Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/225 E. 2021/1219 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/225 Esas
KARAR NO : 2021/1219

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 29/01/2019
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
K.YAZIM TARİHİ : 17/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takip nedeniyle Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasında müvekkilinin kefil sıfatıyla imzasının alındığı, kefaletin geçerli olmadığını, yasal şartları taşımadığını belirterek icra kefaletinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin yetkili olmadığı; davacının yetkilisi olduğu …. Otomotiv Tur. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkili firma lehine 29.12.2018 keşide tarihli, 45.000 TL bedelli, …. nolu çekin keşide edilerek teslim edildiği; çekin karşılığı olmaması üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile söz konusu çekin icra takibine konu edildiği; davacının borçlu şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu; davacının haciz esnasında borçlu şirkette hazır bunularak icra kefili olmak istemesi üzerine kendisine icra kefaletinin tüm sonuçları icra memurunca anlatılmak ve tutanağa geçirilmek suretiyle icraya kefili olduğu; davacının icra kefaletinin geçersizliğine ilişkin iddiaları da hukuki olmadığı; davacı tarafından daha evvel Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı dosyası ile yapılan şikayetin reddedildiği; arz olunan ve resen nazara alınacak nedenlerle hukuki mesnetten yoksun haksız davanın reddine karar verilmesi talep olunur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Huzurda görülen dava kefalet sözleşmenin iptali ve bu sözleşme uyarınca borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer, fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer. (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372)
Kefalet akdi, asıl borç akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşmedir.
Bilindiği üzere kefaletin şartları TBK’nın 583. maddesinde düzenlenmiş olup bir kefaletin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi, kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması, kefilin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması ve kefalet tarihi, kefalet türü ve kefalet miktarının kefilin kendi el yazıları ile yazılması gerekir.
TBK’nın 584. maddesinde ise eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceği düzenlenmiş olup aynı maddeye eklenen bir fıkra ile ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler için eşin rızasının aranmayacağı hükmü getirilmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası ile Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası dosyamız arasına celp edilmiştir.
Menfi tespit talebine dayanak yapılan icra müdürlüğü dosyasının Bakırköy İcra Dairelerinde açılmış olması, İcra ve İflas Kanunu’nun 72. Maddesinin son fıkrasında menfi tesbit ve istirdat davalarının, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde de açılabileceğinin düzenlenmesi nedeni ile mahkememizce davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasından dava dışı borçlunun mallarının haczi için Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’ne talimat yazıldığı, yazılan talimat üzerinde … talimat dosyası ile dava dışı borçlunun mallarının haczi için haciz mahalline gidildiği; haciz sırasında huzurda görülen davanın davacısı olan …’nın haciz tutanağını icra kefili sıfatıyla imzaladığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. 17/01/2019 tarihli haciz tutanağı incelendiğinde; kefalete ilişkin beyan ile kefalet limitinin davacı el yazısı ile yazılmadığı, söz konusu kısımların haciz tutanağını düzenleyen icra memuru tarafından yazıldığı görülmektedir. Davalının aksi yönde bir iddiası bulunmadığı gibi çıplak gözle de söz kefalete ilişkin kısımların tutanağı düzenleyen memur tarafından doldurulduğu görülmektedir. Her ne kadar davalı tarafından icra kefaletinin geçerli olması için TBK’nın 583. maddesi hükmünün uygulanmasının gerek olmadığı iddia edilmiş ise de; söz konusu kanun hükmünün icra kefaletlerinde uygulanmasına engel istisnai bir düzenlemenin bulunmaması ve haciz sırasında da kefalet tarihi, kefalet türü ve kefalet miktarının kefilin kendi el yazısı ile haciz tutanağında alınmasının mümkün olması karşısında davalının bu yöndeki savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir. Yine dar anlamda inceleme yapma yetkisi olan icra hukuk mahkemesi kararının da huzurda görülen dava bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceği açıktır. Mahkememizce davacının tacir araştırması yapılmış olup ilgili vergi dairesi tarafından davacının bilanço esasına göre defter tuttuğunun bildirilmesi karşısında mahkememizin görevli olduğunun tespiti ile dava konusu kefalet sözleşmesinin TBK’nın 583. maddedeki şartları taşımaması nedeni ile davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davacının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat dosyası ile 17/01/2019 tarihinde alınan kefil beyanı nedeni ile 45.000,00 TL davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 3.073,95 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 768,49 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 2.305,46 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf olunan ( tebligat, müzekkereden ibaret) 82,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 768,49 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 6.650,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
21/12/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı