Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/128 E. 2021/207 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/128
KARAR NO : 2021/207

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 21/02/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 21/02/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili şirket, 1989 yılından itibaren inşaat sektöründe faaliyet gösteren alanında uzman mimar ve mühendisler tarafından; modern ve güvenilir yapı projelerini üreterek Türkiye’nin kalkınmasına katkı sağlama amacıyla 2005 yılında kurulduğunu, bu güne kadar…….. Devlet Hastanesi, Kalamış’da bulunan ……… Otel ve Avm binası gibi büyük projeleri başarıyla gerçekleştiren müvekkili şirket, bunların yanında birçok toplu konut, iş ve ticaret merkezi, akaryakıt istasyonu, sosyal tesis, tatil sitesi, devlet ve özel okul binaları ve daha birçok özel proje yapımına da imza attığını, ancak son yıllarda yaşanan ve dünyayı saran siyasal/sosyal çalkantılar ve global düzeyde ekonomik belirsizlikler, ülkelerin büyüme hızlarını düşürmesine ve kredi piyasalarını daraltmasına yol açtığını, dolayısıyla, Türkiye ekonomisi de süreç içinde aynı akıbete duçar olduğunu, neticede ülkemizde kredi faiz oranları arttığını, kurların yükselmiş olduğunu büyüme hızını düşürdüğünü ve ekonomi de ciddi daralmalara sebebiyet verdiğini, finansman tarafında, özellikle dış borçlanma imkânları ve maliyetleri zorlaştığını, genel olarak mali kesimin, reel kesime açtığı kredilerin hacmi düştüğünü, kredi alamayan reel sektördeki ekonomik aktivite de dolayısıyla durma riski ile karşı karşıya kaldığını, faiz oranlarındaki artış konut kredilerine de yansıdığından yerli müşteriye satışlar neredeyse durduğunu, bu dönemde sektörel olarak ilk bozulmanın inşaat sektöründe meydana geldiği bilinen bir gerçek olduğunu, oysa inşaat sektörü 2013 öncesi dönemde diğer sektörlere göre karlı bir sektör olduğunu, müvekkili şirket de sağlıklı bir şekilde büyümesine devam ettiğini, ancak 2013 sonrası dönemde inşaat sektöründe çok ciddi maliyet artışları meydana geldiğini, birçok inşaat projesinin ana yüklenicisi olan müvekkili şirketin, taşeronları battığını, yaşanan ekonomik darboğaz nedeniyle, üstlenilen işlerden beklenen gelir elde edilemediğini, fiyat farkına ilişkin talepleri kabul edilmediğini, kestiği hakediş faturaları ödenmediğini, dövizin aşırı değerlenmesi sonucunda, fiyatı global piyasalarda dolara endeksli olarak belirlenen demir-çelik ürünleri ticaretinde dolar bazında malzeme alımı yapan müvekkili şirket, hakediş faturalarını ise ¨ üzerinden düzenlediğini, bunun sonucu olarak da kur farkı zararları oluştuğunu ve demir çelik ürünlerindeki fiyat dalgalanmaları müvekkili şirkete büyük zarar verdiğini, Şubat 2019 ayı itibariyle gelinen noktada sıkıntılar had safhaya ulaştığını ve tedbir alınmazsa işletme bütünlüğünün bozulması tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, darboğaz üzerine şirket ortaklar kurulu, avukat, mali işler ve finans departmanı yöneticilerinden oluşan teknik bir çalışma ekibi oluşturulduğunu ve yapılan çalışmalar neticesinde mali durumun bozulduğu ve neticede tedbir alınması gereği teyit edildiğini, vadesi gelen borçların ödenememesi üzerine başlatılacak icra takipleri nedeniyle müvekkili şirketin varlıklarının cebri icra yolu ile değerinin oldukça altında satılması söz konusu olacağını, bu durum en çok alacaklıları olumsuz yönde etkileyeceğini, hâlbuki işletme bütünlüğünün korunması, hem değerini artıracak hem de faaliyetlerinin sürdürülmesine imkân sağlayacağını, konkordato ön projelerinde ayrıntılı olarak arz ve izah edildiği üzere; şirketin tasfiyesi halinde alacaklıların alacağına tam olarak kavuşması mümkün olmadığını, konkordato projesi çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmesi ve hedeflerini gerçekleştirmesi halinde, alacaklıların alacağına tam olarak kavuşması mümkün olacağını, en önemlisi de müvekkili şirketin halen devam etmekte olan altı büyük konut projesi olan …….. (%55’i tamamlanmış), ……… Merkezi (%98’i tamamlanmış), ……. Residence (%55’i tamamlanmış), ……… (%60’ı tamamlanmış), …….. (%65’i tamamlanmış) ve ………. (%60’ı tamamlanmış) projeleri başarıyla anahtar teslim hale getirilebileceğini, nitekim bu husus dosya kapsamında yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile de tespit edileceğini, tedbir döneminde inşaatların ilerlemesi çok daha hızlı olacağını, projeler tamamlandığında ise bitmiş proje üzerinden satışlar artacağı için hem nakit girdi sağlanacak hem de şirket malvarlığı alacaklılar lehine büyük bir miktarda artmış olacağını, bahse konu sıkıntılar sebebiyle borçların ödenmesinde yaşanan aksamalar müvekkili şirketi, TTK 377 ile İİK 285 ve devamı maddelerine dayanarak konkordato talep etmeye sevk ettiğini, belirtilen sebeple mahkeme nezdinde yapılacak başvuru ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla ortaklar kurulu kararı alındığını, dava dilekçelerine ek olarak sunulan konkordato ön projesi gereğince müvekkili şirketin borç ödeme dengesi düzene sokularak, şirketin faaliyetine problemsiz bir şekilde devam etmesi ve borçların tasfiyesi temin edileceğini, bu nedenlerle müvekkili şirketin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi için ihtiyati tedbir kararlarının tensiben verilmesini, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’a göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere müvekkil şirket aleyhine hiçbir takip yapılmamasına, evvelce başlatılan takiplerin durdurulmasına, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına, e-haciz, muhafaza, satış, tedbir, protesto, takas, mahsup, hapis, temlik ve haciz ihbarnamelerinin uygulanmamasını, müvekkili şirket aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde rehinli menkullerin muhafazasının ve satışlarının durdurulmasını, müvekkili şirketin, üçüncü kişiler nezdinde bulunan alacaklarının haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesini, müvekkili şirketin takip borçlusu olduğunu veya üçüncü kişi konumunda olduğu takiplerde geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında İİK 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnameleri gönderilmemesini, geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında üçüncü kişilere gönderilen veya yine aynı tarihten sonra üçüncü kişilere tebliğ edilen 89 haciz ihbarnameleri nedeniyle üçüncü kişilerin borçlu müvekkilin doğduğunu ve doğacak alacaklarını blokede tutmaları halinde, blokenin kaldırılarak bu alacağın müvekkili şirkete ödenmesini, üçüncü kişilerin müvekkili şirketin alacaklarını bu şekilde icra dosyalarına göndermiş olmaları ve icra müdürlüğünce bu paraların blokede tutulmaları halinde, blokenin kaldırılarak paraların müvekkil şirkete ödenmesini, geçici mühletin ilanı tarihinden önce üçüncü kişilere tebliğ edilen haciz ihbarnameleri nedeniyle, geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında doğmuş alacakların da müvekkil şirkete ödenmesini, müvekkili şirketin, bankadaki hesaplarına gelen paranın, alacaklı banka tarafından kendi alacakları yönünden mahsup işlemi yapılmasının önlenmesini, alacaklı olsun veya olmasın bankaların mühlet kararını gerekçe göstererek, müvekkili şirketin hesaplarına bloke konulmasının önlenmesini, müvekkili şirketin faaliyetlerini devam ettirebilmek amacıyla, mahkemece atanan komiserin nezaretinde açılacak banka hesabına bloke/haciz ve mahsup/takas uygulanmasının önlenmesini, müvekkili şirkete ait olup, muhafaza altına alınmış veya alınacak olan emtia, taşıt, makine, teçhizat ile leasing kapsamında tüm makine, cihaz, taşıt v.s. değerlerin şirket yetkililerine yediemin sıfatı ile iadesini, mahkemece tedbir kararı verilmesi halinde, tüm borçların ödemesi tedbiren durdurulacağı için, alacaklılar arasında eşitliğin bozulmaması için şirkete ait henüz vadesi gelmemiş çeklerinin karşılıksız şerhi yazılmasının ve borç senetlerinin protesto edilmesinin de tedbiren durdurulmasını, müvekkili şirkete ait teminatların/banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin de önlenmesini, müvekkili şirketin aktifinde kayıtlı bulunan nakil vasıtalarının ve aktiflerinin devir, satış ve muhafazasının engellenmesi ile ilgili trafik şube müdürlüklerine yazılar yazılmasına, aktifinde kayıtlı bulunan demirbaşlar, emtia ve diğer araçlar, bankalardaki mevduata konulacak haciz/bloke/muhafaza tedbirlerinin durdurulmasını, müvekkili şirketin faaliyetine devam etmesi için zorunlu olan elektrik, doğalgaz, su ve sabit telefonlarının idari yönden kesilmesinin önlenmesini, müvekkili şirket hakkında İİK 287. maddesi gereğince öncelikle üç aylık geçici mühlet kararı verilmesini ve komiser görevlendirilmesini, gerekli görüldüğünde İİK 284/4 maddesi gereğince bu sürenin iki ay daha uzatılmasına karar verilmesini, akabinde İİK 289 maddesi gereğince bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesini ve yine gerekli görüldüğünde İİK 289/5 maddesi gereğince bu sürenin altı ay daha uzatılmasına karar verilmesini, neticede ise İİK 305 maddede belirtilen şartları taşıyan konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasında düzenlenen tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlu vekilince süresinde tamamlanması üzerine borçlu hakkında üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine ve geçici konkordato komiseri görevlendirilmesine,ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı,borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı,borçlu şirket vekilinin talebi ve konkordato komiser heyetinin görüşü gözönüne alınarak borçlu şirkete kesin mühlet verildiği görülmüştür.
Geçici komiser toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, şirkete ait stoklar hesabı altındaki gayrimenkullerin ve binalar hesabı altındaki gayrimenkullerin rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkememizce onaylanmıştır.
Konkordato geçici komiserleri Dr. ………., ……. ve ……… tarafından mahkememize sunulan 25/05/2019 tarihli raporunu da özetle; Borçlu şirketin konkordato geçici süresi içerisinde çalışma kabiliyetini kaybetmediğini; personel, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğunu, faaliyetine devam ettiğini, şirket yetkililerince sürecin olumlu gelişimi yönünde azami çaba gösterildiğini, kaydi değerler esas alınarak hazırlanan 31.12.2018 ve 31.03.2019 tarihli bilançolara göre borca batık durumda olmadığını, borçlu şirketin iktisadi kıymetlerinin rayiç değerlerinin tespiti amacıyla görevlendirilen bilirkişiler tarafından henüz iletilmiş bilirkişi raporu bulunmadığını, bu doğrultuda rayiç değerler esas alınarak şirketin borca batık olup olmadığının tespit edilemediğini, dolayısıyla bütün alacaklıların, alacaklarının konkordato mühleti sonunda ödenebilecek olup olmadığını hususunda net bir kanaate ulaşılamadığını, borçlu şirketin ekonomik potansiyeli (stoklarındaki ticari mal niteliğindeki gayrimenkuller) dikkate alındığında, (01.01.2019-31.03.2019) dönem satış ve kârlılığının oldukça düşük gerçekleştiğini, buna karşın işletmenin yaşadığı hukuki ve mali süreç, ülke genelinde yaşanan ekonomik sıkıntılar birlikte değerlendirildiğinde satış ve kârlılıktaki düşüklüğün makul karşılanabileceği ve nihai olarak bu verilerle ileriye dönük projeksiyon yapılmasının sağlıklı sonuç vermeyeceğini, şirket vekilleri tarafından mahkemeye verilen dilekçe ile geçici mühlet süresinin iki (2) ay süre ile uzatılması talep edildiğini, kesin mühlet verilip verilmeyeceğinin ve nihai olarak konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı yönünde Heyetimizce sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için geçici konkordato mühletinin iki (2) ay uzatılmasının uygun olacağını bildirmişlerdir.
Konkordato geçici komiserleri Dr. ………., ……. ve ……… tarafından mahkememize sunulan 12/07/2019 tarihli raporunu da özetle; Raporun “2.1” bölümünde açıklandığı üzere, borçlu şirketin konkordato geçici süresi içerisinde çalışma kabiliyetini kaybetmediğini; personel, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğunu, faaliyetine devam ettiğini, raporun “2.3” bölümünde açıklandığı üzere, şirketin konkordato talep tarihinden sonraki faaliyetlerinin cüzi de olsa kârlı olarak devam ettiğini, şirketin 31.12.2018 ve 31/05/2019 tarihli bilançolarına göre hesaplanan likidite ve finansal yapı oranları incelendiğinde şirketin mâli durumunda olumsuz bir gelişme bulunmadığını, raporun “2.4” bölümünde açıklandığı üzere: 6102 savılı TTK 376/3 maddes kapsamında rayiç değerlere göre hazırlanan 31.05.2019 tarihli bilançoya göre şirketin borca batık olmadığını ve özkaynaklar toplamının ¨ 97.052.885,29 olduğunu, kaydı değerler esas alınarak hazırlanan bilançoya göre de borca batık olmadığı ve özkaynaklar toplamının ¨ 21.295.506,76 olduğunu, raporun “2.5” bölümünde açıklandığı üzere, geçici mühlet döneminde gerçekleşen satış ve kâr tutarlarının, bilanço ve borç büyüklüğü karşısında oldukça düşük olduğunu, buna karşın işletmenin yaşadığı hukuki ve mali süreç dikkate alındığında satış ve kârlılıktaki düşüklüğün makul karşılanabileceğini, raporun “2.6” bölümünde açıklandığı üzere, ön projeye göre 2019,2020,2021 ve 2022 yıllarında sırasıyla ¨624.000,00, ¨772.000,00, ¨ 1.092.000,00 ve ¨ 1.404.000,00 dönem kârı ve aynı dönemlerde sırasıyla ¨ 55.994.085,00, ¨ 70.160.000,00 , ¨ 80.180.000,00 ve ¨80.200.000,00 nakit girişi beklendiğini, ön projede adi borçlann %100’ünün ödenmesinin öngörüldüğünü, kesin sürenin tasdikinden itibaren 6 ay ödemesiz geçecek süreden sonra 2 yılda üç aylık taksitler halinde faizsiz olarak ödenmesinin teklif edilmekte olduğunu, rehinli alacaklılar ile ise şartları müzakere etmek suretiyle borçları yapılandırmak istediklerini, raporun “2.7” bölümünde açıklandığı üzere, öne çıkan konkordato kaynağının devam eden projelerin satışından elde edilecek gelirler olduğunu, raporun “3.1” bölümünde açıklandığı üzere, şirket ön projesinde belirttiği kaynak teminine yönelik çalışmalarına devam ettiği ve somut adımlar atıldığını, raporun “3.2” bölümünde açıklandığı üzere, şirketin mali durumunun iyileşmesi ve konkordato projesinin kabul ve tasdik ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, raporun “3.3” bölümünde açıklandığı üzere, borçlunun mali durumunu iyileştirmek için projede öngördüğü tedbirlerin yeterli olduğunu, raporun “3.4” bölümünde açıklandığı üzere, şirketin faaliyetine devam etmesi halinde alacaklıların, alacaklarım tahsil edilmesinin gerçekçi bir ihtimal olduğunu, raporun “3.5” bölümünde açıklandığı üzere, kesin mühlet dönemi boyunca komiser onayıyla doğacak bütün borçlann ve imtiyazlı alacaklılann alacaklarının ödenebilecek durumda olduğunu, raporun “3.6” bölümünde açıklandığı üzere, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktarın borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğunu, raporun “3.7” bölümünde açıklandığı üzere, şirketin 25.02.2019 tarihli kayıtlarından, imtiyazlı alacaklar dâhil toplam borç tutarının ¨ 110.617.732,42 olduğunu ve alacaklı sayısının 250’yi aştığını, bu itibarla, kesin mühlet verilmesi durumunda, alacaklılar kurulunun oluşturulma zorunluluğu bulunduğunu, raporun “3.8” bölümünde açıklandığı üzere konkordatonun tasdiki ihtimalinin bulunduğunu, borçlu şirketin konkordato kapsamında borçlarını ödemesinin gerçekçi bir ihtimal olarak göründüğünü, borçlu şirkete kesin mühlet verilebileceğini bildirmişlerdir.
Konkordato geçici komiserleri Dr. ………., ……. ve ……… tarafından mahkememize sunulan 20/01/2021 tarihli raporunu da özetle; Borçlu şirketin mühlet süresince çalışma düzenini koruduğunu; geçici mühlet aldıktan kısa bir süre sonra tüm dünyada ve ülkemizde yoğun olarak hissedilen covid-19 pandemi sürecine rağmen faaliyetini sürdürdüğünü; Ocak-Şubat-Mart-Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim/2020 dönemlerinde sırasıyla 83, 72, 71, 69, 57, 58, 51,74, 61, 65 personel istihdam ettiğini; geçici mühlet aldığı tarihten bu yana tahakkuk eden maaş vb. ödemeleri tamamen gerçekleştirdiğini, tahakkuk eden vergileri KDV ve gelir vergisi stopajı iadelerinden mahsup talep etmek suretiyle ödediğini, SGK ödemelerini kısmen gerçekleştirdiğini; ¨ 3.186.870,00 ’si nakit, kalanı ortakların alacaklarından karşılanmak üzere ¨ 3.500.000,00 sermaye artırımı yaptığını, borçlu şirketin kaydi değerler esas alınarak düzenlenen 31.10.2020 tarihli bilançosuna göre özkaynaklarının ¨ 23.569.453,63 olduğunu; TTK’nın 376/3 maddesi kapsamında düzenlenen aym tarihli bilançoya göre ise özkaynaklarının ¨ 50.245.960,82 olduğunu; dolayısıyla şirketin hem kaydi hem de rayiç değerlere göre borca batık durumda olmadığını, borçlu şirketin projesinde öngördüğü satış hedeflerinin yakalanabilir olduğunu, projede yer verilen kaynakların yaratılması halinde konkordatonun başarıya ulaşmasımn mümkün olduğunu, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde adi alacaklılara eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğunun anlaşıldığını, bu hâliyle Kanunun 305/a maddesinde belirtilen şartın gerçekleştiğini, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın, borçlunun kaynakları ile orantılı olduğunu, bu hâliyle Kanunun 305/b maddesinde belirtilen şartın gerçekleştiğini,………. Bankası A.Ş. tarafından kaydettirilip borçlu şirket tarafından da kabul edilen ¨ 4.156.907,15 tutarındaki alacağın ¨ 2.751.500,00 ‘lik kısmının doğrudan borçlu şirket tarafından verilen ipotekle rehinli olduğunu, kalan kısmı (4.156.907,15 -2.751.500,00 =) olan ¨ 1.405.407,15’nin ise üçüncü şahısların verdiği ipotekle rehinli olduğunu, üçüncü şahısların ipoteğiyle temin edilen alacakların İİK’nın 302’nci maddesi kapsamında yapılacak oylamada hesaba katılıp katılmayacaklarına ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu, bunların mahkeme tarafından “adi” veya “rehinli” sayılma durumlarına göre ayrı ayrı hesaplama yapıldığnı ve rapor içinde ayrıntılı olarak gösterildiğini, her iki durumda da Kanunun 302’nci maddesinde öngörülen her iki nisap seklinin (1-Kaydedilmlş olan alacaklıların ve alacakların yarısını aşan…, 2- Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan…) sağlandığını, dolayısıyla borçlu şirketin konkordato projesinin Kanunun 302’nci maddesinde öngörülen nisapla kabul edildiği ve nihai olarak Kanunun 305/c maddesinde belirtilen şartın gerçekleştiğini, üçüncü şahısların ipoteğiyle temin edilen alacakların mahkeme tarafından rehinli alacak kabul edilmeleri durumunda; konkordatoya tabi alacaklı sayısının 204 kişi ve bunların alacaklarının toplam tutarının ¨ 79.745.993,91 olduğunu, projeyi kabul edenlerin sayısının 141 kişi ve bunların alacaklarının ¨ 64.070.231,55 olduğunu, bu bilgiler çerçevesinde alacaklıların %69’unun projeyi kabul ettiğini, bunların alacaklarının toplam alacağa oranının %80 olduğunu, üçüncü şahısların ipoteğiyle temin edilen alacakların mahkeme tarafından adi alacak kabul edilmeleri durumunda; konkordatoya tabi alacaklı sayısının 205 kişi olduğu ve bunların alacaklarının toplam tutarının ¨ 81.151.401,06 olduğunu, projeyi kabul edenlerin sayısının 141 kişi ve bunların alacaklarının ¨ 64.070.231,55 olduğunu, bu bilgiler çerçevesinde alacaklıların %68’inin projeyi kabul ettiğini, bunların alacaklarının toplam alacağa oranının %79 olduğunu, borçlu şirketin, İİK’nın 206’ncı maddesinin birinci sırasına tabi bir borcunun bulunmadığını ve rapora dayanak 31.10.2020 tarihli bilançoda görünen personel borçlarının ödenmiş olduğunu; mühlet içerisinde komiser onayı ile doğmuş borçların şirketin aylık sabit giderlerinden ibaret olduğunu, bu olağan işletme giderlerinin ifası bakımından şirketin mevcut mali durumu yeterli olduğunu, ödemelerin her ay düzenli olarak yapıldığını, dolayısıyla İİK m.305/d bendine ilişkin şirketin yerine getirmediği bir yükümlülüğün bulunmadığı ve nihai olarak Kanunun 305/d maddesinde belirtilen şartın gerçekleştiğini, Raporun 6.5. numaralı bölümünde açıklandığı üzere, üçüncü şahısların verdiği ipotekle temin edilmiş alacakların mahkeme tarafından rehinli alacak veya adi alacak sayılması durumlarına göre alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan paranın ve buna bağlı olarak ödenmesi gereken harcın farklılık gösterdiğini, hesaplamanın aşağıdaki gibi yapıldığı, tabloda gösterilen ve mahkemenin takdir edeceği duruma isabet eden harç tutan ile yine mahkeme tarafından takdir edilecek yargılama giderlerinin borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmek suretiyle ödenmesi durumunda, Kanunun 305’inci maddesinin (e) bendinde belirtilen tasdik şartının sağlanmış olacağını,
DURUM
Alacaklılara Ödenmesi Kararlaştırılan Para (¨)
Ödenmesi Gereken Harç (Binde 2,27) (¨)
Üçüncü şahısların verdiği ipotekle temin edilmiş alacakların rehinli alacak sayılması durumu
¨ 79.745.993,91
¨ 181.023,41
Üçüncü şahısların verdiği ipotekle temin edilmiş alacakların adi alacak sayılması durumu
¨ 81.151.401,06
¨ 184.213,68
Hesaplanan tasdik harcı ile mahkeme tarafından takdir edilecek yargılama giderlerinin borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmek suretiyle ödenmesi durumunda, borçlu şirketin “Kesin sürenin tasdikinden itibaren 6 ay ödemesiz geçecek süreden sonra 2 yılda üç aylık taksitler halinde faizsiz olarak ödenecektir” şeklindeki konkordato teklifinin tasdikine karar verilebileceğini, konkordato projesinin Mahkeme tarafından Şubat/2021 döneminde İlK’mn 305’inci maddesi kapsamında tasdik edilmesi ihtimali göz önünde bulundurularak Heyetimizce beş (5) sayfadan oluşan ödeme listesi hazırlandığını ve işbu rapora ek yapıldığını, rehinli alacaklı durumunda olan ……… , …….. bank, ……. bank, ……., ……. Bankası ve …….. bank ile yapılandırma protokolleri yapıldığını; olumlu görüşü ve mahkemenin izniyle bir diğer rehinli alacaklı ……… Bankası’nın ipoteği bulunan gayrimenkullerin ekspertiz değerlerinin üstünde bedellerle satılarak anılan bankanın alacağının kapatıldığını; borçlu şirketin İİK m.308/h uyarınca rehinli alacaklılarla müzakere yapılması yönünde bir talebi bulunmadığından rehinli alacaklılarla toplantı yapılmadığını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …….. ve Prof. Dr. ……… ‘nin 01/03/2021 havale tarihli bilirkişi raporunu özetle; Borçlu şirketin 21/02/2019 tarihinde yani bundan yaklaşık 2 yıl önce dosyaya sunduğu konkordato ön projesinde herhangi bir revizyona gitmediğini, borçlu şirketin konkordato teklifinin, borçların, konkordatonun tasdikinden itibaren 6 aylık ödemesiz geçecek süreden sonra 2 yılda üç aylık taksitler halinde faizsiz olarak ödenmesini öngördüğünü, yani gelinen zaman itibariyle konkordatonun tasdikine karar verildiğinde, borçlunun konkordatoya tabi borç ödemelerinin 2023 yılı itibariyle tamamlanacağını, fakat ne var ki konkordato talebi sırasında sunulan ve sonradan herhangi bir revizyona tabi tutulmayan projede, borçlu şirketin 2023 yılına ait proforma gelir tablosunun ve proforma nakit akış tablosunun yer almadığını, aynı şekilde, projede yer verilen borç ödeme kaynakları tablosunun da güncelliğini yitirdiğini, zira konkordato talep tarihinden bu yana geçen yaklaşık 2 yıllık sürede, konkordato ön projesinde borç ödeme kaynaklan arasında gösterilen taşınmazlardan mahkemenin izniyle satılan çok sayıda taşınmaz bulunduğunu, tüm bu nedenlerle, güncelliğini yitirmiş konkordato projesinden hareketle konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının değerlendirilmesine olanak bulunmadığını, komiser heyetince, iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının -rapor içerisinde yapılan açıklamalar doğrultusunda- incelemeye ve denetime elverişli bir şekilde belirlenmesi gerektiğini, komiser heyetince gerekçeli raporda teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olup olmadığı hakkında değerlendirme yapılırken, borçlu şirketin konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığıyla ilgili olarak tespitlere yer verilen bölüme atıf yapıldığını, fakat teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olup olmadığı incelenirken, şirketin kaynaklarının borçlarını ödemeye yetip yetmediği değil, şirketin mevcut kaynaklarıyla borçlarını daha kısa bir sürede veyahut teklif edilen tutardan daha fazla bir tutarda ödemeyebilmesinin mümkün olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, borçlu şirketin konkordato projesinde alacaklılara, borçlarını 6 aylık ödemesiz dönemden sonra geçecek 2 yıllık süreçte faizsiz olarak ödemeyi teklif ettiğini, komiser heyetinin borçlu şirketin bu konkordato teklifini ve borçlu şirketin tüm kaynaklarını göz önünde bulundurarak, borçlu şirketin alacaklılara alacaklarını daha kısa bir sürede veya faiziyle ödemesinin mümkün olup olmadığını incelemeye ve denetime elverişli bir şekilde ortaya koyması gerektiğini, borçlu şirketin İİK m.302 hükmünde konkordato projesinin kabulü için öngörülen “kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini ” şeklindeki her iki alternatifli çoğunluğu da sağladığını, dolayısıyla somut olayda borçlunun konkordato teklifinin kabul edilmiş olduğunu, komiser heyetince düzenlenen gerekçeli rapor üzerinden yapılan incelemeler neticesinde, borçlu şirketin teminat göstermesi gereken bir borcunun tespit edilemediğini, konkordatonun tasdik edilebilmesi için ¨ 181.023,41 tutarında harç yatırılması gerektiğini, nitekim mahkemece 20/01/2021 tarihli “Tensip Tutanağı” nın 3 nolu ara kararıyla borçlu şirkete ¨ 181.023,41 tutarında harç yatırması için 04/03/2021 tarihinde gerçekleştirilecek celseye kadar kesin süre verildiğini, komiser heyetince, çekişmeli hale gelip mahkemece İİK m.302, f.6 hükmü kapsamında tesis edilen ara kararla oylamada dikkate alınmasına karar verilen alacakların da konkordato ödeme planına dahil edildiği, fakat İÎK m.302, f.6 hükmü kapsamında mahkemece tesis edilen kararın, alacaklının konkordato nisabında hangi tutar üzerinden dikkate alınacağına ilişkin olduğunu, yani mahkemece İİK m.302, f.6 hükmü kapsamında tesis edilen kararın, ilgili alacaklının o miktar üzerinden alacaklı olduğunu göstermediğini, alacaklının kaydettirdiği tutar üzerinden alacağını tahsil edebilmesi için, borçlu şirket ile mutabakata varması veya alacağını kesin hüküm taşıyan ilama bağlattırması gerektiğini, dosyaya sunulan ödeme planının bu çerçevede yeniden revize edilmesi gerektiğini, komiser heyetince hazırlanan ödeme planının başlığında “Konkordatonun Şubat/2021 Döneminde Tasdik Edilmesi Halinde Borç Ödeme Planı” şeklinde açıklamaya yer verildiğini, fakat Şubat 2021 itibariyle konkordatonun tasdiki gerçekleşmediğinden, dosyaya sunulan ödeme planının güncelliğini yitirmiş olduğunu, komiser heyetinin herhangi bir net tarih belirtmeden, 1. taksit, 2. taksit şeklinde ödeme planı hazırlamasının daha doğru olacağını, konkordato ödeme planı revize edilirken, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesinin 24/12/2020 tarihli ve ……..Esas, …… Karar sayılı kararı göz önünde bulundurularak, üçüncü kişilere ait mallarla güvence altına alınan alacakların rehinli alacaklı olarak değerlendirilmesi gerektiğini bildirmişlerdir.
Konkordato geçici komiserleri Dr. ………., ……. ve ……… tarafından mahkememize sunulan 04/03/2021 tarihli raporunu da özetle; Borçlu şirketin ön projesinde yer alan proforma gelir tablosu ile proforma nakit akım tablosunun, alacaklılarca kabul edilen ödeme planının son 2 taksit süresini (2023 yılına sarkan) kavramadığını, bununla birlikle bu durumun alacaklılarca kabul edilen projenin uygulanmasına engel teşkil etmediğini, sözü edilen tabloların esasen “tahmin” niteliğinde olduğu, alacaklıların alacak tutarlarını ve bunların vadelerini etkilemediğini, buna rağmen 2023 yılı proforma gelir tablosu ile proforma nakit akım tablosunun borçlu şirket avukatı tarafından verilen 03.03.2021 tarihli dilekçe ekinde mahkemeye sunulduğunu, borçlu şirketin esas sözleşmesinde de belirtildiği üzere, kat karşılığı inşaat imalat) işiyle uğraştığını, bu kapsamda aktifinde bulunan gayrimenkullerin ticari mal niteliğinde olduğunu, bunların satışının şirketin olağan faaliyeti kapsamında olduğu dikkate alındığında, konkordato süreci içerisinde çok sayıda gayrimenkul satışı yapılmış olmasının revize proje gerektirmediğini, ticari mal satışı niteliğindeki bu satışların işletmenin olağan faaliyeti olduğunu, bu satışların zaten Öngörülerek proje içinde yer alan proforma mali tablolara yansıtıldığını, nihai olarak alacaklılarca oylanarak kabul edilmiş olan projenin güncelliğini koruduğunu, şirketin toplam borç tutarının (Adi-Rehinli-İmtiyazlı) ¨ 151.125.886,53 olarak hesaplandığını, iflâs durumunda şirket varlıklarının ¨ 130.891.700,78 bedelle paraya çevrilebileceğinin değerlendirildiğini, bu veriler çerçevesinde iflâs durumda varlıkların borçlan karşılama oranının %86,61 olarak hesaplandığını, bu tutardan rehinli borçlar, kamu borçları, İİK’nın 206’ncı maddesinin birinci sırası kapsamında kalan borçlar vc mühlet içerisinde komiserin izniyle doğan borçlar düşüldüğünde, adi alacaklılara kalan tutarın azalacağı ve buna bağlı olarak adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının %86,61 ’in çok altında kalacağının tabii olduğunu, alacaklılara sunulan ve kabul edilen projede borçların tamamının “Kesin sürenin tasdikinden itibaren 6 ay ödemesiz geçecek süreden sonra 2 yılda üç aylık taksitler halinde faizsiz olarak” ödeneceğinin belirtildiğini, dolayısıyla şirketin, ıskonto vb. şekilde bir indirim talebinin bulunmadığını, bu bilgiler çerçevesinde ve kök raporda da belirtildiği üzere; teklif edilen tutarın borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğunu, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olup olmadığı incelenirken, hem şirketin son mali tablolarına göre mal varlığı durumu, hem de konkordato kaynakları ile proforma gelir ve nakit akım tablolarında yer alan kalemlerin birlikte değerlendirildiğini, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu kanaatine varıldığını, alacaklılar bakımında daha iyi şartlarda bir teklifin mümkün olup olmadığının ortaya konulmasının hem mali açıdan hem de ticari hayatın olağan akışı çerçevesinde mümkün olmadığını, düzenlenen kök rapor ekinde yer alan ödeme planının yeniden oluşturulup işbu rapora ek yapıldığını, yeni ödeme planı oluşturulurken; alacağı üçüncü şahıslar tarafından verilen rehinle (ipotekle) temin edilmiş tek alacaklı olan………. Bankası A.Ş.’nin alacağının “rehinli” sayılarak ödeme planından çıkartıldığı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi ‘nin 24,12.2020 tarihli ve ……. Esas,….. Karar sayılı kararı; çekişmeli olduktan anlaşılan alacakların çekişmeli olan kısımlarının ödeme planına dâhil edilmediğini, borçlu ve alacaklının mutabık kaldıkları, bir başka ifadeyle ihtilaf konusu olmayan kısımlarının ödeme planına dahil edildiğini, ödeme planı hazırlanırken taksit sayılarının ‘1. Taksit”, “2. Taksit” şeklinde gösterildiğini bildirmişlerdir.
İİK’nın 305 nci maddesi hükmü “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçe-bilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkorda-toda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” şeklinde olup anılan madde ile konkordato tasdik şartları tahdidi olarak sayılmıştır.
İİK’nın 302 nci maddesinde belirtilen nisaplar çerçevesinde alacaklılarca kabul edilen konkordatonun tasdik edilebilmesi için bazı koşulların varlığı gerekmektedir.Konkordatonun alacaklılar tarafından kabul edilmesi başlı başına konkordatonun tasdiki sonucunu doğurmayacaktır.Mahkeme,ancak anılan maddede belirtilen koşulların varlığı halinde konkordatoyu tasdik edecektir.Konkordatonun tasdik edilebilmesi için bu koşulların kümülatif olarak bir arada olması gerekir ve mahkeme tüm koşulların oluşup oluşmadığını re’sen araştırır.
Yukarıda yapılan genel açıklama ışığında konkordatonun tasdiki şartlarının somut olay bakımından gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılması gerekmektedir.
İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince,adi konkordatoda teklif edilen tutar,borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olmalıdır.Anılan fıkranın (b) bendinde ise,teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması şartı düzenlenmiştir.Bu iki bentteki amaç ,konkordatonun,alacaklıları iflâstan daha kötü bir noktaya taşımamasıdır.Borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçecek meblağ,konkordato teklifinden daha fazla olacak ise konkordato tasdik edilmeyecektir. Mahkeme bu hususu denetlemelidir.Çünkü alacaklılar konkordatoyla bağlı olduklarından kabul oyu kullanmayan veya alacaklı olduğunu bildirmeyen alacaklıların korunması gereklidir.Bu bentler uyarınca değerlendirme yapılırken alacaklıların menfaatleri en iyi şekilde korunmalıdır.Bu değerlendirme yapılırken konkordatonun ,iflâstan daha avantajlı olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.İflâs hâlinde alacaklıların eline geçebilecek miktar tam ve doğru bir şekilde belirlenemediğinden mahkemece,alacaklıların konkordato sonucunda eline geçecek tutarın iflâs tasfiyesi sonucunda ellerine geçecek tutardan daha fazla olacağının kural olarak kabul edilmesi gerekmektedir.Aksinin herhangi bir alacaklı tarafından iddia edilmesi halinde ise bu iddiayı ileri süren alacaklının,iflâsın alacaklılar bakımından konkordatoya nazaran daha avantajlı olduğunu ispat etmesi gerekir.
Yine teklif edilen oranın borçlunun malvarlığı ile orantılı olup olmadığının da denetlenmesi gerekmektedir.Bu değerlendirme yapılırken borçlunun tüm aktif ve pasifinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkememize sunulan gerekçeli komiser heyeti raporu ile bilirkişi raporuna göre, konkordatonun,alacaklılar açısından ,iflastan daha avantajlı olduğu belirlenmiş ve bunun aksinin herhangi bir alacaklı tarafından iddia edilmediği gibi buna ilişkin herhangi bir delilde dosyaya sunulmadığından konkordatonun alacaklılar açısından iflâsa nazaran daha avantajlı olduğu,teklif edilen oranın borçlunun malvarlığı ile orantılı olduğu anlaşıldığından İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerindeki koşulların borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun tasdiki için konkordato projesinin 302 nci maddede belirtilen çoğunlukla kabul edilmiş olması gerekli olup komiser heyeti raporu,toplantı tutanağı ve bilirkişi raporu incelendiğinde,projenin hem alacaklıların,hem de alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından kabul edildiği,aynı şekilde projenin hem alacaklıların dörtte birini,hem de alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunlukla kabul edildiği,buna göre İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun tasdik edilebilmesi için gerekli olan bir diğer koşul ise,borçlunun bazı alacaklıların alacaklarını güvence altına almak için teminat göstermek zorundadır.İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca,206 nci maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının,alacaklılar bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir.Konkordato komiser heyetinin gerekçeli raporu incelendiğinde,borçlu şirketin mühlet süresi içerisinde doğan borcun teminatlandırılması gerekmediği bildirildiğinden, İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun tasdik edilmesi için gerekli olan şartlardan sonuncusu ise konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın,tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olmasıdır. Borçlu tarafından mahkememizce belirlenen yargılama gideri ile harcın tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edildiğinden, İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde,borçlu şirketin İİK’nın 305 nci maddesinde belirtilen tüm koşulları yerine getirdiği ve konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu anlaşıldığından borçlunun konkordato talebinin kabulü ile konkordatonun tasdikine,borçlu şirket tarafından borçlarınkonkordatonun bağlayıcı hâle geldiği bugünden itibaren 6 ayı ödemesiz süreden sonra 2 yılda üç aylık taksitler hâlinde faizsiz olarak borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ödenmesine,04/03/2021 tarihli konkordato komiserleri tarafından sunulan ek gerekçeli rapora ekli ödeme takviminin kararın eki olduğunun bildirilmesine, konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının tespitine,karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Borçlu şirket tarafından sunulan konkordato projeleri ve revize projelerin uygulanabilir olduğu,komiser heyetinin gerekçeli raporu,bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden konkordatonun başarıya ulaşacağı anlaşıldığından,İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı (…….) sicil nolu ………. İNŞAAT VE YAPI TEKNOLOJİLERİ LİMİTED ŞİRKETİ’nin konkordato talebinin KABULÜ ile;konkordatonun İİK’nın 306 nci maddesi uyarınca TASDİKİNE,borçlu şirket tarafından konkordatoya tabi borçların,konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği bugünden itibaren 6 ayı ödemesiz süreden sonra 2 yılda üç aylık taksitler hâlinde faizsiz olarak borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ÖDENMESİNE,04/03/2021 tarihli konkordato komiserleri tarafından sunulan ek gerekçeli rapora ekli ödeme takviminin kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE, konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının TESPİTİNE,
2-İİK’nın 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararıyla birlikte bağlayıcı hâle geldiğinin karar altına ALINMASINA,
3- İİK’nın 308/d maddesi uyarınca borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğunun BELİRTİLMESİNE,
4-Borçlu şirket tarafından sunulan ödeme planı,alacaklı sayısı ve dosya içerisindeki diğer belgeler ile borçlu şirketin mali yapısı değerlendirildiğinde İİK’nın 306/2 nci maddesi uyarınca borçlu şirkete kayyım tayinine YER OLMADIĞINA,
5-İİK’nın 308/b maddesinin birinci uyarınca alacakları itiraza uğramış alacaklıların,tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilecekleri hususunun İHTARINA,anılan maddenin ikinci fıkrası uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın borçlu tarafından bankaya yatırılmasına YER OLMADIĞINA,
6-Konkordatonun tasdiki ile konkordato bağlayıcı hâle geldiğinden İİK’nın 308/ç maddesi uyarınca geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizlerin hükümden düştüğünün TESPİTİNE,
7-Borçlunun talebi bulunmadığından İİK’nın 307 nci maddesi uyarınca rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesine YER OLMADIĞINA,
8-Rehinli alacaklılarla İİK’nın 308/h maddesi kapsamında yapılandırma ve oylama yoluna gidilmediğinden rehinli alacaklılar ile ilgili hüküm tesisine YER OLMADIĞINA,
9-Konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
10-Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA,
11-İİK’nın 306/son maddesi uyarınca tasdik kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,
12-Konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE,
13-İİK’nın 308/f maddesi uyarınca konkordatonun tamamen feshi hâlinde borçlunun İİK’nın 308 nci maddesi gereğince iflâsına karar verilebileceği hususu gözönüne alınarak borçlu tarafından yatırılan iflâs avansının bu aşamada iadesine YER OLMADIĞINA,iflâs avansının ödeme takviminde belirtilen tüm borçlar ödendikten sonra borçlu şirkete İADESİNE,
13-Alınması gerekli ¨59,30 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨44,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨14,90 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
14-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
15-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨200,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun308/a madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın konkordato talep eden borçluya tebliğinden,itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise tasdik kararının ilânından itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere borçlu vekilleri ile bir kısım alacaklılar vekillerinin yüzlerine karşı, bir kısım alacaklılar vekillerinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 04/03/2021

Başkan ……..
☪e-imzalıdır.☪
Üye ……..
☪e-imzalıdır.☪
Üye ……..
☪e-imzalıdır.☪
Katip …….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.