Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1004 E. 2020/756 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1004
KARAR NO : 2020/756

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin dava dışı …… İnşaat Taah. Tic. Ltd. Şti ve ……. Konut Tic. Ltd. Şti “İstanbul ili, Bakırköy/1 İlçesi, …… Mah…… Sokağı,……. pafta, ……. Ada,…… Parsel, ….. m2 yüz ölçümlü gayrimenkulü” satın almak ve üzerine inşaat yapılması hususunda anlaştıklarını, bu çerçevede adi ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını, adi ortaklık sözleşmesinde söz konusu ortakların her birinin 1/3 oranda hissedar olduğunun kararlaştırıldığını, arsa alanındaki aciliyet sebebi ile …… Ada, …… Parsel,…… ha 9.630 m2 yüz ölçümlü taşınmazın tapusunun adi ortalık yahut ortak şirketler adına değil de her bir şirketin göstereceği birer gerçek kişi adına alınmasının kararlaştırıldığını, arsa üzerinde inşaata başlanmadığını, arsanın adi ortaklığı oluşturan şirketlerin üzerine alınmayarak davalı ………’in aralarında olduğu gerçek kişiler üzerinde kalmaya devam ettiğini, ancak son yıllarda müvekkilinin ortakları arasında anlaşmazlıklar yaşanmaya başladığını, bu sebeple …….’in dava konusu arsanın şeklen 1/3 maliki olduğunu, taşınmaz hissesinin gerçekte hisse bedelini ödeyen müvekkilinin malı olduğunu kabul etmekteyken kardeş olan ortaklar arasında anlaşmazlık yaşanması üzerine müvekkilinin hakkını inkar etmeye kalktığını ve tapuyu müvekkiline devretmekten imtina ettiğini, dava konusu gayrimenkulün davalı adına olan 1/3 hissesi üzerine devir ve temlikinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü, davalı adına olan hissesinin tapu kaydının iptali ile müvekkili şirket adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının dava dilekçesinde harca esas dava değerini 100.000,00 TL olarak gösterdiğini, oysa davacının da bilgisi kapsamında dava konusu gayrimenkulün değerinin 105.680.000,00 TL olduğunu, davacının Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasına verdiği 24/10/2019 tarihli dilekçesi ile gayrimenkulün değerinin bu miktar olduğunu kabul ettiğini, 100.000,00 TL üzerinden ödenen eksik harcın ikmaline karar verilmesini, aksi takdirde davanın reddine karar verilmesini, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevsizlik kararı verilerek görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Mahkememizin ……. esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında 23/12/2019 tarihli tensip tutanağı ara kararı gereğince, birleştirilen Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas …… karar sayılı dosyasının bu dosyadan tefrik edilerek mahkememizin yukarıda belirtilen esas numarasına kaydedilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi ile protokole dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır.
Gaziosmanpaşa Vergi Dairesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
HMK madde 389 uyarınca 10.09.2020 tarihli Bakırköy Belediye Başkanlığı müzekkere cevabı dikkate alınarak ileride dava konusu taşınmazın değeri kesin olarak belirlendiğinde tamamlanmak üzere toplam 193.500.000,00-TL nin davalının payı olan 1/3 hissesi oranının belirlenerek bu bedelin %20 si oranında teminatın yatırılması durumunda dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir.
Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahısvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlen- dikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardandır.
“…Arsa sahibi ile yüklenici arasında, yapılan sözleşmede,binanın hasılat paylaşımı şeklinde yapılacağı, paylaşımın hasılat paylaşımı olduğu, %67 arsa sahibi,%33 yüklenici hissesi olduğu kararlaştırılmıştır.Sözleşmeye “binanın hasılat paylaşılmı yapılacağı ” şeklindeki düzenleme ve hasılat paylaşımına konu ilk satıştan düşülmek üzere ,arsa sahiplerine avans verileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 7 ve 12.maddeleri de dikkate alındığında, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu iddiası ile dava açılmıştır.Bu sebeple, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TBK’da düzenlenen adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı olduğu, taraflardan davacının TTK’da düzenlendiği gibi tacir sıfatını taşımadığından, adi ortaklığın konusunun ticari gelir elde etmek olmasının , davayı kendiliğinden ticari dava haline getirmeyeceği ve TTK’da ön görülen tarafların her ikisinin de tacir olması koşulunun davada oluşmadığı ,uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi usul ve hukuka uygun görülmekle ,davacının istinaf başvurusunun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir…” T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi, …… Esas, …… Karar
“…Dava, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Bakırköy ……. Asliye Hukuk Mahkemesince, “…TTK. 4-1/a maddesinde her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, Bu kanunda, öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı ve TTK 5-1 maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemelerinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Bu nedenlerle Davanın görev yönünden reddine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesince ise, “…Somut olayda davacının tacir olmadığı, adi ortaklığın TTK’da düzenlenmediği, mal varlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahısvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı ile davalı arasında adi ortaklık ilişkisi bulunmaktadır. Adi ortaklık TTK’da düzenlenmediğinden, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi…” T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi, ….. Esas, ……. Karar
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; davalının tacir olmadıığı, vergi mahremiyeti kaydı olduğu, davalının “tacir” tanımına uymadığı, eldeki uyuşmazlığın da yukarıda tanımlanan “ticari dava ” nitelik arz etmediği, davacıların adi ortaklık sözleşmesine dayandığı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, davacıların tapu iptal tescil taleplerine ilişkin uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin değil Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği , taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla diğer hususlar incelenmeksizin duruşmanın bittiği bildirildi.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ’NE, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle REDDİNE,
2-Görevsizlik kararı verilen dava yönünden tarafların kararın kesinleşmesinden itibaren HMK 20 gereğince 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2-1.cümlesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece verilecek nihai kararı ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/11/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”