Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1036 E. 2021/539 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1036
KARAR NO : 2021/539

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin tekstil sektöründe iştigal ettiğini, davalı ile arasındaki ticari ilişki gereği davalıdan kumaş satın aldığını, söz konusu ürünlerin teslimi ile müvekkilinin bu ürünleri kontrol ettiğini, ve ürünlerin istenilen nitelikte olması halinde karşı tarafa ödeme yapıldığını, kumaşın istenen özelliklere sahip olup olmadığının tespitinin ise belirli bir işlem/aşama ve bir takım testler gerektirdiğini, müvekkilin de, işbu ticari ilişkiye istinaden %50 polyester, %47 viscoser %5 elast niteliklerine sahip kumaş siparişi verdiğini, davalının ise %55 cotton, % 47 viscoser ve % 5 elast şeklinde sipariş edilenden farklı ve ayıplı olarak kumaş ürettiğini, davalının sipariş formuna aykırı ürünler ürettiğini ve bu husunun müvekkilince kabulünün mümkün olmadığını, yapılacak defter incelemesi ve kumaş üzerindeki inceleme neticesinde sipariş edilen kumaş ile davacı tarafından üretilen kamaşın birbirinden tamamen farklı olduğunun ortaya çıkacağını, müvekkilinin söz konusu malı kontrol etmek üzere teslim aldığını, ürünün sipariş formunda belirtilen özelliklere sahip olmadığını, farklı olduğunu fark edince Adıyaman …. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, davalı tarafından düzenlenen faturaların iade edildiğini, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlattığını, ödeme emrinin kötü niyetli olarak müvekkili şirketin taşındığı adrese tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin icra takibine itiraz hakkının kötü niyetli olarak elinden alındığını ve icra tehdidi altında borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda bırakıldığını, davanın kabulüne davalının mal varlığı üzerinde ihtiyati haciz kararı verilmesine, haksız takip nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda bırakılan 24.807,60 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı tarafından 13.02.2019 tarihinde % 50 polyester, % 47 Viscoser % 5 elast niteliklerinde kumaş örülmesi için raciye isimli yetkili vasıtası ile mail atıldığını ve bu mailde kumaş numunesinin gönderildiği de belirtildiğini, müvekkilinin kendisine gönderilen orjinal kumaş numunesinin nitelikleri ile bire bir aynı niteliğe sahip kumaşları üreterek davacıya sevkettiğini, iş bu kumaşların davacıya irsaliye tarihlerinde teslim edildiğini, Davacının aradan yaklaşık 2 ay geçtikten sonra kumaşların ayıplı olduğundan bahisle 01.06.2019 tarihinde iade faturaları düzenleyerek müvekkiline e-fatura olarak gönderdiğini, bu faturaların müvekkili e-fatura sistemine 13.06.2019 tarihinde düştüğünü ve derhal iade edilmeye çalışıldığını ancak KEP kayıtlarında davalının kayıtlarına rastlanmaması nedeni ile sistem üzerinden gönderilemediğini, bunun üzerine Büyükçekmece … Noterliğinin … yevmiye ve 19.06.2019 tarihli ihtarname keşide edildiğini, davacı vekilinin dava dilekçesine ileri sürmüş olduğu iddiaların gerçek dışı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 10.11.2020 tarihli Bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen raporda davalının davacı aleyhine başlattığı icra takibine 344 kg kumaşın bedeli olarak 18.724,61 TL ‘nin tahsilini konu ettiği, davacının icra dosyasına 24.807,60 TL ödeme yaptığı, davacı elinde 277 kg ayıplı kumaş olduğundan 24.807,60 TL / 344 kg x 277 kg = 19.975,89 TL davacının istirdatını talep edebileceği bedel olarak tespit edildiği, ek raporda davacı yedindeki ayıplı kumaşların davacıda kalmasına karar verilmesi halinde, ayıplı kumaşların değeri düşüldükten sonra davacının 19.975,89 – 6.943,11 = 13.032,78 TL istirdatını talep edebileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, davacı tarafından icra takibi nedeniyle borçlu olmadıkları paranın ödenmiş olduğu iddiasıyla açılan istirdat talebine ilişkindir.
İstirdat davası, İcra ve İflas Kanununda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. İstirdat davası normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödendiği iddia edilen paranın geri verilmesi istenir.
İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır. İlk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır. İkinci şart ise, maddi hukuk bakımından aslında borçlu olmadığı bir parayı cebri icra tehditi altında ödemek zorunda kalmış olmasıdır (İİK.m.72/Vll).
İstirdat davasında önemle vurgulanması gerekli bir husus daha vardır ki, o da; borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde istirdat davasının açılması gerekir (İİK.m.72/Vll). Dolayısıyla, borçlunun parayı doğrudan alacaklıya veya icra dairesine ödediği veya borçlunun haczedilen mallarının satılıp, bedelin icra dairesine ödendiği tarihte 1 yıllık istirdat davası açma süresi başlar. Paranın icra dairesince alacaklıya ödendiği an, 1 yıllık istirdat davası açma süresinin başlaması bakımından önemli değildir. Borcun ödenmesi takside bağlanmışsa, 1 yıllık dava açma süresi son taksidin ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı aleyhine başlatılan icra takibine ödemenin 26/11/2019 tarihinde yapıldığı, davanın ise 02/01/2020 anlaşılmakta olup, İİK.’nun 72/1.maddesi hükmüne göre borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının ispatı için tespit davası açabilir. Aynı maddenin 7. fıkrası hükmüne göre takibe itiraz etmemiş olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Açılan davada İİK’nın 72/7 maddesi gereğince istirdat davası açma koşullarının gerçekleştiği ve süresinde açılmıştır. Davacı davalıya spariş ettiği ürünlerin niteliğinin sözleşmede açıkça belirlendiği şekilde yapılmadığından bahisle ürünlerin ayıplı olduğunu bu nedenle faturaların iade edildiğini, davalının kendileri aleyhine icra takibi başlattığını ve cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı iddiası bakımından ürünler üzerinde ayıp olup olmadığının, ayıbın niteliği ve süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının tespiti için keşif kararı verilmiş olup ürünler üzerinde yapılan inceleme sonucunda ürünlerin davacı ile davalı anlaşması uyarınca spariş edilen nitelikte olmadığı ayıplı olduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı husunun 10.11.2020 tarihli Bilirkişiler …. ve … tarafından düzenlenen rapor ile de tespit edildiği, taraflar arasında ürünlerin davacı uhdesinde olduğu ve ürülerin miktarında bir uyuşmazlık olmadığı bu nedenle Tekstil Mühendisi Bilirkişisi tarafından yapılan miktara ilişkin değerlendirmenin bir öneminin olmadığı, faturada yazan miktar kadar ürünün davacıya iadesinin gerektiği, ürünlerin iade edilmesi durumunda da davacının ayıplı ürünler nedeni ile düzenlenen faturalardan kaynaklı davalı tarafından Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … Esas Sayılı dosyasında davacı tarafından ödenmek zorunda kalındığı yönündeki iddiasını ispat etmiş olması nedeni ile SMM Bilirkişisi … tarafından ödeme miktarının tespit edildiği ve icra dosyasındaki kapak hesabı ile de örtüştüğü anlaşılmakla Açılan Davanın Kabulüne, davacı tarafından Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … Esas Sayılı dosyasında davacı tarafından ödenen 24.807,60-TL nin ödeme tarihi olan 22.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine, davacı elinde bulunan faturaya konu ayıplı ürünlerin davalıya iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacı tarafından Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … Esas Sayılı dosyasında davacı tarafından ödenen 24.807,60-TL nin ödeme tarihi olan 22.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine,
2-Davacı elinde bulunan faturaya konu ayıplı ürünlerin davalıya iadesine,
3-Alınması gerekli 1.694,60 TL harçtan peşin alınan 423,66 TL peşin harcın mahsubu ile 1.270,94 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 44,40- TL başvuru harcı, 423,66-TL peşin nispi harç, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 474,46- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 253,50 TL tebligat müzekkere gideri, 2.000 TL Bilirkişi ücreti toplamı 2.253,50 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”