Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/905 E. 2020/40 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/905 Esas
KARAR NO : 2020/40 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 22/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili firmanın, davalı Borçlu firmaya karşı alacağının tahsili için 27/07/2018 tarihinde Bakırköy …… İcra Dairesinde …. Esas sayılı dosyasında takibe başlanıldığını, ödeme emrinin davalıya 03/08/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 06/08/2018 tarihinde itirazda bulunduğundan takibin durduğunu, davalının müvekkilinden 06/07/2018 tarihinde irsaliyeli faturada açık bilgileri yazılı ürünlerden satın ve teslim aldığını, davalı adına 06/07/2018 tarihinde ürün birim fiyatı, miktarı ve toplam tutarı açıkça belirlenen irsaliyeli fatura düzenlendiğini, borçlu şirketin kendisine sunulan ürün ve hizmete rağmen anlaşılan fatura bedelini ödemekten imtina ettiğini, bununla birlikte söz konusu faturaya da itiraz etmediğini, borçlunun yapmış olduğu icra takibine, borcun aslına, takip sonrası işleyecek faize ve tüm ferilere ilişkin itirazın iptaline, takibin devamına, tamamen kötü niyetli ve takibi geciktirmeye yönelik olarak borca itiraz etmesi nedeni ile alacak tutarının en az % 20’si oranında icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının 06/07/2018 tarihli fatura tanzim edildiği ve faturaya konu ürün ve hizmetlerin teslim edilmesine rağmen bedellerinin ödenmediğini iddia ettiğini, davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, davalıya belirtilen fatura ve faturaya konu herhangi bir ürün veya hizmetin teslim edilmediğini, davacı tarafın ürün ve hizmet satış ve teslimini ispatlamakla mükellef olduğunu, bir an için faturanın tebliğ edildiğini ve faturaya itiraz edilmediği kabul edilse bile, bu durum fatura içeriği mal ve hizmetlerin teslim edildiği anlamını taşımadığını, davacı taraf ayrıca dava konusu fatura içeriğinde yazan ürün ve hizmetleri teslim ettiğini yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davanın reddine, davacı tarafın % 20’den az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı icra takip dosyası mahkememizin işbu dosyası içerisine alınmıştır.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda davalıdan talep edilen, 06/07/2018 tanzim tarihli, ….. nolu, 13.407,48 TL tutarlı faturadan kaynaklı, 13.407,48 TL tutarlı alacak kaydının, davalının ilgili döneme ait ticari defterlerini ibraz etmediğini, davacının talep ettiği ve 06/07/2018 tanzim tarihli, …… nolu, 13.407,48 TL tutarlı faturadan kaynaklı, bakiye 9.407,48 TL tutarlı alacak kaydını davacının, ilgili döneme ait ticari defterlerinde usulüne uygun olarak muhasebeleştirdiği, ticari defterlere işlediğininin tespit edildiği, fyrıca, davacının, davalıya, malın teslimini, davalı tarafa imzalatılmış olan 06/07/2018 tanzim ve sevk tarihli, …… seri sıra nolu sevk İrsaliyesi ile ispat ettiği davacı tarafın Davalı taraftan, “06/07/2018 tarihli 13.407,48 TL’ik faturadan kalan bakiyeden kaynaklı” toplam 9.407,48 TL asıl alacak ve 58,18 TL İşlemiş Faiz olmak üzere Toplam 9.465,66 TL tutarını talep edebileceği görüşünün belirtildiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K).
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacağını ve takibi faturaya dayandırmış olup, Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 esas ve 2017/2738 karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere öncelikle davacı tarafından icra takibine konu faturadaki malın davalıya tesliminin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Tek başına fatura malın teslimine yeterli değildir. Bu kapsamda dosyaya sunulan sevk irsaliyeler ve davalının Vegi dairesinden istenilen BA Kayıtları incelediğinde davacının teslim olgusunu ispatladığı, 22.04.2019 tarihli birlikişi raporu ile de Ticari defterlerde yapılan inceleme ile davacının 9.407,48-TL davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş olup, her ne kadar davalının 30.10.2019 tarihli dilekçesinde sevk irsaliyesinde teslim alan kişinin imzasının şirket yetkilisi olmadığı yönünde itiraz edilmiş ise de Güneşli Vergi Dairesi Müdürlüğü … tarihli yazı cevabında iş bu faturaların kayıtlı olması nedeni ile bu itirazına itibar edilmeyerek, davacının davalıdan 9.407,48-TL asıl alacak, 58,18-TL işlemiş faiz alacağı yönünden davalının yapmış olduğu itirazının iptaline, alacağın likit olması nedeni ile de asıl alacağın %20 si olan 1.881,19-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. takip sayılı yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, TAKİBİN kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 642,62 TL harçtan peşin alınan 160,66 TL peşin harcın mahsubu ile 481,96 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 196,56 TL harç, 62,45 TL tebligat müzekkere gideri, 800 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.059 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
22/01/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza