Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1028 E. 2023/525 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1028 Esas
KARAR NO : 2023/525

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
K.YAZIM TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.12.2016 tarihinde ….. plakalı aracın yolunda seyrettiği esnada arkasından gelen plakası belli olmayan …. model aracın çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza neticesinde müvekkili ….. ‘ın malul kaldığını, bu olayın oluşumunda plakası belli olmayan … model firari araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, Müvekkili … Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği 12.12.2017 tarihli ifadede Bağcılar … üzerinde ….. plaka ‘nolu araç İle hareket halindeyken plakasını hatırlamadığı bir aracın arkadan çarpmasıyla şoför koltuğunun başlığı olan demire çarparak belinin dört yerinde omurilik kırığı oluştuğunu, araçtan hemen kendisini dışarı atarak yere yattığını, sonrasını hatırlamadığını, akabinde ambulansın gelerek … Hastanesi’ne götürmüş olduklarını, polisin gelmemiş herhangi bir işlem yapılmadığını, kaza tespit tutanağının tutulmamış olduğunu beyan ettiğini, çarpan aracın söz konusu yerden ayrılması ve müvekkili ….’ın … Hastanesine kaldırılması nedeniyle trafik polislerince kaza tespit tutanağı tutulamadığını, …. Hastanesinin 17.10.2019 tarihli sağlık kurulu raporuna göre %10 (on) oranında maluliyetinin kaldığının tespit edildiğini, müvekkilinin kaza sebebiyle yürümekte zorluk çektiğinin sabit olduğunu, müvekkilinin iş göremez hale geldiğini, tedavi sırasında yapılan masrafların müvekkilinin ve ailesinin zorluk çekmesine sebep olduğunu, müvekkilinin iş gücü kaybı nedeniyle başkalarının bakımına muhtaç bir şekilde yaşamak zorunda kaldığını, davalı güvence hesabına mağduriyetin giderilmesi için müvekkili tarafından başvuru yapıldığını ancak sigorta şirketinden karşılık alınamadığını, bu nedenle davanın kabulüne müvekkili lehine maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 20.12.2016 tarihinde ….. plakalı araç ile plakası sürücüsü tespit edilemeyen aracın çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, ….. plakalı araç içerisinde yolcu konumunda bulunduğu iddia edilen ….’ın malul kaldığını, davayı kabul etmek anlamına gelmemek kaydıyla bu poliçelerden dolayı sorumluluklarının davacının kusuru oranında olmak üzere, yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 310.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, kaza tarihi itibarı ile 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleşmiş kazalar için açılmış olan davalarda karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortası yeni genel şartlarının uygulanması gerektiğini, yaptırılacak bilirkişi incelemesinde; tazminat hesabının “aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, İşbu sebeple yaptırılacak tazminat hesabında Hazine Müsteşarlığı aktüerler siciline kayıtlı bir aktüer bilirkişinin görevlendirilmesini ve tazminat hesabının Hazine Müsteşarlığı’nın Hazine Müsteşarlığının 05.02.2010 tarih ve 2010/4 sayılı genelgesi doğrultusunda hesaplama yapılmasını, poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.

Mahkememizin 06/12/2022 tarihli celsesinde dinlenilen tanık …. ifadesinde; “2016 tarihinde ben davacının çalıştığı iş yerinde şoför olarak çalışmaktayım, kazanın olduğu gün davacı ile birlikte 2 kişiyi daha araca alarak iş yerine gitmek üzere yola koyulduk, davacı o sırada arka koltukta oturmaktaydı, … ‘tan İkitelli’ye doğru anayolda giderken plakasını ve markasını hatırlamadığım bir araç yanyoldan aniden çıkarak önümüze kırdı, bunun üzerine ben frene bastım ancak aniden aracın önümüze çıkması nedeniyle duramayarak söz konusu araca arkadan çarptım, kazanın etkisi ile ben bayılmışım gözlerimi hastanede açtım, hastanede yanımıza polis gelmedi kimse ifademizi almadı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 06/12/2022 tarihli celsesinde dinlenilen tanık … ifadesinde; “ben davacı ile aynı iş yerinde çalıştığım için tanıyorum, kazanın olduğu sırada ben de o aracın içerisindeydim, üzerinden zaman geçtiği için araçta tam olarak kaç kişi olduğumuzu hatırlamıyorum ama şoförle birlikte 4-5 kişi kadardık, aracı çalıştığım iş yerinin şoförü …. kullanıyordu, biz iş yerine gitmek üzere yoldayken plakasını ve markasını hatırlamadığım bir araç aniden içinde bulunduğum aracın önüne kırdı bunun üzerine içinde bulunduğum araç duramayarak diğer araca arkadan çarptı, kaza olduktan sonra şoför ve davacı yaralanmıştı, ben ambulansı aradım ambulans gelerek yaralıları hastaneye kaldırdı, ben yaralanmadığım için iş yerine gittim kazadan sonra ne olduğunu bilmiyorum, sadece beni bir polis arayarak kazanın nasıl olduğunu sordu, telefonda kazayı anlattım daha sonra beni arayan soran olmadı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 06/12/2022 tarihli celsesinde dinlenilen tanık … ifadesinde; “davacı benim arkadaşım olup, farklı iş yerlerinde çalışmaktayız, kazanın olduğu sabah iş yerine doğru giderken tesadüfen davacının içinde bulunduğu aracın kaza yaptığını gördüm, aracı durdurdum ve davacının yanına gittim, kaza mahallinde ben direkt davacının yanına gittiğim için farklı bir aracın kazaya karışıp karışmadığını görmedim, daha doğrusu dikkat etmedim, ben arkadaşımla ilgilendim, davacı kaza nedeniyle yaralanmıştı, ambulans geldi, ambulansla birlikte davacının yanında hastaneye gittim, akşama kadar davacının tedavisi yapıldıktan sonra taburcu edildi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 06/12/2022 tarihli celsesinde dinlenilen tanık … ifadesinde;”ben tanıklardan …. ile birlikte aynı iş yerinde çalışmaktayım, …. ile birlikte sabah iş yerine giderken yolda bir kalabalık gördük, kalabalığı görünce aracı durdurarak kalabalığa yaklaştık, bu sırada davacının içinde bulunduğu aracın kaza yaptığını ve davacının yaralandığını gördük, telaşla … ve ….ın yanına gittik, kaza mahallinde davacının içinde bulunduğu araç ile çarpışan farklı bir araç daha vardı ancak aracın plakasını ve modelini hatırlamıyorum, kazadan sonra …. ile birlikte ambulansla hastaneye gittim, ….’i hastaneye bıraktıktan sonra ben işe gittim ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ….. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen …. tarihli raporda;Dosyadaki mevcut tıbbi belgelere göre; ….’ın 20.12.2016 tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanmasının; 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında;
Kas İskelet Sistemi;
Omurgaya Ait Sorunlarda Özürlülük; Tablo 1.1 kategori II’ye göre;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %8 (yüzdesekiz) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği hususları tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan 11/04/2023 tarihli bilirkişi …. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; Dosya içeriğinde bulunan bilgiler doğrultusunda ….. plaka sayılı araç sürücüsü …. ile …. plaka sayılı araç sürücüsü … ın yaralanma ile neticelenen olayı zamanında polis ekiplerine haber vermeden kendi aralarında maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenleyerek kaza mahallinden ayrıldıklarını, ….. plaka sayılı minibüs sürücüsü tanık …. kullanmakta olduğu araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacı yolcu ….’IN yaralanmasıyla neticelenen bu trafik kazasının hazırlanması ve oluşumunda %100 (YÜZDE YÜZ) ORANINDA ASLİ DÜZEYDE TAM KUSURLU olduğu görüş ve kanaatine varıldığını, …. plaka sayılı otomobil sürücüsü … davacı yolcu ….’IN yaralanmasıyla neticelenen bu trafik kazasının hazırlanması ve oluşumunda ATFA KABİL BİR KUSURUNUN BULUNMADIĞI görüş ve kanaatine varıldığını, dosya tetkiki dosya içerisinde bulunan beyanlar ve olay yerinin bilirkişi tarafından görülerek incelenmesi ve irdelenmesi ile birliktte tüm dosya içerisinde bulunan bilgilerin olayın oluşuna uygun olarak incelenmesi neticesinde anlaşıldığını, bu kazanın oluşumunda başkaca bir unsur görülmediği hususları tespit edilmiştir.
Huzurda görülen dava trafik kazasına dayalı maddi tazminat davasıdır.
Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya birşeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortasına Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası denilmektedir. Güvence Hesabı, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunmayan araçların sebep oldukları trafik kazalarında, mağdurların bedensel zararlarını teminat limitleri dahilinde karşılar.
Taraf sıfatı (husumet) maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usulî hukuki ilişkinin süjesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usûli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Buna göre tüm insanlar, hak ehliyetine ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahiptir. Dava ehliyeti ise, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. (HMK 51) Fiil ehliyetine sahip olan kişi, dava ehliyetine de sahiptir ve davayı yürütebilir, usûl işlemlerini yapabilir. Reşit olan ve temyiz kudretine sahip olan kişiler fiil ehliyetine sahiptir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve dava takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur.Bu husus mahkemece re’sen gözönünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından kazaya sebebiyet veren aracın tespit edilemediği iddiası ile trafik kazası nedeniyle uğradığı bedensel zararların tazmini istemli olarak huzurda görülen dava açılmıştır. Davalının dava konusu bedensel zarardan sorumlu tutulup tutulmayacağı, diğer bir ifade ile davada taraf sıfatı olup olmadığı kazaya sebebiyet veren aracın tespit edilememesi veya kazaya konu aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olmasına ve kaza tarihi itibariyle söz konusu aracın geçerli bir zorunlu trafik sigortasının bulunmamasına bağlıdır. Davalının anılan kaza nedeni ile ortaya çıkan zarardan sorumlu olup olmayacağı, husumete ilişkin bir uyuşmazlık olup husumet itirazı ilk itirazlardan olmayıp yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi re’sen de ele alınabilecektir. 11/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere dosyaya Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden gelen müzekkere cevabı ekinde dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağının gönderildiği; bu kapsamda dava konusu kazanın davacının yolcu olarak içinde bulunduğu ….. plakalı araç ile …. plaka sayılı aracın çarpışması sonucu meydana geldiği anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağının incelenmesinde …. plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle …. Sigorta tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğu; davacının içinde yolcu olarak bulunduğu ….. plaka sayılı aracın da …. sigorta tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı tarafından söz konusu kaza tutanaklarının sonradan düzenlendiği iddiası ile itibar edilmemesi gerektiği belirtilmiş ise de dosyada mübrez kaza tespit tutanaklarından birinin ambulans ekibi tarafından düzenlenmiş olması karşısında davacının aksi yöndeki iddiasına mahkememizce itibar edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle dava konusu kaza nedeni ile güvence hesabının sorumluluğuna gidilemeyeceğinden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı ile 44,40 TL peşin harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine
6-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
30/05/2023

Katip ….
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪