Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/642 E. 2019/938 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/642 Esas
KARAR NO : 2019/938

DAVA : Alacak ( haksız fiilden kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 03/07/2018
KARAR TARİHİ : 27/09/2019
K. YAZIM TARİHİ : 21/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (haksız fiilden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davalı şirketin- Almanya başta olmak üzere- birçok ülkede yüksek faiz garantisi ve paraların her istediği an geri çekilebileceği sözü verilerek mevduat toplandığını ve bu paralar karşılığında yüksek oranlarda faiz dağıtılacağını vaat ettiğini, müvekkilinin de davalı tarafından verilen bu garantilere inanarak davalı şirkete 30.000 DM tutarında bir yatırım yaptığını, bu para karşılığında üzerinde ….. …. Holding ibaresi bulunan teslim tesellüm belgesi adlı makbuz niteliğinde bir belge verildiğini, müvekkilinin yatırdığı parayı çekmek istediğinde paranın iade edilmediğini, davalı şirket ve yetkilileri tarafından yürütülen faaliyetlerin Bankalar Kanunu’na, Borçlar Kanu- nu’na, TTK’na ve SPK mevzuatına aykırı ve usulsüz olduğunu beyanla 30.000 DM karşılığı 15.338,76 Euro’nun tahsil edildiği tarihten itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A md gereğince işle- yecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini,yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; Borçlar Kanu- nu’nda en uzun zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, 18 yıl sonra açılan iş bu davada alacağın ve buna bağlı taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının teslim ve tesellüm belgesi ile pay senetlerini teslim alıp davalı şirkete ortak olduğunu, müvekkili şirketin elinde elinde hisse senedi bulunanların haklarını inkar etmediğini, davacının kötüniyetli olduğunuve 6102 sayılı TTK’nun 379-387 md ile getirilen eski TTK 329 md hükmünü ortadan kaldıran değişiklik ile davacının iş bu davada hukuki yararının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, davalının haksız ve hukuka aykırı fiilleri sonucu davalı şirkete yatırılan paranın iadesi talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir yatırım ilişkisi bulunup bulunmadığı, davalının hukuka aykırı ve haksız fiiliyle para toplayıp toplamadığı, davacının ödediği paranın iadesinin gerekip gerekmediği, iade edilecek tutarın dava tarihindeki karşılığının ne olduğu hususunda toplanmaktadır.
Delil olarak dayanılan ….. seri nolu ”Teslim Tesellüm Belgesi” başlıklı belge aslı, davalı …..Holding A.Ş’ye ait 1. Tertip B grubu …… seri nolu 25 adet hami- line yazılı hisse senedi aslı ticaret sicili kayıtları vs deliller celp edilmiş, BDDK ile Hazine ve Maliye Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nce gönderilen cevabi yazılarda davalı şirket hakkında hazırlanmış herhangi bir rapor olmadığı belirtilmiştir.
Her ne kadar davalı şirket vekili 818 sayılı BK 60. Madddesi gereğince 1 ve 10 yıllık zamanaşımının gerçekleştiğini beyanla zamanaşımı def’i ileri sürmüş ise de; davalı şirket hakkında açılan dava ile ilgili olarak Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nce verilen ve mahkememizce benimsenen emsal nitelikteki …… sas ….. karar nolu 06/01/2014 tarihli ilamda ;
” Davada zamanaşımı sürelerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesinden önce, davacı tarafın iddialarının ileri sürülüş şekli bakımından üzerinde durulması gereken öncelikli husus, davada zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı hususudur. Her ne kadar bir borçlunun borcunun zamanaşımına uğradığını ileri sürmesi, bu yolla borcunu ödemekten kaçınması tüm çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi Türk hukuku bakımından da kanunen kendisine tanınan bir hak ve zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi tek başına borçlunun dürüstlüğe aykırı bir davranışı olarak kabul edilemez ise de bazı hallerde zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi dürüstlükle bağdaşmayabilir.( K.Oğuzman, T.Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 2009, s. 482) Zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin hangi hallerde dürüstlük kuralına aykırı bulunduğu hususunda normatif bir düzenleme bulunmadığından bu hususun varid olup olmadığının her somut uyuşmazlığın özellikleri nazara alınarak değerlendirilmesi gerekir. Bilimsel ve yargısal içtihatlarda davacının dava açmaması için oyalanması durumu dürüstlük kuralına aykırılık olarak kabul edilmektedir (age,s. 482 vd.)
Somut uyuşmazlıkta, davacıdan …… …. Holding Teslim ve Tesellüm Belgesi başlıklı belge karşılığında para tahsil edilmiş olup, dosya içerisinde bulunan belgenin içeriğinden ise davacının belgede seri numaraları yazılı olan hisse senetlerini teslim aldığı yazılıdır. Davalı taraf, ise hamiline yazılı hisse senetleri ile davacının şirket ortağı olduğunu, şirketin kar elde etmesi durumunda elde edilecek kardan ortakların da kar payı alacağını savunmuştur. Şu halde, yüksek faiz garantisi ve paraların her istediği an geri çekilebileceği garantisi ile inandırılıp, güven telkin edilen ve yatırdığı parasını alamayacağının anlaşılması üzerine işbu davayı açtığı ileri sürülen davacıya karşı paranın yatırılış tarihine göre zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşır bir tutum olmadığının kabulü gerekir.” denilmiş olmakla mahkememizce davalı tarafın yerinde bulunmayan zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
Bu aşamada davacıya iadesi gereken tutarın tespiti noktasında tarafların ticaret defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Ekonomi ve Finans Uzmanı Dr. ……., Finans Uzmanı Dr. …….ve SMMM ……. tarafından dosya ve tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 20/06/2019 tarihli rapora göre;
” Davacının davalı şirketin pay defterine 21/04/2003 tarihi itibariyle 25 adet hisse sahibi ortak olarak yazıldığı ve bunun karşılığında da davacıdan 30.000,00 DEM tahsil edildiği anla- şılmaktadır. Bununla birlikte davalı şirketin anılan tarihten itibaren, genel kurullarını düzenli olarak yaptığına, davacıyı bir ortak olarak her genel kurula davet ettiğine ve yine düzenli olarak davacıya ve diğer ortaklara kar payı dağıttığına ilişkin herhangi bir delile rastlanmamıştır.
Davacı, davalı şirketin pay defterine 21/04/2003 tarihi itibariyle 25 adet hisse sahibi ortak olarak yazıldığı ve bunun karşılığında da davacıdan 30.000,00 DEM tahsil edildiği halde, bu tarihten itibaren davacının bir ortak olarak her genel kurula davet edilmemesi ve yasal bir zorunluluk olduğu halde davacıya kar payı ödenmemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; davalının bir paravan şirket olarak kurulduğu, bu şirket üzerinden usulsuz para toplamak su- retiyle çıkar sağlanmasının hedeflendiği, şirketin içinin boşaltıldığı, toplanmış olunan paralara ilişkin kayıtlar düzgün tutulmayarak hak sahiplerinin haklarının elde etmelerinin engellendiği böylece haksız çıkar elde edildiği sonucuna varılmaktadır. Dolayısıyla davacıya karşı yapılan eylemin bir haksız fiil olduğu değerlendirilerek ödemiş olduğu bedelin iade edilmesi gerek- mektedir.
İadesi gereken miktarın tespitine gelince; davacı tarafından davalı şirkete 21/04/2003 tari- hinde 30.000 DEM ödendiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bilindiği üzere 28/02/2002 tarihinden itibaren DEM para birimi tedavülden kalkmış,yerine Avrupa Birliği’nde ortak olarak EURO para birimi geçerli olmuştur. DEM/ EURO paritesi = 1,95583 olarak uygulamaya geçmiştir. Buna göre davacının ödediği 30.000 DEM / 1,95583 = 15.338,76 EURO tekabül etmektedir.
Davacının dava dilekçesinde 15.338,76 Euro’nun tahsil tarihi itibariyle 3095 sy. kanunu 4-A md gereğince işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, toplanan delillere, dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda; davacı tarafın dava tarihi itibariyle davalı taraftan 15.338,76 Euro alacaklı olduğu anlaşılmakla sübuta eren davanın kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜNE
30.000,00 DEM karşılığı 15.338,76 Euro’nun tahsil tarihi olan 21/04/2003 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/A md gereğince işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsil edi- lerek davacıya ödenmesine,
2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 5.656,18 TL karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 1.414,05 TL peşin/nispi harcın mahsubu sonucu bakiye 4.242,13 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı + 1.414,05 TL peşin nispi harç + 5,20 TL vekalet harcından ibaret toplam 1.455,15 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (3.000,00 TL bilirkişi ücreti + 102,00 TL posta/ teb- ligat/ müzekkereden ibaret) 3.102,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek dava- cıya ödenmesine,
b.) Davalı tarafça sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c.) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 9.374,14 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başla- malarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşıl- makla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. madde hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2019
Katip …

Hakim …