Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/203 E. 2021/899 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/203 Esas
KARAR NO : 2021/899

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
K.YAZIM TARİHİ : 11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı dava dilekçesinde özetle; … Grup temizlik Hizmetleri ünvanı ile binalarda temizlik işi yaptığını, başka bir firmanın cam temizlik işini yaparken davalı firmanın kendisi ile irtibata geçtiğini, 5.000 TL üzerinden dış cephe bina temizliği konusunda anlaştıklarını, temizliği yaptığını, faturasını kesip iş yerinden ayrıldığını, bir süre sonra binanın bulunduğu yerde oluşan şiddetli sağanak yağış nedeniyle görüntüde dalgalanmalar olduğunu, bu sebeple binaya yeniden temizlemelerini istediklerini ve ödemeyi yapmadıklarını bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyadan icra takibine girişildiğini, takibe itiraz ettiklerini, bu nedenle itirazın iptali ile icra takibinin başlangıç tarihi olan 06.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 5.006 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Takibin …. Ayakkabıcılık aleyhine yapıldığını, faturanın kesildiği şahsın müvekkili şirket olmadığını, bu nedenle öncelikle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, davalı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıya böyle bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket aleyhine yapılan usulüne uygun bir takip olmadığından faiz başlangıcının icra takibinin yapıldığı tarih olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyaya sunulan 24/11/2020 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda; Rapor içerisinde belirtildiği üzere; Davalı tarafça incelemeye ibraz edilen 2018 ve 2019 yılı yasal defterlerinin tasdikle ilgili yükümlülüklerinin yasal sürelerinde yerine getirildiği, Davalı taraf yasal defterlerinde davacı tarafa ait olan dava konusu fatura veya davacı şirkete ait herhangi bir kayıt ve işleme rastlanılmadığı, Dava konusu alacak dayanağı fatura ve muhteviyatı hizmetin davalıya tebliğ/teslimine ilişkin olarak davacı tarafça herhangi bir belge sunulmamış olup fatura üzerinde de teslim edildiğine yönelik bir bilgi bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle bu aşamada dava konusu alacağın kanıtlanamadığı hususları tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan 28/09/2021 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen ek raporda; Davalı şirketin bağlı bulunduğu Esenyurt Vergi Dairesinden 22.06.2021 tarihinde … sayı ile bildirilen ba formlarının incelemesinde dava dosyasına dayanak faturanın ba kayıtlarında olmadığı, Davacı şirketin 2018 yılı ticari defterlerinin, işletme defteri olarak tutulduğu, defter açılışının yasal süresinde yapıldığı, işletme defterinin noter kapanış tasdik zorunluluğu bulunmamakta olup, usulüne uygun olarak tutulduğu, KDV dahil toplam 5.006,50 TL tutarında fatura kaydının olduğu ancak bunun yanında davacı tarafın dava dosyasına ibraz ettiği yasal defterinin işletme defteri olması sebebiyle davalıdan ne zaman, ne kadar tahsilat yaptığı davalıdan eksik ya da fazla tahsilat yapıp yapmadığı, tam ve belirgin bir şekilde tespit edilemediği, Davalı adına düzenlenen 25.07.2018 tarih … nolu faturanın kapalı fatura olarak kesildiği hususları tespit edilmiştir.
Tanık … beyanında; “Ben davacının yanında yevmiyeci olarak çalışırım, biz aslında davalının binasının karşısındaki binayı temizliyorduk, davalılar … bey ile konuştular, anlaştılar, … bey bu iş için vinç kiraladı temizliğini biz yaptık ancak daha sonra öğrendim ki parasını alamamış, davalının kim olduğunu ben bilmiyorum, ayakkabıcı olduğunu biliyorum, bize alacaklarımızı ödedi vinçin parasınıda ödedi,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … beyanında; “Davalının iş yerinin dış cephe temizliği davacı tarafından bize yaptırıldı, biz davacının yanında yevmiyeci olarak çalışmaktayız, davacı bu iş için ayrıca vinç kiraladı, ben işin son iki günlük kısmına dahil oldum, daha önceden arkadaşlar çalışıyorlardı, … bey bizim ödemelerimiz yaptı, vinçin parasınıda verdi ancak öğrendimki alacağını alamamış bizim günlük yevmiyemiz 200 TL’dir, vinçte günlük 500 TL’ye gelmektedir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5. maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; huzurda görülen dava hizmet sözleşmesi uyarınca düzenlendiği iddia edilen faturaya dayalı alacak davacı olup davacı gerçek kişidir. İşbu davaya dayanak yapılan sözleşme ilişkisinin TTK’da düzenlenmediği ve TTK’nın 4. maddesi ile 6098 sayılı TBK’ya atıf yapan sözleşmelerden biri de olmadığı gözetildiğinde huzurda görülen davanın mutlak ticari dava olarak kabulü mümkün değildir. Bu nedenle mahkememizce davacının gerçek kişi olması nedeniyle tacir araştırması yapılmasına karar verilmiş; İTO’dan gelen yazı cevabında davacının gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı, vergi dairesinden gelen yazı cevabında davacının işletme esasına göre defter tuttuğunun bildirildiği; yazı cevabı ekinde gönderilen yıllık gelir vergisi beyannamelerinin incelenmesinden davacının faaliyetinin esnaf sınırında kaldığı tespit edilmekle; kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevli olmasının HMK’nın 114/1-c maddesinde dava şartı olarak düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla uyuşmazlığın çözümünde Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, uyuşmazlığın çözümünde Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Büyükçekmece Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra usulüne uygun talepte bulunulmaması nedeniyle davaya görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARINA,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı asil ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

12/10/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı