Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/901 E. 2019/52 K. 18.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/901 Esas
KARAR NO : 2019/52

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 18/01/2019
K.YAZIM TARİHİ : 24/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sırasına kayıtlı 25/09/2014 tarihli dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle, müvekkili şirket ile davalı arasında im- zalanan 06/08/ 2013-06/08/2914 tarih aralığını kapsayan temizlik sözleşmesi gereğince , müvekkili tarafından davalı …’ne sunulan temizlik hizmeti bedeline ilişkin 23.616,13 TL tutarında fatura düzenlen- diğini ve davalıya tebliğ edildiğini, yasal süre içinde itiraza uğramayan faturanın kesinleştiğini ancak fatura bedelinin ödenmediğini beyanla 23.616,13 TL tutarındaki alacağın davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle,davacı tarafça daha önce İs- tanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, itirazları üzerine takibin durduğunu, daha sonra İstanbul ….. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyayla itirazın kaldırılmasına ilişkin dava açıldığını ve bu davanın da reddine karar verildiğini, söz konusu ilamın vekalet üc- reti yönünden temyiz edildiğini ve halen derdest olduğunu, müvekkilinin adresi itibariyle iş bu davada Büyük- çekmece Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin yetkili ve davacının tacir olması ve alacağı TTK da düzenlenen faturaya dayanması sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, müvekkilinin davacıya her hangi bir borcunun bulunmadığını beyanla davanın usul ve esastan reddini savunmuş,yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacıya yüklenmesini talep etmiştir.
İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan ön inceleme sonunda tesis olunan …. Esas, …. Karar nolu 24/11/2015 tarihli ilam ile ” davalının ikametgahının bulunduğu …. Mh. …. Cad. …. Sk. No: …. …./İstanbul adresi itibariyle Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin yetkili olduğu ” gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine verilmiş,davacı tarafın başvurusu üzerine dosya tevzien Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda tesis olunan …. Esas, … Karar nolu 02/04/2018 tarihli ilamda İstanbul BAM…. HD’nin …. Esas, … Karar nolu 20/12/2017 tarihli ilamı emsal gösterilerek “davacının ticaret şirketi , davalının ticari iş yeri niteli- ğindeki bağımsız bölümlerin yönetimi olduğu, dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı , AVM’de ticari işletmesi bulunanlar ile yönetim arasında vekalet ilişkisi bulunduğu, TTK 3 ve 4. Md gereğince uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğu’ndan bahisle görev- sizlik kararı verilmiş, karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir, davacı vekilinin başvurusu üzerine dosya Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmiş,tevzien mahkememizin….esas sırasına kaydedilmiştir.
Her ne kadar iş bu dava dosyası “yargılama görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu” gerekçesiyle verilen usulden red kararı üzerine mahkememize gönderilmiş ise de ,Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği, usul ve yasa hükümlerine , yerleşik yargı uygulamasına uygun bulunmakla mahkememizce benimsenen ** Tic. Ltd.Şti tarafından davalı … AVM Yönetimine karşı hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli emsal dava ile ilgili olarak Yargıtay …. HD’nce yapılan temyiz incelemesi sonucu tesis olunan …. Esas, … karar nolu 17/12/2014 tarihli ilamda aynen : “dava, 26.02.2013 tarihinde açılmış olup, mahkemece, davanın, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan, diğer anlatımla bu maddede 818 sayılı TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davalı … yönetiminin tacir sıfatı bulunmadığından nispi ticari dava da olmadığı, diğer anlatımla her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde olmadığı hususları gözardı edilmiştir. Bu durumda, mahkemece, görevli olduğunun kabulü ile uyuş- mazlığın esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamıştır” denilerek bozma sebebi yapılmıştır.
Yargılamaya konu somut davanın 25/09/2014 tarihinde açıldığı, uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK nun 4. maddesinde sayılan ve BK’na atıf yapan sözleşmelerden birinden kaynaklanmadığı, davacı taraf tacir ise de , davalı tarafın tacir sıfatının bulunmadığı, davanın nispi ticari dava olarak tanımlana- mayacağı ,iş bu davada mahkememizin görevli olmadığı tespit edilmekle görev ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı hakkında yasal süre içinde kanun yoluna başvurmaması sonucu kararın temyizsiz kesinleşmesi halinde Büyükçekmece ….Asliye Hukuk Mahkemesi ile olumsuz görev uyuşmazlığı doğacağından yargı mercinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,

3-Harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin nihai karar ile birlikte görevli mahkemece değerlen- dirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2019

Katip …

Hakim …