Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/941 E. 2018/1005 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/941
KARAR NO : 2018/1005

DAVA :Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ :03/10/2018
KARAR TARİHİ :04/10/2018
KARAR YAZIM TARİHİ :17/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafından Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 03/10/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ;Davalı … ile … Mah. …. Cad. No:… B2 Güngören/İstanbul adresinde “…Ltd Şti” ünvanlı işyerinin %50 pay ile ortağı olduklarını, şirketin aktif durumdan pasif ile birlikte 2012 yılında vergi dairesinde tespit ile resen terk nedeniyle kapanış verildiğini, söz konusu şirketin davalı ortağının 2010 yılından bu yana yurt dışında yaşamasından dolayı şirket ile hiçbir ilişiğinin olmadığını, şirketin borçlarından dolayı resmi kurumlar tarafından şirket hakkında yaptığı yazışmalar ile birlikte borç ödemelerine karşı %50 hisseli olması, karşı taraf olan davalının ortada bulunmaması nedeniyle resmi olarak yeterli işlem yapılmadığını, imza sirkülerinin iki imzalı durumundan tek imzalı duruma getirilmesi ve resmi dairelerde iş yapabilmesi için tam yetki verilmesi hususunda dava açtığını beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkindir.
Davacının dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka, davacının dava açmakta hukuki bir yararının bulunması gerekir; yani, dava hakkı, hukuki yarar ile sınırlıdır. Bu, hukuki korunma (himaye) ihtiyacı olarak da adlandırılmaktadır. Yani, davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde, korumaya değer bir yararı olmalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmıştır.
Dava şartı medeni usul hukukuna ait bir kurumdur. Bunun amacı bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek; böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır.
Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller dava şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere olumlu dava şartları (mesela, görev, hukuki yarar gibi), yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (mesela kesin hüküm gibi).
Dava şartları dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit ederse davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür.
Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hâkim tarafından kendiliğinden (resen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile hâkim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Somut uyuşmazlıkta,davacı,dava dışı şirketin müştereken yetkili müdürü olan davalının haklı nedenle azli istemine ilişkin olup dava dışı şirketin sicilden resen terkin edildiği anlaşılmaktadır.Buna göre davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dışı şirketin TTK.nun geçici 7.maddesi uyarınca sicilden resen terkin edildiği, buna göre davacının sicilden terkin edilmiş bir şirketin yöneticininin azlinin talep etmesinde hukuki bir yararın bulunmaması nedeniyle davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 114/1 (h) ve 115/2.maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨268,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi.05/10/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

☪e-imzalıdır.☪ ☪e-imzalıdır.☪ ☪e-imzalıdır.☪ ☪e-imzalıdır.☪