Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/980 E. 2020/245 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/980
KARAR NO : 2020/245

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 16/10/2018
KARAR TARİHİ : 12/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2020

Mahkememizde görülmekte olan konkordato davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 16/10/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili davacı asilin davacı şirketin %100 hisse sahibi ortağı ve yönetim kurulu üyesi, aynı zamanda davacı şirketin tüm banka borçlarına kefaleti bulunan şahıs olduğunu, müvekkili davacı asil ile davacı şirket arasında ekonomik ve organik bağ olduğunu, borçluların işbu konkordato başvurusu ile yapılandırılmak istedikleri borçlar ortak olduğunu, dolayısıyla konkordato başvurularının aynı dosya üzerinden birlikte gerçekleştirilmesi gerektiğini, davacıların merkez/ikamet adreslerinin de aynı yargı çevresi içerisinde kalmaları nedeniyle usul ekonomisi açısından her bir davacı adına ayrı ayrı dava açmak yerine, tek bir dava ile tüm davacılar adına açmak hukuken yerinde olduğunu, davacı şirketin kuruluş tarihinin 02/04/2010 olup, işbu kuruluşu Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 08/04/2010 tarihli ve 7539 sayılı nüshasında ilan edildiğini, 18/12/2012 tarihli 8217 sayılı ticaret sicil gazetesinde yayınlanan 23/11/2012 tarihli 18 numaralı yönetim kurulu kararı ile şirket tek pay sahipli anonim şirket olarak faaliyetine devam etme kararı aldığını ve şirket ortakları tüm hisselerini …..’a devrettiklerini, davacı şirketin her türlü garaj ve sanayi kapılarının, hangar kapılarının, pvc perde kapılarının, çelik kepenk ve panjur sistemlerinin, yükleme sistemlerinin, otomatik kapıların ve bu ürünlere ait otomasyon sistemlerinin üretim ve ticaretini yaptığını, kendi üretimi veya ticari mal kapsamında almış olduğu her türlü garaj ve sanayi kapılarının, hangar kapılarının, yangın kapılarının, pvc perde kapılarının faaliyet konusu kapsamında her türlü montaj işlerini ve montaj işi ilgili gerek duyduğu her türlü işlemleri yapmak, elektrik ve elektronik sektörü ile ilgili her branşta faaliyet göstermek, otomasyon ve geçiş sistemleri ile ilgili ar-ge faaliyetleri yürütmek, her türlü inşaat ve yapı taahhüt işleri yapmak amacı ile kurulmuş olup; kuruluş tarihinden bu yana bulunduğu bölgede, yurt dışında çeşitli ülkelerde ve Türkiye genelinde resmi ve özel sektörde, garaj kapıları, sanayi kapıları, yükleme sistemleri ve otomasyon sistemleri üretimi, bu ürünlerin montaj faaliyetleri ile ticari satış ve pazarlama faaliyetlerini yürüttüğünü, …… Kapı Mekatronik Yapı Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş.; İstanbul’da 8 yıldır faaliyette ise de, aslında şirket sahibi davacı asilin 1998 yılından 2010 yılına kadar Ankara’da, 2010 yılından itibaren de İstanbul merkezli olmak üzere garaj kapısı, sanayi kapıları ve buna bağlı otomasyon sistemleri üretim, satış, pazarlama ve montaj faaliyetleri 20 yıl gibi bir süredir devam ettiğini, davacı şirketin, 2010 yılında “bir dünya markası olma” vizyonuyla tüm üretim, ar-ge, satış pazarlama faaliyetleri ve genel yönetim merkezini İstanbul’a taşıdığını ve bu vizyonu desteklemek amacıyla yeniden yapılanma faaliyetlerine girdiğini, davacı şirketin İstanbul’da ilk 5 yıllık yeniden yapılanma faaliyetleri sürecinde, “bir dünya firması olma” vizyonuna uygun üst seviyede tecrübeli yönetim, üretim, ar-ge, satış pazarlama ve tedarik zinciri kadrosu oluşturduğunu, 200 den fazla personele istihdam sağlandığını, yeni makine ve üretim alt yapı yatırımları yapmış ayrıca bu vizyonunu destekleyecek şekilde yaklaşık maliyeti toplamda ¨ 5.000.000′ yi bulan ERP ve satış pazarlama faaliyetlerini destekleyici dijital alt yapı ve yazılım yatırımlarına kaynak harcadığını, geniş ürün yelpazesine sahip olan davacı şirket garaj kapıları, endüstriyel kapılar, tam görüş sağlayan kapılar, yürüme rampası ve körüğü, yüksek hızlı PVC kapılar, yüksek hızlı seksiyonel kapılar, panjur sistemleri, kepenk sistemleri, hangar kapıları, yangın kapıları, radarlı kapılar, döner kapılar, hastane kapıları, kayar bahçe kapıları, kanatlı bahçe kapıları, asma kapı aksesuarları, bariyer sistemleri, pencere otomasyon sistemleri üreterek yüzlerce projede rol aldığını, davacı şirketin, Türkiye ve dünya genelinde doğrudan satış yaptığı 1000’e yakın müşteri alt yapısı bulunduğunu, ayrıca sektör lideri olma ve know-how yaratma tecrübesini de kullanarak bugüne kadar Türkiye genelinde ve dünyada çeşitli ülkelerde yer alan kurumsal projeleri başarıyla tamamladığını, davacı asil ….. Yönetim Kurulu üyesi sıfatı ile şirketi münferiden her hususta en geniş şekilde temsil ve ilzama yetkili olduğunu, şirketin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun ….. sicil no’sunda kayıtlı olduğunu, davacı borçlu; davacı şirketin %100 hisesine sahip ortağı, şirket borçlarına kefaleti bulunan ve davacı şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olan tek kişi olduğunu, ….., tek ortağı olduğu davacı borçlu şirket faaliyetlerini 2010 yılında “bir dünya markası olma” vizyonuyla tüm üretim, ar-ge, satış pazarlama faaliyetleri ve genel yönetim merkezini İstanbul’a taşıdığını ve bu vizyonu desteklemek amacıyla yeniden yapılanma faaliyetlerine girdiğini, davacı şirketin, kurulduğu tarihten bugüne yurt dışında çeşitli ülkelerde ve Türkiye genelinde resmi ve özel sektörde, garaj kapıları, sanayi kapıları, yükleme sistemleri ve otomasyon sistemleri üretimi, ile bu ürünlerin montaj faaliyetleriyle ticari satış ve pazarlama konularında faaliyet gösterdiğini, ülkemiz ve global alandaki ticari süreçlerde ciddi bir yavaşlama söz konusu olup esasen ülkemizde adı konulmamış bir kriz ortamı yaşandığını, belli sektörlerdeki hızlı gerileme tüm ekonomide domino etkisi yaratmakta, ülkedeki nakit dolaşımı yanında iş hacmini ve ticari hayatın özellikle güvene dayalı alanlarını ciddi şekilde tehdit ettiğini, yabancı ülkeler ile yaşanan siyasi çatışmalar ve yaşanan menfur darbe teşebbüsününe müteakip “Olağanüstü Hal” ilan edilmesi ile birlikte devletin işleyişi ile ilgili olarak çeşitli kararlar alınmaya başlandığını, o tarihten bu yana ülke genelinde ciddi ekonomik çalkantılar ve belirsizlikler ortaya çıktığını,ülke genelindeki bu olumsuzluklardan çok kırılgan olan inşaat, sanayi, üretim ve imalat sektörleri de ciddi anlamda olumsuz etkilendiğini, özellikle son dönemde ülkemiz ve diğer yabancı devletler arasındaki siyasi problemler kaynaklı döviz piyasalarında ciddi çalkantılar olmaya başladığını, ülke genelindeki ekonomik ve siyasi problemler nedenleriyle davacı şirkette de ciddi finansal sıkıntılar ortaya çıkmakla, nakit akışı kesilmekle, özkaynaklar ile finansal döngü sağlanmaya çalışılmakla birlikte aynı zamanda sektör bazında yaşanan sıkıntılar kaynaklı işletme likitide kaynaklarını kaybetmeye başladığını ve nakit noksanlığına düştüğünü, dolar ve euroda yaşanan devalüasyon tüm inşaat, sanayi, üretim ve imalat kuruluşları gibi davacı şirketin maliyetlerinin de ciddi oranda artmasına sebep olduğunu, hammadde girdi maliyetlerinin döviz üzerinden olmasına karşın, birçok müşteri nezdinde Türk Lirası üzerinden anlaşmaların mevcut olması ile birlikte hedeflenen karların zarara dönmesi ve ciddi likitide problemleri yaşanmaya başlandığını, döviz kurlarında yaşanan sürekli artış, faiz oranlarının %35 oranlara ulaşması, hammadde ve malzeme fiyatlarında %100’ü aşan maliyet artışları, ekonomideki dengesizlikler karlılık ve finansman noktasında sektöre ve dolayısı ile davacı şirkete ciddi zararlar verdiğini ve vermeye devam ettiğini, dövizdeki artıştan zarar görmemek adına malzeme alımları yapılmış, tedarikçilere vadeli ve çek yoluyla ödemeleri yapılmış ve belirlenen hedef satışlar doğrultusunda ödemeler planlandığını, ancak mevcut ekonomik göstergeler kaynaklı hedeflenen dönemsel satışlar gerçekleştirilememiş, iptal edilen satışlar, değişen projeler, tahsil edilemeyen alacaklar, çeklerin factoring firmalarında kullanılmasına neden olduğunu ve yaşanan tüm bu süreçler davacı şirketi ciddi finansman sıkıntısına ve likitide noksanlığına sürüklediğini, ülkemiz ekonomik yapısı içerisinde satın alınan malzemelerin maliyetleri kaynaklı satış fiyatları da mecburi olarak artış göstermiş, müşteri potansiyeli azalmaya başlamış, birçok proje piyasadaki belirsizlikler sebebiyle dondurulmuş, bu bulgular da doğrudan davacı şirketin satış hedeflerini ve finansman politikasını zora düşürdüğünü, davacı şirketin faaliyet alanı, inşaat sektöründe yaşanan değişimlerle doğru orantılı olduğunu, inşaat sektöründe yaşanan kriz, nakit döngüsündeki tıkanıklığı daha da artırdığını, davacı şirket bugüne kadar nakit akışındaki problemleri çözmek, ödemelerini zamanında yapabilmek için ciddi çaba gösterdiğini, fakat bugün itibari ile artık nakit döngüsündeki sorunları çözemez hale geldiğini, son dönemde nakit döngüsünde ciddi sıkıntılar yaşamaya başladığını , davacı şirketin faaliyet gösterdiği alanlarda uzmanlaşdığını, kuruluşundan bu yana davacı şirket tüm borçlarını en kısa sürede ve mümkün olan en uygun vadelerde ödeme gayretinde olmuş, faaliyet sonucunda elde ettiği tüm sermayeyi tekrar yaptığı işe yatırarak sektörün büyüyüp gelişmesine öncülük etmiş ve uzun bir süre bu çabasını başarılı bir şekilde devam ettirdiğini, sonuç olarak nakit döngüsünde sorunlar yaşanması neticesinde davacı şirketin taahhütlerine bağlılığına ilişkin piyasa algısı olumsuz etkilenmeye başlayacağından, davacı şirketin bu olumsuz algı neticesinde alacaklılarca malvarlığında cebri icra yollarına başvurularak iflasa sürüklenmesi tehdidi öngörüldüğünü, davacı şirket varlıklarının cebri icra yoluyla parça parça satışa konu olması halinde alacaklıların da bu durumdan olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır, keza Konkordato Ön Projesinde de arz ve izah edildiği üzere mevcut durumda davacı şirketin tasfiyesi halinde alacaklıların alacağına tam olarak kavuşması mümkün olmadığını ,iflas halinde şirket varlıkları hem parça parça hem de değerinin çok çok altında satılacağını, bu durum neticesinde hem ekonominin temel taşlarından olan bir işletme ortadan kalkacak hem de alacaklılar alacağına kavuşamayacağını, davacı şirket geçmiş dönemlerdeki ekonomik kriz ortamlarını da yaşadığını ve tamamından güçlü finansal yapısı ile büyüyerek ve güçlenerek çıktığını, davacı şirketin varlık bütünlüğünün korunması hem değerini artırmakta hem de faaliyetlerinin sürdürülmesine imkan sağladığını, davacı şirketin amacı; işletmenin devamlılığını sağlayarak ülke ekonomisine katkı sağlayabilmek, sosyal refah doğrultusunda istihdam yaratabilmek, kredi alacaklılarının çıkarlarını düşünerek tüm borçlarını konkordato ön projesinde belirlemiş olunan vade koşullarında son kuruşuna kadar ödeyebilmek olduğunu, davacı şirketin tasfiyesi halinde alacaklıların alacağına kavuşma oranı %75 iken, konkordato tedbir kararı verilerek faaliyetlerine devam etmesinin mümkün olması halinde projesinde belirtmiş olduğumuz hedef planlama doğrultusunda alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı %100 seviyesinde olduğunu, işbu sebeplerle, davacı şirket, işletmenin devamlılığını sağlayabilmek ve tüm alacaklıların sarsılmasını engelleyebilmek adına konkordato sürecinin sağladığı imkanlardan faydalanmak istediğini, bu sayede şirketin varlık bütünlüğü korunarak yasada belirtilmiş olan amaca uygun olarak faaliyetlerin devamı da sağlanmış olacağını, davacı asilin davacı şirketin %100 hissesine sahip ortağı, yönetim kurulunu temsil eden ve davacı şirketin tüm borçlarına kefaleti bulunan, dolayısıyla tüm malvarlığı ile davacı şirketin borçlarından sorumlu kişi olduğunu, davacı şirketin konkordato sürecine girmesi ile birlikte, davacı şirketin alacaklılarının, kefaletleri nedeniyle müvekkili davacı asile karşı takibe başlayacakları aleni olduğunu, davacı borçlu asil, davacı borçlu şirketin sahibi olduğundan/malvarlığı ile şirket borçlarına karşı sorumlu olduğundan, davacı borçlu şirketin borçlarını vadesinde ödeyememesi ile birlikte davacı asilin de ödeme güçlüğüne düşeceğini, izah olunan nedenlerle davacı asilin de davacı şirketin borçları sebebiyle ödeme güçlüğüne düşeceği aleni olduğundan ve 28/02/2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanunla değişik İcra ve İflas Kanunu’nun 285. maddesinde “Borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.” denilmek suretiyle tacir olmayanların/şahısların da, diğer bir deyişle tacir ve/veya şirket olma şartı aranmaksızın her borçlunun konkordato talebinde bulunabileceğinin öngörülmüş olmasından dolayı davacı asilin de konkordato müessessinden yararlanabileceğini, davacı şirket ve davacı asilin, vade konkordatosu teklifinde bulunduğunu, davacıların teklifi, sn mahkemece verilecek mühlet süresi akabinde borçlarını 60 ay vadede ve %100 olarak ödemektir. böylece borçlarını 5 yıllık projeksiyon doğrultusunda tedarikçi ve finans kuruluşları ile yapılan anlaşmalara bağlı kalınarak belirli bir vade içinde ödeme imkânları doğacak, işletmenin bütünlüğü korunarak değeri artacak ve işletme faaliyetlerini sürdürerek fon yaratmaya devam edebileceğini ,ayrıca şirketin içinde bulunduğu ödeme krizi aşılacak ve nakit döngüsü yeniden normale döneceğini, en önemli hususlardan biri ise borçlar şu anki haline göre %25 oranında daha yüksek ödeme imkanına kavuşulacak, alacaklıların alacağına daha yüksek oranda kavuşması sağlanabileceğini, konkordato kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz durması sebebiyle konkordato kesin mühlet kararı akabinde vade tarihine kadar herhangi bir faiz ödenmeyeceğini, davacıların teklifi anapara ödemeleri ile karar öncesi işlemiş geçmiş faizleri kapsadığını, davacıların, bu teklif kapsamında ve/veya komiser heyetinin olası revize edeceği teklif kapsamında, konkordatonun tasdiki ile birlikte tüm borçlarını 60 ay vadede ödemek niyetinde olduğunu, konkordato ön projesi’nde yer alan Fiili Rayiç Değer & İflas Halinde Rayiç Değer Karşılaştırmalı Bilançosu nazara alındığında görüleceği üzere; davacı borçluların varlıklarının uygun piyasa koşullarında muhtemel satış fiyatları ile değerlendirilmesi halinde varlıklarının toplam değeri nazara alındığında, iflasları halinde sayın mahkemece de takdir edileceği üzere, şirket varlıkları değerlerinin çok altında satılabileceğini ,davacı borçluların konkordato müessesesinden faydalanmasının sağlanması ve tekliflerinin alacaklılar tarafından kabul edilerek mahkemece tasdik edilmesi halinde, davacılar borçlarını iflas haline göre daha yüksek oranda ödeme imkanına kavuşmuş olacağını, konkordato müessesesi borçlarını ödemede zorlanan şirket, şahıs ve kooperatiflerin, bir kısım borçlarından kurtularak borçlarını ödeyebilir duruma getirmeleri için uygulanan bir müessese olduğunu, bu uygulamada alacaklı ve borçluların konkordato müessesesi kapsamında borç ve alacakları yeniden yapılandırma işlemine tabi tutulduğunu, bu süreçte şirketlerin/şahısların iflası halinde, iflas süreçlerinin aleniliği karşısında, borçluların varlıklarının parça parça ve icra kanalı ile değerinin çok altında satılması durumunda alacaklıların da zarar göreceği aşikar olduğunu, keza bu durum işletmelerin ve şahısların tüm varlıklarıyla birlikte hayatına son vermek anlamına da geldiğini, işletmelerin ve şahısların, finansal olarak nefes alabilmesi yoluyla refahının sağlanması halinde güçlenerek kendisini idame ettirebileceğini, bu suretle de ülke ekonomisine sosyal refah açısından da faydalı olacağını, istihdam gücünün devamını sağlayabileceği göz önünde bulundurulması gerektiğini, davacı işletmenin ve asilin finansal olarak rahatlayarak devamlılığını sağlayabilmek amacı ile yapılan planlamada davacılar lehine konkordato kararı verilerek faaliyetlerine devam etmelerinin mümkün olması halinde, ticari faaliyet sonuçlarının üzerine, başta sermaye artışı olmak üzere başkaca katkıların yapılması mümkün olabildiğini, geçici mühlet ve kesin mühlet kararları neticesinde nakit döngüsünü düzeltecek ve iyileşme sağlayacak olan davacılar, tasdik kararı ile birlikte borçlarını ödeyerek ticari hayatına sağlıklı şekilde devam ederek ülke ekonomisine de katkıda bulunmaya devam edeceğini, davacı borçluların iflas yerine faaliyetine devam etmesinin sağlanması, sadece davacıların ticari hayatı için değil, aynı zamanda davacıların alacaklılarının da ticari hayatı için önem arz ettiğini, sonuç olarak müvekkili davacıların faaliyetlerine devam edebilmesi ve malvarlıklarının korunabilmesi için İcra ve İflas Kanunu’nun 287, 288., 294, ve 295. maddeleri gereğince; İİK.’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezaları dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi nedene dayanırsa dayansın müvekkil davacılar aleyhine takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasını, davacılar hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulmasını, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasını, davacıların tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacılara ödenmesini, davacıların muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacılara iadesini, davacıların takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesini, davacıların bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasını, davacılar aleyhine takas ve mahsup hakkının kullanılmasının durdurulması, mühlet kararından sonraki tarihte davacı şirketin üçüncü kişiler nezdinde doğmuş ve doğacak alacakları üzerine bankalar tarafından bloke konulamayacağını, geçici mühlet kararın verildiği tarihten sonra yapılacak tüm ödemelerin bu tarihten önceki borçlara takas ve mahsup edilmemesini zımnında yargılama neticesine kadar tensiben ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve şirketlere komiser tayinini, müvekkili davacıların konkordato talebinin kabulü ile; öncelikle İcra ve İflas Kanunu’nun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasını, geçici mühlet kararının İİK.’nın 288. maddesi çerçevesinde ilanına; geçici mühlet neticesinde İcra ve İflas Kanunu’nun 289. maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanını, yargılama neticesinde İcra ve İflas Kanunu’nun 305. vd. maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasında düzenlenen tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlular vekilince süresinde tamamlanması üzerine borçlular hakkında üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine ve geçici konkordato komiseri görevlendirilmesine,ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı,borçluların malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı,borçluların talebi ve konkordato komiser heyetinin görüşü gözönüne alınarak borçlulara kesin mühlet verildiği görülmüştür.
Geçici komiser toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, şirkete ait stoklar hesabı altındaki gayrimenkullerin ve binalar hesabı altındaki gayrimenkullerin rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkememizce onaylanmıştır.
Konkordato geçici komiserleri …. , …… ve …. tarafından mahkememize sunulan 04/01/2019 tarihli raporunu da özetle;
Şirketin mevcut makine tesisat ve demirbaşlan ile çalışma düzenini koruduğunu, 30/11/2018 tarihi itibariyle 63 personel istihdam edildiğini, 30/11/2018 tarihi itibariyle şirketin toplam ¨55.428,07 Kar raporladığını, tedbirden sonraki 2 aylık dönem olarak bakıldığında ise ¨ -181.168,93 zarar elde edildiği (10/09/2018 tarihine göre karda azalma meydana gelmiştir) bu durumun faaliyet zaranndan değilde finansman giderlerinden kaynaklandığı, şirketin kârlı bir yapı sergilemesinin olumlu bir gelişme olarak değerlendirildiğini, 30/11/2018 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden öz kaynaklarının ¨+10.487.827,07 olduğunu, teknik heyet eşliğinde düzenlenen rayiç değerli bilançoya göre 30/11/2018 tarihi itibariyle özkaynaklarının ¨ +3.941.661,80 olduğunu, personel maaşlarının düzenli ödendiği ancak kamuya olan yükümlülüklerin yerine getirilemediğini, şirket her ne kadar kendi mali yapısmda güçlü bir aktife sahip olsa da, şirketin tahsilatlarında vade problemleri yaşadığı ve davacı şirketin olası bir icra takibine maruz kalması halinde, aktiflerinin gerçek değerinin çok altında elden çıkacağı ve şirketin kendi borçlarını dahi ödemeye yeterli olmayacağının aleni olduğunu, gerek şirketin toparlanması açısından, gerekse de bundan sonraki 2 aylık süreçte daha net bir görünüme kavuşacağından, şirketin Kanun’un tanıdığı geçici mühletin uzatılması yönündeki imkandan faydalandırılmasının uygun olacağı, keza bu 2 aylık süreçte şirketin faaliyetlerini izleme imkanı olacağını bildirmiştir.
Konkordato geçici komiserleri …., ….. ve …. tarafından mahkememize sunulan 12/03/2019 tarihli raporunu da özetle; Şirketin mevcut makine tesisat ve demirbaştan ile çalışma düzenini koruduğu, faaliyetini sürdürmeye devam ettiği 31/01/2019 tarihi itibariyle 63 personel istihdam edildiğini, şirketin 01/01/2018-31/12/2018 ve 31/01/2019 tarihi itibariyle toplamda ¨608.514,31 dönem net kar elde ettiği, 10/09/2018 tarihinde ¨ 236.597,30 olan dönem net karım 5 aylık dönemin sonunda ¨371.916,95 arttırdığını, 31/01/2019 tarihi itibariyle kay di değerler üzerinden öz kaynaklarının ¨ (+) 11.040.913,04 olduğunu, teknik heyet eşliğinde, bilirkişi raporu ile düzenlenen rayiç değerli bilançoya göre 31/01/2019 tarihi itibariyle öz kaynaklanılın ¨(+) 4.320.494,80 olduğunu, rayiç değerler üzerinden borca batık olmadığını ,personel maaşlarının düzenli ödendiğini, ancak kamuya olan yükümlülüklerden yapılandırma kapsamında olan borçlarım ödendiği dönemsel vergi borçlarını ödeyemediğini, şirketin geçici mühlet talebine dayanak borçlan ile 31/01/2019 tarihli borçlan kıyaslandığında, borçlarında toplam ¨8.919.736,58 azalma olduğunu, bunun kredi karşılığı verilen teminat çeklerinin tahsilinden kaynaklandığını, şirketin 31/01/2019 tarihi itibariyle konkordato kapsamındaki borçlarının ¨ 23.069.188 olduğunu, bunun ¨444.442,83’lık kısmının rehinli borç olduğunu, alacaklı sayısının 250 nin altında olduğunu, rayiç değerli bilanço değerleri üzerinde de görüleceği üzere şirketin mal varlığı tüm borçlarım ödemeye yeterli olduğunu, ancak şirket mali yapısı yeterli bir aktife sahip olsa da, iflas durumunda aktiflerinin gerçek değerinin çok altında satılacağı göz önüne alındığında alacaklıların alacaklarının tamamım alamayacağını, davacı …..’ın şirket yöneticisi olduğu ve şirket borçlarında da şahsi kefaletinin bulunduğu, buna karşılık şahsi mal varlığının olmadığını, şirketin müşteri portföyünün geniş olması, hali hazırda faaliyetlerine kesintisiz devam etmesi, sermaye artırımı için karar alması, şirket yetkililerinin şahsi bilgi ve pazar payı birikimleri 5 yıllık satış ve karlılık projeksiyonları ile bu aşamaya kadar konkordatonun başardı olması için gösterdikleri performans bir bütün olarak değerlendirildiğinde, borçlu şirketin mali durumunun iyileşmesini, konkordatoya tâbi borçlarını, sundukları ön proje çerçevesinde ödeyebileceğini, dolayısıyla konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Konkordato geçici komiseri ….. , …. ve Doç. Dr. … tarafından mahkememize sunulan 17/02/2020 tarihli komiser raporunda özetle; Borçlu şirketin 31/12/2019 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden özkaynaklarının + ¨7.773.642,01 olarak hesaplandığını, diğer bir anlatımla, borçlu şirketin borca batık durumda olmadığını, borçlu şirketin revize projede öngördüğü satış hedeflerinin yakalanabilir hedefler olduğu, projede yer verilen kaynakların yaratılması halinde konkordatonun başarıya ulaşabileceğini, borçlu şirketin iflası halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının %45 olarak hesaplandığını, borçlu şirketin ise konkordato talebiyle, 60 aylık vadede borçlarının %100’ünü faizsiz bir şekilde ödemeyi teklif ettiği, dolayısıyla teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların elde edebileceği miktardan fazla olduğunu, şirketin mevcut kaynakları ve 5 yıllık sürede yaratabileceği kaynaklar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, şirketin konkordato ödeme teklifinin kaynaklarla orantılı olduğu kanaatine vanldığı, şirketin mevcut durumdaki borç rakamlan için artı bir faiz ödemesinin mümkün olmadığını dolayısıyla somut olayda, teklifin kaynaklarla orantılı olması şartının sağlandığını, borçlu şirketin, Kanunda öngörülen ilk nisap şekli olan “Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısı” şeklindeki nisabı hem kabul eden alacaklılann sayısı yönünden hem de alacak miktan yönünden yakaladığını, diğer bir anlatımla, borçlu şirketin konkordato teklifinin, İİK m.302/IH’de öngörülen nisapla kabul edilmiş olduğunu, borçlu şirketin, mühletten sonra komiser heyetlerinin izniyle doğan … İletişim Hizmetleri A.Ş. ve … Makina İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ye olan borçlan için teminat göstermesi gerektiğini, …… İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye teminat gösterilmesi gereken borcun tutarının ¨2.489,98 olduğunu, borçlu şirket yetkililerinin, …… İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye olan bu borcu ödemek istediklerini fakat bu süreçte yaptıklan araştırmalarda, ilgili firmanın banka hesabım tespit edemediklerini, İnternet sitesi üzerinden ödeme yapmak istemeleri durumunda ise karşılarına, mühlet öncesi bakiyeyi içeren borç tutanyla harmanlanmış tutarın çıktığını beyan ettikleri, UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemelerde, …… İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin dosyaya müdahil olduğunun tespit edildiğini, borçlunun mühletten sonra doğan borcu ödeyebilmesi ve dolayısıyla ilgili firmaya teminat gösterilmesi gereken alacak kalmaması için, …… İletişim Hizmetleri A.Ş. vekiline banka hesap numarası bildirmesi için -aksi halde teminat isteme hakkından vazgeçmiş sayılacağı ihtarını içerir biçimde- süre verilmesinin uygun olacağını, borçlunun, alacağı için teminat gösterilmesi gereken diğer firma olan …. Makina İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’den makine satın aldığını, borçlu şirketin güncel durumda bu firmaya Türk Lirası karşılığı olarak ¨1.885.653,21 borcu bulunduğunu, borçlu şirketin, makineyi satın aldığı bu firmaya, satın almış olduğu makineyi teminat olarak göstermek istediği, makine halihazırda kurulum aşamasında olduğundan yani halihazırda herhangi bir amortismanı bulunmadığından, makinenin halihazırdaki değerinin, makinenin bakiye borcuna teminat vasfi taşıyacağının açık olduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin 04/07/2018 tarih ve …. Esas, ….. Karar sayılı kararında belirtildiği gibi, konkordatonun tasdiki için gerekli teminatın, taşınır mallar üzerinde rehin tesis etmek suretiyle yerine getirilebileceğini, İİK m.297/II hükmüne göre borçlunun, mühlet kararından itibaren mahkemenin izni dışında rehin tesis edemeyeceğini, bu nedenle, rehin tesisi mahkemenin onayına tabi olduğundan, işbu raporun hazırlanmasından önce rehin tesis edilmesinin ve dolayısıyla teminat şartının yerine getirilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece İİK m.297/II hükmü uyarınca izin verilmesi ve akabinde …. Makina İnş. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından üretilip borçlu şirkete satılan …. model ….. seri no’lu “…… Makinesi” üzerinde, …. Makina İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ye ¨ 1.885.653,21 üzerinden rehin tesis edilmesi durumunda (…… İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye olan 2.489,98 TL tutarındaki borç ödenmek koşuluyla) teminat şartının yerine getirilmiş olacağını, konkordatonun tasdik edebilmesi için, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre hesaplanan ¨ 38.604,36 tutarındaki harem yatırılması gerektiğini, teminat şartının sağlanması ve hesaplanan tasdik haremin yatırılması durumunda, borçlu şirketin “konkordato tabi borçların %100’ünün (faizsiz), 1. yıl toplam borcun %5’i, 2. yıl toplam borcun %10’u, 3. yıl toplam borcun %20’si, 4. yıl toplam borcun %30’u, 5. yıl ise toplam borcun %35 ‘i olacak şekilde toplam 60 ay vadede, her ayın en geç son gününde ve yıl içerisindeki taksitler eşit olacak biçimde ödenmesi” şeklindeki konkordato teklifinin tasdikine karar verilebileceğini , borçlu …..’ın konkordato teklifinin, İİK m.302’de öngörülen nisap ile kabul edilmediğini, bu nedenle, tacir sıfatını haiz olmayan …..’ın konkordato talebinin İİK m.308 uyarınca reddedilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Konkordato geçici komiseri ….. , ….. ve Doç. Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 10/03/2020 tarihli komiser raporunda özetle; Borçlu şirket vekilinin 09/03/2020 tarihli dilekçesinde, İİK m.305/I bent (d) uyarınca teminat şartını yerine getirebilmek için, …. Makina İnş. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından üretilip borçlu şirkete satılan ….. model …. seri no’lu “…… Üretim Makinesi” üzerinde, satıcı firma olan ….. Makina İnş. San. Tic. Ltd. Şti. lehine rehin tesisi için mahkemeden izin istediği görüldüğünü, borçlu şirket komiser heyetlerinin örtülü onayı ile … Makina İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’den makine satın aldığını, borçlu şirketin güncel durumda bu firmaya Türk Lirası karşılığı olarak ¨1.885.653,21 borcu bulunduğunu, konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için, İİK m.305/I bent (d) uyarınca, mevcut borç için alacaklı …. Makina İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ye teminat gösterilmesi gerektiğini, borçlu şirket vekilinin dilekçesinde belirttiği gibi, borçlu şirket makineyi satın aldığı bu firmaya, satın almış olduğu söz konusu makineyi teminat olarak göstermek istediğini, borçlu şirketin teminat şartını yerine getirilebilmesi için, mühlet içerisinde makine satışı yapan …. Makina İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ye, satışım yaptığı …. model …. seri no’lu “….. Üretim Makinesi” nin teminat olarak gösterilmesine (yani rehin tesisine) izin verilebileceği düşünüldüğünü bildirmişlerdir.

Bilirkişi ….’in 09/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporunu özetle; ….. bakımından; projenin onaylanması için İİK’nın 302’nci maddesi kapsamında gereken çoğunluğun sağlanmadığı, dolayısıyla projenin onaylanmadığı, nihai olarak anılan şahıs bakımında İİK’nın 305’inci maddesinde yer alan tasdik şartlarının oluşmadığını, …… Kapı Mekatronik Yapı Teknolojileri Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi bakımından; konkordato projesi ile teklif edilen tutarın borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğunu, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğunu, konkordato projesinin İİK’nın 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edildiğini, konkordatonun tasdiki için gerekli olan yargılama giderleri ile harem borçlu şirket tarafından mahkeme veznesine depo edilmek suretiyle ödendiğini, dolayısıyla borçlu şirket bakımından İİK’nın 305’inci maddesinin (a), (b), (c) ve (e) bentlerinde sayılan şartların sağlandığını, buna karşın mühlet içerisinde komiser izniyle akdedilmiş bir kısım borçların (…… İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye olan ¨ 2.489,98 borç ile .. Makine İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ye olan ¨1.885.653,21 borç), borçlu şirket tarafından henüz ödenmediği veya bu tutarlar üzerinden teminat verilmediği veya alacaklıların teminat hakkından vazgeçtikleri yönünde beyanda bulunmadıktan tespit edilmiş olup konkordatonun tasdiki için İİK’nın 305’inci maddesinin (d) bendi ile hükme bağlanan şartlann henüz yerine getirilmediği ve nihai olarak konkordatonun tasdiki için İİK’nın 305’inci maddesinde sayılan tüm şartların topluca sağlanamadığı, bununla birlikte tasdik yargılamasının yapılacağı tarihe kadar söz konusu yükümlülüklerin borçlu şirket tarafından yerine getirilebileceğinin açık olduğunu, borçlu şirket tarafından mühlet içerisinde komiser izniyle akdedilmiş bir kısım borçlann (…… İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye olan ¨ 2.489,98 borç ile …. Makine İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ye olan ¨ 1.885.653,21 borç) borçlu şirket tarafından ödenmesi veya bu tutarlar üzerinden teminat verilmesi veya alacaklıların teminat hakkından vazgeçtikleri yönünde beyanda bulunmalan durumunda konkordatonun tasdiki için mezkûr Kanunun 305’inci maddesinde sayılan şartların topluca sağlanmış olacağını, bu durumda konkordato projesinin Mahkeme tarafından İİK’nın 305’inci maddesi kapsamında Mart/2020 döneminde tasdik edilmesi halinde, tasdik edilen projeye göre Borçlu Şirketin konkordatoya tabi olduğu anlaşılan ¨17.006.325,72 tutarındaki borçlarım ödeme planının işbu raporun “3.6” numaralı bölümünde tablo halinde gösterildiği gibi olacağını, konkordato kapsamında alacağı olan her bir alacaklının, ilk taksit Nisan/2020 dönemi olmak üzere 1. yıl alacağının %5’ini 12 eşit taksitte, 2. yıl alacağının %10’unu 12 eşit taksitte, 3. yıl alacağının %20’sini 12 eşit taksitte, 4. yıl alacağının %30’unu 12 eşit taksitte ve 5. yıl alacağının %35’ini 12 eşit taksitte olmak üzere tahsil edebileceğini, raporun bütününden anlaşılacağı üzere, konkordatonun tasdikine ilişkin Komiser Heyeti tarafından düzenlenen gerekçeli raporun yerinde olduğunu bildirmişlerdir.
İİK’nın 305 nci maddesi hükmü “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçe-bilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkorda-toda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” şeklinde olup anılan madde ile konkordato tasdik şartları tahdidi olarak sayılmıştır.
İİK’nın 302 nci maddesinde belirtilen nisaplar çerçevesinde alacaklılarca kabul edilen konkordatonun tasdik edilebilmesi için bazı koşulların varlığı gerekmektedir.Konkordatonun alacaklılar tarafından kabul edilmesi başlı başına konkordatonun tasdiki sonucunu doğurmayacaktır.Mahkeme,ancak anılan maddede belirtilen koşulların varlığı halinde konkordatoyu tasdik edecektir.Konkordatonun tasdik edilebilmesi için bu koşulların kümülatif olarak bir arada olması gerekir ve mahkeme tüm koşulların oluşup oluşmadığını re’sen araştırır.
Yukarıda yapılan genel açıklama ışığında konkordatonun tasdiki şartlarının somut olay bakımından gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılması gerekmektedir.
İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince,adi konkordatoda teklif edilen tutar,borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olmalıdır.Anılan fıkranın (b) bendinde ise,teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması şartı düzenlenmiştir.Bu iki bentteki amaç ,konkordatonun,alacaklıları iflâstan daha kötü bir noktaya taşımamasıdır.Borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçecek meblağ,konkordato teklifinden daha fazla olacak ise konkordato tasdik edilmeyecektir. Mahkeme bu hususu denetlemelidir.Çünkü alacaklılar konkordatoyla bağlı olduklarından kabul oyu kullanmayan veya alacaklı olduğunu bildirmeyen alacaklıların korunması gereklidir.Bu bentler uyarınca değerlendirme yapılırken alacaklıların menfaatleri en iyi şekilde korunmalıdır.Bu değerlendirme yapılırken konkordatonun ,iflâstan daha avantajlı olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.İflâs hâlinde alacaklıların eline geçebilecek miktar tam ve doğru bir şekilde belirlenemediğinden mahkemece,alacaklıların konkordato sonucunda eline geçecek tutarın iflâs tasfiyesi sonucunda ellerine geçecek tutardan daha fazla olacağının kural olarak kabul edilmesi gerekmektedir.Aksinin herhangi bir alacaklı tarafından iddia edilmesi halinde ise bu iddiayı ileri süren alacaklının,iflâsın alacaklılar bakımından konkordatoya nazaran daha avantajlı olduğunu ispat etmesi gerekir.
Yine teklif edilen oranın borçlunun malvarlığı ile orantılı olup olmadığının da denetlenmesi gerekmektedir.Bu değerlendirme yapılırken borçlunun tüm aktif ve pasifinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Borçlular vekili hem şirket hem de şirket ortağı olup bu şirketin borçlarına kefil olan şirket yöneticisi ile ilgili olarak konkordato başvurusunda bulunmuş olup her bir borçlu yönünden konkordatonun tasdik koşullarının oluşup oluşmadığının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
BORÇLU ŞİRKET YÖNÜNDEN;
Mahkememize sunulan gerekçeli komiser heyeti raporu ile bilirkişi raporuna göre, konkordatonun,alacaklılar açısından ,iflastan daha avantajlı olduğu belirlenmiş ve bunun aksinin herhangi bir alacaklı tarafından iddia edilmediği gibi buna ilişkin herhangi bir delilde dosyaya sunulmadığından konkordatonun alacaklılar açısından iflâsa nazaran daha avantajlı olduğu,teklif edilen oranın borçlunun malvarlığı ile orantılı olduğu anlaşıldığından İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerindeki koşulların borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun tasdiki için konkordato projesinin 302 nci maddede belirtilen çoğunlukla kabul edilmiş olması gerekli olup komiser heyeti raporu,toplantı tutanağı ve bilirkişi raporu incelendiğinde,projenin hem alacaklıların,hem de alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından kabul edildiği,aynı şekilde projenin hem alacaklıların dörtte birini,hem de alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunlukla kabul edildiği,buna göre İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun tasdik edilebilmesi için gerekli olan bir diğer koşul ise,borçlunun bazı alacaklıların alacaklarını güvence altına almak için teminat göstermek zorundadır.İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca,206 nci maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının,alacaklılar bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir.Konkordato komiser heyetinin gerekçeli raporu incelendiğinde,borçlu şirketin mühlet süresi içerisinde doğan borcun teminatlandırılması gerektiğini bildirmiş,bunun üzerine borçlu şirkette taşınır rehni yoluyla borcun teminatlandırmasını gerçekleştirdiğinden, İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun tasdik edilmesi için gerekli olan şartlardan sonuncusu ise konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın,tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olmasıdır. Borçlu tarafından mahkememizce belirlenen yargılama gideri ile harcın tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edildiğinden, İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır.
BORÇLU GERÇEK KİŞİLER YÖNÜNDEN;
Konkordatonun tasdiki için konkordato projesinin 302 nci maddede belirtilen çoğunlukla kabul edilmiş olması gerekli olup komiser heyeti raporu,toplantı tutanağı ve bilirkişi raporu incelendiğinde,projenin hem alacaklıların,hem de alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından gerçek kişiler yönünden kabul edilmediği,aynı şekilde projenin hem alacaklıların dörtte birini,hem de alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunlukla gerçek kişiler yönünden kabul edilmediği,buna göre İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki koşulun borçlu gerçek kişi yönünden gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde,borçlu şirketin İİK’nın 305 nci maddesinde belirtilen tüm koşulları yerine getirdiği ve konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu anlaşıldığından borçlunun konkordato talebinin kabulü ile konkordatonun tasdikine,borçlu şirket tarafından borçların Nisan 2020 tarihinden başlamak üzere birinci yıl alacağın %5’inin 12 eşit taksitle, ikinci yıl alacağın %10’unun 12 eşit taksitle, üçüncü yıl alacağının %20’sinin 12 eşit taksitle, dördüncü yıl alacağının %30’unu 12 eşit taksitle ve beşinci yıl alacağının %35’ini 12 eşit taksitte borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ödenmesine,borçlu şirket tarafından dosyaya sunulan ödeme takviminin kararın eki olduğunun bildirilmesine,konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kengiliğinden kalktığının tespitine,borçlu gerçek kişi tarafından sunulan projenin onaylanmaması nedeniyle bu kişi hakkında verilen kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-1)Borçlu …..’ın konkordato talebinin REDDİ ile bu kişi hakkında verilen kesin mühletin KALDIRILMASINA,
2-Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA,
3-Borçlu ….. hakkında açılan konkordato davasının reddi ile kesin mühletin kaldırıldığına ilişkin kararın Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,
B-1)-Borçlu şirket tarafından sunulan konkordato projesi ve revize projenin uygulanabilir olduğu,komiser heyetinin gerekçeli raporu,bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden konkordatonun başarıya ulaşacağı anlaşıldığından,İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde …. sicil numarası ile kayıtlı davacı …… Kapı Mekatronik Yapı Teknolojileri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin konkordato talebinin KABULÜ ile;konkordatonun İİK’nın 306 nci maddesi uyarınca TASDİKİNE,borçlu şirket tarafından borçların Nisan 2020 tarihinden başlamak üzere birinci yıl alacağın %5’inin 12 eşit taksitle, ikinci yıl alacağın %10’unun 12 eşit taksitle, üçüncü yıl alacağının %20’sinin 12 eşit taksitle, dördüncü yıl alacağının %30’unu 12 eşit taksitle ve beşinci yıl alacağının %35’ini 12 eşit taksitte borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ÖDENMESİNE,borçlu şirket tarafından dosyaya sunulan ödeme takviminin kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE, konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının TESPİTİNE,
2-İİK’nın 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararıyla birlikte bağlayıcı hâle geldiğinin karar altına ALINMASINA,
3- İİK’nın 308/d maddesi uyarınca borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğunun BELİRTİLMESİNE,
4-Borçlu şirket tarafından sunulan ödeme planı,alacaklı sayısı ve dosya içerisindeki diğer belgeler ile borçlu şirketin mali yapısı değerlendirildiğinde İİK’nın 306/2 nci maddesi uyarınca borçlu şirkete kayyım tayinine YER OLMADIĞINA,
5-İİK’nın 308/b maddesinin birinci uyarınca alacakları itiraza uğramış alacaklıların,tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilecekleri hususunun İHTARINA,anılan maddenin ikinci fıkrası uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın borçlu tarafından bankaya yatırılmasına YER OLMADIĞINA,
6-Konkordatonun tasdiki ile konkordato bağlayıcı hâle geldiğinden İİK’nın 308/ç maddesi uyarınca geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizlerin hükümden düştüğünün TESPİTİNE,
7-Borçlunun talebi bulunmadığından İİK’nın 307 nci maddesi uyarınca rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesine YER OLMADIĞINA,
8-Konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
9-Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA,
10-İİK’nın 306/son maddesi uyarınca tasdik kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,
11-Konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE,
12-İİK’nın 308/f maddesi uyarınca konkordatonun tamamen feshi hâlinde borçlunun İİK’nın 308 nci maddesi gereğince iflâsına karar verilebileceği hususu gözönüne alınarak borçlu tarafından yatırılan iflâs avansının bu aşamada iadesine YER OLMADIĞINA,iflâs avansının ödeme takviminde belirtilen tüm borçlar ödendikten sonra borçlu şirkete İADESİNE,
13-Alınması gerekli ¨54,40 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨35,90 harcın mahsubu ile bakiye ¨18,50 harcın davacılardan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
14-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
15-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨270,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun308/a madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın konkordato talep eden borçluya tebliğinden,itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise tasdik kararının ilânından itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere borçlular vekilleri ile bir kısım müdahiller vekillerinin yüzlerine karşı, bir kısım müdahiller vekillerinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.12/03/2020

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye ….
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”