Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/141 E. 2019/234 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/141
KARAR NO : 2019/234

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 29/11/2018
KARAR TARİHİ : 27/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/032019

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 29/11/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; 1955 yılı Eyüp İstanbul doğumlu olduğunu, davacı şirketin ortağı ve yönetim kurulu faaliyetlerini yürüttüğünü, uzun yıllar üst düzey yöneticilik faaliyetleri akabinde davacı şirketin kuruluşunu sağlamış ve o günden bugüne şirketi aktif olarak temsil ettiğini, davacı şirketin borçlarına kefaleti bulunan, kefil olduğu borçlar nedeniyle şahsi malvarlığı ile davacı borçlu şirketin alacaklılarına karşı sorumlu kişi olduğunu, ….’ın ortaklığı bulunduğu bahsi geçen davacı şirketten elde edebileceği ortaklık kar payından ziyade farklı olarak herhangi bir ticari geliri bulunmadığını, ancak bu şirket üzerinden elde edilebilecek kar payları da ilgili şirketten çekilmediğini, şirketin işleyişi amacıyla net işletme sermayesinde değerlendirilmesi koşuluyla şirkette bırakıldığını, şirketin haciz, muhafaza, iflas vs. herhangi bir nedenle faaliyetinin sekteye uğraması ve/veya sonlanması halinde, tüm ticari geliri sıfırlanacak olup ticari hayatının sona erebileceğini, …’ın aylık ortalama ¨12.400 gayrimenkul kira geliri bulunduğunu, … konkordato süreci boyunca ortağı olduğu davacı şirketten elde edeceği ortaklık kar payını hiçbir şekilde tahsil etmeyeceğini ve şirket net işletme sermayesinde kullanılmasına muvafakat vereceğini taahhüt ettiğini, öncelikle müvekkil davacıların faaliyetlerine devam edebilmesi ve malvarlıklarının korunabilmesi için İcra ve İflas Kanunu’nun 287, 288., 294, ve 295. maddeleri gereğince; İİK.’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezaları dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi nedene dayanırsa dayansın müvekkil davacılar aleyhine takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulması, davacılar hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulması, davacıların tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacılara ödenmesi,
davacıların muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacılara iadesi, davacıların takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesi, davacıların bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulması, davacılar aleyhine takas ve mahsup hakkının kullanılmasının durdurulması, mühlet kararından sonraki tarihte davacı şirketin üçüncü kişiler nezdinde doğmuş ve doğacak alacakları üzerine bankalar tarafından bloke konulamayacağı, geçici mühlet kararın verildiği tarihten sonra yapılacak tüm ödemelerin bu tarihten önceki borçlara takas ve mahsup edilmemesi, zımnında yargılama neticesine kadar tensiben ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve şirketlere komiser tayinine, müvekkili davacıların konkordato talebinin kabulü ile; öncelikle İcra ve İflas Kanunu’nun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasına, geçici mühlet kararının iik.’nın 288. maddesi çerçevesinde ilanına; geçici mühlet neticesinde İcra ve İflas Kanunu’nun 289. maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanına; yargılama neticesinde İcra ve İflas Kanunu’nun 305. vd. maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava, 7101 sayılı ile değişik İcra ve İflas Kanunun 285 ile devamı maddeleri uyarınca konkordato istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta konkordato talep eden şirket(asıl dosyada) yanında şirket ortağı olan gerçek kişinin de şirketin kredilerine müteselsil kefil olması nedeniyle konkordato talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.Borçlu gerçek kişi tarafından sunulan ön projelerde konkordatonun başarısının borçlu şirketin konkordatosunun başarısına bağlanmakta olup kendisine özgü konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, bu açıdan da ön projenin uygulanabilir olmasının mümkün gözükmediği,gerçek kişi borçlunun, sadece alacaklıların icra tehdidinden kurtulmak amacı ile konkordato talep etmesinin bu müessesenin amaçlarına uygun düşmediği anlaşıldığından gerçek kişi davacının davasının bu sebeple reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı … tarafından açılan konkordato ve geçici mühlet içeren davanın dosyaya sunulan ön projelerde konkordatonun başarısının borçlu şirketin konkordatosunun başarısına bağlandığı,kendilerine özgü konkordato tedbiri ve hedefi içermediği anlaşıldığından HMK’nın 114/2 ve ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davacı hakkında verilen geçici mühlet ile tedbirler tefrik olunan dosyada kaldırıldığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.27/02/2019

BAŞKAN …
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE …
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE …
☪e-imzalıdır.☪
KÂTİP …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”