Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/489 E. 2018/969 K. 25.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/489
KARAR NO : 2018/969

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 30/09/2011
KARAR TARİHİ : 25/09/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacının İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 30/09/2011 harçlandırma tarihli dilekçesiyle davalı bankadan ticari kredi kullandığı, kredi güvencesi olarak şirket ortağı …. adına kayıtlı Zeytinburnu Kazlıçeşme …. pafta …. ada … parselde kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tahsis edildiği, ödemeleri aksatmaya başlatınca bankanın hesabı katedip İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasıyla icra takibi yaptığı, takibe itiraz edildiği, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde…. E. Sayılı itirazın iptali davası açıldığı, dava devamında karşılıklı anlaşmaya varılıp, feragat edildiği, ortak ….’ın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…. E. Sayılı dosyasının taahütte bulunarak borcu taksitlendirmeyi kabul ettiği, herhangi bir gecikme ve aksama olmadığı ve borcun bitiminde ipoteğin kaldırılması ve ibraname istendiğinde bankanın yeniden borç çıkarmaya başladığı bunun kaynağını kur farkından kaynaklanan bedel olarak açıkladığı, oysa ödemeleri USD olarak taahhüt edip bu şekilde yaptığı, taahhütte kur farkına ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı belirtilerek ihtara rağmen borç miktarını dahi bildirmeyen davalı bankanın bu ipoteği kaldırmaması sebebiyle ipotekli taşınmaz malikinin bu haliyle taşınmazı kardeşine devrettiği ve alan kişinin dahi mağdur olduğu belirtilerek ipoteğin kaldırılması talep ve dava olunmuştur.
Mahkemesince ipoteğin fekki davalarında HMK 12. Maddesi gereği taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin olduğu, bu tür davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili mahkeme olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilip kesinleştirilerek dosyanın mahkememize intikali sağlanmıştır.
Mahkememizde davalıya davadan bahisle tebligat çıkartılmış, davalının vekil aracılığıyla yazılı cevap dilekçesi verdiği öncelikle İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nde aynı iddialarla borcun tamamen ödendiğine dayalı dava bulunduğu derdest olduğu aynı konu hakkında açılan dava nedeniyle derdestlik itirazında bulundukları esas yönünden de ipotekli taşınmazın üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip açıldığı, daha sonra İstanbul Ticaret Mahkemesi’nde bu takibe dayalı açılan davada karşılıklı anlaşma ile feragat edildiği takip devamında borcun taksinlendirilerek ödenmesi için protokol yapıldığı 150.000 USD’lik ipotek tesis edildiği, kredi borçlusu ile müteselsil kefiller ve ipotek verene kat ihtarlarının gönderildiği, öte yandan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Nolu dosyasıyla da takip açıldığı taksitlendirme taahhütlerinin, taksit tarihlerine göre taahhüdün ihlal edildiği dolayısıyla halen mevcut borcun kapak hesabına göre bulunduğu gerekçesiyle, ipoteğin fekki isteğinin yerinde olmadığından reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
MAHKEMEMİZİN 16/06/2015 TARİH VE …. ESAS,…. KARAR SAYILI HÜKMÜ İLE; Davacının davaya konu edilen taşınmaz üzerindeki 150.000 USD lik ipotek bedelinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve dava konusu edilen Zeytinburnu Kazlıçeşme …. Pafta , …. Ada ,…. Parseldeki …. nolu bağımsız bölüm üzerindeki davalı lehine konulan ipoteğin fekkine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmekle dosya Yargıtay …Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir. Yüksek Yargıtay ….Hukuk Dairesi’nin 19/04/2016 tarih ve … Esas, ….Karar sayılı ilamıyla mahkememizin 16/06/2015 tarih ve …. Esas …. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiş ve dosya yeniden …. Esasını aldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin…. Esas sayılı dosyasının 18/09/2018 tarihli “2” nolu celsesinde usul ve yasaya uygun bulunan Yüksek Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 19/04/2016 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,kredi borçlusunun ipoteğin varlığını gerektirecek borç bulunmadığı ve borcun tamamının ödendiği gerekçesine dayalı ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler Yard.Doç.Dr…, …. ve …. tarafından mahkememize sunulan 27/01/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının, dava tarihi (30.09.2011) itibariyle Davalı Bankaya herhangi bîr borcunun varlığından söz edilemeyeceği, dolayısıyla ipotek borçlusunun da, taraflar arasındaki kredi ilişkisinden kaynaklanan ipotekten dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı kanaat ve sonucuna varıldığına ilişkin rapor sunulmuştur.
Bilirkişiler Yard.Doç.Dr…, …. ve …. tarafından mahkememize sunulan 23/06/2014 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
Davalı bankanın icra dosyasına verdiği 21/03/2012 tarihli dilekçede, “davacı tarafın ödeme taahhüt cetvelinin 16. Sırasında ödenmesi gereken 30/09/2008 tarihli taahhüdünü gününde yerine getirmediğinden taahhüdün ihlai edildiğini, takip talebi şartları ile icranın devamına karar verilmesini istediği 30/09/2008, 01/10/2008 ve 02/10/2008 tarihlerinin Ramazan bayramı olduğu, sonraki resmi mesai günü 03/10/2008 tarihinde bu taksidin yatırıldığı ve taahhüdün ihlal edilmediği, kök raporda isabetli olarak tespit edildiği, davalı alacaklının başkaca taahhüdü ihlal ve bu sebeple icranın takip talebi ile bağlı olarak devamı yolunda icra dosyalarına bir talebinin olmadığı, sıradaki dava konusu taksitten sonra ödenmesi gereken 17-22 arası taksitlerin, 1 ve bazen 2 gün gecikme ödenmesinin taahhüdün ihlali ve icra takip talebi ile bağlı kalınarak icranın devam edeceğinin sayın mahkeme tarafından kabulü halinde sağlıklı hesaplama yapılabilmesi için;17/08/2007 hesap kat tarihinden 30/09/2011 dava tarihine kadar davalı bankanın uygulayıp TCMB’na bildirdiği değişen dönem ve oranlarda kredi temerrüt faiz listesini ibraz etmesi veya TCMB’den celbi, davalı alacaklının mülga BK. Md.83’e kat ihtarnamesi ve icra takip talebinde seçimlik hakkını kullandığı gözetilerek, hesap kat ihtarnamesi esas alınarak kısmi ödemelerin ödeme tarihinden TCMB efektif satış kurdan ¨’ye çevirilerek ve öncelikle faiz, icra masrafı ve BSMV’ye mahsup edilerek, ipoteğin takip edildiği İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra takibinde kalan alacak olup olmadığının belirleneceği, hukuk mahkemeler Kanunu’nun 266/c.2 uyarınca bilcümle hukuki takdir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait olacağı kanaati ile rapor sunulmuştur.
Uyuşmazlık dava konusu ipoteğin teminat altına aldığı banka alacağının dava tarihi itibariyle mevcut olup olmadığında toplanmaktadır.
Davalı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine hem ilamsız hem de ipotekli takibe girişildiğini, davacının önce takiplere itiraz ettiğini sonradan itirazlarından vazgeçip ödeme taahhütlerinde bulunduğunu, borcun taksitlendirildiğini, ancak taksitler ödendiği halde ipotek kapsamında bulunan icra, harç ve masraflarının ödenmemiş olduğunu savunmuştur.
Mahkememizce davalı vekilinin savunmasında geçen icra dosyalarının asılları getirtilip incelendiğinde ve Yüksek Yargıtay …. nci Hukuk Dairesi’nin 06/05/2014 tarih, …. E. -… K. sayılı bozma kararı değerlendirildiğinde davacının ödenmeyen icra,harç ve masrafları bulunduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankadan kullandığı ticari kredi ödemesine rağmen kredinin güvencesi olarak taşınmaz üzerine konulan ipoteğin talebe rağmen kaldırılmadığını ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin fek edilmesini talep etmiş davalı vekili de, müvekkili tarafından davalı aleyhine hem ilamsız hem de ipotekli takibe girişildiğini, davacının önce takiplere itiraz ettiğini sonradan itirazlarından vazgeçip ödeme taahhütlerinde bulunduğunu, borcun taksitlendirildiğini, ancak taksitler ödendiği halde ipotek kapsamında bulunan icra, harç ve masraflarının ödenmemiş olduğunu savunmuştur.Davacı her ne kadar borcun ödenmesi nedeniyle borçlu olunmadığın tespiti ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiş ise ; davalı tarafından ödenmeyen icra, harç ve masraflarının bulunduğu,buna göre borcun tamamı ödenmeden ipoteğin fekkinin mümkün olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcının peşin alınan ¨118,80 peşin harç ile ¨4.216,65 ve ¨386,00 harçtan mahsubu ile fazla alınan ¨4.685,55 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 4 adet tebligat+posta masrafı ¨100,00 yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨21.244,72 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avanslarından artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.25/09/2018

KÂTİP ….

HÂKİM ….