Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/807 E. 2020/68 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/807 Esas
KARAR NO : 2020/68 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/08/2018
KARAR TARİHİ : 29/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesi ile 24/11/2015 günü …. Cad. …..’de meydana gelen kazada, davalı ….. yönetimindeki … plakalı aracın karşıdan karşıya geçmekte olan ….in ölümüne neden olduğunu, kaza esnasında aracın hızının yüksek olduğunu, davalılar …..ve ….’ın menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine yalnızca maddi tazminatla sınırlı olmak kaydı ile ihtiyati haciz konulmasını, trafik kazasında babalarını kaybeden davacıların, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre belirlenecek 200 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 100 TL cenaze giderlerinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, her bir davacı için 50.000’er TL olmak üzere toplam 100.000 TL manevi tazminatın davalılar …. ve …’tan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …. Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile …. plakalı araç ….. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, işbu dava ile müvekkili şirkette sigorta teminatı altına alınmış aracın karıştığı kaza neticesinde vefat eden şahsın ailesi tarafından maddi tazminat talep edildiğini, davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olup reddine karar verilmesini, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesini, müvekkili şirketin yalnızca sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 02/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda …. Plakalı Aracın Şoförü …..’ın yayaların yürüyüşü için elverişli olmayan TEM bağlantı yolunda yürüyen bir yaya için alabileceği önlemin bulunmadığı gerekçesi ile “Atfı Kabil Bir Kusurunun” olmadığı, Yaya ….’in kendi can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde yayaların yürüyüşü için elverişli olmayan TEM bağlantı yolunda yürümesinden ve/veya bu yoldan karşıdan karşıya geçmesinden hatta yayalar için elverişli olmayan bu alanda bulunmasından ötürü Asli Tam Kusurlu Olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu Raporunda sürücü …. sevk ve idaresinde bulunan araç ile seyir sırasında kaza mahalli demir bariyerlerle yaya girişinin engellendiği yol bölümüne geldiği esnada beklenmeyecek şekilde istikamet şeridine giren yayaya çarpması sonucu gerçekleşen olayda atfı kabil kusuru bulunmadığını, yaya …’in gece vakti demir bariyerlerle yaya girişinin engellendiği yol bölümünde kendi can güvenliğini tehlikeye atarak taşıt yoluna girmesi, ilk geçiş hakkına sahip aracın istikamet şeridini kapatması sonucu, seyir halinde olan aracın sadmesine maruz kaldığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine riayet etmediğini, sürücü ….’ın kusursuz olduğu, yaya ….’in %100 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Açılan dava maddi ve manevi tazminat davası olarak nitelendirilmiştir.
Haksız fiilin TBK çerçevesinde yapılan tanımına göre haksız fiilden bahsedebilmek için 5 unsurun bulunması gerekmektedir. Bunlar; fiil, zarar, illiyet bağı, zarar, kusur ve hukuka aykırılıktır.
Kusur, hukuk düzenin hoş görmediği, kınadığı davranış biçimi olarak tanımlanabilir. Haksız fiil sorumluluğu esas itibariyle kusur sorumluluğu olduğu için haksız fiilden dolayı sorumlu olabilmek için kusurun bulunması şarttır. Bir kimsenin kusurlu sayılabilmesi için ilk olarak davranışının aynı şartlar içinde bulunan makul, dürüst ve orta zekâlı üçüncü kişinin davranışından sapmış olması gerekmektedir. İkinci olarak da bu davranışın zarar veren kişiye isnat edilebilmesi gerekmektedir. Kusur kasıt ya da ihmal şeklinde ortaya çıkabilir. Kast, kişinin söz konusu hukuka aykırı davranışını bilerek ve isteyerek yapmasıdır. İhmal ise, kişinin zararlı sonucu istememesine rağmen bunun gerçekleşmemesi için gerekli dikkat ve özeni göstermemesidir. Ağır ihmalde herkesin gösterebileceği dikkat ve özen gösterilmemişken; hafif ihmalde ise tedbirli ve dikkatli kimselerin gösterebilecekleri dikkat ve özen gösterilmemiştir. Haksız fiilin meydana gelmesi bakımından kusurun derecesi önemli değildir. Ancak kusurun ağırlığı ya da hafifliği tazminatın belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Kusuru ispat yükümlülüğü, haksız fiil sorumluluğunda zarar görene düşer. Nitekim TBK. m. 50/I’e göre “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır”. Ancak bazı istisnai durumlarda zarar veren hakkında kusur karinesi mevcut olabilir. Bu takdirde, kusuru ispat yükümlülüğü ters döner ve zarar veren kusursuz olduğunu ispat etmek durumunda kalır.
Tarafların iddiaları, gelen yazı cevapları, aldırılan adli tıp raporu, trafik bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın 24.11.2015 tarihinde Esenlerde meydana gelen kaza nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebinden ibaret olduğu, dava konusu kazaya ilişkin kusur oranının tespiti için mahkememizce bilirkişi incelemesi için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderildiği, aldırılan adli tıp trafik ihtisas dairesi raporlarında tespit edilmiş olduğu üzere davaya konu edilen kazanın oluşumunda davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, yaya …..’in %100 kusurlu olduğu anlaşıldığından davacı tarafça açılan iş bu davanın reddine karar verip aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40 TL ilam harcından peşin alınan 342,58 TL harçtan mahsubu ile bakiye 288,18 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Maddi tazminat yönünden davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 300,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Manevi tazminat yönünden davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ 10/4′ göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
29/01/2020

Katip …..
E-imza

Hakim …..
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”