Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/740 E. 2022/865 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/740
KARAR NO : 2022/865

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu 01/08/2018 havale harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkilleri … ve ….’ın oğlu ….’ın 12/04/2018 tarihinde saat 22:00 sularında kullanmakta olduğu … plakalı motosiklet ile seyir halindeyken …. A.Ş. Çalışanı olan …. idaresindeki …. plakalı …. A.Ş. Firmasına ait olan …. marka aracın çarpması sonucu kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiğini, düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında ….’in asli kusurlu olduğu ve şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymadığının kayıt altına alıntığını, ….’a ait aracın ….. tarafından sigortalandığının tespiti üzerine yapılan başvuruda sigorta şirketi tarafından müvekkillerine 158.800,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, bu miktarın bilirkişi raporu neticesinde belirlenen rakamdan mahsup edileceğini, somut olayda ….’in kusurlu olarak haksız fiiliyle müvekkillerinin oğlunun ölümüne sebebiyet verdiğini, haksız fiil, çalışmakta olduğu sırada mesleki faaliyeti sırasında gerçekleştiği için …. ile birlikte …. A.Ş. Firmasının da adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında aynı şekilde sorumlu olduğunu, 05/10/1999 yılında doğan ve yetişkin tek çocukları olan oğullarının 19 yaşında vefat etmesi üzerine manevi kaybın yanında maddi kaybında söz konusu olduğunu, bu nedenle işbu davayı açma zarureti doğduğunu, izah ettikleri nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalarının kabul edilerek davalılar aleyhine müteselsilen 30.000,00 TL anne için manevi tazminat, 30.000,00 TL baba içi manevi tazminat, 2.000,00 TL anne için maddi ve 2.000,00 TL baba için maddi tazminat olmak üzere toplam 64.000,00 TL maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı ….. A.Ş. vekilinin 10/08/2018 havale tarihli mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın müvekkili şirket aleyhine ikame ettiği davanın reddinin gerektiğini, davacı yanın müvekkili şirkete başvuru üzerine şirket nezdinde 2018 … nolu hasar dosyasının açıldığını, dosya kapsamında alanında uzman aküerlerden … yaşam tablosuna göre alınan rapor sonucunda 10/07/2018 tarihinde davacı …. adına 84.488,58 TL ve davacı … adına 66.400,54 TL olmak üzere toplam 150.889,13 TL tazminat ödemesinin vekaleten Av. … hesabına yapıldığını, yapılan bu ödeme ile karayolları trafik kanunu gereğince müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, mahkemece … yaşam tablosu ve %1,8 teknik faiz oranı esas alınarak hazırlanacak bilirkişi raporunun da haklılıklarını ortaya çıkaracağını, bu nedenle müvekkili aleyhine açılan davanın reddinin gerektiğini, araç işletenin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını bu sebeple kusur durumunun net ve kesin olarak tespitinin gerektiğini, tazminat hesabı yapılması halinde müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelerin güncellenmesi gerektiğini, müteveffa açısından destekten yoksun kalma tazminatı talep eden davacının müteveffanın ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmesi gerektiğini, yine aktüerya hesaplamasında dikkat edilmesi gereken hususun ölüm tarihi itibari ile müteveffanın yaşı olması gerektiğini, müteveffanın gelir durumunun ispatının ise davacıya düştüğünü, müteveffanın herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılması ve müteveffanın gelir durumunun davacılarca somut belgelerle ispat edilmesi gerektiğini, … plakalı aracın müvekkili şirkete zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olup davacı yanın manevi tazminat taleplerinin gerek karayolları trafik kanunu gerekse zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi gereğince sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme dolayısıyla davada müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu, aleyhlerine açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekilinin 21/09/2018 havale tarihli mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; 12/04/2018 günü müvekkilinin … plakalı araç ile E-5 karayolu üzerinde sol şeritte seyir halindeyken arkadan gelen ambulansa yol vermek amacıyla trafik kurallarına uygun şekilde orta şeride geçtiğini, ambulansın ilerlemesiyle sol şeridi kontrol ederek 50 km hız ile sol şeride geçtiğini, müvekkilinin geçişi sağladıktan kısa bir süre sonra aracın arkasına bir motosiklet çarptığını gördüğünü, motosiklet sürücüsünün yere düştüğünü görünce derhal ambulans ve polisi aradığını, müvekkilinin kullandığı aracın elektrikli bir araç olduğunu, bu aracın hızının en fazla 70 km hıza çıkabildiğini, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile sürücülerin kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, kusur durumuna ilişkin rapor alındığında müvekkilinin bilinçli bir sürücünün uyması gereken tüm kurallara uyduğunun görüleceğini, vuruş şiddetinden motorun hızının fazla olduğunun tespit edileceğini, motor hızının tespit edilmesini, maddi tazminat isteminde bulunan kişilerin desteklerinin kaybından dolayı istemde bulunabilmeleri için destek olgusunun saptanması gerektiğini, maktulün anne babasına sürekli bakıp yardım ettiğinin belli olmadığını, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu ve manevi tazminat ile amaçlanan duruma aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddi ile vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. vekilinin 25/09/2019 havale tarihli mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile … arasında müteahhitlik sözleşmesi olması ve kazaya karışan diğer davalı ….’in … Lojistik çalışanı olması sebebiyle davanın ….San. Ltd. Şti’ye ihbar edilmesini, kazaya karışan … sayılı aracın …. A.Ş.’den (…) …. yönetiim hizmet sözleşmesi ile kiralandığını, filo sözleşmesi şartları gereği davanın …. San. A.Ş.’ye ihbar edilmesini, meydana gelen kazada müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, bu nedenle davanın müvekkili şirket bakımından reddini, müvekkilinin müşteriler tarafından telefon ve internet ile sipariş edilen ürünlerin hazırlanması ve teslim edilmesi işlerinin yerine getirilmesini yapılan sözleşme ile …. Lojistik’e devrettiğini, yapılan sözleşme gereği … Lojistik’in çalışanı olan ….’in neden olduğu zararlardan dolayı müvekkili şirkete husumet yönetilmesinin hatalı olacağından davanın husumetten reddine, hastane kayıtları mevcut olmadığı için müteveffanın ölüm sebebi ve hastanede vefat ettiyse hastanenin kusurlu olup olmadığının illiyet bağının kesilip kesilmediğinin de araştırılması gerektiğini, bu konuda hastane ve ölüm kayıtlarının kendilerine tebliğ edilmesini, kazanın müteveffa … ile davalı … arasında gerçekleştiğini, …. …. Lojistik çalışanı olduğundan müvekkili ile arasında herhangi bir işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, … Lojistik ile müvekkili şirket arasında ise müteahhitlik sözleşmesi imzalandığından meydana gelen zararlardan … Lojistik’in sorumlu olacağı açıkça düzenlendiğini, bu nedenlerde davacının ikame ettiği bu davada müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulması ve müvekkili şirketin davacının taleplerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın müvekkili şirket açısından öncelikle husumet yokluğu nedeniyle mahkeme aksi kanaatteyse esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan …. SAN. A.Ş. Vekili 05/09/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde; Davaya konu trafik kazasına karışan ve sürücüsü davalı …. olan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından davalı …’a devredildiğini, bu bakımdan ihbar olunan müvekkili şirkete davada husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, kazaya karışan …’ın davanın ihbar eildiği …. Lojistik’te çalıştığını, olaya ilişkin tutulan ve davanın esasını teşkil eden trafik kazası tespit tutanağına ve bu tutanakla belirlenen ve taraflara atfedilen kusur oranlarına itiraz ettiklerini, davaya konu olayda kaza sırasında kullanılan araç hakkında mali sorumluluk sigorta poliçesi olduğunu, bu nedenle sigorta poliçesinin muhatabının ….. A.Ş. Olduğu ve aracın kaza anında sigortalı olduğunun sabit olduğu, buna rağmen davacıların taleplerini sigorta şirketinden talep etmek yerine işleten sıfatı dahi bulunmayan müvekkiline yöneltmeleri hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davaya konu meydana gelen kaza sırasında kullanılan araç hakkında zorunlu mali sorumluluk sigortasının mevcut olduğunu, …. plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi incelendiğinde, davacıların talebi olan miktarın sigorta limitleri dahilinde olduğu da açıkça görüleceği, davanın, tazmin zorunluluğu bulunan sigortacı ….. A.ş.’ya ihbarına; taraflarınca ihbar edilen dosyada aleyhe hüküm kurulmamasını, davanın reddine karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 24/02/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davalı sürücü ….’in, sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyir halinde bulunduğu orta şeritten sol şeride geçmeden önce, gireceği bu şeritteki trafiği çok dikkatle kontrol etmesi, bu şerit üzerinde kendi bulunduğu kesime yakın konumda ilerlemekte olan araçların geçişini beklemesi, sol şeritte seyir halinde bulunan araçların güvenliği için bir tehlike yaratmayacağına kanaat getirince ancak, gerekli işaretleri vererek bu şeride geçmesi gerektiği, davalı sürücü, arka trafiği kontrol etmeden sola yönelmiş, bu suretle trafiği tehlikeye düşürdüğü gibi, sol şeridi takiben seyretmekte olan motosikletin yolunu kesmiş, onun ilk geçiş hakkını ihlal ettiği, davalı sürücü ….’in, tedbirsiz, dikkatsiz, özen yükümlülüğüne, şerit izleme ve şerit değiştirme kurallarına aykıtı hareket ettiği, bu hatalı sevk ve idaresinin olayda birinci derecede etkili bulunduğu kanaatine varıldığı, müteveffa motosiklet sürücüsü …’ın, şeridine giren kamyonetle ilk çarpışmasından sonra da yan yatarak kamyonetin sol orta marşbiyeline ve sol arka tekerlek kısmına çarptığı, …’ın yönetimindeki aracın, gabarisi dar ve manevra kabiliyeti yüksek bir araç olduğu, çarpışma dinamiğinden de görüldüğü gibi, motosiklet sürücüsünün, toplu dikkatle seyretmediği, aracının hızının olay yeti hakim şartlarına göre oldukça yüksek olduğu, kamyonetin kendi şeridine girdiğini gördüğü anda sola doğru gidon manevrası yapmadığı, tedbir almadığı ve frenlemede geç kalarak kamyonet ile çarpıştığının anlaşıldığı, müteveffa sürücü …’ın tedbirsiz, dikkatsiz, özen yükümlülüğüne ve aracın hızının mevcut şartlara uygunluğunu sağlama zorunluluğuna aykırı şekilde seyir ettiği, bu hatalı sevk ve idaresinin olayda ikinci derecede etkili bulunduğunun mütalaa olunduğu, trafik kazası tespit tutanağında kamyon sürücüsüne kusur verilip, motosiklet sürücüsüne herhangi bir kusur izafe edilmemiş olmasına katılınmamakta, Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesine sunulan 25/04/2019 tarihli rapordaki kusur derecelerinin isabetli bulunmadığı, davalı sürücü ….’in hatalı sevk ve idaresinin birinci derecede ve %75 oranında etkili olduğu, müteveffa motosiklet sürücüsü …’ın hatalı sevk ve idaresinin ikinci derecede ve %25 oranında etkili olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’ nin …. tarihli raporunda özetle; Davalı sürücü ….’in sevk ve idaresindeki araç ile orta şerit üzerinde seyir halinde iken, sol şerit üzerindeki araç trafiğini yeterince kontrol etmeden, sol gerisinden gelen motosikletin hız ve mesafesini dikkate almadan, dikkatsiz ve tedbirsizce orta şeritten sol şeride geçiş yaptığı esnada, sol şeritte seyreden müteveffa sürücü idaresindeki motosikletin seyir yönünü kapatarak olaya sebebiyet verdiği anlaşıldığından olayda asli kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’ın sevk ve idaresindeki motosiklet ile sol şerit üzerinde seyrinin sürdürürken, orta şeritten sol şeride kontrolsüzce geçiş yapan davalı idaresindeki araca karşı alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığından olayda atfı kabil bir kusuru olmadığı, davalı sürücü ….’ in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’ ın kusursuz olduğu bildirilmiştir.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’ nin …. tarihli raporunda özetle; Davalı sürücü ….’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’ın kusursuz olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 07/10/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; Ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede davacılara yapılan ödemelerin yetersiz olduğunun tespit edildiği, Davacı …’ in nihai ve gerçek maddi zararının 172.115,10 TL olduğu; davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu olmakla birlikte davalı sigorta şirketinin garameten 135.370,68 TL tutarla sınırlı olarak sorumluluğuna gidilebileceği, davacı ….’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 93.755,92 TL olduğu; davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu olmakla birlikte davalı sigorta şirketinin garameten 73.740,20 TL tutarla sınırlı olarak sorumluluğuna gidilebileceği yönünde görüş bildirmiştir.

Somut olay trafik iş kazası olmadığı gibi müteveffanın ölümünde 3. Şahısların kastı olduğuna dair mahkeme kararı veya resmi belge olmadıkça SGK tarafından bağlanan gelirin rücu edilebilmesi 5510 sayılı yasanın 39. Maddesine göre mümkün görülmemektedir. O halde; hesaplanan maddi zarar tutarından rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmamaktadır.
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini alınan bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1’nci maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine sonra sözü geçen Kanun’un 88/1’nici maddesinde”Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
” denildikten sonra anılan Kanun’un 90’nci maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49/1’nci maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” denilerek haksız fiil sorumluluğu belirlendikten sonra anılan Kanun’un 61’nci maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermekte olup buna göre zarara sebebiyet veren sürücü,işleten ve zorunlu sigortacı zarar görene karşı haksız fiil hükümleri çerçevesinde müteselsilen sorumludurlar.Ancak sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limiti ve sigortalısının kusuru oranındadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 12.04.2018 günü, saat 22:30 sıralarında davalı sürücü …. sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile Avcılar istikametine doğru orta şerit üzerinde seyir halinde iken, kaza mahalli olan askerlik şubesi karşına geldiğinde orta şeritten sol şeride geçiş yaptığı sırada idaresindeki aracın sol yan arka kısımlarına, gerisinde sol şerit üzerinde seyretmekte olan müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki …. plakalı motosiklet ile çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacıların desteğinin vefat ettiği,,meydana gelen kazada araç sürücüsü davalı …’in %100 oranında kusurlu olduğu,Mahkememizce alınan kusur raporunun kaza tespit tutanağı ve ceza Mahkemesi’nde alınan rapordaki belirlemeler ile uyumlu olup hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu,davalı sigorta şirketince yapılan ödemelerin yetersiz olması nedeniyle davacılar tarafından verilen ibranın makbuz hükmünde olduğu,Mahkememizce tekniğine uygun olup yargısal denetime elverişli olduğu belirlenen ve hükme esas alınan aktüerya bilirkişisi raporlarına göre,davacıların açtığı maddi tazminat davasının ıslah edilmiş hali ile kabulüne ve destekten yoksun kalmaya ilişkin tazminat miktarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı sürücü ile davacıların desteğinin kusur oranları, kazanın meydana geliş şekli, davacıların ölene yakınlık dereceleri,tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve diğer hususlar gözetildiğinde sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde talep edilen manevi tazminatın kısmen kabulü ile,müteveffanın annesi davacı … lehine 30.000,00.-TL,müteveffanın babası …. için ise 30.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan talep ile bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar…. ve …. A.Ş.’nden tahsiline,davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin manevi tazminatın ıslah suretiyle artırılamayacağı gerekçesiyle reddine,davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı ve davalı yönünden lehine hükmedilen tazminat ve reddedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacılar ve davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-)DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE;
A)1-Davacı …’in davalılar aleyhine açtığı destekten yoksun kalmadan kaynaklanan maddi tazminat davasının ıslah edilmiş hali ile KABULÜNE; 297.807,98.-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,(Davalı sigorta şirketinin hükmedilen tazminatın 132.112,56.-TL’sinden diğer davalılar ile birlikte 360.000,00.-TL’lik poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla sorumlu tutulmasına)
2- Davacı …’in davalılar …. ve …. A.Ş. aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen KABUL kısmen REDDİ ile; 30.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …. A.Ş. ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,
3- Davacı …’in fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
b)1-Davacı ….’ın davalılar aleyhine açtığı destekten yoksun kalmadan kaynaklanan maddi tazminat davasının ıslah edilmiş hali ile KABULÜNE; 173.569,52.-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,(Davalı sigorta şirketinin hükmedilen tazminatın 76.998,32.-TL’sinden diğer davalılar ile birlikte 360.000,00.-TL’lik poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla sorumlu tutulmasına)
2- Davacı ….’ın davalılar …. ve …. A.Ş. aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen KABUL kısmen REDDİ ile; 30.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …. A.Ş. ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,
3- Davacı ….’ın fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
c)-Alınması gerekli 36.298,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL ile 1.802,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 34.460,50 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,(Davalı sigorta şirketinin poliçe limiti olan 360.000,00.-TL’nin (Poliçe miktarından kalan 132.112,56.-TL + 76.998,32.-TL=209.110,88.-TL) kabul edilen maddi tazminata oranlanması suretiyle 14.284,36.-TL’sinden diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
d)Davacılar tarafından ödenen 35,90 TL Başvurma Harcı, 35,90 TL Peşin Harç, 1802,00 TL ıslah harcı ve 5,20 TL vekalet harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,(Davalı sigorta şirketinin poliçe limiti olan 360.000,00.-TL’nin (Poliçe miktarından kalan 132.112,56.-TL + 76.998,32.-TL=209.110,88.-TL) kabul edilen maddi tazminata oranlanması suretiyle 714,22-TL’sinden diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
e)Davacılar tarafından yapılan 50 adet tebligat + posta ücreti 577,25 TL, iki bilirkişi inceleme ücreti 1.600,00 TL,iki adet ATK inceleme ücreti 1.546,00.-TL olmak üzere toplam 3.723,25 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 3.345,50 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE, kalan kısmın davacılar üzerinde BIRAKILMASINA, (Davalı sigorta şirketinin poliçe limiti olan 360.000,00.-TL’nin (Poliçe miktarından kalan 132.112,56.-TL + 76.998,32.-TL=209.110,88.-TL) kabul edilen maddi tazminata oranlanması suretiyle 1.318,13.-TL’sinden diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
f)Davalı …. Anonim Şirketi tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 10,14 TL’nin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
g) Davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 44.693,12 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,(Davalı sigorta şirketinin bu davacı için belirlenen poliçe limiti olan 360.000,00.-TL’nin(Poliçe miktarından kalan 132.112,56.-TL) kabul edilen maddi tazminata oranlanması suretiyle 20.816,88.-TL’sinden diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına) (Maddi Tazminat ile ilgili olarak)
ğ)Davacı …. kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 27.035,43 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,(Davalı sigorta şirketinin bu davacı için belirlenen poliçe limiti olan 360.000,00.-TL’nin(Poliçe miktarından kalan 76.998,32.-TL) kabul edilen maddi tazminata oranlanması suretiyle 12.319,73.-TL’sinden diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına) (Maddi Tazminat ile ilgili olarak)
h)-Davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalılar …. Anonim Şirketi ve ….’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
ı)-Davacı …. kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalılar …. Anonim Şirketi ve ….’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
i)-Davalılar …. Anonim Şirketi ve …. kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacı …’ten tahsili ile bu davalılara VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
j)-Davalılar …. Anonim Şirketi ve …. kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacı ….’dan tahsili ile bu davalılara VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
k)Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 405,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …. sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı … vekili ve … vekili ve İhbar olunan vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalılar ve ihbar olunan vekillerinin yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.15/09/2022

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪