Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/896 E. 2020/688 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/896
KARAR NO : 2020/688

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2018
KARAR TARİHİ : 21/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin, Gürcistan Batum ilinde ticaret ile iştigal eden bir şirket olduğunu, davalı ile yapmış oldukları Hurda Demir ticareti sonucunda 34.814,20 USD alacakları kaldığını, müvekkili şirketin … LTD.’nin satıcı olarak, … Döküm Ürünleri San. Tic. AŞ.’nin alıcı olarak tanzim edilen … nolu fatura ile teslim edilen 46.210 Kg, … nolu fatura ile teslim edilen 91.377 Kg, … nolu fatura ile teslim edilen 24.340 Kg Hurda Demir 12.11.2010 tarihli faturalar ile alıcı şirkete teslim edildiğini, aynı ürünlerin Gürcistan Gümrüğünü geçtikten sonra 01.12.2010 tarihinde Sarp Gümrük Müdürlüğüne Davalı Şirketin Yetkili Temsilcisi olan … Gümrük Müşavirliği LTD, ŞTİ. tarafından müracaat ile … Numaralı beyanname ile İthalat işlemi gerçekleştirildiğini, beyannamenin arka sayfasında 7 adet kantar fişi ile birlikte ürünün mal sahibine teslim edildiğine dair şerh düşüldüğünü, dava konusu ürün bedeli müvekkili şirkete ödenmediğini, tüm ısrarlara rağmen ısrarla müvekkili şirketi tanımadıklarını ve böyle bir ticaretin gerçekleşmediğini beyan ettiklerini, 23.06.2011 tarihinde Hopa Noterliğinden …. Yevmiye numaralı İhtarname İle borcun Ödenmesi talep edilmiş olsa bile sonuç elde edilemediğini, alacağın tahsili amacı ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas numarası ile 15.08.2018 tarihinde Güncel Döviz kuru üzerinden takip başlatıldığını, esas alacak miktarının 34.814,20 USD olduğunu, icra takibine davalı tarafından vekilleri aracılığıyla itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile dava dilekçesi ekindeki vekâletname incelendiğinde Gayri Ticari Gayri Sanayi Tüzel kişiler Sicilinden verilmiş tescil elektronik versiyonda dava açan firmanın 17.08.2017 tarihinde tescil olduğu anlaşıldığını, 17.08.2017 tarihinde tescil olan firmanın dava konusu 2010 yılına ait ticari faaliyetinin bulunmasının mümkün olmadığını, davacı firma ile dosyaya sunulan faturalar üzerinde yer alan firma unvanlarının da aynı olmadığını, mahkemede açılan davada davanın tarafları tacir olup, tacirler arasında yapılan işlemlerde yazılı şekil şartına uyulması gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında yazılı herhangi bir sözleşme bulunmadığını, dosyaya sunulan belgeler incelendiğinde de görüleceği üzere dava konusu edilen faturalarda yer alan malların müvekkili şirkete teslim edilmediğini, bu yönde de davacı vekili tarafından dosyaya herhangi bir delil ibraz edilmediğini, dava konusu faturaların müvekkiline tebliğ edilmediği gibi düzenlenen faturaların Vergi Usul Kanunu hükümlerine aykırı olarak düzenlendiğini, faturaların altında teslime ilişkin herhangi bir imza bulunmadığını, VUK hükümlerine aykırı olarak düzenlenen faturaların geçersiz olduğunu ve kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 11/11/2019 tarihli bilirkişiler … ve …. tarafından düzenlenen raporda davalı … Döküm Ürünleri Sanayii ve Ticaret Anonim Şirketinin ithal ettiği eşya bedeli olan (34.814,20 USD) 165.624,12 TL ‘yi devir sözleşmesi ile hak sahibi olan … LTD ŞTİ nin talep edebileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olıup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K).
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalı şirketten mal alacağı nedeni ile icra takibi başlatmış olup, bu kapsamda yapılan ticari defterlerin incelenmesinde takip miktarı kadar davacının alacaklı olduğu tespit edilmiş, her ne kadar davalı tarafın takip yapan ile davacı şirket ile davacının farklı olduğu yönünde itirazları bulunsa da bu itirazları bakımından dosya incelendiğinde; davacının … (… vergi numaralı) olduğu, icra takip alacaklısının … olduğu, 28.08.2017 tarihinde …’in …. Ltd.Şti tarafından devralındığı, takip talebi ve davacı vekaletinin devralan şirket yetkilisi olan …. tarafından verildiği, vergi numarasının da devralan şirkete ait olduğu anlaşılmakla bu yöndeki itirazları dikkate alınmamıştır. Hopa Gümrük Müdürlüğü yazı cevabı ve 11.11.2019 tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınarak açılan davanın kabulüne, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas Sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67//2 madde ve fıkrasına göre % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE
1-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki davalının İTİRAZIN İPTALİNE, takibin kaldığı yerden devamına,
2-Alacak faturaya dayalı likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67//2 madde ve fıkrasına göre % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine
3-Alınması gerekli 11.313,83 TL harçtan peşin alınan 2.828,89 TL peşin harcın mahsubu ile 8.484,94 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 19.684,37 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 2.869,99 TL harç, 162,35 TL tebligat müzekkere gideri, 1.400 TL Bilirkişi ücreti toplamı 4.432,34 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”