Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/660 E. 2020/631 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/660 Esas
KARAR NO : 2020/631

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 09/07/2018
KARAR TARİHİ : 09/10/2020
K. YAZIM TARİHİ : 21/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili mahkememizin … Esas sırasına kayıtlı dava dilekçesinde özetle “… Cd. … Merk. No: … …./….” olan davalı … Kapı Ahşap Ürünleri Üretim Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin (“Şirket”) 15.000,00 TL değerdeki hissesinin davacı …’a, 75.000,00 TL değerdeki hissesinin ise diğer davacı …’e ait olduğunu, ancak müvekkillerinin 03/01/2013 tarihinde yaptıkları Eyüp … Noterliği’nin … yevmiye no’lu hisse devir sözleşmesi ile tüm hisselerini davalı …’ya devrettiklerini, Eyüp …. No- terliği’nin ….. yevmiye nolu ve 03/01/2013 tarihli tescil talepnamesi ile davalı …’nın şirkette kullanacağı imzasının tasdik ettirildiğini, her ne kadar davacılar hisselerini davalı …’ya devrettikleri düşüncesiyle fiilen davalı şirketin ortaklığından ve müdürlüğünden ayrılmışlarsa da, TTK m. 595 gereğince esas sermaye payının devri için ortaklar genel kurulunun onayının alınma- ması ve tescil işlemlerinin yapılmamış olması nedeniyle Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde ortaklık- larının devam ettiğini, bu durumdan 06/09/2017 tarihinde Vergi Denetim Kurulu’nca davalı Şirketin 2012 yılına ait hesap ve işlemlerinin vergi kanunları yönünden inceleneceği hususunda davacı …’a bildirim yapılması nedeniyle haberdar olunduğunu, bunun üzerine, müvekkillerinin devri gerçekleştirmek için davalı şirkete ve şirketin diğer ortak ve müdürü İslam İndal’a ulaşmaya çalış- tıklarını ancak hiçbir şekilde ulaşamadıklarını, davacılar hisselerini devretmiş olsalar da, bu durum şirket ve şirket hisselerinin büyük çoğunluğunu satın alan davalı tarafından tescil ve ilan edilmediği için; daha sonradan şirkete kesilen ancak şirket malvarlığıyla ödenemeyeceği anlaşılan vergi borçları ve usulsüzlük cezaları nedeniyle 6183 sayılı Kanun’un 35. Maddesi gereği davalı şirkette ortak olarak gözüken davacıların şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacaklarını, bu durumun müvekkillerinin mağ- duriyetine yol açacağını ,TTK’nın 598. maddesi gereğince ,yapılan pay devri nedeniyle müvekkille- rinin adının silinmesi ve müdürlükten istifanın tescili için ticaret siciline başvurulduğunu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün “hisse devri ve müdürlük görevinden istifa ile ilgili genel kurul kararı alı- narak noter onaylı suretinin tescil ve ilanı için başvuruda bulunulması gerektiği” şeklinde yanıt veri- lerek, TTK 598/2 uyarınca işlem yapmaktan kaçınıldığını, İTO’dan gönderilen yazı üzerine, müvekkili …’ın şirketteki müdürlük yetkisi devam ettiğinden hisse devrine ilişkin davalı şirketin olağanüstü ortaklar genel kurulu toplantısı yapılması için usulüne uygun olarak şirket ortaklar pay defterinde mevcut tüm ortakların mernis adreslerine iadeli taahhütlü posta gönderildiğini, Ticaret Sicil Gazetesi ve Şirket Esas Sözleşmesi gereği yerel gazetede ilan verilerek çağrı yapıldığını, yapılan çağrı sonrasında 08/01/2018 tarihinde Olağanüstü Ortaklar Genel Kurulu’nun şirket merkezinde toplan- dığını, toplantıya şirketin hisselerinin birlikte % 90’ına sahip olan davacıların katıldığını, %10 hisse sahibi ve şirket müdürü olan İslam İndal’ın usulüne uygun çağrı yapılmış olmasına ve çağrı davetini tebliğ almasına rağmen toplantıya katılmadığını, kendisine ulaşılamadığını, yapılan toplantının 3 nolu gündem maddesinde;”Şirket hissedarlarından … (TC:…) şirkette mevcut 75.000,00 TL tutarındaki hissesini ve şirket hissedarlarından … şirkette mev- cut 15.000,00 TL tutarındaki hissesini Eyüp …. Noterliği’nden 03/01/2013 tarih ve … sayı ile tasdikli hisse devir sözleşmesi ile şirket dışından … Mah. … Sk. No: … …/… adresinde ikamet eden T.C. uyruklu; … T.C. kimlik nolu …‘ya devret- miştir.” denilerek yukarıda bahsi geçen devrin kabulüne ve devir hususunun şirket pay defterine işlenmesine oy birliği ile karar verildiğini, buna göre tarafların akdetmiş olduğu 03/01/2013 tarihli hisse devir sözleşmesinin işbu genel kurul kararı ile onaylandığını ve devrin şirket pay defterine işlenmesine karar verildğini,davacı ortak …’ın hisselerini …’ya devret- mesiyle birlikte şirket müdürlüğünden de istifa ettiğini, ortaklar kurul kararının 4 no’lu gündem mad- desiyle istifasının kabulüne karar verildiğini, alınan 08/01/2018 tarihli olağanüstü ortaklar genel kurulu kararının tescil ve ilanı için 09/01/ 2018 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yapılan tescil başvurusunun ise “gündem ilanını müdür tek başına yapamaz, müdürlerin müşterek imzaları ile çağrıda bulunmaları gerekirdi, çağrıda bulunan müdürün tek başına şirketi temsil etme yetkisi yok.” açıklaması ile reddedildiğini, halbuki Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 617. maddesinin genel kurulun müdürler tarafından toplantıya çağrılacağı hükmünü haiz olduğunu,davalı şirketin iki müdürü bulun- maktaysa da TTK’nın 624. maddesi uyarınca müdürler kurulu başkanının atanmadığını, yine TTK’nın 625/1 (g) hükmü uyarınca müdürlerin genel kurulun hazırlanması ve icrası görevlerini bir başkasına devretme ve vazgeçme hakkı bulunmadığını, bu nedenle müdürlerin her birinin münferiden genel kurul kararını tescil için başvurmaya ve genel kurul çağrısı yapmaya yetkisi olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, her halukarda, müdürün tek başına genel kurula çağrı yetkisinin olmadığı kabul edilse dahi, devrin onaylandığı 08/01/2018 tarihli genel kurul kararı ile sabit olduğundan, tescil ve ilan işleminin son çare olarak mahkemece yapılması gerektiğini beyanla,şirketin kamu borçlarının hisse- lerini devreden davacılardan tahsili talepleri nedeniyle mağduriyet yaşamalarını önlemek adına, taraflar arasındaki 03/01/2013 tarihli hisse devrinin tescil ve ilanı ile davacı …’ın müdür- lükten istifasının kabulü ile bu durumun tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan 31/01/2020 tarihli ve 4 nolu duruşmada :davacılar … ve …’in davalılar … Kapı Ahşap Ürünleri Üretim Pazarlama San. Ve Tic. Ltd.Şti ile … aleyhine açtıkları hisse devir sözleşmesinin tescil ve ilanı, davalı …’nın ortaklığının tespiti talebine ilişkin davanın iş bu davadan tefriki ile ayrı esas numarasına kaydına, davacılar vekiline tefrik işlemlerini yapmak üzere iki haftalık süre verilmesine, davacı …’ın davalı … Kapı Ahşap Ürünleri Üretim Pazarlama San. Ve Tic. Ltd.Şti aleyhine açtığı şirket müdürlüğünden istifa keyfiyetinin tescil ve ilanı talebine ilişkin davanın iş bu dosya üzerinden devamına” karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı … vekili tarafından aynı iddia ve nedenlerle İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan mahkememizde … Esas sayılı dava açılmış ve söz konusu dava tensiben … Esas sayılı dava ile birleştirilmiş ise de; mahkememizdeki dava ile Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde açılan davanın birlikte görülmesi yasal olarak mümkün olmadığınden birleşen dava tefrik edilerek …. Esas sırasına kaydedilmiş, nihayette Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne karşı açılacak davaların TTK 34/1 madde gereğince sicilin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiği, söz konusu düzenlemenin kesin yetki halinde ve kamu düzenine ilişkin olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir.
Mahkememizin .. Esas sırasına kaydedilen hisse devir sözleşmesinin tescil ve ilanı, davalı …’nın ortaklığının tespiti talebine ilişkin tefrik edilen dava ile ilgili değerlendirmede : “davacıların hisse devir sözleşmesinin tescil ve ilanı, davalı …’nın ortaklığının tespiti talebini içerir iş bu davalarını Ticaret Sicil Müdürlüğü kararına itiraz şeklinde ve sicilin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemeleri’nde ikame etmeleri gerekmektedir “denilerek davalılar … ile … Kapı Ahşap Ürünleri Üretim Pazarlama Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin söz konusu talepler ile ilgili davada husumet sıfatı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
… Esas sayılı işbu dava dosyasında halli gereken başkaca uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmakla konusuz kalan davanın reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar tesisine yer olmadığına,
2-Harç peşin alındığından harç tahsiline yer olmadığına,
3- İş bu dava yönünden davacı ve davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadı- ğından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine dair,
Davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, 5235 sayılı Kanun’un geçici 2’nci md göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlama- larına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi . 09/10/2020

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır