Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/67 E. 2019/1179 K. 06.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/67 Esas
KARAR NO : 2019/1179

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2018
KARAR TARİHİ : 06/12/2019
G.K.YAZIM TARİHİ: 30/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus icra takibine girişildiğini, ancak müvekkilinin tatil gezmeleri dışında İstanbul’a hiç gelmediğini,davalı şirket ile her hangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, davaya ve takibe konu senet- leri düzenleyip vermediğini, takibe konu senetler üzerindeki imzaların müvekkilinin eli ürünü olma- dığını, söz konusu sahtecilik olayı ile ilgili olarak Bakırköy CBS’na suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma kapsamında senetler üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığının tespit edildiğini ve davalıya bildirildiğini, ancak davalının kötü niyetle takibe devam ettiğini, müvekkilinin icra baskısı altında olduğunu beyanla, davacının takip ve dava konusu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadı- ğının tespitini ve davalının kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetini, yargılama gideri ile vekalet ücre- tinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle ve duruşmadaki beyanlarında özetle; icra takibinin 2013 yılında başlatıldığını, 5 yıl sonra açılan iş bu menfi tespit davasının kötü niyetli olduğunu ve zaman- aşımına uğradığını, davacının imza inkarına yönelik iddiasının bilirkişi incelemesine ve ispata muhtaç olduğunu,senet borçlusu olan davacının borcu ödememesi üzerine alacağın tahsili talebiyle takibe girişildiğini ,davacının kötü niyetle dava açtığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, İİK 72/3 md ne dayalı menfi tespit talebine ilişkin olup kambiyo senedi vasfındaki bonoya dayalıdır.
Celp olunan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tet- kikinde ; davacı/ alacaklı …tarafından davalı/ borçlu … aleyhine 01/09/2009 tanzim ve 01/04/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli, 01/05/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli, 01/06/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli ve 01/07/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli 4 adet bonoya dayanarak 2.000,00 TL AA + 858,78 TL işlemiş faizden ibaret toplam 2.858,79 TL alacağın tahsili istemiyle 21/01/2013 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrinin 31/01/2013 tarihinde tebellüğ edildiği,borçlunun 01/02/2013 tarihli dilekçesi ile “alacaklı olduğunu beyan eden şirketi hiç tanımadığını, hukuki hiç bir ilişkisinin bulunmadığını, her hangi bir mal almadığını,ekte fotokopisi gönderilen bonodaki emzaların ve yazıların kendisine ait olmadığını ” beyan ettiği, icra müdürlüğü’nce yapılan inceleme sonucu “itiraz merciinin icra müdür- lüğü olmadığı ve yetkili merci huzurunda süresinde ve usulünce ileri sürülmüş bir itirazın bulun- madığı ” gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği, takibin kesinleştiği, borçlunun malvarlığı üzerine hacze girişildiği, takipsiz bırakılan dosyanın yasal süre içinde yenilendiği, haciz işlemlerine yeniden başlandığı,borçlu vekilinin 17/01/2018 tarihinde mahkememize müracaat ederek takip konusu bo- nolar ile ilgili menfi tespit talebinde bulunduğu, takip alacaklısı şirket yetkilisi …un iş bu davanın devamı sırasında 05/12/2018 tarihinde icra müdürlüğüne ibraz ettiği dilekçe ile takep dos- yasından feragat ettiği,dosyanın kapıtılmasını istediği ve vazgeçmeye bağlı 115.87 TL tahsil harcını ödediği anlaşılmıştır.
Davacı borçlunun şikayeti üzerine dava ve takip konusu bonolar ile ilgili olarak “meçhul sanık hakkında ” Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. nolu dosyası üzerinden sahtecilik su- çundan yapılan soruşturma sonunda suç tarihi olan 01/09/2009 tarihinden bu yana yapılan araştır- malara rağmen atılı suçun faillerinin tespit edilemediği , bu nedenle kamu davasının açılamadığı, dava zamanaşımı dolduğundan kovuşturma imkanı kalmadığı” gerekçesiyle 15/09/2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği tespit edilmiştir.
Davalı taraf, her ne kadar cevap dilekçesinde” takibin 2013 yılında başlatıldığını, 5 yıl sonra iş bu davanın açıldığını” beyanla zamanaşımı def’i ileri sürmüş ise de ; davanın yasal dayanağını oluşturan İİK 72 maddesinde -istirdat davası hükümleri ayrık olmak üzere – zamanaşımı için her hangi bir düzenleme yapılmamıştır. Yargıtay 19 HD’nin 2014/9698 Esas, 2014/14562 Karar 02/10/ 2014 tarihli, Yargıtay 3. HD’nin 2014/519 Esas, 2014/7733 karar nolu 20/05/2014 tarihli ilamlarında da bu hususa değinilerek borç ödeninceye kadar her zaman menfi tespit davası açılabileceği belir- tilmiş olmakla yerinde görülmeyen zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
Davacı, iş bu davada menfi tespit talebini “sahtecilik ” iddiasına dayandırdığından ve uimza inkarında bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 209 vd md gereğince bu iddia “ön sorun ” olarak ele alınmış, imzasına itiraz olunan bono asılları celp olunarak mahkeme kasasına alınmıştır.
Yargılama sırasında, talimat yoluyla davacı isticvabına başvurulmuş, ayrıca davacıya mahkeme huzurunda bol sayıda imza attırılarak istiktap edilmiştir.
Mahkeme huzurunda alınan imza örnekleri,celp olunan bono tarihinden önceki dönemlerde davacının samimi imza örneklerini içerir belge asılları ile takip ve dava konusu bonolar üzerine da- vacıya atfen atılan imzalar birlikte değerlendirilmiş ise de , sahtecilik iddiası yönünden bilirkişi ince- lemesi yapılmaksızın karar verme imkanı bulunmadığından inkar olunan imza yönünden bilirkişi incelemesine karar verilmiştir.
Mahkememizce atanan bilirkişi Adli Tıp & Adli Bilimler ve Belge İnceleme Uzmanı Prof. Dr. … tarafından ibraz olunan 07/11/2019 tarihli raporda :” inceleme konusu 01/09/2009 tanzim ve 01/04/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli, 01/05/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli, 01/06/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli ve 01/07/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli 4 adet bono üzerine …’e atfen atılan imzalar ile …’in karşılaştırma imzaları arasın- daki grofalojik ve grafometrik tanı unsurları açısından benzerlik noktasında her hangi bir ilişki bulunmadığı, söz konusu bonolar üzerindeki imzaların …’in eli ürünü olmadığı ” belirtilmiştir.
Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; takip ve dava konusu 4 adet bono üzerine davacı …’e atfen atılan imzaların gerçekte davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmakla “davanın kabulüne, davacının söz konusu bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine “, davacının kötü niyetle takibe giriştiğine dair delil elde edilemediği gözetilerek davacı lehine tazminat takdirine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KABULÜNE,
a.)Davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosya üzerinden takibine girişilen dava konusu ,
– 01/09/2009 tanzim ve 01/04/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli,
– 01/09/2009 tanzim ve 01/05/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli,
– 01/09/2009 tanzim ve 01/06/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli,
– 01/09/2009 tanzim ve 01/07/2000 vade tarihli 400,00 TL bedelli senetlerden kaynaklanan 2.857,79 TL ‘lik alacak nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
b.)Yasal şartlar oluşmadığından davacı lehine tazminat takdirine yer olmadığına ,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 195,35 TL karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 48.84 TL peşin/nispi harcın mahsubu sonucu bakiye 146,51 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı + 48,84 TL peşin nispi harç + 5.20 TL ve- kalet harcından ibaret toplam 89.94 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (1.000,00 TL bilirkişi ücreti + 219,95 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret) 1.219,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya öden- mesine,
b.) Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c.) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yü- rürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine dair ,

Davacı vekili, davalı şirket temsilcisinin yüzüne karşı dava değeri istinaf sınırının altında kalmakla kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/12/2019

Katip …

Hakim …