Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/735 E. 2018/1054 K. 19.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/735 Esas
KARAR NO : 2018/1054

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/07/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2018
K. YAZIM TARİHİ : 25/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davacının sahibi olduğu şirketin ana faaliyet alanı olan araç kiralama aracılık hizmetlerini gerçekleştirmek amacıyla, …com araç kiralama portalı e-ticaret web sitesi projesinin yazılım hizmeti için ….A.Ş ile sözleşme imzalandığını, bu sözleşme kapsamında projenin KDV dahil bedelinin yarısı olan 4.130,00 TL avans ödemesi yapılarak gerekli bilgilerin davalılara verildiğini, ancak 60 gün içinde teslim edilmesi gereken işin zamanında teslim edilmediğini, bu hususta davalılarla gerek yazılı gerek sözlü iletişime geçtiğini, davalı firmanın yazılımın eksiklikleri olmasına rağmen davacıyı davet ettikleri, yeni sözleşmede yazılımı tamamlanmış gibi göstererek imza almaya çalıştıklarını, yazılımın davacıya 01/01/2018 tarihinde teslim edilmesi gerektiği ama teslim edilmediği, bu nedenle aylardır ticari faaliyetlerini gerçek- leştiremediğini ve mahrum kaldığını davalı/borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca haksız itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava dilekçesinin usulen tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
Dava,İİK 67md ne dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir.
Celp olunan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının tetkikinde ; davacı/ alacaklı tarafından davalı/borçlular aleyhine 01/11/2017 tarihli söz- leşmeden kaynaklı 3.500,00 TL + 36,58 TL işlemiş Faiz + 01/11/2017 tarihli sözleşmeden kaynaklı 4.130,00 TL + 43,16 TL işlemiş faizden ibaret toplam 7.709,74 TL alacağın tahsili istemiyle 29/06/2018 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini tebellüğ eden borç- luların 12/07/2018 tarihinde ayrı ayrı ibraz ettikleri dilekçe ile ” alacaklı görünen tarafa borçlarının bulunmadığı”ndan bahisle borca , faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itiraz ettikleri, İİK 66 md gereğince İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklının yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame anlaşılmıştır.
Her ne kadar iş bu dava ticari dava niteliği taşıdığından bahisle mahkememizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yargılamaya konu somut olaya gelince ; İstanbul Ticaret Odası’nın web sayfasından alınan ticaret sicili kayıtlarına ve vergi dairesinin cevabi yazısına göre davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, davacının “tacir” tanımına uymadığı, eldeki uyuş- mazlığın da yukarıda tanımlanan “ticari dava ” nitelik arz etmediği , uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin değil Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla mahkememizin görevsizliğine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlen- dirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2018

Katip …

Hakim …