Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/151 E. 2021/898 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/151 Esas
KARAR NO : 2021/898

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2014
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
K.YAZIM TARİHİ : 15/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, bu bağlamda satılan malların döviz üzerinden satıldığı, ödeme tarihi ile fatura tarihi arasındaki kur değişikliği sebebiyle TL cinsinden yapılan ödemelerde 76,815,44-TL kur farkı alacağı doğduğu, bunun tahsili amacıyla 14 adet faturayı gönderdiği, yasal sürede itiraz edilmediği gibi 2013 yılının 12.ayına ilişkin alacaklar talep edildiğinde haftalar sonra bu faturaların iadesi yoluna gittiği, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe haksız itiraz edildiği, esasen aynı ilişki bazında evvelce kur farkı faturalarını ödeyen davalının şimdiki faturalara haksız itiraz ettiği belirtilerek itirazın iptali, takibin devamı ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ve dava olunmuştur.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında ticari ilişkiye istinaden tüm ödemelerin yapıldığını, kur farkı faturalarının yasal dayanağı olmadığı için iade edildiğini, davacı tarafından gönderilen faturaların 8 günlük yasal süre içerisinde iade edildiğini, bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava nitelik olarak taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı ödenmeyen kur farkı faturalarından kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Dayanak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celbedilmiş, toplam 14 adet kur farkı faturasının 73.586,08-TL asıl, 3.229,36-TL işlemiş faiz toplamı 76.815,44-TL üzerinden takibe konulduğu, yasal sürede itiraz edildiği, kur farklarının talep edilemeyeceği itirazının ileri sürüldüğü, başka da borç olmadığının beyan edildiği, davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, dayanak faturalar celbedilmiş, kur farkı faturalarının dayanağı olan taraflar arasında ilişkiye dayanan faturalar getirtilmiş, bu faturaların iadesine ilişkin davalı tarafça gönderilen ihtarname örnekleri dosyaya konulmuş ve taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Alınan kök ve ek raporlara göre faturaların kur farkı faturası olması sebebiyle fatura içeriklerinin rakamsal denetiminin yapılabilmesi amacıyla dava konusu faturaların, hangi ödemelerin kur farkı olarak belirlendiği ve rakamın faturaya doğru biçimde geçirilip geçirilmediği, diğer bir deyişle asıl faturaların ödeme tarihi ve olması gereken ödeme tarihi arasındaki döviz kurları karşılaştırılıp fatura rakamlarının içeriksel denetimi yapılması amacıyla bilirkişiye 2. kez ek rapor için gönderilmiş, 20/08/2015 tarihli 2. ek rapor çerçevesinde tarafların cari hesaplarındaki kayıt farklılıkları da gözetilerek ve kök ve ek raporda yapılan maddi inceleme hatası da düzeltilerek neticeten bilirkişi raporunda yapılan rakamsal denetim sonucu davacının kendi defterlerinde davalıdan önceki rapordaki maddi hata giderilerek 40.946,34-TL’lik alacaklı göründüğü, davalı defterinde görünen 5.000,00-TL’lik ödeme ispat edildiği takdirde 35.946,34-TL alacaklı olduğu, üç adet ihtilaflı görünen ve ödenmeyen kur farkı faturasının rakamsal ve kur farkı faturası olarak denetimi yapıldığında yerinde olduğu ve teamülün bulunduğu belirtilmekle davalının bu ödeme ile ilgili, cevap dilekçesinde yemin deliline de dayandığı görüldüğünden, davacıya yemin yöneltip yöneltmeyeceği sorulmuş, bu hakkını kullanmadığı görüldüğünden toplanan tüm deliller, yaptırılan bilirkişi incelemesi, kök ve ek raporlar uyarınca taraf ticari kayıtları üzerindeki muhasebesel farkılıklar ve sebepleri ile rakamsal denetim sonuçları da irdelenip kur farkı ödemesine ilişkin teamülün varlığı kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile davacının kendi defterlerinde alacaklı göründüğü miktar olan 40.946,34 TL asıl alacak üzerinden, icra dosyasındaki takibin devamına, temerrüt takiple oluştuğundan işlemiş faize ve ispatlanamayan fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit ve hesaplanabilir kabul edildiğinden hükmedilen bedel üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nce temyiz incelemesi yapılarak … E., … K. Sayılı ilamla yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Onama kararı üzerine davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş olup Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … E., … K. Sayılı ilamı ile bu kez de mahkememizin kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 12/07/2021 tarihli rapor ile davacı tarafından bozma ilamında belirtilen 3 adet kur farkı faturasına istinaden davacı tarafından düzenlenen satış faturaları, tahsilat makbuzlaru, çek giriş-iade bordroları sunulamadığından kur farkı alacağına ilişkin hesaplama yapılamadığı belirtilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … E., … K. ve 08/12/2020 tarihli kararına göre;
“Dava, kur farkı ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı, alacağının tahsili için davalı tarafından verilen TL cinsinden düzenlenen çekleri teslim almış olmakla, çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemez. Davacı tüm alacağının bu bedel üzerinden ödenmesini kabul etmiş bulunmaktadır. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … E., … K. ve 18/01/2021 tarihli kararına göre;
“Dava, kur farkı alacağından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı alacağının tahsili için davalı tarafından verilen çekleri teslim almıştır. Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekirken, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; icra takibine konu 14 adet kur farkı faturasından 11 tanesinin davalı ticari defterlerine kaydedilerek ödendiği açık olup, toplam 28.110,27 TL tutarlı 3 adet kur farkı faturasının ise davalı ticari defterlerine kayıtlı olmaması nedeniyle Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında da belirtildiği davacı tarafından söz konusu kur farkı faturalarının haklı bir nedenle kesilmiş olduğunun başka bir deyişle bu faturalar kadar kur farkı olacağını ispat etmesi gerekir. Mahkememizce bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sırasında davacı tarafından ihtilaflı 3 adet kur farkı faturasının hangi satışlara ilişkin olduğu bildirilmediği gibi söz konusu kur farkı faturalarının haklı bir nedenle kesilmiş olduğu ispat edilememiştir. Kaldı ki yukarıda belirtilen Yargıtay …. Hukuk Dairesi kararlarında da belirtildiği üzere davalı tarafından davacıya TL üzerinden düzenlenen çeklerle ödeme yapıldığından artık davacının kur farkı talebinde bulunamayacağı da açıktır. Açıklanan nedenlerle davacının davası ile şartları oluşmayan icra inkar tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 868,47 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından sarf olunan (posta/tebligat/müzekkereden ibaret) 118,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 10.786,01 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ile 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı