Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/939 E. 2020/586 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/939
KARAR NO : 2020/586

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin 26.08.2013 günü ……. plakalı aracı …… A.Ş.’den 51.000,00 TL bedelle satın aldığını, aracın üreticisinin …… Şirketi olduğunu, müvekkilinin aracı özenli kullandığını, araçla kaza yapmadığını, periyodik bakımlarını düzenli yaptırdığını, buna rağmen aracın sık sık arızalandığını, ilk olarak 2015 yılı Mart ayında arızalanan aracın davacı tarafından …… yetkili servisine götürdüğünü, aracın garanti süresinin dolmaması nedeniyle ücretsiz onarıldığını ve aracın 3. Pistonundaki arıza nedeniyle pistonu değiştirdiğini, aracın yeniden arızalandığını, bedelli olarak tamir ettirdiğini, 2017 yılı Haziran ayında aracın yeniden bozulduğunu, motor ikaz lambasının yanması nedeniyle yetkili servisin kontrol ettiğini ve ……. valfinin bedelli olarak değiştirildiğini, aracın 4 Eylül 2017 tarihinde tekrar arızalandığını, müvekkilinin aracı aynı servise götürdüğünü, aracın yatak sardığının ve 17.000 TL bedelle tamir edilebileceğinin belirtildiğini, müvekkilinin aracının ayıplı olduğunu ve ücretsiz onarılmasını istediğini söylediğinde garanti süresinin geçmesi nedeniyle onarımın ücretsiz yapılamayacağının söylendiğini, davalılara 18.09.2017 tarihli ihtarname gönderildiğini, ….. A.Ş.’nin cevap vermediğini, …… A.Ş.’nin ise verdiği cevapta herhangi bir sorumluluklarının olmadığını belirttiğini, araç üzerinde Bakırköy …… Sulh Hukuk Mahkemesinin ……. D.İş. sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını, 09.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda, aracın gizli ayıplı olduğunun tespit edildiğini, aracın yataklarında sarma, silindirlerinde eğilme, gömleklerde aşınma, pistonlarda kurumla kaplanma durumunun olduğunu, bunların davalıların ağır kusurundan kaynaklandığını, bunların hile ile gizlenmesi nedeniyle davalıların araçtaki zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirtmiş ve 21.122,79 TL’lik hasarın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ……… vekili cevap dilekçesi ile kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, burada dava konusu aracın 26.08.2013 tarihinde satın alındığını, davanın 16.02.2018 tarihinde açıldığını, ayıbın süresinde ihbar edilmediğini, araçta üretimden kaynaklı bir ayıp olmadığını, müşteriye teslimden önce çok sayıda test ve kontrolden geçtiğini, araçta bir sorun tespit edilmediğini, kullanımdan kaynaklı arızaların aracın ayıplı olduğu anlamına gelmeyeceğini, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere araçta kurum ve tortu birikmesinin ……. ve ….. egzoz sistemlerinin tıkanması ile arızalandığını tespit ettiğini, üretimden kaynaklı motorda kurum birikmesi olmayacağını, zira motordaki aşırı kurum birikmesinin silindir içindeki yanmanın kötü olması nedeniyle meydana geleceğini, bunun ise tamamen yakıt kalitesinin kötü olmasından oluşacağını, standartlara uygun olmayan yakıtın sahip olduğu kinetik enerjiden dolayı tamamen buharlaşamadan silindir ve/veya piston yüzeyine yapıştığını, kurum oluştuğu gibi yağa karışarak yağın özelliğini yitirmesine neden olduğunu, yağlama kaybolduğu için de motorun yatak sarmasının kaçınılmaz olduğunu, egzoz sistemindeki ….. ve ……’nin tıkanarak arızalanmasının da uygun olmayan yakıt kullanımı düşüncesini desteklediğini, ayrıca motor onarımı ile yakıt sistemi parçalarının onarılmasının gerekmesinin, üretim kaynaklı bir durum olmadığının, arızaya uygun olmayan standarttaki yakıtın kullanılmasının neden olduğunun kanıtı olduğunu, üretim kaynaklı bir hatanın tespiti için teknik olarak motor parçaları üzerinde malzeme ölçme, bazı deney ve analizlerin yapılmasının gerektiğini, bu incelemenin motor parçalarının laboratuar şartlarında malzeme bilimi konusunda uzmanlarca yapılabileceğini, garanti kapsamında motor onarımının 26.01.2015 tarih ve 39.413 Km’de yapıldığını, daha sonra aracın motor arızası nedeniyle 05.09.2017 tarihinde 105.000 Km’de motor değişimi gerektiğini, eğer onarım eksik olsaydı aracın sorunsuz olarak 2,5 yılda 69.500 Km kat edemeyeceğini, alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, araçta yapılan onarımların aracın garanti süresinin dolması ve kullanım kaynaklı meydana gelmiş olması nedeniyle ücret karşılığı yapıldığını, bu nedenle bu sorunlar nedeniyle uğranılan zararların tazmin talebinin kabul edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. vekili cevap dilekçesi ile davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, araçtaki arızaların dikkatsiz ve özensiz kullanımdan kaynaklandığını, araçtaki arızaların imalattan kaynaklandığı düşünülse dahi aracın kullanılmaya devam edildiğini ve bakımlarını zamanında yaptırdığını iddia ettiğini, aracın periyodik bakımlarının zamanında yapılması halinde araçtaki ayıpların bu sırada ortaya çıkabileceğini, dolayısıyla davacının iddialarının yersiz olduğunu, davacının kötü niyetli hareket ettiğini, davacının 04.09.2017 tarihinde arızalandığı, motorun yatak sardığı iddiasıyla yetkili servise götürdüğünü, ancak aracın 3 yıllık garanti süresinin 26.08.2016 tarihinde dolduğunu, yatak sarmasının motorun yağsız kalması nedeniyle meydana geldiğini, aracın bakımlarının zamanında yaptırılmadığını, bunun ise davacının kusurundan kaynaklandığını, davacının aldığı tespit raporunu kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 23/07/2020 tarihli bilirkişiler ……. , …… tarafından düzenlenen raporda araçta mevcut motor arızasının üretimden kaynaklanan bir gizli veya açık ayıp olmadığı, kullanılan yakıttan kaynaklandığı, bu durumdan davalıların sorumlu olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalıdan satın aldığı ……. plakalı aracın gizli ayıplı olduğunu, aracın yataklarında sarma, silindirlerinde eğilme, gömleklerde aşınma, pistonlarda kurumla kaplanma durumunun olduğunu, bunların davalıların ağır kusurundan kaynaklandığını, bunların hile ile gizlenmesi nedeniyle oluşan hasarın davalılardan tahsilini talep etmiş olup gizli ayıp iddiasını ispatla yükümlüdür. Davacının davalının yokluğunda yaptırdığı delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporuna davalıların itirazları da dikkate alınarak dosyada yeninde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, 25.06.2019 tarihli raporda motorda oluşan zararın üretimden kaynaklı olmadığı, kabul edilebilir bir ayıp olduğu ve hayatın olağan akışına uygun olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekilinin itirazları ile dosya otomotiv konusunda uzman makine mühendisinden oluşan 3 kişilik heyetine tevdii edilmiş, 23/07/2020 tarihli bilirkişiler ……. tarafından düzenlenen raporda araçta mevcut motor arızasının üretimden kaynaklanan bir gizli veya açık ayıp olmadığı, kullanılan yakıttan kaynaklandığı, bu durumdan davalıların sorumlu olmadığının tespit edilmiş olup her iki raporunda birbiri ile uyumlu olması, heyet raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli oluşu da dikkate alınarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40 TL ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Davalı ……… tarafından sarf olunan 14 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”