Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/527 E. 2022/1057 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/527 Esas
KARAR NO : 2022/1057

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/05/2018
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Maliki …, sürücüsü … olan … plaka nolu aracın 24/03/2018 tarihinde saat 20:00 sıralarında Bakırköy …. Caddesi üzerinde …’ye çarparak ölümüne neden olduğunu, sürücü …’ın kazadan sonra duymayıp yoluna devam ettiğini, kaza mahalinden aracı ile birlikte kaçtığını, bu nedenle kazadan sonra kaza tespit tutanağı tutulmadığını, ölen için etrafta bulunan vatandaşların yardımcı olmaya çalışıp sağlık ekibi çağırdıklarını, ölenin hastaneye sevkedildiğini ve ihbar üzerine olay ile ilgili emniyet birimlerinin olayı müdahil olduklarını, …. Hastanesi’nce … hakkında 25/03/2018 tarihli ölüm belgesi düzenlendiğini, ölüm saatinin 01:10 olduğunu, Bakırköy ….’nin …. nolu soruşturma dosyası açıldığını, şüpheli davalı …’ın kazayı doğruladığını, tanıkların beyanına göre davalının yoldan geçen …’yi görmediğini, uyarı yapmadığını, fren kullanmadan çarptığını, hızını kesmeden olay yerinden kaçtığını ve davacı sürücünün tam kusurlu olduğunu, soruşturma dosyasına göre de suçu önce davalının kardeşi olan …’ın üstlendiğini ancak daha sonra ifadesinde değişiklik yaptığını ve kardeşini korumak istediğini beyan ettiğini bunun üzerine de …’ın araç sürücüsü olduğunu kabul etmesi ile …’ye kendisinin çarptığını söylediğini, mütevvefanın SGK’dan emekli olduğunu ancak özel bir şirkette 2.000,00 TL bir ücretle çalıştığını, geriye sağ kalan eşi … ve müşterek çocukları …, … ve … kaldığını, Bakırköy …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya ile alınan Mirasçılık Belgesi’nde tarafların pay ve oranları gösterildiğini, davacı …’nin ölenin eşi olduğunu ve ev hanımı olduğunu, herhangi bir gelirinin bulunmadığını, ölenin tam desteğine muhtaç olduğunu, davacı …’nın 21/03/1981 doğumlu reşit ve evli olduğunu, davacı …’nin 10/09/1986 doğumlu reşit ve halen bekar olduğunu, herhangi bir gelirinin bulunmadığını, ölenin maddi desteğine muhtaç olduğunu, davacı …’nin 22/02/1992 doğumlu olduğunu, reşit ve bakar olduğunu herhangi bir gelirinin bulunmayıp ölenin tam desteğine muhtaç olduğunu, davacının idaresindeki aracın ray sigorta adlı sigorta şirketi tarafından …. poliçe nolu Zorunlu Mali Sigorta ile sigortalandığını, sigorta poliçesinin bitiş tarihinin 25/12/2018 olduğunu, müracaatları ile 03/05/2018 tarihli … nolu hasar dosyası açıldığını, başvurularına eklenmesi gerekli tüm belgelerin eklenmesine rağmen davalı … şirketinin “Kusur Durumunu Gösterir Rapor” eksikliği gerekçesiyle ödeme yapmaktan kaçındığını, aracın çarpıp kaçması nedeniyle olay hakkında kusur raporu tanzim etmenin mümkün olmadığını, taraflarına yapılması gereken başvuru ile ödenmesi gereken ödemenin süresi içerisinde ödenmediğini, süresinin geçtiğini, davamızla; (fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla) davacı … için, 4.000.TL maddi (destekten yoksun kalma, cenaze ve defin giderleri), 40.000.TL manevi, davacı … için, 1.000 TL maddi (destekten yoksun kalma, başka şehirde ikamet ettiğinden yol masrafları, cenaze ve defin nedeniyle mutat giderler), 25.000.TL manevi, davacı … için 1.000.TL maddi (destekten yoksun kalma), 25.000.TL manevi, davacı … için 1.000.TL maddi (destekten yoksun kalma), 25.000.TL manevi, tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesini, maliki …, sürücüsü …, sigortacısı …. Sigorta olan, … plaka nolu aracın 24/03/2018 tarihinde …’ye çarparak ölümüne neden olması dolayısıyla, mütevvefa mirasçıları davacıların, destekten yoksun kalma, maddi ve manevi tazminat istemleri kapsamında, toplam fazlaya dair dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik kısmen 6.000.TL maddi, ve 115.000.TL manevi tazminatın, sürücü ve araç maliki açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, davalı … açısından temerrüd tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen davacılara ödenmesine, dava ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, dava konusu aracın üçüncü kişilere devir ve satışının önlenmesi için ilgili kaydına tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 24/05/2018 tarihli dilekçesi ile HMK 124. madde kapsamında taraf değişikliği talebinde:” Trafik kazası nedeni mütevvefa … mirasçıları davacı müvekkilleri lehine taraflarınca açılan tazminat davasında, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma nolu dosyadan alınan araç ruhsat ve sigorta poliçesi bilgileri dahilinde, araç maliki görünen …. davalı sıfatıyla dava dilekçelerinde yer aldığını, mahkemece 09/10/2018 tarihli taraflara ilişkin nüfus kayıtlarının dosya içerisine konulmasıyla, davalının 08/06/2017 tarihinde ölü olduğunun görüldüğünü, nüfus kayıtlarından da anlaşılacağı üzere ….. ‘nun yasal mirasçıları sağ kalan eşi …, oğlu … ve kızı … olduğunu, HMK’nun tarafta iradi değişiklik başlıklı 124.Maddesinde 3.bendinde aynen “ Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi , karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir.” ayrıca HMK 124.Maddesinde 4.bendinde aynen “ Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa , hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” maddesi kapsamında, TC numarası ve adresleri bildirilen yasal mirasçılara iş bu talebimizle düzeltilmiş dava dilekçesinin gönderilmesine karar verilmesini sonuç olarak maliki … (Ölü) yasal mirasçıları olan …, …, …, sürücüsü …, sigortacısı … Sigorta A.Ş olan, …. plaka nolu aracın 24.03.2018 tarihinde …’ye çarparak ölümüne neden olması dolayısıyla, mütevvefa mirasçıları davacıların, destekten yoksun kalma, maddi ve manevi tazminat istemleri kapsamında, toplam- fazlaya dair dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik kısmen- 6.000.TL maddi, ve 115.000.TL manevi tazminatın, sürücü ve araç maliki açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, davalı … açısından temerrüd tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen davacılara ekli miras payları oranında ödenmesine, dava ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, dava konusu aracın üçüncü kişilere devir ve satışının önlenmesi için ilgili kaydına TEDBİR konulmasına karar verilmesini saygılarla talep etmiş, maliki … (Ölü) yasal mirasçıları olan …, …, …, sürücüsü …, sigortacısı …. Sigorta A.Ş olan, …. plaka nolu aracın 24/03/2018 tarihinde …’ye çarparak ölümüne neden olması dolayısıyla, mütevvefa mirasçıları davacıların, destekten yoksun kalma, maddi ve manevi tazminat istemleri kapsamında, toplam- fazlaya dair dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik kısmen 6.000.TL maddi, ve 115.000.TL manevi tazminatın, sürücü ve araç maliki açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, davalı … açısından temerrüd tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen davacılara ekli miras payları oranında ödenmesine, dava ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, dava konusu aracın üçüncü kişilere devir ve satışının önlenmesi için ilgili kaydına Tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; Kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın 25/12/2017-25/12/2018 vadeli, …. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, poliçede gösterilen şahıs başı sakatlık ve ölüm azami teminat tutarının 330.000,00 TL olduğunu, poliçede teminat limiti gösterilmesinin bu rakamın mutlak suretle ödeneceği anlamına gelmediğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun, Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince “ Karayolu’nda meydana gelen zararların azami poliçe teminat limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu,
Poliçede manevi tazminat teminatının bulunmadığını, bu yönde talebin müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, sigortacının sigortalısının kusur oranına göre isabet eden zarardan sorumlu olacağını, bu nedenle kusur oranının tespitinin gerektiğini, trafik kazalarında bu durumu belirleyen Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi olduğunu, kazaya karışan davacının olay yerini terk etmiş olması halinde de tarafların kusur oranının tespitinin yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin temin ettiği trafik poliçesi çerçevesinde sorumlu olduğu destekten yoksun kalma tazminatı, geride kalan hak sahiplerinin yoksun kaldıkları gerçek destek miktarı ile sınırlı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatının bir zenginleşme aracı olmadığını, desteğin yitirilmesi ile yitirilen kaybın tazmininin amaçlandığını, aksi halde sebepsiz zenginleşme söz konusu olacağından hukuka aykırılık teşkil edeceğini, destekten yoksun kalma tazminatı hesabının müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunup bulunmadığını tespite ilişkin aktüeryal hesaplamanın Hazine Müsteşarlığı listesinde yer alan bir aktüer bilirkişi tarafından yapılmasını talep ettiklerini, davacılar …, … ve …’nin, kaza tarihinde reşit oldukları sebebiyle destekten yoksunluk durumlarının söz konusu olmadığını, davacıların, herhangi bir sosyal kurumdan tazminat alıp almadığının araştırılması gerektiğini, davacılara sosyal kurumdan tazminat veya aylık bağlanması halinde bu ödemelerin destekten yoksunluk tazminatı hesabından düşülmesi gerektiğini, talebin haksız fiilden kaynaklandığını, reeskont faizi talebinin reddi ile yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, sonuç olarak davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, davacının faiz talebinin reddini karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy …. Özel Suçlar Soruşturma Bürosu’nun …. soruşturma sayılı dosyasının sureti, Bakırköy ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının örneğinin, Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’nün müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’nın …. tarihli raporunda: Kaza tespit tutanağının bulunmadığı, dosyada mevcut bilirkişi raporundan olay mahallinin iki yönlü, kavşak, düz ve eğimsiz, 11 metre genişlikte, zemini asfalt kaplama, yol yüzeyinin ıslak, vaktin gece, yol üzerinde aydınlatma direklerinin bulunduğu ve meskun mahal olduğu anlaşıldığı, Olay Yeri Basit Kroki incelendiğinde, çarpma noktasının kaplama içerisinde ve kavşak içerisinde gösterildiğini, dosyadaki CD içerisindeki görüntünün incelenmesi ile , müteveffa yayanın kavşak başında hareketsiz şekilde durduğu, seyir halinde olan minibüsün kaplama içerisinde bulunan yayaya çarptığının anlaşıldığını, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmak üzere düzenlenen 31/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı sürücü …’ ın tali kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’ nin asli kusurlu olduğu kanaatinin belirtildiğini, tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi, bilirkişi raporu, beyanlar, kaza tespit tutanağı ve ekinde bulunan kaza yeri kroki, CD içerisinde bulunan kaza anını gösteren kamera görüntüsü incelendiğinde kazanın yukarıda “OLAY” kısmında açıklandığı şekli ile gerçekleştiğinin anlaşıldığını, dosyada mevcut bilirkişi raporundaki kusur oranlarına iştirak edilmeyerek rapor tanzim edildiğini, mevcut bulgulara göre davalı sürücü …, sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken, yola gereken dikkatini vermediğini, görüş alanını kontrol altında bulundurmadığını, olay mahalli kavşağa tedbir alabilecek şekilde yaklaşmadığını ve görüş alanında kaplama içerisinde bulunan yayayı fark edemeyip yayaya karşı etkili fren tatbiki ile birlikte sola direksiyon tedbiri alamayarak kaplama içerisinde bulunan müteveffa yaya …’ ye idaresindeki aracın sağ ön kısmı ile çarpmış olduğunun anlaşıldığını, dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı ile asli kusurlu olduğunu, müteveffa yaya …’nin gece vakti kaplama içerisinde bulunmaması, cadde üzerinde seyretmekte olan ve kendisine doğru yaklaşmakta olan araca karşı korunma tedbirine başvurması gerekirken bu hususlara riayet etmediğini, tehlike arz eder şekilde kaplama içerisinde bulunup seyir halinde olan aracın sadmesine maruz kalarak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürmüş olduğunu, olayda; alt düzeyde tali kusurlu olduğunu, sonuç olarak davalı sürücü …’ ın %85 (yüzde seksenbeş) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’ nin %15 (yüzde onbeş) oranında kusurlu olduğu kanaati ile rapor sunulmuştur.
Aktüerya Hesap Uzmanı tarafından mahkememize sunulan 24/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak:Davacı …’ nin nihai ve gerçek maddi zararının 172.288,28 TL olduğu, ancak ıslah olunan 56.951,34 TL tutar ile bağlı kalınması gerekeceği, temerrüt başlangıcının davalı … yönünden 25/05/2018 dava tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden ise 25/03/2018 vefat tarihi ve işleyecek faizin avans faizi olduğu, kaza tarihi itibarı ile davacı çocuklardan …. 37 yaşında, … 32 yaşında ve …. 26 yaşında birer yetişkin olduğundan davacı çocuklar yönünden destekten yoksun kalma şartları oluşmadığı; halböyle olunca; davacı çocuklar yönünden destekten yoksun kalma maddi zarar hesabına yer olmadığı kanaati ile rapor sunmuştur.
Tazminat Hesap Uzmanı tarafından mahkememize sunulan 27/09/2021 tarihli ek raporda özetle: Davacı …’nin nihai ve gerçek destekten yoksun kalma maddi zararının 198.376,03 TL
olduğu, ancak ıslah olunan 56.951,34 TL tutar ile bağlı kalınması gerekeceği, davacı …’ nin nihai ve gerçek cenaze-defin gideri maddi zararının 1.292 TL olduğu, ancak ıslah olunan 56.951,34 TL tutar ile bağlı kalınması gerekeceği, temerrüt başlangıcının davalı … yönünden 25/05/2018 dava tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden ise 25/03/2018 vefat tarihi ve işleyecek faizin avans faizi olduğu, kaza tarihi itibarı ile davacı çocuklardan … 37 yaşında, … 32 yaşında ve … 26 yaşında birer yetişkin olduğundan davacı çocuklar yönünden destekten yoksun kalma şartları oluşmadığı; hal böyle olunca; davacı çocuklar yönünden destekten yoksun kalma maddi zarar hesabına yer olmadığı, ek raporda hesaplanan maddi zarar tutarının kök raporda hesaplanandan daha fazla olmasının 2021 yılı asgari ücretlerinin nazara alınmasından ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin 14/01/2021 tarih ve … E. … K. sayılı kararı doğrultusunda TRH-2010 bakiye ömür tablosunun esas alınmasından kaynaklandığı kanaati ile ek rapor sunmuştur.
Dosyada mevcut 05/05/2022 tarihli Bilirkişiler Prof.Dr…. , Prof.Dr. ….. ve …. tarafından hazırlanan raporda;Minibüs sürücüsü …’ın eşit ve %50 (yüzde elli) oranında kusurlu, müteveffa yaya …’nin eşit ve %50 (yüzde elli) oranında kusurlu bulunduğu sonuç ve kanaati ile rapor sunmuşlardır.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebinden ibarettir.
Türk Borçlar Kanunu 49/1. madde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu 58/1. madde, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. “
Türk Borçlar Kanunu 74/1. madde, “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. hükmünü içermektedir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 56 hükmü; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklindedir.
Borçlar Yasası’nın 56. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru-doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel ( objektif ) ölçülere göre uygun ( isabetli ) bir biçimde göstermelidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
Davacının maddi tazminat talebi bakımından dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın davalı … ile maddi tazminat bakımından sulh olamaları nedeni ile maddi tazminat bakımından dava konusuz kaldığından açılan davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle, feragat sebebiyle reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar lehine davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.(Yüksek Yargıtay … nci Hukuk Dairesinin 23/06/2020 gün ve ….. esas,…. karar sayılı ilamı)
Davacıların manevi tazminat talebi bakımından dava konusu olayın gelişim biçimi ve tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetildiğinde; Davacılar vekili davacıların uğradığı manevi zararlarının tazminini de dava etmiştir. Manevi tazminat, mal varlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar sonucu meydana gelen eksilmenin giderilmesidir. Hukuksal değerlerde meydana gelen ve para ile ölçülemeyen eksikliklerin doğrudan karşılanmasının imkansızlığı, bunların zarar kavramı dışında tutulması için bir gerekçe olamaz. Manevi zarar karşılığında paraya hükmedilmesi, bu zararın doğrudan giderilmesinin olanaksızlığındandır. Zarar verenden belirli bir meblağın alınarak zarar görene verilmesi suretiyle yaşanılan acıları dindirmek, ruhsal dengeyi sağlamak, böylece zedelenen yaşama sevincini yeniden temin etmek amaçlanmakta olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluş şeklinde davalının %85 kusurlu olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önünde bulundurulduğunda Davacıların … ve …’na (…-…-…) karşı açmış olduğu MANEVİ tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, Davacı … lehine 30.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.03.2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılarlardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacı … lehine 20.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.03.2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılarlardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacı … lehine 20.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.03.2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılarlardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacı … lehine 20.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.03.2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılarlardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş olup, davacı vekilinin 31.10.2022 havale tarihli dilekçesi de dikkate alınarak kısa kararda sehven adı geçen “…”in dava dosyası ile ilgisi olmaması nedeni ile bu yazım hatası silinerek ve … nun vefatı ile davaya dahil edilen mirasçıları …-…-…’nun isimlerinin kısa karara eklenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Maddi tazminat davasının tarafların sulh beyanları da dikkate alınarak konusuz kalması nedeni ile KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davacıların … ve …’na (…-…-…) karşı açmış olduğu MANEVİ tazminat davasının KISMEN KABULÜNE,
Davacı … lehine 30.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.03.2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılarlardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı … lehine 20.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.03.2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılarlardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı … lehine 20.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.03.2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılarlardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı … lehine 20.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.03.2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılarlardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Alınması gerekli 6.147,90 TL harçtan peşin alınan 413,28 TL peşin harcın mahsubu ile 5.734,62 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından yatırılan 35,90- TL başvuru harcı, 413,28-TL peşin nispi harç, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 454,38- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
6-VEKALET ÜCRETİ
A-Maddi Tazminat Yönünden
a-Davacılar vekilinin feragat beyanının ödeme nedeniyle olup hakkın özünden feragat olmaması,esasen davanın konusuz kalması ve davalıların davanın açılmasına sebebiyet vermeleri nedeniyle vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
b-Davacılar vekilinin davanın konusuz kalması ve davalıların davanın açılmasına sebebiyet vermeleri nedeniyle reddedilen dava nedeniyle davalı tarafa vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
B-Manevi Tazminat Yönünden
a-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 14.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 9.200,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 969,20 TL tebligat müzekkere gideri, 2.700 TL bilirkişi ücreti, 323 TL ATK Rapor gideri toplamı 3.992,20- TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 3.113,91 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 878,29-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”