Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/236 E. 2021/1065 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/236 Esas
KARAR NO : 2021/1065

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 01/04/2019
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
K.YAZIM TARİHİ : 14/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı sigortalı …. Yapı A.Ş…. Okulu Konferans Salonu inşaatının tüm riskler sigorta poliçesi kapsamında müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, 22.01.2018 tarihinde …. Mahallesi Sultangazi/İstanbul adresinde meydana gelen hırsızlıkta inşaat şantiye alanında bulunan ve ofis olarak kullanılan konteyner penceresinin zorlanarak açıldığını, sigortalıya ait …ell marka 2 adet laptopun çalındığını, bu sebeple sigortalıya 3.924,78 TL ödeme yapıldığını, davalı dışı sigortalı ile davalı arasında gözetim ve danışmanlık hizmeti ihtiva eden güvenlik sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye göre davalının mahalde bulunan her türlü emtia, araç, gereç gözetimini sağlaması, davalının hırsızlık ile ilgili gereken tedbirleri almakla yükümlü olduğu, sigorta poliçesi umumi şartları ve TTK’nın 1481. maddesi gereği müvekkilinin ödeme sebebiyle sigortalısının haklarına halef olduğu, bu nedenle ödenen hasar bedelinin ödeme tarihi olan 09.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan rucuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı sigortalıya özel güvenlik hizmeti vermediğini, sigortalı tarafından hırsızlık sebebiyle herhangi bir şikayet yapılmadığını, sigortalının yaşanan hırsızlık olayında ağır ve müterafik kusurlarının bulunduğunu, müvekkili şirketin danışmanlık ve gözetim sözleşmesi gereğince şantiyede alınması gereken tedbirler konusunda sigortalıyı yeterince aydınlattığını, risk analiz raporları sunduğunu, dava dışı şirketin bu durumu göz ardı ederek masraf çıkmasın diye gerekli önlenmeli almaktan kaçındığını, İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde tarafları aynı olan farklı bir olaydan kaynaklı dava açıldığını ve davanın mahkemece reddedildiğini, öncelikle davanın … Yapı A.Ş’ye ihbarını ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyaya sunulan 06/01/2020 tarihli bilirkişiler …., …, … tarafından düzenlenen raporda; taraflarca ihlal edilen kuralların ve gösterilen özensizliklerin önem derecesi itibarıyla birbirlerine üstünlüğünün bulunmadığı değerlendirildiğinden, meydana gelen hırsızlık olayının gerçekleşmesinde tarafların eşit derecede kusurlu oldukları, davalı …. Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti’nin %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu, Davacının sigortaladığı dava dışı … Yapı A.Ş’nin de %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu, Davaya konu olan ve hırsızlarca gerçekleştirilen vaki hırsızlık sonucunda oluşan zarara karşılık sigortalıya ödenen 3.924,78 TL sigorta tazminatından davalının kusuru oranında hesaplanan 1.962,39 TL’nin davacının ödeme tarihi olan 09.03.2018 itibarıyla taleple bağlılık ilkesi gereğince ve davacının dava dilekçesinde belirttiği şekliyle 22/04/2019 dava tarihine kadar süre için işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesi gerektiği hususları tespit edilmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine dosya ek rapor alınmak üzere yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan ek raporda, kök rapordaki görüşlerinin korunduğu belirtilmiştir.
Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen bedelin kadri maruf olup olmadığı konusunda mahkememizce dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişiler tarafından düzenlenen 05/05/2021 tarihli raporda; dava dosyasında yer alan 2 adet … marka … tip … işlemcili 16 GB ram, 1 TB hard disk kapasiteli 15.6 ekranlı dizüstü bilgisayarın davacı şirkete sigortalı bulunan işyeri … Yapı A.Ş.’ye ait … Okulu ve Konferans Salonu İnşaatındaki tesislerinden çalındığının tespit edildiği; dosyada bahsi geçen … marka … tip bilgisayarın 08.01.2018 yılında alındığının dosyada bulunan faturadan anlaşıldığı; söz konusu bilgisayara ilişkin ödenen bedelin kadri maruf olup olmadığının değerlendirilmesi için aynı marka, model ve bunun yanında farklı marka ve aynı konfigürasyona sahip bilgisayarlar ile ilgili fiyat araştırmasının yapıldığı; 24.12.2019 tarihinde yapılan piyasa araştırması neticesinde hırsızlığa konu … marka … tip bilgisayarın 6.850,00 TL piyasa değerinin olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Dava, TTK.m.1472’ye dayalı sigorta ödemesine dayanan rücuen tazminat istemidir.
TTK’nın 1472. maddesi; “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” şeklindedir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı dava dışı şirketin işyerinde meydana gelen hırsızlık nedeni ile 2 adet bilgisayarın çalındığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı tarafından sigortalı işyerinde güvenlik hizmeti verilmediği iddia edilmiş ise de; sigortalı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme içeriğinde “işyerinin içinde ve dışında, işverenin çalışanları ile misafir, ziyaretçi, müşteri ve kiracılarının güven içerisinde bulunmaları” ve “dışarıdan ve içeriden gelebilecek ve yüklenici tarafından önlenebilecek nitelikteki her türlü tehdit, saldırı, yangın, sabotaj, hırsızlık veya terörist faaliyetleri ile T.C. kanunlarına göre suç teşkil eden olaylar veya önceden öngörülemeyen ve ani olarak ortaya çıkabilecek acil durumların tespiti ve bunların önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması” ifadelerinin yer alması nedeni ile davalının söz konusu işyerinde güvenlik hizmeti verdiği mahkememizce kabul edilmiştir. Aynı sözleşme ile söz konusu işyerinde özel güvenlik hizmeti verilebilmesi için gerekli izinlerin 6 ay içinde davalı tarafından alınacağının kararlaştırılması karşısında gerekli izinlerin alınmamış olması davalının güvenlik hizmeti vermediği anlamına gelmeyeceğinden davalının aksi yöndeki savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Mahkememizce denetime elverişli olarak tekniğine uygun olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere davalı güvenlik şirketinin personelinin anılan gün yüksek duyarlılıkta hizmet vermedikleri, şirketin planlama, koordinasyon ve denetim eksikliği nedeniyle personelin gelişigüzel ve öngörüsüz görev anlayışı içinde bulunduklarından dolayı hırsızlık olayının meydana gelmesinde kusurlu olduğu; sigortalı şirketin ise davalı şirket tarafından düzenlenen risk analiz raporlarındaki eksiklikleri değerlendirildiğinde, fiziki tedbirler (şantiye alanı çevresindeki çitlerin dikenli tel ile güçlendirilmesi, önem ve değeri bakımından değerli malzemelerin muhafaza edildiği konteynırların kapılarının daha muhkem hale getirilmesi, kamera ve alarm sistemi kurulması v.b.) yönünden alınması gereken tedbirlerin yeterli olmadığı, özel güvenlik izninin alınmamış olması, davalı şirket tarafından öngörülerek tavsiye edilen 10 personel yerine (1) personel ile hizmet alımını sürdürmeye devam ettiği, güvenlik şirketinin hizmet gereklerini yerine getirip getirmediği yönünde yeterince denetleme yapmadığı sonucuna varıldığından hırsızlığın gerçekleşmesinde kusurlu olduğu; sonuç olarak gerek davalı şirketin gerek sigortalı şirketin hırsızlık olayının meydana gelmesinde eşit kusurlu olduğunun kabulü ile davacı tarafından sigortalısına ödenen 3.924,78 TL’nin davalının kusuruna denk gelen 1.962,39 TL’lik kısmının sigortalısına ödeme tarihi olan 09/03/2018 tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 1.962,39 TL alacağın 09/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 134,05 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 68,29 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 65,76 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf olunan (2.400,00 TL bilirkişi ücreti + 96,90 TL posta/tebligat/müzekkereden ibaret) 2.496,90 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%50 kabul oranı) hesaplanan 1.248,45 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
5- Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 68,29 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan herhangi bir masraf bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 1.962,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 1.962,39 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesap edilen 660,00 TL’sinin davacıdan; 660,00 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı