Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/932 E. 2018/1219 K. 26.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (3) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2018/932
KARAR NO : 2018/1219

DAVA :Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :02/10/2018
KARAR TARİHİ :26/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 02/10/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili…. Akaryakıt ile ….Dağtım A.Ş’nin 01/10/2013 tarihinde ikmal anlaşması yaptığını ve bu anlaşma gereğince alım satım işlemlerinin son ürünleri 8.000.000 litre akaryakıttan oluştuğunu, toplam 8.000.000 litre akaryakıt’ın satıcı ….tarafından … ve … antrepolarına ithal edilip teslim edildiğini, ….tarafından…. A.Ş depolarına teslim edilen motorinin 2.990.804 litre ulusal marker eklenmediğini, 1.462.044 litre ulusal marker eklendiğini, 16/11/2013 tarihinde … Petrol Tic. A.Ş/…. deposuna … referans numarası ile akaryakıtın 14/11/2013 tarihinde … ve …. numaralı beyannamesi ile millileştirildiğini ve süpür akaryakıta satıldığı referanslı fatura, fatura ve gümrük beyannamesi eki ile birlikte ilgili kurum ve kuruluşlara bildirildiğini, ithalatçı firma olan …. Akaryakıtın vergi borçlarını ödememesi sebebi ile hakkında vergi dairelerince ihtiyati haciz kararı aalındığını, bu ihtiyatı haciz kararı sonrası …. ili dahil olmak üzere haciz bildirileri gönderildiğini, 02/12/2013 tarihli …. sayılı …. Vergi Dairesi’nin haciz yazısına cevaben TC Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı Samsun Gümrük Müdürlüğü 12/12/2013 tarih ve …. .haciz…. sayılı yazı ile cevap verildiğini v haciz işlemi yapılamadığını, davalı …’in 11/12/2013 tarihli yazısı ile mevzuata aykırı bekletme yapmadığını satışa ilişkin bildirimin kendisine 21/11/2013 tarihinde değil 02/12/2013 tarihinde geldiğni belirttiğini, sunulan belgelerden 02/12/2013 tarihi itibariyle davalı …’in satıştan haberdar olacağını ve kendi insiyatifi ile tedbir uygulanacağını, 12/12/2013 tarihinde dava konusu mallar üzerinde ….’a ait olmaması sebebi ile haciz yapılamadığını, 26/12/2013 tarih ve …. sayılı yazı üzerine, 30/12/2013 tarihinde fiili haciz için davalının antreposuna gidildiğini, malların ….’a ait olmaması sebebi ile haciz yapılamadığını, buna rağmen ilgili haciz tutanağının ekinden görülen davalı firmanın yetkilisi …’in malların müvekkiline değil …. ‘a ait olduğunu gerçeğe aykırı şekilde beyan ettiğini, davalının kötüniyetli beyanları sebebiyle müvekkilinin malları teslim almaması için sebep kalmadığını, davalını depoyu kullanma bedeli alabilmek, rakip firmaları saf dışı bırakmak için böyle bir yola başvurulduğunu, davalının beyanı sonrasında 02/12/2013, 12/12/2013 ve 30/12/2013 tarihinde ….’ın olmadığı için haczedilmeyen buna rağmen davalının kendi başına uyguladığı tedbir sebepli müvekkiline teslim edilmeyen malların 06/01/2014 tarihinde davacı şirketin yetkilisi beyanlarının çerçevesinde istihkaklı olarak haczedildiğini,bu durumun haczin dayanağının davalı beyanı olduğunun …. Vergi Dairesi’nin 07/02/2014 tarihinde …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği beyanda yer aldığını, iş bu davanın konusunun davalının hukuka aykırı beyanları sonucu 06/01/2014 tarihine kadar uyguladığı tedbir sonrasında müvekkilinin 4 yıl boyunca kendisine ait toplamda 4.550.000 litre akaryakıt üzerine tasarruf edememesi sonucu uğradığı zararın tazmini olduğunu akaryakıt ithalatının döviz cinsinden yapıldığının da göz önünde bulundurularak bilirkişi veya bilirkişi heyetince denkleştirici adalet ilkesi uyarınca enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ve olası taraf itirazarını da karşılamak adına müvekkilinin 29/11/2013 ile 29/09/2017 arasındaki zararın hesaplanarak davalıdan 29/09/2017 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsilini, davanın belirsiz alacağın belirlenmesinden sonra talep artırım hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik ¨500.000 üzerinden kabulünü, davalıya ödenen ¨260.000 depo kira bedelinin ödeme tarihi olan 04/08/2014’ten itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini, müvekkillerinin avalıya depo kira bedeli ödeme yükümlülüğü olmadığının tespitini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verimesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 23/11/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;Mahkemenin bu davaya bakmaya yetkisiz olduğunu, tarafların tacir olduğunu, aralarında imzalanan 13/01/2017 tarihli “İkmal ve Depolama Hizmetleri Sözleşmesi’nin yetki şartını düzenleyen 11.maddesinde “ İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı “ hüküm altına alındığını, HMK.2nın 17.maddesinde yer alan” (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” amir hüküm kapsamında işbu davanın taraflarca kararlaştırılan İstanbul-Çağlayan mahkemelerinde açılması gerekirdi denildiğini bu sebeple mahkememizin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirketin(kısaca …) yasal mevzuat kapsamında ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan almış olduğu lisanslar aracılığıyla akaryakıt depolama ve dağıtımında ülke çapında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, dava dışı akaryakıt dağıtım lisansı sahibi ….Dağıtım Tic. A.Ş. ,… … Firmasından iki ayrı fatura ile 1.607,348 m3 ve 2.990,804 m3 ürün satın aldığını, bu ürünlerin beyannamelerine 14 Kasım tarihinde başlayan ….15 Kasım tarihinde ilgili ürünlere ait KDV tutarlarını yatırarak kendi şirketleri adına malın ithalatını gerçekleştirildiğini, 25/10/2013 tarihinde ….ile müvekkili şirket arasında “İkmal ve Depolama Hizmetleri Sözleşmesi” imzalanarak,….’ın mülkiyetindeki bahsi geçen ürünlerin müvekkili … Petrol’ın Samsun’da bulunan antreposunda 15/11/2013 tarihine kadar depolanması hususunda anlaşıldığını, ilgili sözleşmenin “ Kalite ve Ulusal Marker” başlıklı 5.Maddesinde;“Depolama hizmetine konu edilen ürün hakkında tedbir,haciz,el koyma vb.işlemlerin uygulanması halinde …,….’ı bilgilendirecek olup ürünün iş bu sebeple tahliye olunamaması durumunda ….bu süreçte depolama ücrti ödemeye devam edeceğini kabul beyan ve taahhüt eder.” hükmü ile,sözleşmenin “ Etik Kurallar” başlıklı 15.maddesinde ;Kanunen her iki tarafın basiretli tacir olarak zaten maddede yer alan şekilde davranma yükümlülüğü olmasına karşın taraflarca özellikle kararlaştırılmıştır.) Taraflar,işbu sözleşmenin uygulanması sırasında ,her türlü iş,işlem ve uygulamalarında yasalara uygun davranmak,ticari etik ve iyi niyet kurallarına uygun davranmakla yükümlüdür.” Hükmü yer aldığını, davacıların huzurdaki davayı açmakta haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacılar tarafından ,” … Petrol’ün antreposunda bulunan ürünlerin kendilerine ait olmasına rağmen … Müdürlüğü’ne sunduğu 09/12/2013 tarihli yazısında antrepolarında bulunan malların ….’a ait olduğunun tedbir amaçlı teslim edilemeyeceğinin ya da serbest bırakılamayacağının beyan edilmesi sebebiyle malları alamadıkları iddiasıyla , ödenen ¨260.000 depo kira bedelinin ödeme tarihinden itibaren işlemiş ticari faizi ile birlikte ödenmesi ve ileride artırılmak üzere 29/11/2013 ile 29/09/2017 tarihleri arasındaki zararlarına karşılık olmak üzere şimdilik ¨500.000’nin tahsili talebiyle “ iş bu dava açıldığını, öncelikle davanın yetkisizlik sebebiyle reddini, yetki itirazının kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu 23/11/2018 havale tarihli dilekçesi ile davalının yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Adliyesine gönderilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava alacak ilişkindir.
Somut olayda,davalı vekili uyuşmazlığa konu sözleşmede İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığından bahisle Mahkememizin yetkisine süresinde itiraz ettiği,davacılar vekilinin yetki itirazını kabul ettiğiği,buna göre yetkili Mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olarak belirlendiği anlaşıldığından mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada; yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye ticaret Mahkemesi olması nedeni ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin REDDİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.26/11/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP ….