Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/668 E. 2020/826 K. 07.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/668
KARAR NO : 2020/826

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili …’ın, davalıdan alacağı olan 7.118,65-TL bedelin tahsili amacı ile Küçükçekmece …… İcra Dairesinde davaya konu icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalı-borçluya 27/10/2017 tarihinde tebliğ edildiğini ve davalının süresinde icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, davalı firma ile yapılan sözleşmeye istinaden davalı firmanın fabrikasında yapılan izolasyon işlerinin maliyeti olarak fatura kesildiğini ve faturanın davalıya teslim edildiğini, davalının ne faturaya ne de işe ilişkin itirazının olmadığını, fatura bedelini ödemeyen davalının temerrüde düştüğünü belirterek, davalının haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere inkar tazminatına ve davalının araç ve gayrimenkullerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının müvekkili şirketten alacağı olmamasına rağmen müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatarak alacak talep ettiğini, bu iddiasına dair geçerli bir delil gösteremediğini, davacının uyuşmazlığı senetle ispat etmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirkete ait araç ve gayrimenkullere sonradan telafisi güç zararlara uğramamak amacıyla tedbir koyulmasını talep ettiğini ancak ihtiyati tedbirin yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceğini, uyuşmazlık konusunun ise müvekkilinin araç ve gayrimenkulleri değil, davacının varlığını iddia ettiği alacak olduğunu, işbu dosyada tedbirin şartlarının oluşmadığını, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dosya taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Küçükçekmece ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin …… Esas, …… Karar Sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Konya …… Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucu alınan 31/05/2019 tarihli, bilirkişi SMM ……. tarafından düzenlenen raporda davacı firma kayıtlarına göre davacı firmanın davalı firmadan alacaklı olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 29/07/2019 tarihli bilirkişi SMM ……. tarafından düzenlenen raporda takip dayanağı uyuşmazlık konusu faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak davacının kendi ticari defterlerine göre 30/06/2017 Tarihi itibariyle davalı firmadan herhangi bir alacağının kalmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olıup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K)
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; dava davacı fatura alacağından kaynaklı başlattığı takibe davalının itirazı doğrultusunda iş bu davayı açmış olup, faturaya dayanak ise davalı firmayla yapılan sözleşmeye izolasyon işlerinin maliyeti olup, davalı taraf cevap dilekçesinde sözleşmenin varlığını kabul etmekle birlikte davacının alacağının olmadığını iddia etmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konusunun çözümü için ticari defterler üzerinde inceleme günü verilmiş 31.05.2019 tarihli bilirkişi raporu ile davacı firmanın ticari kayıtlarında davalıdan alacaklı olmadığı tespit edilmiş, itirazlar doğrultusundan yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup 31.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda da davacının alacaklı olmadığı yönünde tespit edilmiş, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olması nedeni ile yemin delili hatırlatılmakla davacının dosyaya sunmuş olduğu yemin metni davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı şirket yetkilisi yemin duruşmasına davacı ile aralarında izalasyon için sözleşme yapıldığını ancak tüm borçlarını ödediklerini ve davacının alacağının kalmadığını yemini tahtında beyan etmiş olup gerek bilirkişi raporları gerek kesin delil niteliğinde haiz yemin beyanı dikkate alınarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40 TL ilam harcından peşin alınan 121,57 TL harçtan mahsubu ile bakiye 67,17 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”