Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/865 E. 2020/71 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/865
KARAR NO : 2020/71

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 14/09/2018
KARAR TARİHİ : 30/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekili tarafından mahkememize sunulan 14/09/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; …… San. ve Tic.Ltd.Şti.’nin ….. Vergi Kimlik no.lu mükellef olup, “…. Mah. …. Cad. …. İş Merkezi …. Blok No: … … Kat …/….” adresinde her türlü ayakkabı mağazacılık işleri ile iştigal ettiğini, şirketin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğundaki sicil numarasının … olduğunu, şirketin 31/07/2018 tarihinde sermayesinin ¨ 2.900.000 olup tamamının ödendiğini, …. San. Tic. A.Ş.’nin … Vergi Kimlik no.lu mükellef olup, “… Mah. … Cad. … İş Merkezi … Blok No: … …. Kat …/…” adresinde her çeşit boya ve deri bakım ürünleri imalatı işleri ile iştigal ettiğini, şirketin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğundaki sicil numarasının … olduğunu, şirketin 31/07/2018 tarihinde sermayesinin ¨ 100.000 olup tamamının ödendiğini, … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin…Vergi Kimlik no.lu mükellef olup, “… Mah. … Cad. … İş Merkezi … Blok No: … … Kat …/…” adresinde her türlü deri bakım ürünleri tadilat, ithalat, ihracat ve yurt içi satışı ile ahşap ayakkabı kalıbı imalatı işleri ile iştigal ettiğini, şirketin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğundaki sicil numarası ….. olduğunu, şirketin 31/07/2018 tarihinde sermayesinin ¨ 2.500.000 olup tamamının ödendiğini, konkordato talebinin tüm şirketler yönünden birlikte açılmasının gerekçesinin dilekçe ekinde yer alan projeler incelendiğinde de görüleceği üzere talepte bulunan şirketlerin ortaklık yapılarının aynı olduğunu, faaliyetlerinin ise ekonomik ve iktisadi bütünlük arz ettiğini, finansal yapıları birbirleri ile yoğun ilişki kurulmasını gerektirdiğini ve buna bağlı olarak da likiditeleri bozulduğunu, dolayısıyla ekonomik olarak da ancak birlikte kurtulabileceklerini, ekonomik ve iktisadi bütünlüğün korunması projelerin amacına ulaşmasında önem arz ettiğini, bu husus projelerin tek elden yürütülmesini zorunlu hale getirdiğini, taleplerinin kabulü ile konkordato komiserlerinin görevlendirilmesi gerekeceğini, ve izah olunan nedenlerle her üç şirket için tek bir heyetin görevlendirilmesi talep ettiklerini,müvekkili şirketlerden ….. Ayakkabı 50 yıl önce …. açılan ayakkabı mağazası ile faaliyete başladığını ve her yıl daha da büyüyerek ticaret hayatını sürdürdüğünü, bugün ayakkabı sektörünün farklı dallarında faaliyet gösteren ve birbirini besleyen kurumsal entegre bir şirket haline dönüştüğünü, müvekkili şirket bir yandan … markasıyla yurt içinde ve yurt dışında birçok marka için ayakkabı koleksiyonları hazırlarken, diğer yandan ….. markasıyla da perakende ayakkabı mağazacılığı alanında faaliyet göstermeyi sürdürdüğünü, günün gereklerine uygun olarak zaman içerisinde … İç ve Dış firması aracılığı ile deri bakım ürünleri ile ayakkabı kalıpları ithal edilmeye başlandığını ve piyasada yaygın bir müşteri ağı edinildiğini, sürecin sonun da ise …. Kimya şirketi kurularak ithal edilen ürünlerin fason olarak üretimine başlandığını, bir yandan ….. İç ve Dış firması aracılığıyla ithalat yapılmaya devam edilirken diğer yandan … aracılığıyla üretilen ürünler hem iç hem de dış piyasaya pazarlanmaya başladığını, görüldüğü gibi tüm şirketlerin faaliyetleri ekonomik ve iktisadi bütünlük arz etmekte olduğunu, talepte bulunan şirketlerden ….. Ayakkabı’nın piyasalardaki kur dalgalanmalarına bağlı olarak kira ve maliyet artışlarına karşın satışlarının azalması dolayısıyla ciro kayıpları meydana geldiğini, faaliyetleri istenilen düzeyde gerçekleşmediğini, … Ayakkabı’da yaşanan nakit sıkıntısı banka ve finans kurumlarında her üç şirketin birbirleri ile kefalet ilişkisinin kurulmuş olması nedeniyle diğer şirketlerin de nakit akışında aksamalar meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, ….. Ayakkabı’nın nakit sıkıntısına girmesinin başlıca sebebi ise son 3 yıl içerisinde artan döviz kurları, mevcut ekonomik tablo içinde hızla artan reel faiz oranları ve özellikle faktöring finansman piyasasında yaşanan daralma olarak gözlendiğini, nakit akışını yönetmede giderek zorlanan şirket, daha fazla indirim yaparak kârlılıktan feragat etmek zorunda kaldığını, ….. Ayakkabı bugün itibariyle toplam 5 mağaza ve 1 lostra salonu ile faaliyetini sürdürdüğünü, son üç senede dolar ve avro kurunun yüzde yüz artmış olması karşısında perakende sektöründeki en önemli gider kalemlerinden olan kira maliyetinin ciroya oranı ciddi biçimde bozulduğunu, normal şartlarda perakende sektöründe cironun yüzde 11’sine denk gelen kira maliyeti yüzde 40 artarak yüzde 15’e geldiğini, işbu gerekçeler neticesinde istenilen ciro ve karlılık seviyelerini gerçekleştiremeyen firma nakit akışındaki gerileme borç ve yükümlülüklerini aksatmaya ve grup firmalarının nakit akışlarına da sekte vurmaya başladığını, artan faizler ile birlikte en itibarlı firmalardan olan alacakların dahi teminata kabul edilmediği bir para piyasası ortamına girildiğini, şirketin çok yüksek faiz oranlarını ödemeyi göze almasına ve teminat gösterebileceği alacakları bulunmasına rağmen daralan likitide ortamında fonlama yaratmakta ciddi bir zorluk yaşadığını, bu sebeple içinde bulunulan kriz ortamı müvekkili şirketleri nakit darlığına ittiğini, bu nedenlerle, tahsilatlarını yapamayan, buna bağlı olarak karlılığı azalan ve dolayısıyla zarar eden müvekkili şirketin muaccel borçlarını ödeyemez duruma düştüğü şüphesi uyandığını ve Yönetim Kurulunun talimatı ile aktiflerin satış fiyatları üzerinden ara bilanço hazırlandığını, rayiç değerli ara bilançoya göre, TTK m.376/3’de tanımlanan “aktiflerin şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmemesi” yani “borca batıklık hali” söz konusu olmamakla birlikte nakit sıkıntısının ilave tedbirler olmadan aşılamayacağının anlaşıldığını , bu tespit üzerine Yönetim Kurulu 06/09/2018 tarihli toplantısında oy birliği ile mali durumun iyileştirilebilmesi ve faaliyete devam edilebilmesi için İİK m. 285 vd uyarınca konkordato talebinde bulunulmasına karar verildiğini, sonuç olarak, İİK 285 ve devamı maddelerinde değişen haliyle tanımlanan “Borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunma” durumu gerçekleştiğini, kanun metnindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere hem alacaklıların ekli projede belirtikleri vadelerde alacağına kavuşması hem de müvekkilinin iflasının önlenip ticari hayatına devam edebilmesi konkordato taleplerinin kabulüne bağlı olduğunu, sonuç olarak mevcut halde şirketlerin tasfiyesi halinde alacaklıların alacaklarına tam olarak kavuşmalarının mümkün olmadığını, çünkü iflas halinde şirket varlıkları değerinin çok altında satılacağını, bu durumda hem ekonominin temel taşlarından olan bir işletmenin ortadan kalkacak hem de rehinsiz alacaklılar alacağına kavuşamayacağını, şirketin işbu konkordato projesi çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmesi ve konkordato planını gerçekleştirmesi halinde, alacaklıların alacağına kısmen kavuşmasına ve alacaklıların menfaatlerine uygun yapının ortaya çıkması somut olarak planlandığını, bunun yanında şirketlerinin faaliyetlerine devam etmesinin de sağlanmış olacağını, belirtilen gerekçelerle, borçların tasfiyesi ve şirketin ticari faaliyetlerine devamının sağlanması amacı ile “İcra Ve İflâs Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”la getirilen düzenlemelere uygun olarak, Konkordato Ön Projesi’nin hazırlandığını işbu projenin hazırlanmasında, 31/07/2018 tarihli bilanço ve finansal tablolar esas alındığını, sonuç olarak, İİK 285 ve devamı maddelerinde değişen haliyle tanımlanan “Borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunma” durumu gerçekleştiğini, Kanun metnindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere hem alacaklıların ekli projede belirttikleri vadelerde alacağına kavuşması hem de müvekkilin iflasının önlenip ticari hayatına devam edebilmesinin konkordato taleplerinin kabulüne bağlı olduğunu , mevcut halde şirketlerin tasfiyesi halinde alacaklıların alacaklarına tam olarak kavuşmalarının mümkün olmadığını, çünkü iflas halinde şirket varlıkları değerinin çok çok altında satılacağını, bu durumda hem ekonominin temel taşlarından olan bir işletme ortadan kalkacak hem de rehinsiz alacaklılar alacağına kavuşamayacağını, şirketin işbu konkordato projesi çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmesi ve konkordato planını gerçekleştirmesi halinde, alacaklıların alacağına kısmen kavuşmasına ve alacaklıların menfaatlerine uygun yapının ortaya çıkması somut olarak planlandığını, bunun yanında şirketlerinin faaliyetlerine devam etmesinin de sağlanmış olacağını, sonuç olarak şirketlerin mallarının muhafazası için gerekli tedbirler zımnında, şirketlerin malvarlıklarının korunması amacı ile, konkordato mühletinin sonuna kadar, 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere şirketlere karşı icra ve iflas yoluyla takip başlatılmasının engellenmesini, işbu konkordato taleplerinden önce şirketlere karşı 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere başlatılmış bulunan tüm icra takiplerinin durdurulmasını, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde malların muhafaza altına alınması ve satış işlemlerinin durdurulmasını, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasını, mühlet öncesi yapılmış müstakbel alacakların temliki sözleşmeleri kapsamında, mühlet içinde doğacak alacaklar için temlik işleminin hükümsüz sayılmasına ve mühlet içinde ödemelerin komiser denetiminde şirkete yapılmasını, şirketin keşide ettiği çeklere karşılıksız şerhi vurulmasının önlenmesini, alacaklı bankalardaki şirket hesaplarında mevcut blokajların kaldırılmasını, mühlet ve tedbir öncesinde gönderilen, müstakbel (doğacak) alacakların da haczin içeren haciz müzekkereleri ya da haciz ihbarnamelerinin mühlet içinde uygulanmamasını, mühlet kararından sonra hesaplara gelecek muhtemel paraların ve şirketler lehine doğacak alacakların şirkete ödenmesini, geçici mühlet kararı ile birlikte, mühlet içinde alacaklılar tarafından yapılabilecek takas ve mahsup işlemlerinin engellenmesini, mühlet boyunca şirket tarafından üçüncü kişilere verilen teminat mektuplarının nakde dönüştürülmesinin engellenmesini, konkordato projesinin gerçekleştirilebilmesi için zorunluluk arz ettiğinden, şirketlerin malları üzerindeki mevcut muhafaza işlemlerinin, hacizler baki kalmak kaydıyla kaldırılarak şirkete yed-i emin olarak teslimini ihtiyati tedbir yoluyla karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir.
Borçlular vekili mahkememize sunmuş olduğu havale 29/01/2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Konkordato komiserleri tarafından alınan borca batıklık raporuna göre,borçlu şirketlerin borca batık olmadığı anlaşılmıştır.
Davadan feragat,davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.Davadan feragat,davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı veya mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur.Somut olayda,davacılar vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine,borçlular hakkında verilen kesin mühletin kaldırılmasına,konkordato komiser heyetinin görevine son verilmesine ve borçlular hakkında verilen tüm tedbirlerin hüküm ile birlikte kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Borçlular hakkında verilen kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2- Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hüküm ile birlikte KALDIRILMASINA,
3-Mahkememizce atanan konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
4-İİK’nın 289/son maddesi uyarınca kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verildiği hususunun Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,
5-Konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE,
6-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince ¨54,40 karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden ¨36,26’nin peşin Yatırılan ¨35,90 peşin harçtan mahsubuna, fazla yatan ¨0,36 ‘nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
7-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere borçlular vekili ile bir kısım müdahiller vekillerinin yüzlerine karşı, bir kısım müdahiller vekillerinin yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.30/01/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye ….
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”