Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1023 E. 2020/691 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1023
KARAR NO : 2020/691

DAVA : İtirazın İptali (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle müvekkilinin davalıdan olan alacağı nedeniyle davalı aleyhine Küçükçekmece .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalı borçlunun haksız itirazı üzerine durduğunu, müvekkili ile davalının bir takım menkul malların saklanmasına dair saklama sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince borcun dayanağı olan her hususun açık ve net bir şekilde yazıldığını, malların günlük 300 TL karşılığında saklanması konusunda mutabık kalındığını, davalının sözleşme gereği sorumluluğunu yerine getirmediğini, ve sözleşme bedelinin ödenmediğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, % 20 ‘den aşağı olmamak üzeri icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, muhafaza işleminin gerçekleştirildiği dosyanın haricindeki bir ilamsız takip ikame edilerek yedieminlik ücretinin istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili bakımından ise pasif husumet yokluğu bulunduğunu, davacının, taraflar arasında saklama sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme doğrultusunda malların saklanması için günlük 300,00 TL’ nin ödeneceği hususunda tarafların mutabakata vardığını gerçeğe aykırı şekilde iddia ettiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan belgeden görüleceği üzere; bahse konu belgenin ücret sözleşmesi niteliğinde olmadığını, belgenin içeriğinden görüleceği üzere, ücret sözleşmesine ilişkin özel şartların yer aldığı metnin altındaki alacaklı veya vekilinin imza hanesi boş olduğunu, yani özel şartların yer aldığı metnin kabul edildiğine dair imzalarının bulunmadığını, yalnızca teslim zaptının alt kısımda alacaklı vekilinin bilgileri kısmına ad-soyad, adres ve cep telefonu bilgisi yazılarak vekil sıfatıyla imzalandığını, davacının icra ve inkar tazminatı talebinin hukuku aykırı olduğunu, davanın reddine, davacı aleyhine % 20 oranından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olıup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K).
Esasen tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları yedieminlik sözleşmesi hükümlerini geçerli saymak ve bu doğrultudaki bilirkişi raporundaki hesaplamalar gereğince, davanın tamamen kabulüne dair karar vermek doğru gibi görünse de, hacizli malların değeri (alüminyum hammadde ve işlenmiş alüminyum disk), Bakanlık tarifesine göre taraflar arasında belirlenen ücretin çok yüksek oluşu, hakkaniyet kuralları, haczedilen eşyanın fazladan özen yükümlülüğü gerektirmemesi, emtianın haczedildiği tarih vs. gibi nedenlerle, Borçlar Kanunu 43/1. maddesi kıyasen uygulanarak yedieminlik ücretinde hakkaniyet indirimi yapılması, olayı çevreleyen hal ve şartlara daha uygun bulunmuştur. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin konuya ilişkin emsal içtihatları da bu yöndedir ( Yargıtay 13. HD nin 21/01/2014 tarih 2013/19629 E. ve 2014/1362 K. Nolu kararı; 08/03/2017 tarihli 2015/38418 E., 2017/2929 K. sayılı kararı).
“…Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı taraf imza sırasında vuku bulan fiziki saldırı nedeniyle karışıklık yaşandığını, bu yüzden özgür iradeleri sonucu sözleşmeyi imzalayamadığını ileri sürmüş ise de, dosyada bu konuya ilişkin yasal bir delil bulunmadığı ve dava açılana kadar da sözleşme niteliğindeki söz konusu tutanağın iptali için herhangi bir girişim yapılmadığı, taraflar arasındaki yedieminlik sözleşmesinin hukuken geçerli olduğu kabul edilmiş, Borçlar Kanunu’ndaki sözleşme serbestisi ilkesi de dikkate alındığında davalının söz konusu yedieminlik ücretinin belirlenmesinde Adalet Bakanlığı tarifesinin esas alınması gerektiğine dair talep ve itirazına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, karşı davanın konusunun asıl dava içinde ön sorun olarak inceleneceği için aynı hususta ayrıca dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından karşı davanın usulden reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesi kararına karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….Hukuk Dairesinin …. esas ve … karar sayılı ve 13/12/2018 tarihli kararı ile ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın karşı davayla ilgili bölümünün usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin karşı davaya yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, asıl dava bakımından ise Yargıtay 13.H.D.’nin emsal nitelikteki kararlarına göre hukuki ilişki Adalet Bakanlığı tarifesine bağlı olmasa bile gerektiğinde hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, somut olayda davacının yedieminlik ücretinin takdiren %50 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak 49.530,00 TL’nin olarak belirlendiği,davacıya dava öncesi ödenen tutarlar düşüldüğünde geriye kalan 19.311,00TL’ye hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davalı – karşı davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının asıl davaya ilişkin bölümünün kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve bu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir….” T.C.YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ, 2019/1909 Esas, 2020/886 Karar.
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı yedieminlik ücret alacağı nedeni ile başlattığı takibe itirazın iptali nedeni ile iş bu dava açılmış olup, bu kapsamda taraflar arasında yapılan sözleşmenin her iki tarafında özgür iradesi ile düzenlendiği, bu nedenle tarafları bağladığı, Yargıtay 13.H.D.’nin emsal nitelikteki kararlarına göre de hukuki ilişki Adalet Bakanlığı tarifesine bağlı olmasa bile gerektiğinde hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği bu nedenle somut olayda da yediemine bırakılan malların niteliği ve miktarı da dikkate alınarak davacının yedieminlik ücretinin takdiren %50 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak davanın kısmen ,Küçükçekmece …öİcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında vâki itirazın kısmen iptaline, takibin 84.400,00-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, alacak likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1- Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında vâki itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 84.400,00-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına,
2-Alacak likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 5.765,36 TL harçtan peşin alınan 2.038,69 TL peşin harcın mahsubu ile 3.726,67 TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 1.863,33 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bakiye 1.863,33 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 11.772 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 11.772 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 2.089,49 TL harç, 54,50 TL tebligat müzekkere gideri, toplamı 2.143,89 TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 1.071,94 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 1.071,94 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”