Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/212 E. 2021/365 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/212
KARAR NO : 2021/365

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
K.YAZIM TARİHİ : 11/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin cam işleme işi yaptığını, bu iş kapsamında davalıya satış yaptığını, davalının bu faturalar kapsamında bakiye 1.703,06 TL bakiye borcu ödemediğini, bu sebeple Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, davalının 27.03.2018 tarihinde alacak bakiyesinde mutabık olunmadığını, kendi cari hesap ekstrelerinde 1.258,32 TL borç bulunduğu gerekçesiyle takibe haksız olarak itiraz ettiğini ancak kabul edilen tutarı da ödemediğini bu sebeple vaki itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirketin usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelenmesinde; davacının 1.703,06 TL asıl alacak 178,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.881,11 TL üzerinden 12.01.2017 tarihli cari hesap bakiyesi dayanak gösterilerek davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçluya ödeme emrinin 20.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 27.03.2018 tarihinde 12.01.2017 tarihli cari hesap bakiyesindeki bazı sevk irsaliyesi ve faturaya atıldığı iddia olunan imzaların kendisine ait olmadığını, … nolu 197,08 TL tutarlı, … nolu 66,09 TL tutarlı ve … nolu 181,57 TL tutarlı faturaların kendilerinde mevcut olmadığını, bakiyelerin 1.258,32 TL olduğunu beyanla KISMI İTİRAZDA bulunarak borca itiraz ettiği; İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince icra müdürlüğünce borçlu tarafından kabul edilen 1.258,32 TL kısmı dışında kalan miktar bakımından takibin durdurulduğu görülmüştür.
Dosyaya sunulan 2/07//2019 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmesine karşın davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine sadece davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış; davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 1.703,06 TL alacağının bulunduğu; davalının takip tarihi itibariyle temerrüte düşürüldüğü kanaatine varılmıştır.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/1825 E., 2019/3931 K. 20/06/2019 tarihli kararına göre;
“Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin ilk karar, davalının, davacının satıma konu malı teslim almadığı savunması karşısında davacının malı davalıya teslim ettiğini ispat külfeti altında olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş ve irsaliyeli faturada malı teslim alan ….’ye atfen atılan imzanın onun eli ürünü olmadığının bilirkişilerce tespiti üzerine davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı ispatlamak zorunda olduğu bu vakıayı ispatlamak için irsaliyeli fatura dışında tarafların ticari defterlerine ve yemin deliline de dayanmıştır. Bu itibarla mahkemece bilirkişi raporunda irsaliyeli faturada teslim alan imzasının davalıya ait olmadığının anlaşılması üzerine tarafların ticari defterlerinin incelettirilmesi, davalının ticari defterini ibraz ettiği takdirde ve dava konusu faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğunun anlaşılması halinde mahkemece malın teslim edildiğinin kabul edilmesi, ticari defterlerden sonuca gidilemezse davaya konu malın teslimi konusunda yemin teklif edip etmeyeceği davacıya sorularak sonucuna göre tahkikat tamamlanarak karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmesine karşın davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine sadece davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış; davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 1.703,06 TL alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından takip konusu yapılan bir kısım faturalar dosyaya sunulmuş olup davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazda … nolu 197,08 TL tutarlı, … nolu 66,09 TL tutarlı ve … nolu 181,57 TL tutarlı faturaların kendilerinde mevcut olmadığını belirtmesi karşısında davacıya söz konusu fatura ve sevk irsaliye asıllarını sunmak üzere süre verilmiş; davacı tarafından fatura ve sevk irsaliye asıllarının sunulmaması üzerine davacıya yemin teklifinde bulunabileceği hatırlatılmış, bunun üzerine davacı vekilince yemin teklifinde bulunmuş ancak usulüne uygun yapılan yemin davetine rağmen davalı şirket yetkilisinin yemin etmek için hazır bulunmadığı tespit edilmiştir. Gerek hükme ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen dosyada mübrez bilirkişi raporu gerek kesin delil niteliğindeki yemin beyanı dikkate alınarak davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmi olduğu ancak davacı vekili tarafından icra takibi ile talep edilen 1.703,06 TL asıl alacak tutarının tamamının harca esas değer olarak gösterildiğinin anlaşılması üzerine; davalı borçlu tarafından itiraz dilekçesinde kabul edilen 1.258,32 TL bakımından icra takibinin devam ettiği anlaşılmış olmakla bu kısım bakımından davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, bakiye alacak tutarı olan 444,74 TL bakımından ise davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına ve alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
2- Davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 444,74 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, taleple bağlı kalınarak takip tarihinden itibaren davacının talebi aşılmamak üzere asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA; Fazlaya ilişkin talebin HMK’nın 114/h maddesi gereğince hukuki yarar yokluğu nedeni ile REDDİNE,
3-Alacağın likit olması nedeni ile 444,74 TL alacağın %20 si oranında (88,94 TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 44,40 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 14,90 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 223,60 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret) 1.023,60 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%26,11 kabul oranı) hesaplanan 267,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
6- Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 44,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
8- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 ve 2. maddesi gereğince takdir olunan 444,74 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesap edilen 975,29 TL’sinin davacıdan; 344,71 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2021

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.