Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/726 E. 2018/979 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/726
KARAR NO : 2018/979

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 29/07/2018
KARAR TARİHİ : 27/09/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 29/07/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkilinin üyesi bulunduğu dava dışı ” …. Yapı Kooperatifi” 1984 tarihinde kurulduğunu, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde yer alan kayıtlarla iş bu hususun sabit olduğunu, bahse konu kooapretif , davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 31/07/2013 tarihi itibariyle resen terkin edildiğini, ticaret sicilden kaydı silindiğini, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 31/07/2013 tarihi itibariyle resen terkin ediliğini, ticaret sicilden kaydı silindiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tatbik edilen resen terkin işlemi hukuk ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, söz konusu işlemin iptali ile ” …. Yapı Kooperatifi’nin ihyasına karar verilmesini , yargılama giderleri ile ücreti vekalet tutarının karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 03/09/2018 tarihli cevap dilekçesini özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 Hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün resen terkin işlemi , 6102 sayılı Kanunun Geçici 7.’nci maddesi ve 30/12/2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürülüğe girmiş olan ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin tasfiyelerine ve Ticaret Sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğ ” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili ticaret sicil müdürlüğünün , mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi /kooperatifi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutalamayacağını, bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce re’sen terkin edilen kooperatifin şirketin ihyası davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; ….sicil nosunda kayıtlı ….Yapı Kooperatifi’nin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması” hususunun belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince 31/07/2013 tarihinde sicilden resen terkin edildiği, ilan ve tebligat prosedürünün yerine getirildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen kooperatifin terkin olmadan önce merkez adresinin Bağcılar ilçesi sınırları içerisinde kaldığı, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde limited şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir.Anılan maddenin 4. fıkrasının a bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11.bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden resen silineceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; şirketin adresinin tespit edilememesi nedeniyle TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığının tespiti üzerine, davalı sicil müdürlüğünce 2 aylık süre içinde münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılması için ihtarname hazırlandığı,ihtarnamenin kooperatife tebliğe çıkartıldığı,tebligatın bila tebliğ iade edildiği,aynı şekilde ihtarın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlandığı,buna göre davalı sicil müdürlüğü tarafından tebliğ işlemlerini yerine getirildiği,dolayısıyla resen terkin işleminin yerinde olduğu anlaşılmakla birlikte kooperatifin tasfiye işlemlerinin tamamlanmadığı,kooperatif ortağı olan davacının ortaklıktan doğan haklarını alabilmesi için ihya işleminin gerekli olduğu,buna göre,davacının hukuki yararının bulunduğu gözetilerek; davanın kabulü ile davalı Müdürlüğün işleminin kaldırılarak dava dışı resen terkin edilen kooperatifin ihyasına,ek tasfiye işlemlerini yürütmesi için ihyası talep edilen kooperatifin en son yönetim kurulu üyelerinin tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ….sicil numarasında kayıtlı iken sicilden resen terkin olan ….YAPI KOOPERATİFİ’nin tüzel kişiliğinin İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için en son yönetim kurulu üyeleri ….ve….’nun dava dışı kooperatife tasfiye memuru olarak ATANMALARINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması ve davalı vekilinin yargılama gideri ile vekâlet ücreti talep etmemesi nedeniyle davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨195,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.27/09/2018

BAŞKAN ….
E-İmza
ÜYE ….
E-İmza
ÜYE ….
E-İmza
KÂTİP ….
E-İmza