerde ayıp olduğunu bu nedenle ödeme yapmayacaklarını söylediler, bunun üzerine durumu kalite kontroldeki arkadaşlara ilettim, sonraki süreç hakkında bilgim yoktur, 29/11/2018 perşembe 17:27’de ki ben maili ben göndermedim, …@….com adlı .mail adresini ben kullanıyorum dedi.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup tarafların kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda iki tarafın ticari defter ve belgelerinin sahibi lehine delil niteliğini taşıdığı; davacı ticari defterlerine göre icra takip tarihinde davacının davalıdan 16.417,93 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerine göre ise davalının davacıya borçlu olmadığının göründüğü; taraflar arasındaki cari hesap farkının davalının davacı adına düzenlemiş olduğu 30.11.2018 tarihli … seri numaralı “… no.lu İade Ft” açıklamalı Kdv Dahil 16.417,93 TL tutarlı faturanın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu söz konusu iade faturasına konu ürünlerin ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyada mübrez bilirkişi raporu ile davacı tarafından davalıya teslim edilen poşetlerde açık ayıp olduğu tespit edilmiş olup mahkememizce dinlenilen tanık beyanları ile ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilerek açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı tarafından kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davalı tarafından davacının icra takibi açmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2- Şartları oluşmayan davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Davacının icra takibi açmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 157,19 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 76,49 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
6- Davalı tarafından sarf olunan (1.000,00 TL bilirkişi ücreti + 314,00 TL keşif harcı+ 235,90 TL posta ücreti tebligat, müzekkere, talimat masrafından ibaret) 1.549,90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı