Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/538 E. 2018/1294 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/538 Esas
KARAR NO : 2018/1294

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2018
KARAR TARİHİ : 14/12/2018
K. YAZIM TARİHİ : 26/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; taraflar arasında imzalanan 22/06/2015 tarihli Tadilat Dekorasyonu Yapım İşi’ne ilişkin sözleşme gereğince müvekkilinin sahibi olduğu işletmede (cafe) davalı şirket tarafından tadilat ve dekorasyon yapılmak üzere anlaşmaya varıldığını, davalı tarafın henüz % 25 oranında işi yapmasına rağmen davacı müvekkilinin davalıya hak edişinden fazla miktarda ödeme yaptığını, bir süre sonra davalı tarafın yapımını üstlendiği yerdeki işleri durduğunu ve yarım bıraktığını, müvek- kilinin masraf sarf ederek söz konusu işletmeyi kendi imkanları tamamladığını ,davalı tarafın işi tamamlamadığı ve hak ettiğinden fazla ücret aldığı halde bakiye alacağı bulunduğu iddi- asıyla müvekkili aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dos- yası üzerinden takibe giriştiğini beyanla müvekkilinin takup konusu alacak nedeniyle dava- lıya borçlu olmadığının tespitini ve davacının kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin taraflar arasındaki 22/06/2015 tarihli sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini ve işi bitirdiğini, davacının yapılan iş bedelinden kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine takibe girişildiğini ve takibin kesinleştiğini, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, yarım bırakıldığı iddia edilen işler ile ilgili müvekkiline her hangi bir bildirimde bulunulmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, İİK 72/3 md ne dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Celp olunan Büyükçekmece … . İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının tetkikinde ; davalı/ alacaklı tarafından davacı/ borçlu aleyhine 22/06/2015 tarihli Tadilat Dekorasyonu Yapım İşi’nden kaynaklanan bakiyeye dayalı 46.000,00 TL AA + 11.086,00 TL işlemiş faizden ibaret toplam 57.086,00 TL alacağın tahsili istemiyle 09/04/ 2018 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini 27/04/2018 tarihinde tebellüğ eden borçlunun yasal süre içinde itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, davalı/ borçlunun mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar iş bu menfi tespit davası dava ticari dava niteliği taşıdığından bahisle mahkememizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yargılamaya konu somut olaya gelince ;
-Davanın İİK 72/3 md ne dayalı menfi tespit talebine ilişkin olduğu,
-Davalının ticaret şirketi, davacının gerçek kişi olduğu, ancak gerçek kişi tacir kişi tacir kaydının bulunmadığı,
-…. Vergi Dairesi’nin 11/10/2018 tarih …..)- E. ….. nolu cevabi yazısında davacı “…’un 1. Sınıf tacir olmadığı, bilanço esasına göre defter tutma yükümlülüğünün bulunmadığı”nın bildirildiği,
-Ticari nitelik taşımayan dava konusu sözleşmeden kaynaklanan ihtilafın hallinde Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahke- menin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla mahkememizin görevsizliğine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,

3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Mahkemesi’ne tevzi edil- mek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,

4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlen- dirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,

5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2018

Katip …

Hakim …