Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/838 E. 2018/1213 K. 23.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/838 Esas
KARAR NO : 2018/1213

DAVA : İtirazın İptali (Araç Kiralama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2013
KARAR TARİHİ : 23/11/2018
K. YAZIM TARİHİ : 28/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Araç Kiralama Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davalı ile davacı müvekkili arasındaki ticari ilişki nedeni ile davalının müvekkili şirkete toplamda 2.818.26 TL borcunun bulunduğunu, söz konusu borcun ödenmemesi nedeni ile icra takibi öncesinde davalı yana Bakırköy … Noterliği’nin 24/01/2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtar ile kiralamış oldukları araçlara ilişkin olarak hasar-tamir bedelleri ve trafik para cezaları ayrıntılı ile bildirildiğini, toplamda 2.818,26 TL’lik ödemenin müvekkile ödenmesinin ihtar edildiğini, ancak davalının Bakırköy … Noterliği 05/02/2013 tarih ve …. yevmiye sayılı cevabi ihtarname ile ” borcu kabul etmediklerini, kiraladıkları aracın kendilerinde olduğu dönemde kaza yapmadıklarını, trafik cezalarının belgelen- dirilmediği” gerekçesi ile ve davalının araç kiralama sözleşmesindeki hükümlerden sorumlu tutula- mayacağından bahisle itiraz ettiğini, bunun üzerine davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden 2.818,26 TL asıl alacak+ 59,45 TL işlemiş faizden ibaret toplam 2.877,71 TL alacağın tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, davalı /borçlu vekili tarafından icra dosyasına sunulan dilekçe ile borca ve tüm ferilerine, “alacak kalemlerinin likit olmadığı, yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu” gerekçesi ile itirazda bulunulduğunu, müvekkil şirketin davalıdan alacağının sabit olduğunu, borcun doğumuna konu, davalı yanca kiralanan …. ve ….plaka sayılı araçların teslim edilme -teslim alınma tarihleri, teslim edildiklerindeki durumları, teslim alındıklarındaki durumlarının tutanaklar ile sabit olduğunu, ayrıca …. plaka sayılı aracın hasarlı teslim edilmiş olması nedeni ile davacı müvekkil şirket ve davalı taraf aralarında şifai olarak görüştüklerini, müvekkilinin kendilerinden kaza hasar raporunu talep ettiği, davalı tarafın da bu hasarı kabul ettiği ancak tutanak tutmadıkları gerekçesi ile kaza tutanağının sunamadıklarını, bu sebeple davalı tarafça da imza altına alınmış olan araç kilaralama sözleşmesinin kredi kartı dökümü hanesinin hemen altında yer alan “yukarıda , numarası belirtilmiş olan kredi kartımdan, kiralama süresince doğabilecek ekstra (trafik cezaları, benzin farkı, kazalardan doğan aracın yıpranma payı, rapor almama durumunda doğabilecek masraflar ve 3. şahıslara verilen zararlar, ekstra gün farkı, vb.) harcamaların çekilmesini kabul ederim. ” şeklindeki taahhüdüne binaen … plaka sayılı aracın yetkili servis tarafından çıkartılan hasar raporu esas alınarak 2.191,26 TL tutarındaki hasar bedeli ilgili kredi kartından tahsil edilmeye çalışıldığını, ancak, bakiyenin yetersiz olması sebebi ile tahsil edilemediğini, bunun üzerine müvekkili şirketçe davalı şirkete 19/08/2012 tarih ve …. seri numaralı fatura kesildiğini, bu faturanın da davalı yanca ödenmediğini,müvekkili şirket ve davalı yanca yapılan tüm şifai görüş- melere rağmen hasar bedeli ödenmediği gibi kiralanan bu iki araca ait, araçlar davalının kullanımında iken muhtelif tarihlerde kesilen toplamda 627,00 TL trafik para cezasının da ödenmediğini, dosya kapsamı ve araç kiralama sözleşmeleri ile araş teslim tutanakları incelendiğinde borcun sabit olduğunu beyanla icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkili aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin karşı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu sebeple davacı tarafından müvekkili şirkete keşide edilmiş olan ihtarnameye karşı Bakırköy …. Noterliğnin 05/02/2013 tarih …. yevmiye numaralı karşı ihtarname ile itiraz edildiğini, davacı tarafın 6. Bentte yer alan ‘Yukarıda numarası belirtilmiş olan kredi kartımdan, kiralama süresince doğabilecek ekstra (trafik cezaları, benzin farkı, kazalardan doğan aracın yıpranma payı, rapor almama durumunda doğabilecek masraflar ve 2. şahıslara verilecek zararlar, ekstra gün farkı, vb. harcamaların çekilmesini kabul ederim.’ ibaresine dayanarak müvekkilinin kredi kartından para çekmeye çalıştıklarını ikrar ettiklerini, söz konusu sözleşmenin matbu olarak düzenlenmiş olup 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 20. ve devamı maddeleri gereğince genel işlem koşulları hükmünde olup, bu sebple ilgili madde hükümlerinin geçersiz olduğnu, sözleşmede yer alan hüküm ile davacı tarafın birçok hususun yanı sıra ‘v.b.’ ibaresi ile taleplerinin ucunu açık bıraktıklarını, bu sebeple haksız şart niteliğinde olan hüküm nedeniyle müvekkilinin mesul tutulmasının mümkün olmadığını,müvekkilinin davacı taraf ile sadece araç kiralama sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme haricinde müvekkili firmayı külfete sokacak herhangi bir sözleşme yapılmadığını, davacı tarafın taraf kira sözleşmesinin arkasında yer alan hükümlere dayanarak müvekkilini haksız olarak sorumlu tutmaya çalıştığını, müvekkilinin sözleşmenin arka yüzünü imzalamamış olmasının işbu şarta bağlı olmadığını göster- diğini, kiralamış olduğu araçlarla hiçbir şekilde kaza vakasına karışmadığını, davacı tarafın bedelini talep etmiş olduğu hasarları bu sebeple kabul etmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu bir hasar olması durumunda davacı tarafın iş bu hususu mahkeme kanalı ile delil tespiti yaptırarak talep etmesi gerektiğini, kendileri tarafından hazırlanmış bir tutanağa dayanarak zararın talep edilmesini kabul etmediklerini, davacının taraf iddiasını ispatlama külfeti altında olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulmuş olan iddia ve belgeler arasında çelişkiler bulunduğunu ve dava- cının …ve …. plakalı araçlara dayanarak iddialarını öne sürüyor olmalarına rağmen dosyaya…. plakalı aracın sözleşmesini sunduklarını, davacının söz konusu iddialarını içerir araçlara ait sözleşmeleri dosyaya ibraz etmesi gerektiğni, ilgili icra takibine ait alacak rakamları likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğini, müvekkilimin söz konusu alacak kalemlerinden sorumlu olmadığını, davacı tarafa söz konusu herhangi bir borcu olmaması sebebi ile itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilerek haksız ve kötü niyetli olarak başlatılmış icra takibi nedeni ile davacı taraf aleyhine %100’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda tesis olunan …. Esas, … karar nou 27/11/2015 tarihli ilam ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay … HD’nce yapılan temyiz incelemesi sonucu tesis olunan ….Esas, …. nolu 18/06/2018 tarihli ilam ile “01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giden 6100 sayılı HMK 4/1-a md gereğince iş bu davanın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu”ndan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, dosya mahkememizin …. Esas sırasına kaydedilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf itirazın iptali istemine ilişkin iş bu davayı mahkememizde ikame etmiş ise de
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilen- dirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesi ile “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği” hususu hüküm altına alınmıştır.
Hükmüne uyulan bozma ilamında vurgulandığı üzere ,somut davaya dayanak araç kiralama sözleşmesinin bir nev’i kira sözleşmesi ve davacı ile davalının kiracı/kiralayan sıfatıyla bu sözleş- menin tarafı oldukları, 6100 sayılı HMK’nun Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevini düzenleyen 4/1-a maddesi tüm kira ilişkilerini kapsayan yasal düzenleme gereğince iş bu davanın Sulh Hukuk Mahke- mesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği, göreve ilişkin usul kurallarının HMK’nun 114/1-c maddesinde dava şartları arasında sayıldığı , kamu düzeninden olup resen dikkate alınmasının gerektiği mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesi Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna baş vurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,

3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,

4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,

5-Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

Davacı vekili Av. … , Davalı vekili Av…’ün Yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’a gönderilmek mahkememize hitaben yazılacak dilekçe ile temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
23/11/2018

Katip …

Hakim …