Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/692 E. 2020/381 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/692
KARAR NO : 2020/381

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/07/2018
KARAR TARİHİ : 08/07/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/08/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin sigortalısı davalılardan …’ın …. nolu kasko poliçesi ile …. Plakalı aracını sigortalattırdığını, aracın … sevk ve idaresinde iken 26.11.2016 tarihinde …. plakalı araca çarptığını ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına göre, davalı …’in kazada %100 kusurlu olduğunu, davalının çarptığı karşı araçta 55,907,26 TL hasar meydana geldiğini karşı aracın sigortacısı …. Sigorta’ ya 15.05.2017 tarihinde 24.907,00 TL ve 20.10.2017 tarihinde 19.268,00 TL ödenmek suretiyle zarar tazmin edilerek hasar dosyasının kapatıldığını, davalılardan …’in trafik kazasını bizzat kendisi yaptığından doğrudan sorumlu olduğunu, diğer davalı ….’ın aracın işleteni olması sebebiyle 3. kişilere verilen zararları tazmin etmekle yükümlü olduğunu, davanın kabulü ile müvekkilinin 3. kişiye ödemiş olduğu 24.907,00 TL’nin 15.05.2017 tarihinden ve 19.268,00 TL’nin 20.10.2017 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile müvekkili şirketin araç kiralama firması olarak faaliyet gösterdiğini, araç kiralama sözleşmeleri uzun dönem olarak yapıldığı için müvekkilinin aracın işleteni olmaktan çıktığını, müvekkili ile … ve …. arasında 25.10.2016 tarihinde … Plakalı araca ilişkin uzun süreli araç kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile söz konusu aracın … ve ….’in birlikte kullanmak üzere müvekkilinden teslim alındığını, müvekkilinin aracın işleteni olmaktan çıktığını, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğu olmadığını, davacının kaza tespit tutanağında araç sürücüsünün ehliyetsiz ve alkollü olduğunun ve 8/8 kusurlu olduğunu iddia ettiğini, kusur bakımından yalnızca kaza tespit tutanağının dayanak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, kusur ve kusur oranının tespiti için kaza mahallinde keşif yapılarak uzman heyetçe yeni bir rapor tesis edilmesi gerektiğini, kazanın alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediğinin araştırılmadığını, kazayla alkollü araç kullanımı arasındaki nedensellik bağının ortaya konulmadığını, kazadaki kusur oranlarının ne olduğu belli olmadığından ve kazanın yüzde yüz alkol kullanımından kaynaklandığı da anlaşılmadığından, sürücünün ağır kusurunun varlığından söz edilmediğini, bu nedenle rücu şartlarının oluşmadığını, davacının …. plakalı araçta 55.907,26 TL hasar oluştuğu, bu zararın 44.175,00 TL’sini tazmin ettiğini iddia ettiğini hasar bedelinin hangi verilerle hesaplandığında ilişkin bir açıklama yapılmadığını ve delil sunulmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 12/05/2020 tarihli bilirkişi Mali Müşavir …, Adli Tıp Uzmanı …., Makina Mühendisi …. tarafından düzenlenen raporda davacı ticari defterlerinin incelenmesinde, dava konusu kaza ile ilgili olarak dava dışı … Sigorta’ya 44.175,00 TL hasar ödemesinin yapıldığı, davalı … ile dava dışı … arasında 25.10.2016 tarihli “12 ay süreli” “Uzun Dönem Oto Kiralama Sözleşmesi” akdedildiği, Sözleşmede kiracı dava dışı …, , Kiralayan kullanıcı …, olarak gözüktüğü, yine aynı tarihli Araç Teslim Formunda aracı teslim alan olarak … gözüktüğü, davalı …. ’ın dava dışı ….’e Ekim 2016 döneminden, Kasım 2017 dönemine kadar araç kiralama faturası düzenlediği, davalı … yönünden araç kiralama sözleşmesinin “Uzun Süreli” sözleşme olduğu ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda dava konusu aracın işleteninin davalı …değil, diğer davalı … olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 1472 maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından kasko sigortalısına ödenen maddi tazminatın haksız fiile sebebiyet veren sürücü ile araç işleteninden müteselsilen rücuen tahsili istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472/1. maddesinde “sigortacı sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalısının yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin halefiyet kuralı uyarınca sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca sigorta şirketi yasa ve poliçe hükümleri gereğince zarar görenlere ve sigortalısına yaptığı ödeme nedeniyle gerçek zarar sorumlularına rücu edebilir. Zarardan sorumlu olanlar ispat edilen gerçek zarar nispetinde taleple bağlı kalınarak ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte sorumlu tutulurlar.
2918 sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işletenin” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Kanun’un 3. maddesinde, ” İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85. maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.
“…Dava, ZMSS sözleşmesine dayanılarak sigorta şirketi tarafından sigortalı aracın uzun süreli kiralayanı aleyhine açılan, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında sigortacının rücu hakkı, 2918 sayılı KTK’nin 95/2 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında düzenlemeye tabi tutulmuştur. ZMSS Poliçe Genel Şartlarının 4. maddesinde düzenlenen ağır kusur veya kasıt hali, oto yarışına katılma, ehliyetnamesiz motorlu araç kullanmak, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinde işleteninin kusuru gibi haller sigortacının sigortalısına rücu sebeplerindendir. Somut olayda, davacı …, davalının uzun süreli kira sözleşmesi ile kiraladığı sigortalı aracın ehliyetsiz sürücüsünün sevk ve idaresindeyken meydana gelen kaza nedeniyle zarar gören üçüncü kişilere ödemiş olduğu tazminatın davalıdan rücuen tahsilini talep etmektedir. Dosya içerisinde yer alan 10.07.2012 başlangıç tarihli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesine göre sigorta ettiren dava dışı …. İş Makineleri Tam.Harf. Ve Nak. San. Tic. A.Ş. dir. Davaya konu trafik kazası 20.04.2013 tarihinde meydana gelmiştir. Davacı …, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına dayalı olarak kendi akidi olan dava dışı işletene karşı rücu hakkını kullanabilir. Bu nedenle davacı … şirketinin davalı …. Madencilik Kömür İnş. Hafriyat ve Nak. San. ve Tic. A.Ş. ‘ye karşı rücu hakkı ve imkanı bulunmamaktadır…” Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/15239 Esas, 2017/7750 Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı … şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı sigortalı gerçek kişi olup, davacı … sigortalısının haklarına halef olarak, haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat talep etmiştir. Kusur ve zararın tespiti için dosya bilirkişiye verilmiş 14.05.2020 tarihli bilirkişi raporuda sürücü ….’ ın kusurunun olmadığı davalı asilin %100 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup hasar miktarının 19.268,00-TL olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar 14.05.2020 tarihli raporda sorumluluk bakımından davalı asilin sorumlu olması gerektiğinden bahsedilmiş ise de yukarıda bahsi geçen Yargıtay …. Hukuk Dairesi … Esas, …. Karar sayılı ilamında bahsedildiği gibi davacının davalı asil ile akit ilişkisi bulunmamakta olup davacının rücu hakkını davalı …’ye karşı kullanabileceğinden davanın davalı …’e karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davacı tarafından ödenen 24.907,00-TL ‘nin 15.05.2017 tarihinden 19.268,00-TL nin 20.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile … tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’e karşı açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Davalı …’ye karşı açılan davanın KABULÜNE,
3-Davacı tarafından ödenen 24.907,00-TL ‘nin 15.05.2017 tarihinden 19.268,00-TL nin 20.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile bu davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 3.017,59 TL harçtan peşin alınan 754,40 TL peşin harcın mahsubu ile 2.263,19 TL’nin davalı Davalı …den tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 6.542,75 TL vekalet ücretinin davalı Davalı …den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 795,50 TL harç, 695,60 TL tebligat müzekkere gideri, 2.100 TL bilirkişi ücreti toplamı 2.591,10 TL’nin davalı Davalı …den tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/07/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”