Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/564 E. 2020/802 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/564
KARAR NO : 2020/802

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 07/06/2018
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirket nezdinde …. poliçe numarasıyla Kobi Güvenlik İşyerini (KOBİM) Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan …’ın’ işyerinde 10.06.2017 tarihinde hırsızlık olayı meydana geldiğini ve hırsızlık sonucu 2280 kg hurda bakır çalındığını, davaya konu işyerinin davalı … AŞ tarafından korunmakta olduğunu, güvenlik şirketinin hırsızlık girişimlerine karşı tüm önlemleri almak ve etkisiz kılmakla, hırsızlık girişimlerini azaltıcı şekilde işyeri sahipleri Ue etkin koordinasyon kurmakla görevli olduğu gibi bütün bunlar üstlenilen işin doğasının zorunlu gerekleri kapsamında olduğunu, davalının bu yükümlülüklere aykırı davrandığını, davaya konu hasarın meydana geldiğini, davalının bu hasardan sorumlu olduğunu, müvekkili şirkete vaki hasar ihbarına istinaden yapılan ekspertiz raporuna binaen toplam 40.000,00’lik hasar bedelinin müvekkili şirketçe sigortalısına ödendiğini, yapılan bu ödeme neticesinde müvekkili şirket TTK 1472 gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu, müvekkili şirket tarafından sigortalıya hasar tazminatı ödendikten sonra hukuki halefiyet gereği davalıdan rücu yazısı ile meydana gelen hasarın karşılanmasının talep edildiğini, ancak davalı tarafından hasara ilişkin olarak herhangi bir ödemenin yapılmadığını, müvekkilinin işbu hasarın karşılanmasına yönelik tüm müracaatlarının sonuçsuz kaldığını, 40.000 TL’nin 15/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin 5188 Sayılı Kanuna dayanak kurulan ve 01.03.2017 tarihli … Güvenlik sözleşmesi gereği … Sitesine özel güvenlik hizmeti sunduğunu, müvekkili ile … Sanayi Site yönetimi arasında imzalanan 01.03.2017 tarihli Özel Güvenlik sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin kapsamı 3.1. işbu sözleşme 2. madde altında belirtilen projenin güvenlik ve gözetim işlerinin yürütülmesi için işveren ile yüklenici arasındaki karşılıklı olarak gerekli şartlar ve yükümlülükleri kapsar ibaresi ile satın alınan hizmetin 1 Personel ile 3 vardiyalı olarak sitenin sadece çevre gözetim-güvenliğini sağlamak olduğunu, hırsızlığın olduğu iddia edilen … sitesinin toplamda yaklaşık 20.000 metre kare alana sahip, 5 katlı, içerisinde 235 adet işyeri, 3 giriş-çıkış kapısı iş yerlerinin büyük çoğunluğunun 24 esasına göre çalışan bir site olduğunu, bu büyüklükte ve bu yoğunlukta bulunan siteye sözleşme gereği, üç vardiya ve her vardiyada 1 güvenlik görevlisi ile hizmet verildiğini, güvenlik görevlisi akşam ve sabahları gerek elektrik gerekse su vanalarını kapatmak veya açmak vs nedenlerle üzere görev yeri olan güvenlik kulübesini terk etmek zorunda olduğunu, olayın meydana geldiği iddia edilen saatte bir güvenlik görevlisinin olduğu ve görevinin başında olduğu kamera kayıtlan ile sabit olduğunu, hırsızlık olduğu iddia edilen yer ise, sitenin iç tarafında bulunan, güvenlik kulübesine ters yerde ve dış cephe üzerinde ana caddeye bakan bir yerde bulunduğunu, bu büyüklükteki bir sitenin güvenliğinin 1. Personelle sağlanamayacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.

Dosyaya sunulan 30/09/2019 tarihli bilirkişiler …. ile … tarafından düzenlenen raporda sözleşmenin ilgili maddesi gereğince davaya konu hırsızlık olayının davalı firma tarafından güvenliğin sağlanması esnasında meydana gelmesi nedeni ile vuku bulan hırsızlık olayından davalı taraf olan Güvenlik firması sorumlu ve kusurlu olduğu, 27/12/2019 tarihinde bilirkişiler … ve …. tarafından hazırlanan raporda hırsızlık olayının meydana gelmesinde davalı şirkete atfı kabil kusur bulunmadığı, davalının kusuru bulunmaması nedeniyle davacı şirket tarafından davalıya rücu hakkının bulunmadığı, 12/06/2020 tarihli bilirkişiler …, …, …. tarafından düzenlenen heyet raporunda davalı … şirketine % 30 oranında kusur atfedildiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücu’en tazmini istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, sigortalıya ait iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayında sigortalıya alarm ve görüntüleme sistemi ile koruma görevi sağlayan güvenlik şirketinin kusurunun bulunup bulunmadığının noktasında toplanmıştır.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Sigortalıya ait iş yeri davalı tarafından alarm ve görüntüleme sistemi ile korunmakta olup, sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesizdir. Davacı … şirketi nezdinde … no’lu Kobi İşyeri Sigorta Poliçesiyle sigortalı bulunan … ait iş yerinde 10/06/2017 tarihinde hırsızlık meydana gelmiş, sigortalının hasar ihbarına müteakip düzenlenen ekspertiz raporuna göre 40.000,00- TL hasar bedelinin dava dışı sigortalıya 15.09.2017 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır. Davalı … şirketi sigorta poliçesi gereğince hırsılık nedeni ile poliçe süresince toplam 40.000,00-TL’luk riski teminat altına almıştır. Kollukça tutulan 10/06/2017 tarihli olay yeri inceleme raporuna göre; iş yeri dış kısmında bulunan alarm kutusu yerinin boş, işyerinin demir doğrama giriş kapısının açık, kapı ve kilit mekanızmaları üzerinde sert aletle zorlama izlerinin olduğu, demir kapı üzerinde bulunan asma kilit takma yetinin boş, asma kilidin kırık bir şekilde yerde atılı vaziyette olduğu, işyerinin çeşitli yerlerinde metal malzemelerin yerde ve çuvallar içerisinde dizili olduğu, malzemeler arasında yer yer boş olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup 30.09.3019 tarihli raporda davalının sorumlu olduğu yönünde tespit yapılış, tarafların itirazları da dikkate alınarak davalının kusur oranın da belirlenmesi için dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 27/12/2019 tarihli bilirkişiler …. ve ….. tarafından hazırlanan raporda hırsızlık olayının meydana gelmesinde davalı şirkete atfı kabil kusur bulunmadığı yönünde tespit ile dosyada birbiri ile çelişen raporlar nedeni ile raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edildiği, 12/06/2020 tarihli bilirkişiler …., …., … tarafından düzenlenen heyet raporunda davalı … şirketine % 30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş, tarafların itirazları nedeni ile ek rapor alınmış olup, 20.10.2020 tarihli heyet ek raporunda davalı … şirketine % 30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, heyet kök ve ek raporunun usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, belirlenen kusur oranının dikkate alınarak açılan davanın kısmen kabulüne, 12.000,00-TL nin 15.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Toplam 12.000,00-TL nin 15.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 819,72 TL harçtan peşin alınan 683,10 TL peşin harcın mahsubu ile 136,62 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.200 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yatırılan 35,90- TL başvuru harcı, 683,10-TL peşin nispi harç, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 724,20- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 191 TL tebligat müzekkere gideri, 4.200 TL toplamı 5.115,20 TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 1.534,56 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 3.580,64 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”