Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/102 E. 2021/205 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/102
KARAR NO : 2021/205

DAVA TARİHİ : 13/02/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 13/02/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili Mühendisler … Orman Ürünleri Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ …, Orman Ürünleri ve Dekorasyon Sektörünün Öncü Firmalarında olduğunu, müvekkili şirket 28.02.2008 tarihinde kurulduğunu, Merkezi …’de 440 m2 alana sahip idari ofis binalarında yaklaşık 20 beyaz yakalı personeli ile, fabrikası … Sanayi Bölgesinde 5.000 m2 de kurulu bulunan son sistem makine parkurlu yaklaşık 30 çalışanı ile uzun yıllardır yurtiçi ve yurtdışına “Mutfak Dolabı, Banyo Dolabı, Vestiyer, Banko, Duvar Kaplaması ve Posta Kutusu imalatı/üretimi ve toptan satış faaliyeti” faaliyetleri ile iştigal ettiğini,

Bu süreç içerisinde dünya ekonomisindeki olumsuz gelişmeler ve kur dalgalanması ister istemez, ülkemiz ekonomisini de etkilediğini, inşaat sektörü ve buna bağlı olarak mevcut ahşap üretim sektörü de olumsuz etkilendiğini ve mevcut inşaat sektöründeki ağırlıklı müşterilerinin ödemelerini geciktirmeye, nakit ödemeleri çek veya senet ile yapmaya, bunun akabinde mevcut siparişlerini dondurmaya ya da kısmi iptal veya tamamen iptallere gittiklerini ve yeni siparişlerin azalması söz konusu olduğunu, 2017 sonu ve 2018 yıllarında sözleşmesi yapılmış olan projelerin maliyetlerindeki artış (hammaddeye gelen +/- %50 artış, kur artışları, nakliye giderlerinin artması, montaj giderlerinin artması, banka kredi faizlerinin yükselmesi ve benzeri maliyet artışları) nedeni ile şirketlerinin 2018 yılını zarar ile kapattıklarını, sözleşmesi imzalanmış ve ifası gerçekleşmiş projelerden hiçbir şekilde fiyat farkı alınamadığını, şirketlerinin haricinde yaşanan bu ekonomik gelişmeler ve tüm bu olumsuzluklara rağmen, şirketlerinin imzalamış olduğu sözleşmelerdeki tüm yükümlülüklerini yerine getirmeye devam ettiklerini ve etmekte olduklarını, mevcut kredi borçları, tedarikçi ödemeleri ve şirketlerinin çalışanlarının (taşeronlarla birlikte +/- 200 personel) aylık maaş + SGK prim + vergi gibi ödemeleri aksatılmadan yapılmaya çalışıldığını, ancak şirketin bu olumsuz koşullardan etkilenmesi ve vadesi gelmiş borçların ödenmesinde sıkıntı yaşanılması kaçınılmaz hale geldiğini, inşaat sektöründeki projelerde elde olmayan sebeplerle ortaya çıkan gecikmeler, dünya genelindeki ve ülkemiz özelindeki ekonomik dalgalanmalar, şirketlerinin fabrikasının üretim-satış dengesini bozduğunu, tahsilatları olumsuz etkilediğini, mevcut satış gelir ve tahsilatları düzensizleştiğini, bu nedenlerle işletmelerinde ciddi finansal problemler ortaya çıktığını, nakit akışı azalmış, öz kaynaklar ile finansal döngü sağlanmaya çalışıldığını, ancak öz kaynakların bir kısmının fabrika yatırımlarına daha önceden harcanmış olması sebebiyle banka kredilerinde ve çek ödemelerimizde aksamalar yaşanmaya başlandığını, elde olmayan tüm bu olumsuzlara rağmen şirketlerinin ve şirketlerine bağlı 5.000 m2 alana sahip fabrikalarında üretimlerinin (taşeronlarla birlikte) yaklaşık 200 çalışan personeli ile birlikte devam ettiğini, yurt içerisinde inşaat sektörünün tekrar canlanmaya başlaması ve yurt dışından alınacak yeni siparişlerle birlikte 2019 yılının ikinci yarısından itibaren yaşanacak ekonomik iyileşmenin 2020 yılı boyunca da devam edeceği gözetilerek şirketlerinin gelirlerinde artış yaşanması hedeflendiğini, hedeflenen bu yeni siparişler nedeniyle yapacakalrı satışlar ile hem nakit akışının başlayacağını, hem de kredi, tedarikçi ve personelinin ödemeleri daha rahat yapılacağını, alacaklılarca yapılacak incelemelerde işletme ortaklarının mal varlıklarının ne denli yüksek olduğunu ve teminata eşdeğer hüküm yarattığı görülebileceğini, şirketin asıl borçlarını kısa vadeli borçları oluşturduğunu, bugün itibarıyla şirketlerinin teknik olarak iflas konumunda olmadığını, ancak mevcut vadesi gelmiş alacaklarını tahsil edemediği için; vadesi gelmiş veya vadesi yaklaşmış (kısa vadeli) borçları vadesinde ödeyememe riski ile karşı karşıya olduğunu, şirketlerinin içinde bulunduğu sektöre özgü sorunlar ve yaşanan ekonomik belirsizlikler çerçevesinde, şirketlerinin yapmış olduğu fabrika ve makina yatırımının geri dönüşünün zaman alacağı malum olduğunu, hal böyle olmakla birlikte fabrikalarının ülkemiz ekonomisine, kurulu bulunduğu çevreye ve çalışan personel ve ailelerine uzun yıllar boyunca olumlu etkisi olacağını, dolayısıyla mevcut fabrika yatırımlarının geri dönüşü henüz tamamlanmadığını ve devam ettiklerini, işletmelerinin, nakit akışında bir olumsuzluğa sebebiyet verilmesini, hukuksal icrai koşullar durumunda mal varlığına ilişkin değerlerin yarı yarıya düşeceği göz önünde bulundurularak konkordato süreci içerisinde hem işletmeleri, hem de kredi alacaklılarının çıkarlarının dengeli bir şekilde korunmasını amaçladıklarını, sonuç olarak nakit döngüsünde sorunlar yaşanması neticesinde şirketlerinin taahhütlerine bağlılığına ilişkin piyasa algısı olumsuz etkilenmeye başlanacağından, şirketlerinin bu olumsuz algı neticesinde alacaklılarca malvarlığında cebri icra yollarına başvurularak iflasa sürüklenmesi tehdidi öngörüldüğünü, şirket varlıklarının cebri icra yoluyla parça parça satışa konu olması halinde alacaklıların da bu durumdan olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olduğunu, halbuki şirketin varlık bütünlüğünün korunması hem değerini artırmakta hem de faaliyetlerinin sürdürülmesine imkân sağlayacaklarını, konkordato talep etmelerindeki amaçlarının , işletmelerinin devamlılığını sağlayarak, başta kredi alacaklılarının olmak üzere tüm alacaklılarının çıkarlarını düşünerek tüm borçlarını konkordato ön projelerinde belirlemiş oldukları vade koşullarında son kuruşuna kadar ödeyebileceklerini,
bu nedenlerle müvekkili şirket konkordato ön projesinin gerçekleşmesinde bir sıkıntı olmayacağını, keza şirket borca batık olmayıp yalnızca vade konkordatosu taleplerinin bulunduğunu, İİK 286. Maddesi, 660 sayılı KHK’nın 2. maddesi ve Adalet Bakanlığı’nın 30.01.19 tarihli 30671 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Yönetmeliği uyarınca gerekli tüm belgeler dava dilekçeleri ekinde sunulduğunu, “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından bağımsız denetim teknikleri uygulanarak defter, kayıt ve belgeler üzerinden Türkiye denetim standartlarına uygun biçimde, Bağımsız Denetim Standardı 805’e; Güvence Denetimi Standardı 3000 ve Güvence Denetimi Standardı 3400’e uygun olarak denetimi sonucunda verilen 06.02.2019 tarihli bağımsız denetim raporu gereğince ön projenin gerçekleşeceğine dair makul güvence verildiğini, bu itibarla, konkordato talebi için gerekli şartlar sağlanmış olmakla, vade konkordatosu taleplerinin kabulünü talep ettiklerini, öncelikle İİK 287/1 Maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren geçici mühlet kararı verilmesine ve kararın ilgili yerlerde ilanını, İİK 287/3 Maddesi uyarınca geçici konkordato komiseri atanmasını, İİK 294/1 maddesi uyarınca; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere müvekkilleri aleyhine takip yapılmamasını, ihtiyati tedbir ve ihtiyati tedbir kararı uygulanmamasını, teminat mektuplarının paraya çevrilmemesini, müvekkilleri tarafından keşide edilen kambiyo senetlerinin ve çeklerin muhatap bankaya ibraz edilmesi halinde bankalar tarafından “Konkordato geçici mühleti verildiğinden işlem yapılamayacağına ilişkin şerh düşülmesine” dair tedbir kararı verilmesini,
müvekkillerin bankalardaki hesaplarına gelecek paraların tedbiren hesaba ait banka tarafından mahsubunun önlenmesini, bankaya kredi karşılığı verilen çeklerin tahsil edilmesi halinde kredi taksitlerinden mahsup edilmemesi bu suretle alacaklılar arasında eşitsizliğin önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilerek tahsil edilen çeklerin komiser denetiminde şirkete ödenmesi için mahkemece talimat verilmesini, geçici mühlet karar tarihinden itibaren icra takibi yapılmamasını, ihtiyati haciz kararı verilmemesini, faizlerin durması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve bu kararın adliye tevzi bürolarına ve ilgili yerlere bildirilmesini, akabinde İİK 289 uyarınca kesin mühlet kararı verilerek tasdik edilmesine ve ilgili yerlerde ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasında düzenlenen tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlu vekilince süresinde tamamlanması üzerine borçlu hakkında üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine ve geçici konkordato komiseri görevlendirilmesine,ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı,borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı,borçlu şirket vekilinin talebi ve konkordato komiser heyetinin görüşü gözönüne alınarak borçlu şirkete kesin mühlet verildiği görülmüştür.
Geçici komiser toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, şirkete ait stoklar hesabı altındaki gayrimenkullerin ve binalar hesabı altındaki gayrimenkullerin rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkememizce onaylanmıştır.
Konkordato geçici komiserleri …, … ve .. tarafından mahkememize sunulan 15/05/2019 tarihli raporunu da özetle;
Davacı şirketin mevcut çalışma düzenini koruduğunu, faaliyetlerine devam ettiğini, şirketin 31.03.2019 tarihi itibariyle kaydi değerlere göre özvarlığının (+) 63.244,80TL’sı olarak tespit edildiğini, şirketin 31.03.2019 tarihi itibariyle TTK 376/3. maddesinde belirtilen “aktiflerin hem isletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen bilançolara göre; özvarlığının : ¨ (-) 1.787.702,97’si olduğunu, dolayısıyla da davacı şirketin 31.03.2019 tarihi itibariyle borca batık durumda bulunduğunu, davacı şirketin dosyaya sunulan konkordato ön projesinde yer alan satış ve karlılık hedeflerini aşağıda şekilde gerçekleştirdiğini, 2019 yılında öngörülen net satış tutarı ¨20.000.000 öngörüldüğünü, 2019 yılı ilk üç aylık dönemde gerçekleşen satış tutarı ¨2.626.244,16’sı olduğunu, öngörülen 2019 yılı dönem kar’ı 1.090.696,86’sı öngörülmüş iken 2019 yılının ilk üç ayında gerçekleşen kar ¨ 315.486,24’sı olduğunu, davacı şirketin olası bir iflas halinde konkordatoya tabi borçlarının %41’inin ödenebileceğini, davacı şirketin hali hazırda alacaklı sayısının 250’ yi aşmadığını, ve imtiyazlı alacaklar dahil toplam borcunun ise ¨ 13.613.923,24 ’sı olduğunu, netice itibariyle, şirketin faaliyetine kesintisiz devam etmesi ve rayiç değer bilançosunda tespit edilen varlık yapısı, işletme aktifine alınan gayrimenkul ve geçmiş dönem verilerinden hareketle belirlenen satış ve karlılık oranlarına göre, önümüzdeki 4 yıl içerisinde hesaplanan faaliyet sonucu ortaya çıkacak kar ile konkordato ön projesinde belirtilmiş olan borçların ödenebileceği değerlendirilmiş olup, bu çerçevede borçlu şirketin konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin yüksek olduğunu, davacı şirket vekilinin mahkemeye hitaben düzenlemiş olduğu iki aylık geçici ek mühlet ve ek tedbir taleplerinin davacı şirketin inşaat şirketlerine proje üreten bir şirket olması nedeni ile faydalı olacağı kanaatinde olup, borçlu şirkete 2 aylık geçici ek mühlet verilmesini talep etmiştir.
Konkordato geçici komiserleri …, …ve … tarafından mahkememize sunulan 09/07/2019 tarihli raporunu da özetle;
Davacı şirketin mevcut çalışma düzenini koruduğunu, ticari faaliyetlerine kesintisiz olarak devam ettiğini, şirketin 31.05.2019 tarihi itibariyle kaydi değerlere göre özvarlığının (+) ¨ 1.302.438,56’sı olarak tespit edildiğini, şirketin 31.05.2019 tarihi itibariyle TTK 376/3. maddesinde belirtilen “aktiflerin hem isletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen bilançolara göre: özvarlığının : (+) ¨4.514.058.15’sı olduğunu dolayısıyla da davacı şirketin 31.05.2019 tarihi itibariyle borca batık olmadığını, davacı şirketin dava dosyasına sunulan konkordato ön projesinde yer alan satış öngörülerini %59 oranında karlılık öngörülerini ise %95 oranında gerçekleştirdiğin, davacı şirketin dava dosyasına sunulan konkordato ön projesinde; şirket ortakları ¨600.000, ’sı 2019 yılında ¨ 500.000’sı 2020 yılında ¨ 500.000’sı 2021 yılında olmak üzere şirket sermayesini ¨1.600.000’sı artırmayı taahhüt ettiklerini, davacı şirketin ¨ 1.500.000’sı olan sermayesinin ¨ 2.300.000 ’lık kısmı dağıtılmayan geçmiş yıl karlarından ¨ 1.000.000’sı ortakların alacaklarından olmak üzere ¨ 3.300.000’sı artırılarak ¨ 4.800.000.’sine çıkarıldığını, sermaye artırım kararı İstanbul Ticaret Sicil memurluğu tarafından 24.04.2019 tarihinde tescil, Ticaret Sicil Gazetesinin 30.04.2019 tarih 9819 sayılı nüshasında ilan edildiğini, davacı şirket ortakları 2019 yılı için öngördükleri ¨ 600.000,’sinin sermaye artırımı için 21.06.2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket sermayesinin ¨4.800.000’den ¨5.400.000’ye çıkarılmasına karar verdiklerini, sermaye artırım kararı İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu tarafından 04/07/2019 tarihinde tescil edildiğini, davacı şirketin olası bir iflas halinde konkordatoya tabi borçlarının %72’sinin ödenebileceğini, davacı şirketin hali hazırda alacaklı sayısının 250’ yi aşmadığını, ve imtiyazlı alacaklar dahil toplam borcunun ise ¨12.479.773,87TL’sı olduğunu, netice itibariyle, şirketin faaliyetine kesintisiz devam etmesi ve rayiç değer bilançosunda tespit edilen varlık yapısı, işletme aktifine alınan gayrimenkul ve geçmiş dönem verilerinden hareketle belirlenen satış ve karlılık oranlarına göre, önümüzdeki 4 yıl içerisinde hesaplanan faaliyet sonucu ortaya çıkacak kar ile konkordato ön projesinde belirtilmiş olan borçların ödenebileceğini, bu çerçevede borçlu şirketin konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin yüksek olduğunu, kanaatinde olup, borçlu şirkete kesin mühlet verilmesinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Konkordato geçici komiserleri …, … ve … tarafından mahkememize sunulan 24/02/2021 tarihli raporunu da özetle; Davacı borçlu şirketin 08.02.2021 tarihi itibariyle Kaydi Öz kaynaklarının (+) ¨2.118.869,38’si olduğunu, borca batık durumda olmadığını, 6102 sayılı TTK’nın 376/3. Maddesinde belirtilen yöntemlere (aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle bilanço düzenlenmesi) göre Rayiç Öz kaynaklarının ¨ 6.370.586.40’sı olduğu borca badk durumda olmadığını, borçlu şirketin nihai projesinde yer alan kaynakları ile şirket borçlannı Eylül 2021’den başlayarak üç yılda ödeyebileceğine ilişkin öngörüsü ve 01.02.2021 tarihli nihai projesinin alacaklılann büyük çoğunluğu tarafından kabul edildiği dikkate alındığında nihai projenin kabul edilmesi gerektiğini, borçlu şirketin iflası halinde adi alacaklıların tahsil edebileceği oranın %72 olduğu, borçlu şirketin ise nihai projesinde 3 yıllık vadede borçlarının % 100’ünü ödemeyi teklif ettiğini, bu durumda, teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların elde edebileceği miktardan fazla olduğunu, borçlu şirketin mevcut kaynaklarının ve nihai projede öngördüğü öngördüğü faaliyetin devamı sonucu yaratacağı kaynakların konkordato teklifi ile orantılı olduğunu, borçlu şirketin konkordato teklifinin İİK md. III.abendi “kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yansını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini“ aşacak şekilde kabul edildiğini, konkordatonun tasdik edilebilmesi için, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre hesaplanan [ ¨ 7.773.518,62’nin binde 2,27’si] ¨17.646’sı tutarındaki harcın yatırılmasının zorunlu olduğunu, teminat şartının sağlanması ve hesaplanan tasdik harcının yatın iması durumunda borçlu şirketin, “konkordatoya tabi borçlarımızı Eylül 2021’den başlayarak 3 yılda her yılın 28 Mart, 30 Haziran, 30 Eylül, 31 Arafık aylarında taksitler halinde ” şeklindeki konkordato teklifinin tasdikine karar verilebileceğini, borçlu şirketin rehinli alacaklılarla yapılandırma şartlarım sağladığını, İİK m. 308/h uyarınca karar tesis edilebilmesi için, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre hesaplanan (¨62.365,80’nin binde 1.13’üne tekabül eden) 70,47’si tutarında harç yatırılması gerektiğini bildirmişlerdir.
Bilirkişi …’in 03/03/2021 havale tarihli bilirkişi raporunu özetle; Raporun muhtelif yerlerinde belirtildiği üzere, komiser heyeti tarafından kaydi değerler esas alınarak düzenlenen 08.02.2021 tarihli bilançoya göre borçlu şirketin özkaynaklarının ¨ 2.118.869,38, rayiç değerler esas alınarak düzenlenen aynı tarihli bilançoya göre ise özkaynaklarının ¨ 5.370.586,40 olarak hesaplandığını, dolayısıyla hem kaydi hem de rayiç değerler esas alınarak düzenlenen 08.02.2021 tarihli bilançolara göre borçlu şirketin borca batık olmadığını, raporun 3.1. bölümünde detaylı olarak açıklandığı üzere, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğunu, dolayısıyla İİK’nın 305/a maddesi ile hükme bağlanan şartın sağlandığını, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın borçlunun mal varlığı ile orantılı olduğunu, dolayısıyla İİK’nın 305/b maddesi ile hükme bağlanan şartın sağlandığını, borçlu şirketin konkordato projesinin 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edildiği; hesaplamanın 2 ayrı şekilde yapıldığını, borçlu şirket ortaklarının kuzenleri olan … ve … isimli şahısların nisaba dahil edilmeleri halinde de, oylamada dikkate alınmamaları halinde de konkordato projesinin 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edildiğini; borçlunun talebi olmadığı için rehinli alacaklılarla toplantı yapılmadığı, sadece adi alacaklılarla toplantı yapıldığını, dolayısıyla İİK’nın 305/c maddesi ile hükme bağlanan şartın sağlandığını, borçlu şirket tarafından İİK’nın 305/d maddesi kapsamında ifa edilmemiş bir yükümlülük bulunmadığını, bir başka ifade ile borçlu şirketin konkordatosunun tasdiki için İİK’nın 305/d maddesi ile hükme bağlanan şartların yerine getirildiği, ¨ 17.645,89 tasdik harcı ile mahkeme tarafından takdir edilecek yargılama giderinin borçlu şirket tarafından mahkeme veznesine depo edilmek suretiyle ödenmesi durumunda, borçlu şirketin konkordatosunun tasdiki için İİK’nın 305/e maddesinde yer alan şartın yerine getirilmiş olacağı ve nihai olarak İİK’nın 305’inci maddesinde sayılan tüm şartların sağlanmış olacağını, rehinli alacaklılarla İİK’nın 308/h maddesi kapsamında yapılandırma ve oylama yoluna gidilmediğinden rehinli alacaklar için harç doğmadığını, borçlu şirket tarafından Mahkemeye sunulan 02.02.2021 tarihli nihai projede borçların %100’ünün faizsiz, 2021 yılı Eylül ayından başlayarak, her yılın 28 Mart, 30 Haziran, 30 Eylül, 31 Aralık tarihlerinde taksitler halinde faizsiz, hiçbir icra takip ferisi ve çek tazminatı ödemeksizin (yapılan ödeme oranında keşide edilen karşılıksız çeklerin iade edilmesi kaydı ile) 3 yıllık süreçte ödenmesi teklif edildiğini, söz konusu proje ve bu doğrultuda ödeme planı alacaklılarca kabul edildiğini, revize projede ayrıca, fabrika binasının satışı ve şirket ortağına ait Ankara‘da bulunan dairenin satışının gerçekleşmesi halinde ödeme süresi 3 yıldan 1 yıla düşürülerek “1” yıl içerisinde tüm borçlar belirtilen aylarda ödenerek kapatılacağının belirtildiğini, kabul edilen ödeme takvimi esas alınarak ¨ 7.773.518,62 tutarındaki adi alacaklar için komiser heyetince oluşturulan ödeme planının işbu rapora ek yapıldığını bildirmiştir.
İİK’nın 305 nci maddesi hükmü “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçe-bilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkorda-toda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” şeklinde olup anılan madde ile konkordato tasdik şartları tahdidi olarak sayılmıştır.
İİK’nın 302 nci maddesinde belirtilen nisaplar çerçevesinde alacaklılarca kabul edilen konkordatonun tasdik edilebilmesi için bazı koşulların varlığı gerekmektedir.Konkordatonun alacaklılar tarafından kabul edilmesi başlı başına konkordatonun tasdiki sonucunu doğurmayacaktır.Mahkeme,ancak anılan maddede belirtilen koşulların varlığı halinde konkordatoyu tasdik edecektir.Konkordatonun tasdik edilebilmesi için bu koşulların kümülatif olarak bir arada olması gerekir ve mahkeme tüm koşulların oluşup oluşmadığını re’sen araştırır.
Yukarıda yapılan genel açıklama ışığında konkordatonun tasdiki şartlarının somut olay bakımından gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılması gerekmektedir.
İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince,adi konkordatoda teklif edilen tutar,borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olmalıdır.Anılan fıkranın (b) bendinde ise,teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması şartı düzenlenmiştir.Bu iki bentteki amaç ,konkordatonun,alacaklıları iflâstan daha kötü bir noktaya taşımamasıdır.Borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçecek meblağ,konkordato teklifinden daha fazla olacak ise konkordato tasdik edilmeyecektir. Mahkeme bu hususu denetlemelidir.Çünkü alacaklılar konkordatoyla bağlı olduklarından kabul oyu kullanmayan veya alacaklı olduğunu bildirmeyen alacaklıların korunması gereklidir.Bu bentler uyarınca değerlendirme yapılırken alacaklıların menfaatleri en iyi şekilde korunmalıdır.Bu değerlendirme yapılırken konkordatonun ,iflâstan daha avantajlı olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.İflâs hâlinde alacaklıların eline geçebilecek miktar tam ve doğru bir şekilde belirlenemediğinden mahkemece,alacaklıların konkordato sonucunda eline geçecek tutarın iflâs tasfiyesi sonucunda ellerine geçecek tutardan daha fazla olacağının kural olarak kabul edilmesi gerekmektedir.Aksinin herhangi bir alacaklı tarafından iddia edilmesi halinde ise bu iddiayı ileri süren alacaklının,iflâsın alacaklılar bakımından konkordatoya nazaran daha avantajlı olduğunu ispat etmesi gerekir.
Yine teklif edilen oranın borçlunun malvarlığı ile orantılı olup olmadığının da denetlenmesi gerekmektedir.Bu değerlendirme yapılırken borçlunun tüm aktif ve pasifinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkememize sunulan gerekçeli komiser heyeti raporu ile bilirkişi raporuna göre, konkordatonun,alacaklılar açısından ,iflastan daha avantajlı olduğu belirlenmiş ve bunun aksinin herhangi bir alacaklı tarafından iddia edilmediği gibi buna ilişkin herhangi bir delilde dosyaya sunulmadığından konkordatonun alacaklılar açısından iflâsa nazaran daha avantajlı olduğu,teklif edilen oranın borçlunun malvarlığı ile orantılı olduğu anlaşıldığından İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerindeki koşulların borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun tasdiki için konkordato projesinin 302 nci maddede belirtilen çoğunlukla kabul edilmiş olması gerekli olup komiser heyeti raporu,toplantı tutanağı ve bilirkişi raporu incelendiğinde,projenin hem alacaklıların,hem de alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından kabul edildiği,aynı şekilde projenin hem alacaklıların dörtte birini,hem de alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunlukla kabul edildiği,buna göre İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun tasdik edilebilmesi için gerekli olan bir diğer koşul ise,borçlunun bazı alacaklıların alacaklarını güvence altına almak için teminat göstermek zorundadır.İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca,206 nci maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının,alacaklılar bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir.Konkordato komiser heyetinin gerekçeli raporu incelendiğinde,borçlu şirketin mühlet süresi içerisinde doğan borcun teminatlandırılması gerekmediği bildirildiğinden, İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun tasdik edilmesi için gerekli olan şartlardan sonuncusu ise konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın,tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olmasıdır. Borçlu tarafından mahkememizce belirlenen yargılama gideri ile harcın tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edildiğinden, İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde,borçlu şirketin İİK’nın 305 nci maddesinde belirtilen tüm koşulları yerine getirdiği ve konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu anlaşıldığından borçlunun konkordato talebinin kabulü ile konkordatonun tasdikine,borçlu şirket tarafından borçların%100’nün faizsiz,2021 yılı eylül ayından başlayarak,her yılın 28 mart,30 haziran,30 eylül,31 Aralık tarihlerinde taksitler halinde faizsiz,hiçbir icra takip ferisi ve çek tazminatı ödemeksizin (yapılan ödeme oranında keşide edilen karşılıksız çeklerin iade edilmesi kaydı ile) süreçte borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ödenmesine,24/02/2021 tarihli konkordato komiserleri tarafından sunulan gerekçeli rapora ekli ödeme takviminin kararın eki olduğunun bildirilmesine, konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının tespitine,karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Borçlu şirket tarafından sunulan konkordato projeleri ve revize projelerin uygulanabilir olduğu,komiser heyetinin gerekçeli raporu,bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden konkordatonun başarıya ulaşacağı anlaşıldığından,İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı (…) sicil nolu MÜHENDİSLER … ORMAN ÜRÜNLERİ PAZARLAMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin konkordato talebinin KABULÜ ile;konkordatonun İİK’nın 306 nci maddesi uyarınca TASDİKİNE,borçlu şirket tarafından konkordatoya tabi borçların,%100’nün faizsiz,2021 yılı eylül ayından başlayarak,her yılın 28 mart,30 haziran,30 eylül,31 Aralık tarihlerinde taksitler halinde faizsiz,hiçbir icra takip ferisi ve çek tazminatı ödemeksizin (yapılan ödeme oranında keşide edilen karşılıksız çeklerin iade edilmesi kaydı ile) süreçte borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ÖDENMESİNE,24/02/2021 tarihli konkordato komiserleri tarafından sunulan gerekçeli rapora ekli ödeme takviminin kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE, konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının TESPİTİNE,
2-İİK’nın 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararıyla birlikte bağlayıcı hâle geldiğinin karar altına ALINMASINA,
3- İİK’nın 308/d maddesi uyarınca borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğunun BELİRTİLMESİNE,
4-Borçlu şirket tarafından sunulan ödeme planı,alacaklı sayısı ve dosya içerisindeki diğer belgeler ile borçlu şirketin mali yapısı değerlendirildiğinde İİK’nın 306/2 nci maddesi uyarınca borçlu şirkete kayyım tayinine YER OLMADIĞINA,
5-İİK’nın 308/b maddesinin birinci uyarınca alacakları itiraza uğramış alacaklıların,tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilecekleri hususunun İHTARINA,anılan maddenin ikinci fıkrası uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın borçlu tarafından bankaya yatırılmasına YER OLMADIĞINA,
6-Konkordatonun tasdiki ile konkordato bağlayıcı hâle geldiğinden İİK’nın 308/ç maddesi uyarınca geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizlerin hükümden düştüğünün TESPİTİNE,
7-Borçlunun talebi bulunmadığından İİK’nın 307 nci maddesi uyarınca rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesine YER OLMADIĞINA,
8-Rehinli alacaklılarla İİK’nın 308/h maddesi kapsamında yapılandırma ve oylama yoluna gidilmediğinden rehinli alacaklılar ile ilgili hüküm tesisine YER OLMADIĞINA,
9-Konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
10Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA,
11-İİK’nın 306/son maddesi uyarınca tasdik kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,
12-Konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE,
13-İİK’nın 308/f maddesi uyarınca konkordatonun tamamen feshi hâlinde borçlunun İİK’nın 308 nci maddesi gereğince iflâsına karar verilebileceği hususu gözönüne alınarak borçlu tarafından yatırılan iflâs avansının bu aşamada iadesine YER OLMADIĞINA,iflâs avansının ödeme takviminde belirtilen tüm borçlar ödendikten sonra borçlu şirkete İADESİNE,
14-Alınması gerekli ¨59,30 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨44,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨14,90 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
15-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
16-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨410,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun308/a madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın konkordato talep eden borçluya tebliğinden,itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise tasdik kararının ilânından itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere borçlu şirket vekilleri ile bir kısım alacaklı vekillerinin yüzlerine karşı, bir kısım alacaklı vekillerinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.04/03/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.