Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1014 E. 2020/920 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1014 Esas
KARAR NO : 2020/920

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 30/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin yangın güvenlik sistemleri satışı ve kurulması ile iştigal ettiğini, davalı şirkete verilen ürün ve hizmetler karşılığında 22.188,42 TL bakiye alacakları kaldığını, alacağın tahsili için Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmesinde alacaklı olduğunun görüleceğini, davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının müvekkilinin … projesi ile ilgili olarak “…. …. Alarm Sistemleri” işi ile ilgili olarak 05.01.2017 tarihinde yazılı teklif verdiğini, 2017 yılında KDV dahil 261,823,38 TL tutarındaki faturaların müvekkilince teslim alındığını, bu faturaların KDV hariç %10’nun müvekkilince teminat olarak tutulduğunu, teminat haricindeki bakiyelerin ödendiğini, davacı tarafından sistem ile ilgili olarak devreye alma çalışmaları gerçekleştirilmiş olsa da, yangın sisteminde yüzlerce noktadan bağlantı yapıldığını ve bilgi okunduğunu, davacının sözleşme gereğince yükümlülüğündeki bu bağlantıları gerçekleştirmekten kaçınması, bağlantıların yapılması için irtibat kurulduğundan, servis hizmeti ödenmeden işler, tamamlamaktan kaçındıkları ve bu işlerin tamamlanmadığının yapılacak tespit ile ortaya çıkacağını, tüm sistem devreye sokulmadığından teminat olarak tutulan kısımların ödenmediğini, izah edilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy …. Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 13/11/2020 tarihli SMM bilirkişi …. tarafından düzenlenen raporda davacının davalıya verilen hizmetin tam ve eksiksiz verildiğine ilişkin 22/11/2018 tarihli iş teslim tutanağını ibraz ettiği, davalı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davalının davacıya 23.214,90 TL borçlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K)
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; tarafların arasındaki uyuşmazlık İstanbul Bakırköy …. Müdürlüğü’nün …. Esas Sayılı takip sayılı dosyasındaki takibe konu faturalardan kaynaklı cari hesap alacak miktarının ne olduğu, temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği ,tarihinin ne olduğu, faiz oranı ve türünün ne olduğu davalının icra dosyasında yapmış olduğu asıl alacak ve faize itirazın haklı olup olmadığı, inkar ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmakta olduğu, bu kapsamda tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme günü verildiği, dosyaya sunulan 18.11.2020 tarihli bilirkişi SMM … tarafından düzenlenen raporda davacı tarafından davalıya toplam 23.214,90 TL borçlu olduğunun tespit edilmiş olup, davalının BA kayıtları celbedilerek incelendiğinden davacının faturaların kaydedildiği anlaşılmış olup ,davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması ve davalının BA formlarında kayıtlı olması, işe teslim tutanağında imzası bulunan ….’in davalı şirket çalışanı olduğu, davacının alacağa konu hizmerin verildiğini ispat ettiği ve dolayısıyla bedeli almaya hak kazandığı anlaşılmakla açılan davanın kabulüne, alacağın likit olması nedeni ile davalının alacağın%20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının Bakırköy …. Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile MAHKUMİYETİNE,
3-Alınması gerekli 1.515,70 TL harçtan peşin alınan 267,99 TL peşin harcın mahsubu ile 1.247,71 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 44,40- TL başvuru harcı, 267,99-TL peşin nispi harç, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 318,79- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 65,45 TL tebligat müzekkere gideri, 700 TL Bilirkişi ücreti toplamı 765,45 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”