Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/979 E. 2019/182 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (3) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2018/979
KARAR NO : 2019/182

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 15/10/2018
KARAR TARİHİ : 14/02/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 15/10/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davacı müvekkili, davalı … Sicil Müdürlüğünce terkin edilen …. İnşaat Ve Taahhüt Anonim Şirketi’nin ortağı ve münferiden yetkilisi olduğunu, adı geçen şirket 04/05/2005 T. … sicil no.su ile davalı müdürlüğe kayıtlı olduğunu, şirketin TTK. Geçici 7.maddesi uyarınca 14/04/2015 tarihli kararı ile Ticaret Sicilinde re’sen terkin edildiği ve bu kararın Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 20/04/2015 tarihinde yayınlandığı tamamen tesadüf eseri öğrenildiğini, gerekçesinin ise yasal zorunluluk gereği yapılması gereken genel kurul toplantılarının yapılamadığının gösterildiğini bunun üzerine müvekkili şirket içinde yaptığı araştırmada bu hususun sehven gözden kaçırıldığı anlaşıldığını, tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin re’sen terkin edildiğini tamamen tesadüfen öğrendiğini, adı geçen şirket İstanbul metrosunun ….,…. İnşaatını üstlenen …. …. Ortaklığının (…. -…. -….-….) ortaklarından olduğunu, mezkur metro inşaatı bitmiş olmakla beraber, kesin hesaplar ilgili kurum nezdinde henüz yapılmadığını, şirket terkin ediliş tarihten bu yana da faaliyetine devam ettiğini, vergisel yükümlülüklerini de devam ettiğini bu nedenlerle 14/04/2015 tarihli karar ile re’sen terkin olan …. İnşaat Ve Taahhüt Anonim Şirketi’nin ihyasını, yargılama giderinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 26/11/2018 tarihli cevap dilekçesini özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğünün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün resen terkin işlemi, 6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi ve 30/12/2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkilinin Ticaret Sicil Müdürlüğünün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi/kooperatifi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücreti’nden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce re’sen terkin edilen limited şirketin ihyası davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı …. İnşaat ve Taahhüt Anonim Şirketi’nin “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile 30.12.2012 tarihli ve …. sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi kapsamında; Aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması“ gerekçesiyle resen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 14.04.2015 tarihinde yukarıda belirtilen gerekçeye istinaden sicil kaydının resen terkin edildiği,ilan ve tebligat prosedürünün yerine getirildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin …. ilçesi sınırları içerisinde kaldığı, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde limited şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir.Anılan maddenin 4. fıkrasının a bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve …. sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11.bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden resen silineceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; Somut uyuşmazlıkta; şirketin aralıksız son beş yıla olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı ve TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığının tespiti üzerine, davalı sicil müdürlüğünce 2 aylık süre içinde münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılması, yani şirket genel kurul toplantısının yapılması için ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı,buna göre davalı sicil müdürlüğü tarafından tebliğ işlemlerini yerine getirildiği,dolayısıyla resen terkin işleminin yerinde olduğu anlaşılmakla birlikte şirketin üstlendiği yapım işi nedeniyle hak edişlerini alamadığı şirketin faaliyetine devam ettiği,buna göre davacının hukuki yararının bulunduğu gözetilerek; davanın kabulü ile davalı Müdürlüğün işleminin kaldırılarak dava dışı resen terkin edilen şirketin ihyasına,ek tasfiye işlemlerini yürütmesi için ihyası talep edilen şirketin en son yönetim kurulunun tasfiye memuru olarak atanmasına,keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil numarasında kayıtlı iken sicilden resen terkin olan …. İnşaat ve Tahhüt Anonim Şirketi’nin tüzel kişiliğinin İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için yönetim kurulu başkanı …’nun şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Alınması gerekli ¨44,40 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨ 35,90 harcın mahsubu ile bakiye ¨08,50 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı … Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması ve terkin işleminin yerinde olduğu gözönüne alındığında davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨200,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 14/02/2019

BAŞKAN …
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE …
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE …
☪e-imzalıdır.☪
KÂTİP …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”