Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/231 E. 2019/758 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/231
KARAR NO : 2019/758

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/11/2005
KARAR TARİHİ : 11/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin İstanbul nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 15/11/2005 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; tasarruf mevduat sigorta fonu tarafından yönetim ve denetimine el konulan ….şirketlerinden ….. A.Ş. nin TMSF tarafından göreve getirilen …. grubu yönetimince grup şirketlerinin muhasebe kayıtları üzerinde yaptırılan incelemede, kasada olması gereken nakit ve çek tutarları ile mevduatlar arasında fark bulunduğunun anlaşılıp mevcut kasa açığı miktarı tespit edildikten sonra, şirketin yeniden oluşturulan denetim kurulu tarafından şirket defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen raporla açığın fiilen şirket kasasına ödenmemekle birlikte fiktif olarak ödenmiş gibi gösterilen …. ödemelerinden kaynaklandığının, aynı zamanda şirket kayıtlarında görünmeyen belli bir grup tarafından şirket yönetimini yürütüldüğünün, resmi kayıtlarda yer alan şirket ortaklarının göstermelik ve muaazalı şekilde ortaklık sıfatını taşıdıklarının tespit edildiğini, tespit olunan açıktan ibaret zarardan, durumu bilen ya da bilmesi gereken ve bilmekle sorumlu olan şirket yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile şirket çalışanlarının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarından bahisle, fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla ¨126.000,000 zararın … ödemelerin ödenmesi gereken 29/03/2000, 30/04/2001,12/04/2001 ve 24/01/2013 tarihlerinden itibaren işleyecek kademeli ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı …ı 08/12/2005 sunulan havale tarihli, davalı… vekilince sunulan 24/01/2006 havale tarihli, davalı …. tarafından sunulan 30/01/2006 havale tarihli, davalı ….vekilince sunulan 30/01/2006 havale tarihli, davalı…vekilince sunulan 30/01/2006 havale tarihli, davalı … vekilince sunulan 30/01/2006 havale tarihli, davalı …. vekilince 30/01/2006 havale tarihli, davalı ….tarafından sunulan 01/02/2006 havale tarihli, davalı …tarafından sunulan 06/02/2005 havale tarihli, davalı …. vekili tarafından sunulan 30/11/2005 havale tarihli, davalı …tarafından sunulan 26/01/2006 tarihli, davalı … vekili tarafından sunulan 27/01/2006 havale tarihli, davalı ….vekilince sunulan 30/01/2006 havale tarihli, davalı ….vekilince sunulan 30/01/2006 havale tarihli, davalı….vekilince sunulan 30/01/2006 havale tarihli, davalı ….vekili tarafından sunulan 13/12/2005 tarihli, davalı …. vekili tarafından sunulan 06/01/2006 havale tarihli, …. vekili tarafından sunulan 05/04/2006 havale tarihli, davalı ….tarafından sunulan 17/11/2006 havale tarihli, davalı …. vekili tarafından sunulan bila tarihli, davalı …. vekili tarafından sunulan 17/04/2006 tarihli, davalı …. vekili tarafından sunulan 21/04/2006 havale tarihli, davalı … vekili tarafından sunulan 26/09/206 tarihli, davalı…. tarafından sunulan 09/11/2006 havale tarihli cevap dilekçeleri ile özetle davanın reddini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 6762 sayılı Yasa’nın 341. maddesi uyarınca, davalı eski yöneticiler, denetçiler ve muhasebe ve finans işlerinden sorumlu diğer davalıların davacı şirketi zarara uğrattıkları iddiasına dayalı sorumluluk davasıdır.
Mahkememizce verilen 04/07/2014 tarih ve…. Esas…. sayılı kararı ile: “El konulan….A.Ş. nin kurucu ortakları ve yönetim kurulu üyeleri olan …., şirket kurucusu ve ortağı olan …., yönetim kurulu üyesi olan …. ile kurucu ve denetim kurulu üyeleri olan …….. ve denetim kurulu üyesi…. ve de hakim ve gizli ortaklar olduğu anlaşılan …., aleyhine açılan ve ispatlanan davanın ıslah edilmiş hali ile kısmen kabulüne, ¨400.779,29 tazminatın kasa sayım tarihi olan 14/02/2004 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlardaki avans faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleple diğer davalılar hakkında açılan davanın ise reddine, davalılardan ….’ın davadan önce öldüğü belirtildiğinden bu davalı hakkındaki davanın reddine,”karar verildiği , mahkememizce verilen iş bu karar davacı ve bir kısım davalılar tarafından temyiz edildiği, Yargıtay, ….. Hukuk Dairesi’nin 22/06/2016 tarih ve ….Esas, …. Karar sayılı ilamıyla:” Dava, 6762 sayılı Yasa’nın 341. maddesi uyarınca, davalı eski yöneticiler, denetçiler ve muhasebe ve finans işlerinden sorumlu diğer davalıların davacı şirketi zarara uğrattıkları iddiasına dayalı sorumluluk davasıdır. …. şirketlerinden olan ….A.Ş.’ye TMSF tarafından el konulması sırasında eski yöneticiler ile TMSF tarafından atanan yöneticiler arasında fiili kasa sayım tutanağı, devir tutanağı gibi bir belge düzenlenmemiş, kasa açığı bulunduğuna dair belirleme TMSF tarafından yapılan denetleme raporu ile ileri sürülmüştür. Kasa günlük olarak tutulduğundan geriye dönük olarak kasa açığının hangi tarihte oluştuğunun tespiti gerekmekte olup, zarar ile sorumlular arasındaki illiyet bağının da kurulması gerekirken, kasa açığının el koyma anında mevcut olduğu hususu tespit edilememiş ve davalılar ile zarar arasında illiyet bağı kurulamamış olduğundan mevcut kasa açığından davalıların sorumlu tutulamayacağı gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. TMSF vekili tarafından yargılama sırasında sunulan farklı tarihli dilekçelerle davalılar … ….hakkında davayı takip etmedikleri beyan edilmesine ve üç aylık yasal süre geçtiği halde yenilenmemesine rağmen HMK’nın 150. maddesi gereğince bu davalılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekirken, yazılı şekilde aleyhlerinde hüküm kurulması da doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.”gerekçesi ile davalılar … mirasçıları yararına bozulmasına karar verilerek mahkemenin … Esasına kaydının yapıldığı, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyetinin durdurulması üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ….Dairesinin 08.09.2014 tarih … Sayılı Kararı uyarınca iş bu dosyanın Bakırköy …..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esasını aldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda bahsi geçen Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi davacı vekilinin bozma sebepleri dışında temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş,buna göre bir kısım davalılar yönünden Mahkememizce verilen hüküm kesinleştiğinden bu davalılar ile ilgili olarak yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu dilekçe ile bozma ilamının kesinleşmesinden sonra bir kısım davalılar yönünden davayı takip etmediklerini bildirmiş,bu davalılardan …. hakkında verilen hüküm daha önce kesinleştiğinden bu davalılar hakkında dosyanın işlemden kaldırılması talebinin reddine,diğer davalılar …. hakkında açılan davanın ise bu dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde;
Dava, 6762 sayılı Yasa’nın 341. maddesi uyarınca, davalı eski yöneticiler, denetçiler ve muhasebe ve finans işlerinden sorumlu diğer davalıların davacı şirketi zarara uğrattıkları iddiasına dayalı sorumluluk davasıdır. …. şirketlerinden olan …. A.Ş.’ye TMSF tarafından el konulması sırasında eski yöneticiler ile TMSF tarafından atanan yöneticiler arasında fiili kasa sayım tutanağı, devir tutanağı gibi bir belge düzenlenmemiş, kasa açığı bulunduğuna dair belirleme TMSF tarafından yapılan denetleme raporu ile ileri sürülmüştür. Kasa günlük olarak tutulduğundan geriye dönük olarak kasa açığının hangi tarihte oluştuğunun tespiti gerekmekte olup, zarar ile sorumlular arasındaki illiyet bağının da kurulması gerekirken, kasa açığının el koyma anında mevcut olduğu hususu tespit edilememiş ve davalılar ile zarar arasında illiyet bağı kurulamamış olduğundan mevcut kasa açığından davalıların sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından davalılar … mirasçıları … aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
TMSF vekili tarafından yargılama sırasında sunulan farklı tarihli dilekçelerle davalılar ….. hakkında davayı takip etmedikleri beyan ettiği ve üç aylık yasal süre geçtiği halde yenilenmediği anlaşıldığından Mahkememizce verilen ilk kararı temyiz eden davalılar …. hakkında açılan davanın HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına,5411 sayılı Kanun’un 133/son maddesi uyarınca açılan ve kanuni halef sıfatıyla takip edilen davalarda,lehine hükmedilen taraf için maktu vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğinden davacı aleyhine reddedilen kısım için maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizce verilen 13/06/2014 gün ve …. esas, …karar sayılı ilam bir kısım davalılar yönünden kesinleştiğinden bu davalılar hakkında açılan davada yeniden hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
2-Davalılar …. hakkında açılan davanın HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Davalılar …. mirasçıları …. aleyhine açılan davanın REDDİNE,
4-Aleyhine hüküm kurulan davalılar ….hakkında verilen ilk hüküm yargılama gideri, harç ve vekâlet ücreti yönünden kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
5-Bozmadan sonra yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-5411 sayılı Kanun’un 133/son maddesi, bu madde kapsamında açılan veya açılacak davalar ile kanuni halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen taraf için vekalet ücretinin maktu olarak belirleneceği hükmünü haiz olduğundan davası reddedilen veya açılmamış sayılan davalılardan kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına takdir edilen ¨2.725,00 ücreti vekâletin davacıdan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara VERİLMESİNE,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨5.500,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile bir kısım davalılar vekillerinin yüzlerine karşı,bir kısım davalılar vekillerinin yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.11/07/2019

BAŞKAN …
E-İMZALI
ÜYE …
E-İMZALI
ÜYE …
E-İMZALI
KÂTİP …
E-İMZALI

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”