Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/825 E. 2019/1118 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/825
KARAR NO : 2019/1118

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2018
KARAR TARİHİ : 21/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne vermiş olduğu 06/09/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ;Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin davalıdan mal almak amacıyla davalıya, 22/09/2016 tarihinde 120.000,00 USD, 23/09/2016 tarihinde 70.000,00 USD, 04/10/2016 tarihinde 60.000,00 USD havale gönderdiğini, davalının göndermesi gereken mallan göndermediğini, müvekkilinin gönderdiği havalelerin sebepsiz kaldığını, müvekkilinin ticari defter kayıtları ile davalıdan alacaklı olduğunun sabit olduğunu, yanlar arasındaki mutabakatta 27/07/2017 tarihinde o günkü kurdan davalının ¨593.359,00 borcu kabul ettiğini,izah edilen nedenlerle, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafa duruşma günü ve dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın davaya cevap vermemiş ancak davalı vekili duruşmaya katılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,davacının,sipariş avansına dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı Kimpaş tarafından, 17/08/2017 tarihinde Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün…. E. Sayılı dosyası ile davalı …’e ödeme emri gönderildiği, cari hesaptan kaynaklı 207.376,68 USD’nin (¨733.470,58) Kamu Bankalannca 1 yıl vadeli dövizli mevduata uygulanan yıllık %3,65 faiz oranı ile tahsili için icra takibi başlatılmış, TBK 100 mad. gereği kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve ferilerine mahsubu talep edilmiştir,
Davalıya ödeme emrini 05/09/2017 tarihinde tebliğ aldığı, davalı vekilinin 07/09/2017 tarihinde, takip konusu borca ve tüm ferilerine itirazı neticesinde, takibin durduğu,davacı vekiline durdurma kararının tebliğ edilmediği,davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişi … tarafından düzenlenen 06/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda;Yanlar arasındaki ticari ilişkide her iki yamnda cari hesap işlemlerini VUK hükümleri gereği hem TL bazında, hem de USD bazında ayrıca takip ettiğini,davacı ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davacının davalıdan 207.376,68 USD alacaklı olduğu, icra takip tarihinde alacağının TL karşılığının TCMB efektif satış kuru ¨3,5405 x 207.376,68 USD = ¨734.217,34 olduğunu,davacı alacağının sipariş avansı mahiyetinde yapılan fazla ödemeden kaynaklandığını,davalı ticari defter kayıtlarının da birebir davacı kayıtları ile örtüştüğünü ve davalı ticari defterlerinde, davalının da davacıya 207.376,68 USD borçlu olduğunu, bildirdiği görülmüştür.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İspat vasıtaları ise HMK.nun 200’ncü maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”düzenlemesi ile ispatın nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı tarafından,sipariş avansı olarak bir miktar para gönderdiği,davalının alınan sipariş avansına karşılık mal teslim etmediği,davacı ve davalı defterlerinin örtüştüğü,davalının aleyhine delil olarak kabul edilen ticari defterlerinde toplam 207.376,68 USD borçlu gözüktüğü,buna göre davalının,davacıya sipariş avansından kaynaklanan 207.376,68 USD alacağı bulunduğu anlaşıldığından, davanın kabulü ile davalının itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği,dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 207.376,68 USD asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarıca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden bir yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faizin uygulanması suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Asıl alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen ¨146.383,05 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli ¨ 94.975,28 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨20.072,74 harcın mahsubu ile bakiye ¨74.902,54 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından ödenen ¨35,90 başvurma Harcı ile ¨20.072,74 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 12 adet tebligat+posta ücreti ¨94,75 bir bilirkişi inceleme ücreti ¨800,00 olmak üzere toplam ¨894,75 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨65.660,71 ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨525,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …. sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.21/11/2019

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip ……
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”