Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/216 E. 2019/367 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (3) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2019/216
KARAR NO : 2019/367

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 26/03/2019
KARAR TARİHİ : 26/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 22/03/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Mvekkili şirket ve borçlara kefil olan gerçek kişi şirket ortağı bakımından ortaya çıkan ödeme güçlüğü nedeniyle İİK 285 ve devamı maddelere gereğince konkordato ve mühlet talep etmeleri gerektiğini, hem davcı tüzel kişi hem de davacı gerçek kişi bakımından ortak olan ana unsurun davacıların şirketin kredi borçlarından ortaklaşa sorumlu olmalarından kaynaklı olduğunu, davacıların (tüzel kişi ve gerçek kişi) birbirlerinden ayrılamayacak biçimde davaya konu borçların sorumlusu olduklarını, bu nedenle konkordato projelerinin kabulü halinde alacaklılar ile yapılacak anlaşmalar her iki davacıyı doğrudan ve bütün olarak ilgilendirdiğinden birlikte başvuru yaptıklarını, …’ın şirketin tek ortağı gerçek kişi olduğunu, yasal olarak iflasa tabi olmayan şahıslardan olduğunu, davacı gerçek kişinin iç içe geçmiş bir şekilde borçlara kefil olduğunu, mal varlığını şirketin borçlarına karşılık ipotek ettirdiğini, konkordato süreci bakımından birbirinden ayrı olarak düşünülmelerinin olanaksız olduğunu, bu nedenle davacı bakımından da şirketin koşullarıyla olmak kaydıyla konkordato talep ettiklerini, talep edilen konkordatonun başarıya ulaşabilmesinin ilk koşulu her iki davacının birlikte ve eşgüdüm içinde hareket ederek ekonomik daralmalarından çıkmaları olduğunu, şirketin tek hissedarı ve ortağı …’ın şirket ile birbirlerinden ayrılmalarının, birbirlerinden bağımsız olarak sorunu çözmelerinin mümkün olmadığını, sonuç olarak öncelikle 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesini, alacaklı sayısı ve alacak miktarı göz önünde bulundurularak 1 geçici konkordato komiseri atanmasını, mahkemece 3 geçici konkordato komiseri tayininin takdir edilmesi halinde Adalet Bakanlığı Konkordato Gider Avansı Tebliğinin 4/e fıkrasında belirtilen asgari ücrete yakın bir ücretin takdir edilmesini, mallarının muhafazası için İİK. 287. madde bağlamında gerekli olan (6183 sayılı kanundakiler dahil) her türlü icra ve iflas takibi ile sair aleyhe başvuruların engellenmesini, başlatılmış tüm takiplerin durdurulmasını, rehnin paraya çevrilmesi talepli takipler bakımından muhafaza ve satış işlemlerinin engellenmesini, ihtiyati tedbir ve haciz taleplerinin önlenmesini, mühlet öncesi yapılmış müstakbel alacakların temliki sözleşmeleri veya gönderilen haciz müzekkereleri nazarında mühlet içi doğacak alacaklar veya haczen ödenmesi gerekecek tutarlar yönünden temlik hükümlerinin ve haciz müzekkerelerinin hükümsüz sayılması ve komiser denetiminde ödemelerin, hesaplara gelecek paranın ve davacılar lehine doğacak haklatın ilgili davacıya yapılmasını, şirketin keşide ettiği çeklere karşılıksızdır şerhi vurulmasının önlenmesini, davacıların verdiği senetlerin mühlet içinde protesto edilmesinin önlenmesini, banka hesaplardaki her türlü blokajın kaldırılmasına, davacılar tarafından verilmiş teminat mektuplarının mühlet içinde ilgili lehdar tarafından paraya çevrilmesinin önlenmesini, davacılara ait olup alacaklılar tarafından muhafaza altına alınmış malların konkordato projesinin uygulanabilirliğini sağlamak bakımından ilgili davacıya yediemin sıfatıyla iadesini takdir edilecek diğer her türlü ek tedbirin alınmasını, sağlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve devamında başvuru amaçlarına uygun olarak konkordato sürecinin tamamlanması için gerekli ek süre ve kararların verilmesini saygıyla talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 285.ve devamı maddesine dayalı konkordato istemine ilişkindir.
İİK’nun 285.maddesinin 3.fıkrası hükmü “Yetkili ve görevli mahkeme; iflâsa tabi olan borçlu için 154 üncü maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki, iflâsa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir.” şeklinde olup, İİK’nın 154. maddesinin son cümlesi,”…iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır.” hükmünü içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili,davacının,ortağı olduğu şirket ile birlikte şirketin kullandığı kredilere kefil olan gerçek kişi davacı hakkında da konkordato talep etmiş ise de,davacının yerleşim yeri adresinin “…. Mah…. Sk. No:…. İç Kapı No:…. …. / İSTANBUL” olduğu,İİK’nun 285.maddesinin 3.fıkrası uyarınca konkordato davalarında iflasa tabi olmayan borçlunun yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu ve bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olduğu anlaşıldığından; davanın HMK’nun 114/1(ç) ve 115/2.maddeleri uyarınca İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olması sebebiyle usulden reddine, mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Borçlunun adresinin İstanbul Anadolu Adliyesi yargı sınırları içerisinde kaldığı İİK’nun 285/3 ncü maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 154/1-2 nci maddesi uyarınca konkordato davalarında, borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı yer mahkemesinin yetkili olduğu, bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olduğu ve borçlunun adresinin Mahkememiz yargı sınırları dışında kaldığı anlaşılmakla, davanın HMK’nun 114/1-(ç) ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Anadolu Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.27/03/2019

BAŞKAN …
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE …
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE …
☪e-imzalıdır.☪
KATİP …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”