Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/500 E. 2021/905 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/500
KARAR NO : 2021/905

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin hava, deniz yolu nakliye organizasyonu faaliyetine 1988 yılında başlamış olup, sektöründe en başarılı şirket olup, davalının müvekkili şirket bünyesinde operasyon sorumlusu ünvanıyla çalışmaya başladığını, 18.03.2008 tarihli iş sözleşmesiyle işi planlamayı kayıtlar tutmayı ve amirlerine istenilen dönemlerde raporlar sunmayı, diğer yöneticiler ile iş birliği yapmayı kabul ve taahhüt etmiş olup, davalı 02.08.2013 tarihinde kendi isteği ile müvekkili şirketten istifa ettiğini taraflar birbirini ibra ederek hukuki ilişkinin sona erdiğini, davalının aralarındaki sözleşme ilişkisi sona ermiş olsada “rekabet etmeme yükümlülüğü” bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede “sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren 1 yıl boyunca İstanbul, İzmir, Denizli bursa ve ankara illerinde işverenen faaliyet konusuna giren iş ve alanlarda işverenden ayrılan diğer personel ile kendisine veya onlara ait iş yerlerinde birlikte çalışmak dahil olmak üzere iş göremiyeceği, iş verenin potföyünde mevcut şirketlerin yeni işinde kullanamayacağı” kabul ve beyan edilmiş olup davalı iş sözleşmesine aykmırı olarak, müvekkili şirket bünyesinde faaliyet göstermiş diğer çalışanlar ile birlikte müvekili şirkete rakip olan …’ a yönetim kurulu üyesi olarak atandığını, işten ayrılan elemanların aynı rakip firmada müvekkili zararına hareket ederek, işe başlamış olmaları haksız rekabet yasağını ihlal ettiğini, daha önce taşıma işlerini üstlendiği … Sanayi Limited Şirketi’ nin iş ilişkinin … Nak. Ltd Şti ile devam etmesi iş verenin potföyündeki işleri kullanmış olması sebebiyle haksız rekabetten dolayı sözleşmedeki cezai şart gereğince 15.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile Müvekkilinin iş akdini iş verenden kaynaklanan haklı sebeplerle fesh ettiğini, müvekkilinin iş akdinin iş verenin üzerinden özellikle hisse devri ve satış işlemlerinden sonra, yeni sahipleri tarafından baskı ve mobing uygulaması fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışlar nedeniyle fesih edildiğini kıdem tazminatının ödenmemesi sebebiyle iş mahkemesinde dava açıldığını, iş sözleşmesindeki cezai şartın tek taraflı düzenlenmiş olup müvekkilinin yaptığı iş nedeniyle en çok iş alanının İstanbul,İzmir, Denizli; Bursa, Ankara illerinde bulunduğunu, haksız rekabetin söz konusu olmadığını, müvekkilinin konumunda yani operasyon personeli olarak çalışan yüzlerce işçisinin olduğunu, mevcut durumdada operasyon personeli olarak çalıştığını haksız rekabet kurallarına aykırı davranmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Mahkememizden verilen 30/10/2017 tarih ve … Esas … sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, …. Hukuk Dairesi’nin 26/04/2018 tarih ve … Esas … .Karar sayılı ilamıyla “TBK 445/2 ve 447/2 hükmü değerlendirilmeksizin hüküm verilmiştir. Ancak, davalı tarafından iş akdinin davalı tarafından haklı olarak feshine dayalı olarak Bakırköy … İş Mahkemesinin …. Esas ve … Karar sayılı dosyasında dava açıldığı ve mahkemece davalı tarafından haklı feshedildiğinin kabulü ile davalıya kıdem tazminatı ödenmesine karar verildiği ,kararın henüz kesinleşmediği ,uyap üzerinden yapılan incelemeden anlaşılmıştır.TBK 447/2 maddesi uyarınca iş akdinin işçi tarafından haklı sebeble feshi halinde rekabet yasağı sona ereceğinden öncelikle söz konusu davanın sonucu beklenerek haklı fesih koşullarının oluşup oluşmadığı belirlendikten sonra, sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin hükümlerinin yasal düzenleme ışığında ele alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.Mahkemece bu husus değerlendirilmeksizin karar verilmesi dava şartlarına aykırılık teşkil ettiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kabulü ile esas dair istinaf sebebleri incelenmeksizin mahkeme kararının kaldırılarak işçinin sözleşmeyi feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığına ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi beklenerek ,bu davanın neticesine göre uyuşmazlık çözümlenmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilerek iş bu esas numarasını almıştır.
Bakırköy …. İş Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı vekili 12.07.2021 tarihli dilekçesi ile 1.000 TL’lik zarar talebinden feragat ettiğini, Cezai şart tazminatı olarak 14.000 TL’den 56.919,60 TL’ye ıslah ettiğini bildirir dilekçe sunduğu, dilekçesi davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı ceza koşulu (cezai şart) alacağı ve zararın tazmini istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nın 445. maddesi “(1)Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. (2)Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmünü haiz olup, anılan madde hükmü ile 6098 sayılı Kanun 818 sayılı Kanun’dan farklı olarak, rekabet yasağı ile ilgili doğrudan mutlak bir geçersizliğin öngörülmediği, Anayasa ve diğer mevzuat hükümleri ile somut olgu nazara alınarak rekabet yasağının aşırı nitelikte olması halinde, yasağın kapsamı bakımından hakime uyarlama yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Hakime tanınan bu yetkinin gerek müstakil açılan bir uyarlama davasında ve gerekse de ihlal halinde açılacak bir tazminat davasında kullanılabileceği kuşkusuzdur. Ayrıca aynı Kanun’un 444/2. maddesi “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.”
“… rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacaktır.Bu durumda TBK 444/2 hükmü uyarınca öncelikle, rekabet yasağı düzenlemesinin geçerli olup olmadığının veya aşırı nitelikte olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir…”Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 10.04.2019 tarihli 2018/1393 E., 2019/2838 K.
“…Ancak;6098 sayılı TBK.’nın 182/ son maddesi gözönünde bulundurularak; kararlaştırılan cezai şartı fahiş olup olmadığı hususunda re’sen araştırma yapılarak bir değerlendirme yapılması, fahiş olduğu takdirde cezai şartta indirim yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu hususda hiç değerlendirme yapılamadan eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf bu yönden kabulü ile HMK 353(1)b-2 uyarınca hükmün kaldırılmasına tek geçim kaynağı emeği ve bunun karşılığında aldığı maaşı olan işçinin rekabet etmeme taahhüdüne aykırı davranması karşılığında öngörülen 12 aylık brüt maaşına denk gelen cezai şartın fahiş olduğu ,hakkaniyet gereği, cezai şart takdiren % 60 oranında tenkis edilmesi hak ve nesafet kurallarına daha uygun olacağından, 7.290-TL nin cezai şart olarak davalıdan ihtarnamenin tebliği tarihi 22.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline ,fazla istemin tenkis nedeniyle reddine ,fazla istem tenkis nedeniyle reddolunduğundan davalı yararına vekalet ücreti ve yargı giderine hükmolunmamasına karar verilmiştir…” T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, 2018/962 Esas, 2019/1439 Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacının 12.07.2021 tarihli dilekçesi ile 1.000 TL’lik zarar talebinden feragat ettiği yönündeki beyanı doğrultusunda bu talebi bakımından feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının cezai şart alacağı talebi bakımından ise BAM kaldırma kararı doğrultusunda Bakırköy …. İş mahkemesi … Esas ve … Karar sayılı dosyası kesinlemiş olup, ilgili dosya incelendiğinde davalının davacı ile olan iş akdini istifa ile sona ermiş olduğu sabittir. Dolayısıyla davalının sözleşme kapsamındaki rekabet etmeme yükümlülüğü devam etmektedir, iş akdi sona erdikten sonra çalışmaya başladığı dava dışı şirketin faaliyet ve iş konularının davacı şirket ile aynı olması davalı işçinin davacı şirkette çalışırken sahip olduğu iş sırları, davacı şirketin tescilli tasarımlarına ilişkin bilgileri kullanabilme ihtimali mevcut olup bu durum davacı aleyhine zarara yolabilecektir. Davacının bu şekilde çalışması taraflar arasında düzenlenen rekabet yasağı ve gizlilik taahhüdüne aykırıdır. Taraflar arasında imzalanan rekabet etmeme yasağını içeren sözleşme uyarınca “Rekabet etmeme yükümlülüğü”sözleşmede “sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren 1 yıl boyunca İst, İzmir, Denizli, Bursa ve Ank.illerinde işverenin faaliyet konusuna giren iş ve alanlarda işverenden ayrılan diğer personel ile kendisine veya onlara ait iş yerlerinde birlikte çalışmak dahil olmak üzere iş göremeyeceği, işverenin potföyünde mevcut şirketlerin yeni işinde kullanılamayacağı” düzenlenmiştir Rekabet yasağı hükmü süre, yer ve konu yönünden geçerlidir. Davacı firma ile davalı firmanın faaliyet konularının aynı olduğu gelen sicil kayıtlarından açık bir biçimde anlaşılmaktadır. Davalı davacı şirket bünyesinde 18.03.2008 il 09.09.2013 tarihleri arasında yaklaşık beş buçuk sene “Balkan Ülkeleri Hat Geliştirme Lideri” olarak görev yapmış olup davalı şirkette de davalı tanığının da beyan ettiği gibi Balkan Ülkeleri ile ilgili işlerde çalıştığı sabittir. Davalının her iki iş yerinde sorumlulukları ve görevleri karşılaştırıldığında aynı nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları ve yukarıda bahsi geçen emsal 11. Hukuk Dairesinin kararında da açıkça bahsedildiği gibi rekabet yasağına ilişkin hüküm nedeni ile zarar görme zorunluğu bulunmamakta olup zarar göreme olasılığı yeterli olduğu dosyaya sunulam tüm deliller ve tanık beyanları dikkate alındığında davacının davasını ispat ettiği, davalı her ne kadar zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de davacının talebinin 10 yıllık zamanaşımına tabi olması nedeni ile zamanaşımı itirazı reddilmiş olup, Davalının hem davacı şirkette hem de yeni çalıştığı şirkette aldığı ücret düşünüldüğünde 6098 sayılı TBK.’nın 182/ son maddesi gözönünde bulundurularak kararlaştırılan cezai şartı fahiş olduğunun kabulü gerekmekte olup T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, 2018/962 Esas, 2019/1439 Karar ilam da dikkate alınarak hakkaniyet gereği, cezai şart takdiren % 60 oranında tenkis edilmesi hak ve nesafet kurallarına daha uygun olacağından 14.000,00- TL cezai şartın 8.767,84-TL sinin dava tarihinden bakiye kısmın ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Toplam 14.000,00- TL cezai şartın dava tarihinden , bakiye kısım olan 8.767,84-TL sinin ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,
2-Fazla istemin tenkis nedeniyle REDDİNE,
Davacının zarara ilişkin talebinin Feragat nedeni ile Reddine,
1-Alınması gerekli 1.555,27 TL harçtan peşin alınan 256,20 TL peşin harcın mahsubu ile 1.299,07 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2- Davacı tarafından yatırılan 25,20- TL başvuru harcı, 256,20-TL peşin nispi harç, 3,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 285,20- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden feragat nedeni ile red edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 1.000,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- Davacının fazla istem tenkis nedeniyle reddolunduğundan bu nedenle bu miktar bakımından davalı yararına vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından sarf olunan 467,50 TL tebligat müzekkere giderinin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 187 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 280,50-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/10/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”