Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/960 E. 2020/430 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/960 Esas
KARAR NO : 2020/430

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2018
KARAR TARİHİ : 17/07/2020
K. YAZIM TARİHİ : 21/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili tarafından davalıya “….” isimli bilgisayar yazılım ürünü satıldığını ve bu satışa istinaden 22/02/2018 tarihli 66.500,00 TL bedelli faturanın kesildiğini, süresi içinde itiraza uğramayan fatura içeriğinin ke- sinleştiğini,davalının söz konusu fatura bedelini ödenmediği gibi haksız olarak 31/03/2018 tarihli iade faturasını kestiğini, iade faturasına Bakırköy … Noterliği’nden keşide olunan 20/04/2018 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile itiraz ettiklerini , müvekkilinin davalı adına düzenlediği faturanın 22/02/ 2018 tarihli, iade faturasının ise 31/03/2018 tarihli olduğunu, yani iade faturasının 1.5 ay sonra ve kötü niyetle düzenlendiğini, içeriği kesinleşen ve ödenmeyen 22/02/2018 tarihli fatura bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahku- miyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ülke- mizin pek çok şehrinde Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ait yemekhanelerde birlence ünevirsite öğrenci- sine yemek hizmeti sağladığını, satış işleminin takibi amacıyla öncesinde “Sentez ” isimli proğramın 6.5 versiyonu kullanıldığını, cari hesap ve sok işlemlerini harici yollardan sağladığını, davacı tarafın “….” isimli bir proğram geliştirdiklerini ,satış işlemleri dışında tüm muhasebe, stok,personel özlük vs işlemlerinin de bu proğram üzerinden kolaylıkla yapılabileceğini belirtmesi üzerine , müvekkili şirketin ihtiyaçlarının davacıya bildirildiğini ve davacı tarafça bir adet “….” çalışması yapıldığını, “…” isimli proğramın müvekkili şirketin sistemine yüklenmesi için davacı tarafça çalışmalar yapıldığını ,ancak yüklemenin başarılı olmadığını, ilk günden itibaren müvekkilinin bir çok sorun yaşadığını,örneğin beyanname verilmesinin son gününde proğramın hiç çalışmaması nede- niyle müvekkilinin harici yollarla beyannamelerini sunabildiğini, bu hususta davalı taraf ile sürekli gö- rüşmeler yapıldığını , her defasında sorunun giderileceği bildirilmesine rağmen proğramın kulla- nılabilir bir şekilde sunulmadığını,davacının 12/04/2018 tarihinde proğramı habersiz olarak “demo”ya düşürdüğünü ve müvekkilinin erişiminin engellendiğini, bunun üzerine müvekkilinin iade faturası düzenlediğini, her ne kadar müvekkili davacı taarfça düzenlenen faturalara itiraz etmemiş ise de ,bu durumun müvekkilinin sorunun giderileceği yönündeki inancından kaynaklandığını, davacının fatura içeriği proğramın sorunsuz bir şekilde sunulduğunu ispat ile yükümlü olduğunu , takibin haksız itirazın ise yerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava,İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Celp olunan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasının tet- kikinde ; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine faturaya dayalı 66.500,00 TL (asıl) ala- cağın tahsili istemiyle 03/05/2018 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini 15/05/2018 tari- hinde tebellüğ eden borçlunun 17/05/2018 tarihinde vekili aracılığıyla ibraz ettiği dilekçe ile ” takip alacaklısı tarafından satılan proğramın ve sunulan hizmetin eksik olduğunu, fatura içeriğinin kabul edilmediğini” beyanla borca , faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı/borçlu itiraz dilekçesinin 1. Sayfasında genel olarak “yetki”ye itiraz etmiş ise de, yetkili icra dairesini bildirmediği, İİK 50 ve HMK 19 md gereğince ortada hukuken geçerli bir itiraz bulunmadığı gözetilerek yetki itirazına itibar edilmemiştir.
Borca ilişkin itiraza gelince uyuşmazlık, davacının dava konusu proğramı davalının sistemine kurup çalışır vaziyette kullanımına sunup sunmadığı,fatura içeriği hizmetin tam ve eksiksiz bir şekilde sunulup sunulmadığı, davacının takip ve dava tarihi itibariyle takip konusu fatura bedelini davalıdan talep edip edemeyeceğir, alacağın varlığı ve miktarı ile , icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluş- madığı hususunda toplanmaktadır.
Tarafların ticaret sicili kayıtları, takip konusu borcun dayanağını oluşturan deliller celp edilmiş, takip/ve dava konusu alacağın varlığı ve alacak miktarının tespiti hususunda tarafların ticari defter ve kayıtları ile sistemleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.

SMMM Bilirkişi …., Bilgisayar Yüksek Mühendisi …. ve Eko- nomi Uzmanı …. tarafından tarafların defterleri , davacı ve davalının bilgisayar/ su- nucu kayıtları tüm dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 18/07/2019 tarihli kök raporda:
”Davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davacının davalıdan 66.500,00 TL alacaklı olduğu,
Davalı ticari defterlerinde ise, davacının alacağına dayanak 66.500,00 TL bedelli faturaya karşılık aynı tutarda iade faturası tanzim edilmiş olması nedeniyle, davalının davacıya herhangi bir borcunun gözükmediği,
Teknik incelemeler neticesinde; dava konusu faturada geçen “… İş Çözümleri – Müşteri İliş- kileri Yönetimi (CRM)” isimli yazılım programının kurulumu yapılarak canlı ortama alındığı, söz konusu yazılım ile ilgili destek hizmetlerinin verildiği, ancak inceleme gününde yazılımın lisanslı halinin kurulu ve çalışır durumda olmadığı,” ..” sürümünün (kısıtlanmış /ücretsiz olarak tabir edilen bir sürümdür) aktif olduğu gözlendiği,
Ayrıca faturada geçen bir diğer “…. Restaurant ERP Yönetim Sistemi” isimli yazılım programının davalı şirket kayıtlarında kurulu ve çalışır durumda olduğuna dair hiçbir bulguya rastlanılmadığı,
Teknik incelemeler neticesinde;davacının alacağına dayanak faturadaki “….Yönetim Sistemi” programının bedeli olan 31.500,00 TL’yi talep edemeyeceği, sadece “… İş Çö- zümleri-Müsteri İlişkileri Yönetimi” programının bedeli olan 35,000.00 TL’yi talep edebileceği tespit edilmiştir.

İtiraz üzerine alınan 05/03/2020 tarihli ek rapora göre ;
1. Her şeyden önce taraflar arasında bilgisayar yazılım programının satılması konusunda anlaşma yapıldığı, proğ- ramın davacı tarafından davalıya teslim edildiği gerekçesiyle 22/02/2018 tarihli 66.500,00 TL bedelli fatura düzenlendiği, faturaya davalı tarafından sûresi içinde itiraz edilmediği, fatura bedelinin tahsili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalının iddiası, faturaya konu hizmetlerin eksik verildiği ve programın erişiminin engellendiği dolayısıyla ayıplı ifa durumunun bulunduğu yönündedir. Davacının iddiası ise, davalıya satılan yazılımların kurulumlarının yapıldığı ve işin eksiksiz olarak ifa edildiğinin servis formlarından anlaşıldığı yönündedir. Bu durumda taraflar arasında ihtilaflı olan ve raporumuzda çözüme kavuşturulması gereken temel problem; davacı tarafından davalıya verilen programın ayıplı olup olmadığı ve buna bağlı olarak program bedelinin talep edilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. Her iki tarafın bilgisayar / sunucu kayıtlan üzerinde yapılan incelemelerde;
• Davalı şirkette … adlı yazılımının tam sürüm kurulumunun gerçekleştirildiği, ancak inceleme gününde mevcut yazılımın DEMO sürümüne indirgenmiş halde bulunması ve tam sürümü içermemesi nedeniyle söz konusu yazılım hakkında iddia olunan hususlarda bir inceleme yapılamadığı, yine dava konusu faturada geçen bir diğer …. isimli yazılımın davalı şirket kayıtlarında kurulu bîr versiyonuna ise rastlanmadığı,
• İnceleme gününde davacı şirket kayıtlarında … yazılımının en son 28/03/2019 tarihinde güncellen- diğinin tespit edildiği, davalı şirkete kurulduğu andaki versiyon geçmişine ulaşılamayan söz konusu yazılım hakkında ayıplı olup olmadığı hususu yönünden bir inceleme yapılamadığı,
• Davacı şirket sistemlerinde kaydı tutulan servis kayıtlan incelendiğinde, davalı şirkete yazılım destek hizmet- lerinin verildiği, ancak bu hizmetlerin … yazılımını kapsadığı yapılan işler yönünden açıkça tespit edilirken, …. adlı yazılımın bu destek hizmetleri kapsamında yer aldığına dair bir bulguya rastlanmadığı,
Bu bağlamda, kök raporda da açıklandığı üzere, davacı tarafından … adlı yazılımının davalı şirkete kuru- lumu yapılarak teslimi yapıldığı ve söz konusu yazılım hakkında destek hizmetlerinin verildiğinin tespit edildiği, ancak …. adlı yazılımın kurulumuna ve kurulum sonrası destek hizmetlerinin sağlandığına ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadığı, inceleme gününde …. isimli yazılım DEMO sürümüne indirgenmiş olduğundan (kullanımı sınırlandırıldığından) söz konusu yazılımın ayıplı olup olmadığı hususunda bir inceleme gerçekleştirilemediği tespit edilmiştir.

İspat kuralına ilişkin MK. m 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraftardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nun 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkarın o vakıayı ispat etmeye mecburdur.
Dolayısıyla davacının dava konusu fatura bedellerini talep edebilmesi için sözleşmeye konu yazılımları tam ve eksiksiz bir şekilde kurduğunu ispat etmesi gerektiği açıktır.
Teknik inceleme sonucunda …. adlı yazılımın kurulumuna ve kurulum sonrası destek hizmetlerinin sağlandığına ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadığından ve bu yönden de davacı tarafından her hangi bir somut delil sunulmadığından davacının anılan yazılıma ilişkin talebi yerinde görülmemiştir.
Diğer yandan, servis kayıtları ve teknik inceme neticesinde … isimli yazılımın ku- rulmuş olduğu, bu yazılıma davalının teknik hizmeti verdiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar yazılımın ayıplı olduğu ve ayıpların giderilmediği iddia edilmiş ise de, ticari defterlerin delil olmasına ilişkin HMK. m. 222 ve faturaya ilişkin TTK, m. 21/2 hükmü gereğince, davalının bu sisteme ilişkin almış olduğu faturalara itiraz etmeyerek defterlerine İşlemesi, sistemin ayıplı olduğuna ilişkin bir somut delil sunmaması gibi hususlar dikkate alındığında, davalının anılan sistemin bedelini ödemekle yü- kümlü olduğunun kabulü gerekir.
Gerçekten de, faturaya ilişkin TTK. m. 21/2 hükmüne göre: ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriğini kabul etmiş sayılır”.
Yine ticari defterlerin delil olmasına ilişkin HMK. m. 222 hükmüne göre: Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter ka- yıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.

Davacının davalı aleyhine 66.500,00 TL alacağın tahsili talebiyle takibe giriştiği, davalı/borç- lunun alacağın tamamına itiraz ettiği, toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgeler ile yapılan tek- nik inceleme sonucunda; davacının fatura konusu alacaktan” … Rest ERP Yönetim Sistemi” proğramının bedeli olan 31.500,00 TL’yi talep edemeyeceği, sadece “… İş Çözümleri -Müş- teri İlişkileri Yönetimi ” proğramının bedeli olan 35.000,00 TL’yi talep edebileceği, takip tarihi iti- bariyle davalı taraftan 35.000,00 TL alacaklı olduğu, davalının bu miktardaki likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği, fazlaya ilişkin talebin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalı/borçlunun Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu 66.500,00 TL lik borcun 35.000,00 TL’lik kısmına vaki itira- zının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince T.C. Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda basit usulde (3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına,
Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hü- küm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 2.390,85 TL karar ve ilam harcının mahkeme veznesine yatırılan 803,16 TL peşin/nispi harç ve icra veznesine yatırılan 332,50 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 1.255,19TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı + 803,16 TL peşin nispi harç + 5,20 TL ve- kalet harcından ibaret toplam 844,26 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (2.700,00 TL bilirkişi ücreti + 291,20 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret) 2.991,20 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 1.555.42 TL’sinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c.) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-a.) Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 5.250,00 TL vekalet ücretinin dava- lıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
b.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 4.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. Mad- desine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başla- malarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. madde hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/07/2020

Katip …

Hakim …