Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/213 E. 2021/1035 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/213 Esas
KARAR NO : 2021/1035

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 25/03/2019
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
K.YAZIM TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasındaki 23.03.2015 tarihli taşımacı ile sözleşmeli taşımacı arasında yapılan servis taşımacılığı tip sözleşmesi sebebiyle müvekkilinin davalı şirketten 10.200 TL alacaklı olduğunu ve bu bakiye alacağın davalı tarafından ifa edilmediğini, bu sebeple Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyadan icra takibi yapıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, bu sebeple vaki itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere davacı lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın tedarikçi olarak hizmet verdiğini, hizmetin karşılığının tahsil edildiğini, takip talebinde herhangi bir cari hesap ekstresi, fatura ve benzeri belge sunulmadığını, taraflar arasında devam eden iş ilişkisinde davacının servis sisteminde aksama meydana geldiğini, müşteri personelinin taksiyle ulaşımının sağlandığını, ödenen bu bedellerin tedarikçi/davacı hesabından düşüldüğünü ayrıca davacı araçlarına GPRS , giydirme ve tabela yapıldığını, iş ilişkisinin devam sürecinde davacı tarafça yapılan bu kesitlere itiraz edilmediğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının servis taşımacılığı sözleşmesinden kaynaklı bakiye 10.200 TL tutarlı asıl alacak dayanak gösterilerek 10.200 TL asıl alacak üzerinden 7 örnek 16.07.2018 tarihinde ilamsız icra takibi yaptığı, ödeme emrinin davalı borçluya 17.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından davacının müvekkili şirket nezdinde doğmuş herhangi bir alacağının bulunmaması sebebiyle ödeme emrinde yer alan alacak miktarına, işlemiş işlenecek faize, faiz oranına ve ferilerine süresi içinde 18.07.2018 UYAP kayıt tarihli dilekçe ile itiraz ettiği, İİK 66 madde gereğince takibin 24.07.2018 tarihinde icra müdürlüğünce durdurulduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 09/10/2019 tarihli bilirkişiler …. ve …. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; Davacı taraf yetkilisinin imzasını ve davacı tarafın kaşesini taşıyan 12/06/2018 tarihli “İş Bırakan Sözleşmeli Taşımacı Taahütnamesi” başlıklı belgeyle davacının davalıyı ibra ettiği, TBK md 132 uyarınca davacının davalıdan olan borçlarının ibra yoluyla sona erdiği, 16/07/2018 tarihli icra takibine konu olan alacağında söz konusu ibra ile sona erdiği hususları tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan 07/10/2021 tarihli … tarafından düzenlenen raporda; Belgelerin analizi sonucunda elde edilen bulgular ışığında; İnceleme konusu belgedeki imza ile …’ın karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan uygunluk ve benzerlikler nedeni ile, 12.06.2018 tarihli İş Bırakan Sözleşmeli Taşıyıcı Taahhütnamesindeki imzanın, …’ın eli ürünü olduğu hususları tespit edilmiştir.
Huzurda görülen dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
TBK’nın 132. maddesine göre;
“Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.”
İstanbul BAM …. Hukuk Dairesi’nin Dosya No: …., Karar No: …. numaralı kararına göre;
“Konunun uzmanı Adli tıp Uzmanı Daire Başkanı ve Fizikçilerinden oluşan heyet tarafından teknik yöntemler, cihazlar ve optik aletlerle yapılan inceleme sonucu düzenlendiği anlaşılan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından hazırlanan rapor içeriğindeki tespit doğrultusunda, 27.11.2012 tarihli ibraname ile davacının yediemin ücreti alacağı yönünden davalıyı ibra ettiği anlaşılmakla, mahkemece asıl davanın reddi yönünde kurulan hüküm sonucu itibariyle isabetlidir. Ayrıca davacı tarafından davalının ibra edilmiş olmasına rağmen, ibra edilen borç nedeniyle başlattığı takibin haksız ve kötü niyetli olduğu kabulü ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi de isabetlidir. Bu yönüyle davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı vekili tarafından servis taşımacılığı sözleşmesinden bakiye alacak dayanak gösterilmek suretiyle davalı hakkında icra takibi başlatılmış ise de davalı tarafından dosyaya sunulan 12/06/2018 tarihli İş Bırakan Sözleşmeli Taşıyıcı Taahhütnamesi ile davacı tarafından davalının ibra edildiğinin görüldüğü, davacı tarafından söz konusu belge altındaki imzanın inkar edilmesi nedeni ile evrak altındaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı konusunda mahkememizce imza incelemesi yaptırılmış olup yaptırılan imza incelemesi sonucunda düzenlenen 07/10/2021 tarihli bilirkişi raporu ile söz konusu belgedeki imzanın davacı şirket yetkilisi olan ….’ın eli ürünü olduğu anlaşılmıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun 132. maddesi uyarınca ifa dışında ibra yoluyla da sözleşmeden doğan borçlar sona erdirilebilir. Söz konusu belge içeriğinde davacının davalıyı icra takibi açmadan önce ibra ettiği anlaşılmış olup dava konusu alacağın takip başlatılmadan önce ibra yoluyla sona erdiği anlaşıldığından açılan davanın reddi ile davacının ibra edilen borç nedeniyle başlattığı takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun kabulü ile davalı şirketin kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE
2- Davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin KABULÜ ile takip çıkışı olan 10.200,00 TL %20’si oranında hesaplanan 2.040,00 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 174,20 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 114,90 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı