Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/619 E. 2018/1124 K. 06.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

BAKIRKÖY (3) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2018/619
KARAR NO : 2018/1124

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 26/06/2018
KARAR TARİHİ : 06/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin 04/04/2013 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; İcra takibine konu olan 27/01/2012 tarihli çekin alacaklı davalıya” ….alacağı akaryakıt için ” şerhi ile davalının 28/12/2011 tarihli ….. nolu makbuzu karşılığı olarak davalıya teslim edildiğini, davalının iş bu çek ile ilgili olarak akaryakıt göndermediğini, çeki iade etmediklerini, hiç bir hak ve alacağı olmamasına rağmen kötü niyetle çeki icraya verdiklerini, Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında taraf defterleri üzerinde yapılan incelemede icra takibine konu çek ile ilgili olarak davalıya borçlu bulunmadıklarının tespit edildiğine dair bilirkişi raporu bulunduğunu, davalı alacaklının 2011 yılı ikinci yarısında siparişleri zamanında yerine getirmediğini, davacı tarafından talep edilen akaryakıt siparişlerinin zamanında karşılanmadığını, davacının ticari itibarının zedelendiğini ve sözleşmenin haklı sebeple feshine neden olunduğunu, bu nedenlerle Bakırköy… .İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra takip dosyasından borçlu olunmadığının tespiti ile takibin iptaline, takip tutarı üzerinden %20’den olmamak üzere haksız icra tazminatına hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 05/04/2013 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı hükmü ile HMK 166.maddesi uyarınca,mahkememiz iş bu dava dosyası ile yine mahkememizin …. Esas sayılı dosyası arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğu, dava taraflarının aynı olduğu,talep konularının aynı olduğu,bu nedenle delillerin birlikte değerlendirilmesinde fayda olduğu kanaati ile mahkememizin …. Esas sayılı dava dosyasının yine mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davanın birleştiği mahkememizin … Esas sayılı dosyasında; ….şirketinin davalı aleyhine açtığı ¨15.000,00 harca esas değer gösterdiği davada, aynı iddialara ve ilişkiye dayanarak işbu davaya konu ettiği ¨45.750,00’lik çek ile ilgili talepte bulunduğu, borçlu olmadığını ileri sürdüğü, bu talebin yanı sıra davalıya gönderdiği nakit ¨15.000,00’nin ve ¨33.453,79’lik peşin verdiği çekin karşılığı mal verilmediği için bedelsiz kaldığı iddiaları ile nakit ödenen paranın iadesi ve bu çeklerden borçlu olmadığının tespitini istediği, ancak davada harçlandırılan bedelin sadece nakit ödenen bedele ilişkin olması sebebi ile konu edilen diğer çek bedelleri üzerinden harçlandırma yapması istenilmiş, ancak, duruşmadaki beyanı ile harçlandırmayı yapmayacağı ve … esas sayılı davadaki talebini ¨15.000,00’lik bedel üzerinden sürdüreceğini ifade etmesi karşısında, bahsi geçen dava dosyasında yargılamaya ¨15.000,00’lik bedel üzerinden devam olunmuştur. Bu arada, iş bu davaya konu menfi tespit davasının mahkememizin ….esasında açılmış iken …. sayılı dosyamız ile birleşmesi ve açılan bu davanın harçlandırma yapılmayan …. esas sayılı dava dilekçesinde konu edilen çek bedeline ilişkin olduğu, o dosyada sadece ¨15.000,00’lik bedele yönelik dava sürdürüldüğünden iş bu davaya ilişkin Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki çek ile ilgili herhangi bir harçlandırma yapılmadığı, bu çekle ilgili herhangi bir talep bulunmadığı anlaşılmakla, …. sayılı dosyada dava konusu olan ve harçlandırılan ¨15.000,00’lik ödenen nakite ilişkin yargılama devam ettiği için o bölüme ilişkin talep nedeniyle Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi dosya sonucunun beklenmesi ara kararı kurulmuştur. Açıklanan dosya safahatı nedeni ile ….esas sayılı birleşen işbu dosyanın dosyamızdan tefriki yapılarak yargılamaya birleşen dava dosyasındaki taleple ilgili … Esas üzerinden, ¨45.750,00’lik çeke ilişkin icra dosyasındaki borçtan sorumlu olup olmadığına dair menfi tespit istemi olarak devam olunmuştur.
Mahkememizin 23/10/2014 tarih ve …. Esas … sayılı kararı Yüksek Yargıtay …..Hukuk Dairesi’nin 11/04/2016 tarih ve ….. Esas, …. Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilerek mahkememizin …. Esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, çekten dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacılar, çekin mal alımı için avans olarak verildiğini ancak mal teslim edilmediğinden çekin bedelsiz kaldığını iddia ederek, huzurdaki menfi tespit davasını açmıştır.
Davacı şirket ile davalı arasında daha önceden görülmekte olan Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasında davacı şirket tarafından aynı sebeplere dayalı olarak dava konusu çekin de aralarında bulunduğu çek ve nakit ödemeleri yönünden bedelsizlik iddiasına dayanarak menfi tespit davası açıldığı ve davanın devamı sırasında dava konusu çek yönünden yatırılmayan harcın ikmalinin istenmesi üzerine davacı tarafından harcın tamamlanmayarak, diğer talepler yönünden yargılamanın devamı istenmiştir. Ne var ki, dava konusu çekten dolayı davanın takipsiz bırakılıp bırakılmadığı yönünden herhangi bir beyanda bulunulmamıştır. Dolayısıyla bu durumda verilen sürede harcın yatırılmaması davayı takipsiz bırakmakla aynı sonucu doğuracağından HMK’nın 150/1. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. İşlemden kaldırılan dosyadaki eksik harcın 3 ay içinde tamamlanması halinde davaya devam edilir. 3 ay içinde de eksik harcın tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Anılan davada yukarıda belirtilen usulü işlemler tamamlanmadığından dava konusu çek yönünden açılan davanın halen derdest olduğunun kabulü gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 114’ncü maddesinin,birinci fıkrasının (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması ” hâli dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Bir davanın derdest kabul edilebilmesi için, şu üç koşulun birlikte bulunması gerekir. Bunlar, aynı davanın iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte olması ve birinci dava ile ikinci davanın aynı olmasıdır. Birinci dava ile ikinci davanın aynı olmasından kasıt ise; davanın taraflarının, konusunun (müddeabihin) ve sebebinin (davanın dayanağını oluşturan vakıaların) aynı olmasıdır.
Somut olayda, davacı vekili aynı çek ile ilgili olarak Mahkememizin …. esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası açtığı ve ilgili dava ile ilgili herhangi bir usuli işlem yapılmadığı için hâlâ derdest olduğu anlaşılmıştır.Her iki davanın tarafları, konusu ve hukuki sebebi aynı olduğu, davacının aynı davayı daha önceden açtığı ve bu davanın hâlen derdest olduğu anlaşıldığından, davanın HMK’nun 114/1-(ı) ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın derdestliğe ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-(ı) ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcının peşin alınan ¨1.877,50 harçtan mahsubu ile fazla alınan ¨1.841,60 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 4 adet tebligat+posta masrafı ¨56,00’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨430,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.06/11/2018

KÂTİP ….

HÂKİM ….