Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/933 E. 2020/811 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/933
KARAR NO : 2020/811

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/10/2018
KARAR TARİHİ : 03/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 02/10/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Sürücü … sevk ve yönetimindeki … plakalı motosiklet ile … ilçesi,… Mah.,… Caddesi üzerinden …. istikametine doğru seyir halinde iken aynı istikamette yaya olarak yolun sağ kenarında yürüyen …’e çarparak ölümüne neden olduğunu, meydana gelen kazada motosiklet sürücüsü … %100 tam kusurlu olduğunu, işbu kaza ile ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığı … Sor. nolu dosyası ile soruşturma devam etmekte olup henüz kusur incelemesi yaptırılmadığını, kaza sonrası dosya içeriğinde bulunan yaya ve tanıkların beyanları , Doktor Raporları,Otopsi Raporu, ATK Alkol ve Uyuşturucu madde ile ilgili raporu , olay yeri inceleme raporları ve Cd içeriği ile birlikte diğer tüm tutanaklar birlikte incelendiğinde, olayın oluşumunda motosiklet sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, söz konusu olay yerine yaklaşırken yaklaşımdan önce ve olay yerinin coğrafi durum itibari ile yerleşim yeri olması nedeni ile Azami hız limiti 50+5=55 km/hz’ olduğunu, olay yerindeki kaplamanın fiziki durumu göz önünde tutularak motosikletinin hızını ,yol,hava ve trafik durumu şartlarına göre yeniden ayarlayıp sevk ve idare etmediğinden 2918 sayılı KTK sürücülere ait madde 52/1-b araçların hızım ve teknik özellikleri, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kuralını ihlal ettiğini, olayda trafik güvenliği ve düzenini göz önünü alarak, seyahat öncesi, seyahat anı ve seyahat sonrası oluşabilecek tüm yükümlülüklere karşı yeterli tedbirler alınmadığını, bahse konu yolcuların kasksız olduğunu görmesine ve bilmesine rağmen yolcuları uyarmadan yoluna devam ettiği ve yolculuk esnasında fazla yolcu ile seyahat ettiğini ve yönetmelikte gösterilen, diğer kural, yasak, zorunluluk ve yükümlüklere uymamak ve KTK ’nun 65/1-a maddesi gereğince taşıma sınırının üzerinde yolcu almak ve KTK’nun 78/1-b motosikletlerde sürücülerin koruma başlığı ve gözlüğünü, yolcuların ise koruma kullanmaması kurallarını ihlal ettiğini, ayrıca Adli Tıp Kurumu raporuna göre ölüme sebebiyet veren motosiklet sürücüsünün kanında 181 Promil (181mn/dL Etanol Alkol ve 5,8ng/ml Lidokain maddesi bulunduğunu rapor edildiğini, alkol, uyuşturucu ve uyarıcı madde etkisi altında araç sürmesi nedeniyle KTK 48 maddesi ”Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğunu, kuralı ihlal edildiğini, trafik kazasında ölen … ”…. Otelcilik Turizm Gıda Ticaret Ltd. Şti.” adlı şirketin sahibi olduğunu, şirketi bünyesinde yer alan …./… bölgesinde bulunan turistik otelin sahibi ve işletmecisi olduğunu, kaza tarihi itibari ile şirketin Sosyal Güvenlik Sistemine kayıtlı 14 personeli bulunduğunu, müteveffanın şirket sahibi olması, şirkete kayıtlı otel işletmesi buradan geçimini sağlaması nedeni ile aylık ¨ 15.000- ¨ 20.000 arasında değişen kazanca sahip olduğunu, müteveffa sağlığında ,ev hanımı olan herhangi bir gelire sahip olmayan eşini ve ortaöğretime henüz yeni başlamış olan kızını otel işletmeciliği yaparak geçindirdiğini, ailenin tek geçim kaynağı olan kazazedenin ölümü ile eşi ve çocuğu destekten yoksun kalmış maddi ve manevi çöküntü yaşadıklarını, bu yönü ile vefat edenin tek başına ailesine sunduğu maddi katkının tazminat hesabında dikkate alınmasını talep ettiklerini, destekten yoksun kalanların …’ün ölümüyle, ev hanımı ve hiçbir geliri bulunmayan eşi 28.04.1982 d.lu … ile halihazırda lise eğitimine devam eden 13.12.2004 d.lu Kızı …, maddi ve manevi destekten yoksun kaldıklarını, davalarının 6100 sayılı yeni Hukuk Yargılama Yasası’nın 107.maddesine göre “belirsiz alacak davası” olarak açılmış bulunmakla, yargılama sırasında toplanacak delillere, mahkemece yapılacak incelemelere ve tazminat hukuku alanında uzman bilirkişiden alınacak rapora göre belirlenecek maddi tazminat tutarlarının, peşin harcı yatırıldıktan sonra, hüküm altına alınmasını, davacıların desteğinin somut olayda bir kusuru bulunmadığının saptanmış bulunmasına; eş ve çocuğun desteklerini çok erken yaşta kaybetmiş olmalarına göre, bundan böyle yaşamlarındaki boşluğun ve eksikliğin karşılığı olarak, davalı taraf üzerinde de caydırıcılık etkisi dikkate alınarak eş için ¨ 150.000,00 ve çocuk için ¨150.000,00 olmak üzere toplam ¨300.000,00 manevi tazminat istendiğini, sigorta şirketinin sorumluluğu:nun davalıya ait … plâkalı aracın 2017-2018 yılı arası geçerli … poliçe no.lu Trafik Sigortasını düzenleyen davalı şirket 04.07.2018 tarihinde … .Noterliği …. Yevmiye nolu ihtarnamesi ile yapılan başvuruyu yanıtsız bıraktığından, temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte limiti aşmamak üzere maddi tazminata hükmedilmesi istendiğini, sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde … nolu hasar dosyası oluşturulduğunu, istenen tüm belgeler şirkete sunulmuş olduğu halde,ödeme yapılması için şart koşulan ibranameyi imzalamadıkları gerekçesi ile yasaya aykırı şekilde hak sahiplerine tazminat ödemesi yapılmadığını, bu nedenlerle 6098 sayılı Tbk’76. maddesi uyarınca geçici ödeme taleplerinin kabulü ile davacılara hükmedilmesi muhtemel tazminata mahsup edilmek veya tazminata hükmedilmezse aldığı geçici ödemeleri yasal faizi ile birlikte geri verilmek üzere takdiren her bir davacı için ayrı ayrı ¨125.000,00 olmak üzere toplam ¨250.000,00’ nin davalı … şirketinden alınarak davacılara verilerek geçici ödeme yapılmasına karar verilmesini, Motosiklet sürücüsü … ’nun (T.C.Kimlik No:….) taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklan üzerine teminat alınmaksızın “ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir” konulmasına, karar verilmesini, her bir davacı için ayrı ayrı ¨150.000,00 olmak üzere toplam ¨300.000,00 manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte (sigorta şirketi dışındaki) davalıya ödetilmesini, trafik kazasında eşini-babasını kaybeden davacıların, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre, tazminatın miktan belirlendikten sonra artınlmak üzere,belirsiz atacak şeklinde açılmış bulunan davalarını destekten yoksun kalma tazminatı olarak (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) davacı … için ¨1.000,00, davacı … için ¨1.000,00 olmak üzere tüm davacılar için şimdilik toplam ¨ 2.000,00 maddi tazminatın sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden (Poliçe sorumluluğu İle sınırlı) temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olarak davalılara ödetilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta Şirketi Vekilinin 29/11/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç müvekkili şirket …. Sigorta tarafından 04.07.2017/2018 vadeli …. no.lu Ekstra Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olduğunu, dosyada kusur durumuna ilişkin herhangi bir resmi belge bulunmadığından yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, ceza dosyası ve varsa kusur durumunu gösteren bilirkişi raporu celp edildikten sonra meydana gelen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini , davaya konu olayda ölenin kardeşi olan davacılardan ….’ye ölenin destek olduğu ve onun desteğinden yoksun kaldığı kanıtlanamadığını, yerel mahkemece adı geçen bu davacı yönünden destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddedilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerektiğini, davacı tarafın delil listesinde yazılı bulunan delillerinin tebliğ edildiğini, belge ve delillerin tebliğ edilene kadar delillere cevap verme ve karşı delil sunma haklarının saklı tuttuklarını, HMK 119. Madde f. Fıkrası gereğince iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği açıkça belirtilmesi gerektiği gibi, HMK 119. Madde g. Fıkrası gereğince talep edilen tazminat kalemlerinin hukuki sebeplerinin de açık ve net bir şekilde belirtilmesi geretiğini, bu nedenle davacı taraftan hangi vakıanın hangi delille ispat edileceğini ve tazminat taleplerinin hukuki sebeplerini içerir beyan alınması gerektiğini, davaya konu edilen kazadan dolayı açılmış olan soruşturma ve varsa kovuşturma dosyasının celbini talep ettiklerini, diğer yandan kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespiti halinde ortaya çıkan zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer siciline kayıtlı aktüerya uzmanına gönderilmesini talep ettiklerini, ancak önemle belirtelim ki aktüer hesabı yapılırken kullanılan yaşam tablosuna göre bakiye ömür, bilinen dönem, aktif ve pasif dönemin ayrı ayrı ve denetime elverişli biçimde hesaplanması gerektiğini, davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduklarının mahkemece tespit edilmesi gerektiğini , bilindiği üzere eğer davacılar Sosyal Güvenlik Kurumundan ölüm/cenaze masrafı, geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, bu sosyal Güvenlik kuruluşlarının kendi özel kanunlarına göre müvekkili şirket Anadolu Sigortaya rücu imkanı doğduğunu, … Sigortanın davacıların dışında, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerektiğini, bu çerçevede SGK’dan rücuya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının alınmış ise bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesini talep ettiklerini, temerrüt süresi, delillerin (tamamlanmış olması halinde) tümünün müvekkili şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başladığını, geçici ödemeye hükmedilebilmesi için TBK md 76 iki temel şart arandığını, bunlardan ilki zarar görenin iddiasının haklılığını gösterir inandırıcı kanıtlar sunmak ve ekonomik durumunun da geçici ödeme yapılmasını gerektirir halde olması gerektiğini, davacının halen tedavi gördüğüne ilişkin dosya muhteviyatında herhangi bir bilgi ya da belge mevcut olmadığını, mahkemece davanın reddine karar verildiğinde müvekkilin ödediği bu bedeli davacı yandan geri alması imkanı icra – iflas kanunu karşısında mevcut olmayıp geçici ödemeye karar verilmemesini talep ettiklerini, ayrıca dava konusu olay haksız fiilden kaynaklanmaktadır ve ticari iş niteliğinde olmadığını, bu nedenle davacı vekilinin avans faizine yönelik taleplerinin reddi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Vekilinin 06/12/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …, …., … ilçesinde ikamet etmekle birlikte diğer davalının adresi de …., … olduğunu, gerek HMK m. 6, gerekse de HMK m. 16 uyarınca uyuşmazlık konusu davada sayın mahkemenin yetkisi bulunmadığını, dava konusu uyuşmazlıkta kesin yetki kuralı bulunmadığından HMK m. 19 uyarınca işbu davada müvekkilinin ikametgah adresinin bağlı olduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğunu, belirsiz alacak davası şartları bulunmadığını, davacı taraf maddi tazminat isteği bakımından belirsiz alacak davası açtığını belirtmekle birlikte harca esas değer olarak ¨ 2.000,00 gösterdiğini, destekten yoksun kalma tazminatı, müteveffanın sağlığında sağladığı destek uyarınca talep edilebilecek bir tazminat olup, davacıların bu desteğin miktarını belirleyememesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaldı ki dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, davacı taraf müteveffanın aylık gelirinin ¨15.000-¨ 20.000 arasında değiştiğini bildirmiş olup, bu miktar uyarınca müteveffanın sağladığı desteği belirleyebilme olanakları bulunmaktayken hukuka aykırı bir şekilde belirsiz alacak davası açtıklarını, zira HMK m. 107’de belirtildiği üzere davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının yahut değerinin belirlenememesi veya bunun imkansız olması belirsiz alacak davası şartlarından biri olduğunu, davacı tarafın alacağın miktarını belirleyebilme imkanı bulunduğundan dava şartı yokluğundan ve ayrıca HMK m. 119 ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu m. 16 gereğince
davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, geçici ödeme ve ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, meydana gelen kazada müteveffa …’ün %100 tam kusurlu olduğunu, 19.06.2018 tarihinde saat 00.30 sularında …, … Caddesi Kuzey Yan Yol mahallinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaya olarak yolun sağında yürüyen … vefat ettiğini, müvekkili … ise ağır derecede yaralanarak uzun süre yoğun bakımda kaldığı, halen sağlığına kavuşamadığını, müteveffa …’ün mirasçılarına karşı maddi ve manevi tazminat haklarıyla birlikte her türlü dava haklarının saklı kalmak üzere ; meydana gelen kazada müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, Müteveffa …’ün, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve bu kanun uyarınca çıkarılmış Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin pek çok hükmünü çeşitli şekillerde ihlal ederek kazaya %100 tam kusurlu olarak sebebiyet verdiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma numaralı dosyada mevcut kaza tespit tutanağında da belirtildiği üzere; … birinci derecede kusurlu olup, öncelikle 2918 sayılı KTK m. 68’i ihlal ettiğini, kaza anında … ile birlikte yaya olarak yürüyen … ifadesinde”… ile birlikte otelden çıkarak … Caddesi üzerinde … istikametine göre yolun sağ tarafından gidiyorduk.” dediğini, yine kaza tespit tutanağı ve davacının ikrarıyla da …’ün yolun sağından yürüdüğü hususunun sabit olduğunu, dolayısıyla …’ün, öncelikle KTK m. 68’te de açıkça belirtildiği üzere yolun solundan yürümesi gerekirken sağından yürüyerek kazaya sebebiyet verdiğini, davacı taraf dava dilekçesinde müteveffa …’ün ”… Otelcilik Turizm Gıda Ticaret Ltd. Şti” adlı şirketin sahibi olduğunu belirterek müdür sıfatıyla aylık gelirinin ¨15.000,00-¨20.000,00 arasında değiştiğini ifade etmişse de ilgili şirketin esas sözleşmesinde şirket müdürüne maaş ödenmesine dair herhangi bir ibare bulunmadığını, davacıların sonraki tarihli dilekçesiyle ikrar ettikleri üzere … bahsi geçen şirketten herhangi bir maaş almadığını, söz konusu şirket bir tüzel kişilik olup, davacı tarafın iddia ettiği gibi … bu şirketin sahibi de olmadığını, zira 6102 sayılı TTK ile düzenlenen limited şirketlerde “şirket sahibi” bulunmaz, … ancak bu şirkette pay sahibi olabileceğini, …’ün bu şirkette tek pay sahibi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, kendisinin şirket faaliyetleri bakımından bütün ticari riski üstlendiği kabul edilmesi gerektiğini, dolayısıyla ¨20.000,00 sermayeli, İstanbul … ilçesinde oteli bulunan şirket müdürlerinin aylık alabileceği ücret … bakımından emsal oluşturamayacağını, …’ün aylık geliri ancak şirketin geçmiş yıllardaki kâr dağıtımına göre belirlenebilir ki; TTK m. 596 gereği …’ün şirketteki payının tek başına mirasçısı olan davacılar, şirketteki kâr payının da sahibi olduğunu, dolayısıyla davacılar …’ün vefatından dolayı hiçbir maddi zarara uğramadıklarını ve gelecekte de uğramayacaklarını, bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatı talebinin hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, …’ün söz konusu kazada %100 kusurlu olduğu da göz önünde bulundurulacak olursa maddi tazminat talebinin reddi gerektiğini, manevi tazminat, TBK m. 56 ile belirlenmiş olup madde gereğince ancak haksız fiil bulunması durumunda manevi tazminata hükmedilebileceğini, müvekkilinin hiçbir eylemi haksız fiil teşkil etmediğinden manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğundan yetki itirazımızın kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, geçici ödeme ve ihtiyati tedbir talebinin reddini, davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 02/12/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda;
Somut kaza bakımından kendisinden diğer tarafa göre daha fazla özen beklenen taraf konumunda olan ve önceden teknik olarak belirlenmiş hukuk normunu, hızın gerekli koşullara uygunluğunu sağlama ve motosiklet sürücüleri ile ilgili kuralları , alkol etkisi altında araç sürme yasağını ihlal ile trafikte minimum dikkat ve özeni göstermeyen, … plakalı motosiklet sürücüsü …’nun %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğunu, gece karanlığında taşıt yolunda yürürken görünürlüğünü artırıcı özel önlemler almayan, yaya kaldırımı bulunmayan kesimde değişine göre taşıt yolunun sağında ve yeterince kenarını kullanmadan yürüyen , böylelikle yayaların uyması gereken kural ve yasakları ihlal eden , yaya …’ün de kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğunu, taraflarca ihlal edilen kuralların ve gösterilen özensizliklerin önem derecesi itibarıyla birbirlerine üstünlüğünün bulunmadığını değerlendirildiğinden kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında tarafların eşit derecede kusurlu olduklarını bildirmiştir.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu’nun 18/03/2020 tarihli raporunda;
Davalı sürücü …’nun %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğunu, müteveffa yaya …’ün %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğunu bildirmiştir.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu’nun 27/08/2020 tarihli raporunda;
Davalı sürücü …’nun %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’ün %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğunu bildirmiştir.
Kazaya sebebiyet veren … plakalı araç 04/07/2017-04/07/2018 vadeli Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile davalı … şirketi tarafından sigortalanmıştır.
Davacılar vekili ,davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasından feragat etmiştir.
Davadan feragat,davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.Davadan feragat,davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur.Somut olayda,davacılar vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.Ancak eldeki davada, davadan feragatta hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp; davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş, esasen dava konusuz kalmıştır. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle, feragat sebebiyle reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar lehine davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.(Yüksek Yargıtay 17 nci Hukuk Dairesinin 23/06/2020 gün ve 2018/5619 esas,2020/3841 karar sayılı ilamı)
Davacılar vekili,davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasından feragat etmekle birlikte davalı gerçek kişi aleyhine açtığı manevi tazminat davasından feragat etmemiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı sürücü ile ölenin kusur oranları, kazanın meydana geliş şekli,,tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve diğer hususlar gözetildiğinde sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde talep edilen manevi tazminatın kısmen kabulü ile her bir davacı için ¨100.000,00 manevi tazminata hükmedilmesine,hükmedilen tazminattan sigorta şirketi tarafından ödenen tutarın davacıların miras payları oranında hesap edilen kısmın düşülmesi ile belirlenen miktarların kaza tarihi olan 18/06/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline,davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine, karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-)1-Davacıların,davalılar aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
B-)1-Davacı …’ün davalı … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen KABUL kısmen REDDİ ile;Mahkememizce takdir edilen ¨100.000,00 manevi tazminattan sigorta şirketi tarafından tazmin edilen ¨ 62.500,00’den bu davacının miras payına göre isabet eden ¨46.785,00’nin mahsubu ile bakiye ¨ 53.125,00. manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/06/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
C-)1-Davacı ….’ın (…) davalı … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen KABUL kısmen REDDİ ile;Mahkememizce takdir edilen ¨ 100.000,00 manevi tazminattan sigorta şirketi tarafından tazmin edilen ¨62.500,00’den bu davacının miras payına göre isabet eden ¨ 15.625,00’nin mahsubu ile bakiye ¨84.375,00 manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/06/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
D-)Alınması gerekli ¨9.392,63 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨ 1.031,49 , harcın mahsubu ile bakiye ¨8.361,14 harcın davalı …’ndan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
E-)Davacı tarafından ödenen ¨35,90 Başvurma Harcı ile ¨1.031,49 Peşin Harcın davalı …’ndan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
F-)Davacılar tarafından yapılan 34 adet tebligat + posta ücreti ¨ 412,60 , bir bilirkişi inceleme ücreti ¨ 800,00 ile iki adet Adli Tıp Kurumu faturası ¨ 1.046,00 olmak üzere toplam ¨2.258,60 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨1.035,19 ‘nin davalı …’ndan alınarak davacılara VERİLMESİNE,kalan kısım ile davacıların,davalı … için yaptığı 11 adet tebligat gideri toplamı ¨96,50’ yargılama giderinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
G-)Davacılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨17.012,50 ücreti vekaletin davalı …’ndan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
H-)Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨17.012,50 ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile bu davalıya VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
I-)Davalı … Sigorta Şirketi davacılardan vekâlet ücreti talep etmediğinden ve davacılar vekilinin feragat beyanının ödeme nedeniyle olup hakkın özünden feragat olmaması,esasen davanın konusuz kalması ve davalıların davanın açılmasına sebebiyet vermeleri nedeniyle vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,(Maddi Tazminat ile ilgili olarak)
İ-)Davacılar vekilinin feragat beyanının ödeme nedeniyle olup hakkın özünden feragat olmaması,esasen davanın konusuz kalması ve davalıların davanın açılmasına sebebiyet vermeleri nedeniyle reddedilen dava nedeniyle davalı … lehine vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,(Maddi Tazminat ile ilgili olarak)
J-)Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨270,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı davalı … vekilinin yokluğunda oybirlğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.
03/12/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip ….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.