Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/61 E. 2022/1282 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/61 Esas
KARAR NO : 2022/1282

BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN …. ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI )

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
K. YAZIM TARİHİ : 13/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; … ile … arasında Bakırköy … Noterliği nezdinde yapılan …. sayılı 20/06/2017 yevmiye nolu “Pay Devri Sözleşmesi ” gereğince davacı şirketin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devralındığını, muhasebe kayıtlarında tespit edilen ve şirket kasasında olması gereken bir kısım çeklerin kasada bulunmadığını, görüntüsüne ulaşılan ve henüz vadesi gelmeyen çekler için Marmara Ereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası üzerinden çek iptali davası açıldığını, hakkında ödeme yasağı kararı verilen …bank 10/12/2017 tarihli 40.000,00 TL bedelli ve …. Bankası 30/12/2017 tarih 45.000,00 TL bedelli çekin davalı şirket tarafından bankaya ibraz edildiğini, çek görüntüsü bankadan temin edildiğinde çeki ibraz eden ..’in -müvekkili şirketin …’i devraldığı …’un da ortağı olduğu- …. Yapı Firmasının ortağı olduğunu, dava konusu çeklerde yer alan …. kaşesi altındaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını,taklit edilmeye çalışılan imzanın sahte olduğunu bu durumun davalı şirket ve ortakları tarafından da bilindiğini, müvekkilinin davalı ile hiç bir ticari ilişkisinin bulunmadığını,ciro silsilesinin bozulduğunu, davalının kötü niyetle hareket ederek müvekkili aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı dosyaları üzerinden takip başlattığını beyanla her hangi bir dosya borçlusu tarafından yatırılacak paranın alacaklıya ödenmesinin tedbir yoluyla durdurulmasını, BK 53 md gereğince cezai şikayet dosyasının bekletici mesele yapılmasını, müvekkilinin takip konusu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çekin meşru hamil olan müvekkiline iadesini, (istirdatını) , çekin keşideci ya da lehdar taarfından ödenmesi halinde ve ödemenin tedbiren icra dosyasında muhafazasını ve meşru hamil olan müvekkiline ödenmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle ; dava konusu çeklerin dava dışı … San. Tic. Ltd.Şti tarafından …. şirketine , … şirketi tarafından da- 20/06/2017 tarihli hisse devrinden önce- müvekkili şirkete ciro yoluyla devir edildiğini, dava konusu çeklerle birlikte aynı kaşe ve imza ile müvekkiline ciro edilen … bank …. Şubesi’ne ait 62.000,00 TL bedelli çekin hiçbir itiraza uğramadan tahsil edildiğini, müvekkili şirketin meşru hamil olduğunu, her ne kadar müvekkili şirket ile ticari ilişkisi olmadığın iddia etmiş ise de , hisse devrinin yapıldığı tarihten önce davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu durumun defter ve kayıtlar incelendiğinde görüleceğini , çeki ibraz eden …’in müvekkili şirketin ortağı olduğu gibi , davacı şirketin de tek yetkilisi olan … ile birlikte şirketin tüm işlerini idare eden gayri resmi ortağı olduğunu,hisse devrinden önceki tarihlerde davacı şirketin verdiği Bakırköy … Noterliğinin 22/01/2016 tarih … yevmiye nolu ve Marmara Ereğlisi Noterliği’nin 08/02/2016 tarih … yevmiye nolu vekaletnamelere dayanarak tüm işlemleri şirekt ortağı gibi yürüttüğünü,hatta davacı şirketin hisse devrine ilişkin sözleşme görüş- melerini … ve …. ile birlikte yaptığını, davacı şirketin şu anki yetkilisinin sanki …’ten haberi yokmuş gibi bahsedildiğini, gelinen aşamada …’un şirket ortaklığından çıkma talepli dava açması nedeniyle … ile … arasında husumet bulunduğunu,ancak çekin ciro zincirinde her hangi bir bozukluk olmadığını müvekkilinin meşru hamil olduğunu beyanla davanın reddini, davacının % 20’den az olmamak üzere tazminat ile mahkumiyetini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 67 payını 30.09.2016 tarihinde kalan 33 payının ise 21.06.2017 tarihinde …’e devredilmesi ile anılan kişinin şirketin tek ortağı olduğunu, pay devri sözleşmeleri ile …’in şirketin tüm paylarını eski ortak ….’a aktif ve pasifi ile birlikte devir alındığını, devir sonrası muhasebe kayıtlarında yapılan inceleme sonucu kasada olması gereken bir kısım çeklerin kasada bulunmadığını anlaşıldığını, çeklerin iptali için Marmaraereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyası ile iptal davası açıldığını, iptali talep edilen 8 adet çek bulunduğunu, iptal kararına konu 2 çekin takibe konu edilmesinden sonra Bakırköy … ATM.’nin … esas sayılı dava dosyası ile menfi tespit ve istirdat davası açıldığını, ancak keşide tarihleri daha önce olan toplam; 199.498,00-TL bedelli 6 adet çekin daha önce tahsil edilmesi nedeni ile eldeki davanın açıldığını, dava dilekçesinde açıklanan ve …. ltd.şti.’den alınan …bank’a ait 10.12.2017 keşide tarihli 40.000,00-TL bedelli çek ile …. bankasına ait 30.12.2017 keşide tarihli 45.000,00-TL bedelli çeklerin anılan mahkemede dava konusu olmak ile birlikte diğer çeklerin tahsil edildiğini, müvekkili şirketin yetkililerin cirosunun taklidi sureti ile haksız şekilde şirket aktifinden çıkarılarak ciro edilen çeklerdeki ciro silsilesinin bozulduğunu, davalının iktisabında ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek çek bedellerinin avans faizi ile birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığı, ibraz süresi 10 gün olan çekleri aradan uzunca bir süre geçtikten sonra kasada bulunmadığını fark edildiği iddiası ile dava açılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, çeklerin devredilen şirket payı karşılığı ciro yolu ile pay devrinden mahsup edilmek üzere müvekkiline devir edilmesi nedeni ile müvekkilinin çeklerin meşru hamili olduğunu, benzer iddialar ile başlattıkları takip üzerine Bakırköy .. ATM.’nin … esas sayılı dava dosyasında dava açıldıktan sonra bu davanın açıldığını, davacı şirketin pay devrinden önceki ortakları ile davalı şirketin ortaklarının aynı kişiler olduğunu, çeklerin temsil ve ilzama yetkili kişilerin cirosu ile pay bedeli alacağının mahsuben devredildiğini, her iki şirket arasında devir öncesinde organik bağ bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Asıl ve birleşen dava, İİK 72 ve TTK 792 maddesine dayalı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlık; takip ve dava konusu çek üzerindeki imza ve yazıların davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığı, davacının , dava ve takip tarihi itibariyle dava konusu çekler nedeniyle davalı tarafa borçlu olup olmadığı (borcun var olup olmadığı) ile borç miktarının ne olduğu, davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu hamil olup olmadığı, istirdat koşullarının oluşup oluymadığı hususunda toplanmaktadır.
Dosyaya sunulan bilirkişi SMMM …. ve DOÇ. DR. … tarafından düzenlenen raporda;
” Davacı ve davalı şirket ticari defterler ve dosyaya mübrez belge, bilgi ile sınırlı olarak yapıları tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun, …bank …. Şubesinin 10.12.2017 – tarihli …. nolu 40,000,00 TL tutarlı ve …. Bankası …. Şubesinin 30.12.2017 tarihli …. nolu 45,000,00 TL tutarlı çekler kapsamında davacının borçlu olmadığının tespiti ve çeklerin davacıya iadesi talebinden ibaret olduğu, davacının 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; dava konusu ….bank … Şubesinin 10.12.2017 tarihli … nolu 40.000,00 TL tutarlı ve …Bankası … Şubesinin 30.12.2017 tarihli … nolu 45.000,00 TL tutarlı çeklerin davacı şirketin, davalı şirket ile olan cari hesap hareketlerinde bulunmadığı, davalının 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu ancak 2016, 2017 ve 2018 yılları Yevmiye defteri kapanış tasdiki sunulmadığından lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, davalının ticari defterlerine göre; dava konusu …bank … Şubesinin 10.12.2017 tarihli …. nolu 40.000,00 TL tutarlı ve …. Bankası … Şubesinin 30.12.2017 tarihli … nolu 45.000,00 TL tutarlı çeklerin davalı şirketin, davacı şirket ile olan cari hesap hareketlerinde kayıtlı olduğu, dava konusu 10.11.2017 tarihli …. notu 40.000,00 TL tutarlı çekin cirantalarının sırasıyla “…. / … / …. (Davacı) / … (Davalı)” olduğu, 30.12.2017 tarihli … nolu 45.000,00 TL tutarlı çekin cirantalarının ise sırasıyla “… / …/ …. / … / … / … (Davacı) / …. (Davalı)” olduğu anlaşılmakla, mezkur çeklerin davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, devir sözleşmesinde hisseler tüm hak ve borçları ile devredildiği ifade edilmişse de, devir işleminin hukuken sonuç doğurabilmesi için ilgili tasarruf işleminin o unsurun tâbi olduğu kurallar uyarınca yerine getirilmesinin gerektiği, dava konusu çeklerin muhtevası (emre ve hamile yazılı olmaları) itibariyle devrinden bahsedebilmek için zilyetliklerinin de devri gerektiği ve fakat çeklerin zilyetlikleri davalı şirkette olduğundan, dava konusu kıymetli evraklar bağlamında devirlerin gerçekleşmiş olduğundan bahsetmenin mümkün olmayacağı” hususu bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık asıl dava ve birleşen dava konusu çeklerin taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davacı tarafından davalıya verilip verilmediği, davalı tarafça tahsil edilen çek bedellerinin davacıya ödenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Davalı şirket yetkilisi … ile yapılan 30/09/2016 ve 20/06/2017 tarihli hisse devir sözleşmeleriyle davacı şirket hisselerinin davacı şirket yetkilisine devredildiği, dava konusu çeklerin davacı şirkete ciro edildiği ve davacı şirket tarafından ciro yoluyla davalıya devredilmiş gibi göründüğü, davacı tarafça ciro işleminin sahte olduğunun ve kabul edilmediğinin beyan edildiği ve devralınan şirket kasasında olması gerektiğinin beyan edildiği, davalı tarafından ise söz konusu çeklerin hisse devri sözleşmesi kapsamında davacının bilgisi dahilinde ciro edilerek davalıya verildiği beyan edilmektedir.
Davalı taraf söz konusu çeklerin davacı şirketin hisse devrinden önce yetkilisi olan … tarafından ciro edilerek davalı şirkete verildiğini beyan etmiş ve …’in yetkisinin Bakırköy …. Noterliği’nin 22/01/2016 tarihli ve … yevmiye nolu ve Marmara Ereğlisi Noterliği’nin 08/02/2016 tarihli ve … yevmiye nolu vekaletnamesine dayandığını beyan etmiş ancak aynı taraflar arasındaki aynı çeklere ilişkin İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı kararına ilişkin İstanbul BAM … Hukuk Dairesi tarafından yapılan incelemede; …’e verilen vekaletnamelerde kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmadığının tespit edilmesi, mahkememizce de yapılan incelemede bu şekilde yetki bulunmadığının anlaşılması, … hakkında Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dava konusu olaya ilişkin yapılan yargılamada yetkisiz şekilde ciro yapması nedeniyle nitelikli doladırıcılık suçundan ceza verildiğinin anlaşılması ve davalı tarafça şirket hisse devri kapsamında söz konusu çeklerin ciro edildiğine dair yazılı bir belge ve sözleşme sunulmaması karşısında dava konusu çeklerin davacının bilgisi dışında yetkisiz ciro ile davalı tarafa ciro edildiği ve davalı beyanına göre keşidecilerden çeklerin tahsil edildiği anlaşıldığından davacı tarafından tahsili gerekirken yetkisiz ciro işlemi yoluyla davalı tarafından tahsil edilmeleri nedeniyle söz konusu çek bedellerinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gözetilerek davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği kabul edilmiş bu nedenle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A.) ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın KABULÜNE,
85.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B.) BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN,
2-Davanın KABULÜNE,
199.498‬,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken asıl ve birleşen dava yönünden toplam 19.434,06 TL karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan asıl davada 1.451,59 TL peşin/nispi harç + birleşen davada 307,40 TL peşin/nispi harç + 3.099,56 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.858,55‬ TL harçtan mahsubu sonucu bakiye 14.575,51‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan asıl davada 35,90 TL başvuru harcı + 1.451,59 TL peşin nispi harç + 5,20 TL vekalet harcı, birleşen davada 35,90 TL başvuru harcı + 307,40 TL peşin/nispi harç + 3.099,56 TL tamamlama harcı 5,20 TL vekalet harcından ibaret toplam 4.940,75‬ TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (3.000,00 TL bilirkişi ücreti + 764,20 TL posta/tebligat/ mü- zekkereden ibaret) toplam 3.764,20 TL’nin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 42.829,72 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır